hesabın var mı? giriş yap

  • az önce reklamda gördüğüm kampanya.

    eski iphone 4 yada 4s'ini getirene 360 tl peşinat sayıp iphone 5 veriyormuş 24 ay taksitle.

    4s'ini bana getiren olursa 450 veririm.
    beni görmeden vodafone'na gitmeyin sakın.

  • evet doğru bildiniz, akp döneminde gerçekleşmiş bir über fantastik olay daha.

    http://m.haberler.com/…gacini-dikti-8079413-haberi/

    izmir'in ödemiş ilçesinden sökülerek antalya'ya getirilen "945 yaşındaki" türkiye'nin en yaşlı zeytin ağacı bugün cumhurbaşkanı erdoğan'ın katılımıyla expo fuar alanına dikildi. törende cb şöyle bir konuşma yaptı;
    "bir ağaç. inşallah burada da tutacağına inanıyoruz ve 2015 botanik bahçesinin en önemli zenginliklerinden olacak. tarihi bugüne, bugünü de yarınlara ulaştıracak. ya allah bismillah diyerek biz de toprağımızı atalım arkasından da cansuyunu."

    bakın şu ifade çok enterasan " inşallah burada da tutacağına inanıyoruz.."

    ya tutmazsa ha! ya tutmazsa yazık değil mi on asır ömür yaşamış bi ağaca?

    şemsiye ile güvercin sevmek başlığında bir yazar arkadaş yaşanan garabeti çok güzel özetlemişti, " bu eylemle, memlekette rahatını bozmadığı bir canlı kalmamıştır" demişti. maalesef yanılmış.
    rahatını bozmadığı yaşlı bir zeytin ağacı kalmıştı ve bugün onun da rahatı bozuldu ya cidden yazık, çok yazık.

    edit: quincey morris gemlik'te otoyol inşaatı için katledilen zeytin ağaçlarınının caps'ini gönderdi.

    http://i66.tinypic.com/34yp7j9.png

    dediğine göre bu kıyım yüzünden çok yakında gemlik zeytini de yok olacakmış!

    edit2: kuru alti pilav da mesajı attı, izniyle paylaşıyorum;

    " sadece gemlik'te değil gebze orhangazi izmir otoyolu sebebiyle orhangazi'de de sadece otoyol inşaatı için 60 bin zeytin ağacı katledildi. sanayi ve yapı imarına açıldıktan sonra bunun birkaç katı fazla ağaç daha katledilecek. gemlik orhangazi mudanya ve iznik türkiye'de en kaliteli sofralık zeytinin yetiştiği yerler. bu otoyol sebebiyle iki ilçede ciddi kıyım yapıldı ve yapılmaya devam ediyor."

    edit3: bir mesaj da felisky'dan geldi;

    " izmir-karaburun otobanı: istanbul-izmir otoyolunu yapan firmaya eşantiyon olarak acele ile yaptırıldı. maksat erdoğan ailesine ait rüzgar tribünlerini taşıyacak tırların geçebileceği şekilde virajsız bir yol elde etmekti. sadece tırların 1 defalık tribün nakli için gereken mesafeye kadar yapılıp bırakılıverdi. 2 yıllık inşaatta yapılan kontrolsüz kesim ile yüzlerce ağaç ve kullanılan ölçüsüz patlayıcılar ile sayısız hayvan öldü, ayrıca da bölgede patlama sonucu harap olmuş tarihi yapılar var."

    limondanhallice'nin uyarısı üzerine not: rüzgar tribünü değil rüzgar türbini imiş.

  • ülkemizin akıllara ziyan gündemi nedeniyle gözden kaçan bir yakalanma hadisesine maruz kalmış belaruslu genç gazeteci ve aktivist.

    belarus'un otoriter devlet başkanı aleksander lukaşenko'nun bilhassa geçtiğimiz sene yaşanan seçim sonrası protestolarının haberleştirilmesi anlamında çok önemli işlere imza atmış olan ve nexta adıyla bilinen telegram platformununun baş editörü olarak geçtiğimiz sene lukaşenko karşıtı gösterilerin organize edilmesinde de kayda değer bir rol oynamış olan 26 yaşındaki raman prataseviç, belarus muhalefetinin lideri konumunda bulunan ve litvanya'ya kaçmak durumunda kalan siyasetçi sviatlana tsikhanouskaya ile de yakın ilişkilere sahip ve geçtiğimiz aylarda da önce polonya ve ardından yunanistan'a giderek uluslararası kamuoyunu lukaşenko ve zorbalıklarına dair bilgilendirmek için varşova'da bağımsız bir haber ağı kurduğu biliniyor. hatta, kasım ayında verdiği bir röportajda da "ömrümü sürgünde geçirmeyeceğim. güvenliğim garanti edildiği gün derhal belarus'a dönmek istiyorum" diyerek niyetinin özgür ve kendi kararını verebilen bir belarus'ta yaşamak olduğunu dile getirdiğini de hatırlatmak gerekiyor.

    geçtiğimiz günlerde kız arkadaşı ile birlikte atina'dan vilnius'a* gitmekte olan prataseviç'in yolcu olarak bulunduğu ryanair uçağının belarus hava kuvvetleri tarafından hava sahalarına girer girmez mig-29 olarak bilinen askeri jetler tarafından eşlik edilmek suretiyle apar topar belarus'un başkenti minsk havalimanına indirilmesini takiben lukaşenko'nun görevlendirdiği özel polisler tarafından göz altına alınması da 21'nci asrın basbayağı kamuoyunun gözü önünde gerçekleşen devlet terörizmi örneklerinden birisi olarak kayıtlara geçmiş bulunuyor.

    hâlen göz altında bulunan ve sorgusu devam eden prataseviç'in sağlığından endişe ettiğini belirten muhalif politikacı franak viaçorka da uluslararası kamuoyunu prataseviç'in derhal serbest bırakılması için lukaşenko'ya baskı yapmaya davet ederken lise çağlarından beri lukaşenko'yu protesto eylemlerinde yer alan ve hep en önde ve göz önünde olmayı seven prataseviç'in göz altına alınmadan önce yaptığı son açıklamalar ise bir hayli dikkat çekici. lukaşenko'nun rusya'ya kaçabileceğini ama bunu yaparken de ardında pek çok kgb kökenli ajan ve sovyet zihniyetine sıkıca bağlı destekçilerini bırakacağını söyleyen prataseviç, belarus'un tam, katılımcı ve özgür bir demokrasiye geçişinin uzun zaman alabileceğini dile getirmişti.

    prataseviç hakkında polonya'da yaşadığı dönemde, lukaşenko'nun "kendisinin terör eylemlerine destek vermesi ve yasadışı yollarla rejim değişikliği yapmaya çalışması" nedeniyle varşova'dan kendisinin belarus'a iadesi içim resmi başvuru yaptığı, ancak polonyalı yetkililerin bu başvuruyu derhal reddettiği de biliniyor. zaten, bu akıllara ziyan devlet terörizmi eylemine de en büyük tepki polonya'dan geldi ve başbakan mateusz morawiecki, derhal avrupa komisyonu'nu belarus'a karşı eyleme geçmeye çağırdı.

    irlanda menşeli bir uçuş firmasına ait yunanistan'dan litvanya'ya giden bir uçakta polonya'da yaşamakta olan bir belaruslu gazetecinin karga tulumba göz altına alınması ve hayatından endişe edilir konuma gelinmesi, uluslararası kamuoyunda da ciddi reaksiyonlar doğurdu. litvanya devlet başkanı gitanas nauseda "eşi benzeri görülmemiş bir hadise! bu iğrenç eylemin arkasında lukaşenko rejimi var. derhal prataseviç'i serbest bırakın!" paylaşımını yaparken, avrupa komisyonu başkanı ursula von der leyen de "uluslararası uçuş kurallarını keyfi olarak hiçe saymanın muhakkak yaptırımları olacaktır" açıklamasında bulundu.

    dün sabah saatleri itibariyle bitkin ve yüzünde yara izleri bulunan raman prataseviç'in bir "itiraf videosu" belaruslu yetkililer tarafından paylaşıldıysa da gazetecinin babası dimitri prataseviç, oğlunun hiç alışık olmadığı bir şekilde konuştuğunu ve baskı ve zorbalık altında bu açıklamayı yapmaya zorlandığını söyleyerek kendisinin hayatından endişe etmekte olduğunu ifade etti. genç gazetecinin, ajanlık, terör destekçiliği ve rejimi yıkma girişimi gibi suçlardan 15 yıla kadar hapsi istendiği iddia edilse de pek çok muhalif kaynak da tıpkı babası gibi kendisinin hayatından endişe ediyor.

    belarus ve lukaşenko hakkında bilgi sahibi değilseniz, sizi şu kısa entry'e bir göz atmaya davet ediyorum.

    (bkz: aleksander lukaşenko/@ncpzbsn)

    bakalım beyaz rus diyarının diktatörünün bu son çırpınışları, yapıştığı koltuğunda kalabilmesine fayda edecek mi?

    ekleme: bugün* itibariyle ukrayna'da ölü bulunan vitaliy şişov ile birlikte kendisini yeniden anımsadım. bu olayın ayrıntıları için sizleri aşağıdaki entry'e davet ediyorum. bu arada raman prataseviç'e ne oldu dersiniz? göz altına alınışının ardından toplamda üç kez dış işleri bakanlığı gözetiminde basın toplantıları düzenleyen genç gazeteci, her seferinde oldukça iyi durumda olduğunu, belarus'un devlet mekanizmasına vermiş olduğu zararı fark ettiğini ve bunu düzeltmek için elinden geleni yapmaya hazır olduğunu ifade etmiş bulunuyor. genç gazetecinin ailesi ise ısrarla oğullarının zorbalık altında bu şekilde ifadeler vermeye zorlandığını iddia etmeyi sürdürüyor.

    (bkz: 3 ağustos 2021 belaruslu aktivistin ölü bulunması/@ncpzbsn)

  • eğer bu konuda bir istatistik çalışması yapılıyorsa, beni de yazın. ben de reddedildim.

    yaklaşık 5 saat önce oldu. denemek isteyenler için şunu söyleyebilirim; pişmanım. söylemeseydim yine pişman olurdum. şunu da bilin; beklendiği oranda acı yaşatıyor, tek farkı bu gerçek, gerçekten, acıyor.

    muhtemelen yarın cumartesi gecesi evde oturan ezik ve yalnız insan başlığına yazacağım.

    size iyi eğlenceler :(

  • "annem mesajlarımı gördü ''amk ne demek?'' dedi. ben de ''a'cayip m'era'k ettim demek.'' dedim. bugün mesaj atmış : nerdesin amk."
    -beyinterk-

  • bu sene de bekar gezelim derken gülen adamlar çok uzun süre bekar gezmişler ki yüzlerine bir asabiyet gelmiş dedirten fotoğraf.

  • sovyetler birliği'nin ilginç hikayelerini seviyorsanız işte bu hikaye tamda size göre diyebilirim. hikayemize hızlı bir girişle başlayalım isterseniz; o bir kozmonot, o bir zaman yolcusu, o bir sscb'nin(sovyetler birliği) son vatandaşı ve ne yazık ki o bir unutulmuş kişi.

    kimden bahsettiğimi bazılarınız hemen anlamıştır, tam ismi sergei konstantinovich krikalyov olan bu ünlü kozmonot, hepimizin bildiği yuri gagarin gibi meşhur birisi alında.

    bu ünü nasıl kavuştuğuna hep beraber bir bakalım.1985 yılında kozmonot seçilen krikalyov, 1986 yılında temel eğitimini tamamladı ve bir süre buran shuttle programında görevlendirildi . 1988'in başlarında, mir uzay istasyonunda ilk uzun süreli uçuşu için eğitime başladı. kozmonot olarak kariyeri hızlı ve başarılı bir şekilde sorunsuz ilerlemekteydi.

    yine bir uzay programı için soyuz tm-12, uçuş mühendisi olarak görevlendirilen krikalyov, komutan anatoly artsebarsky ve ingiliz astronot helen sharman ile birlikte 19 mayıs 1991'de tekrardan mir uzay istasyonuna fırlatıldı. bu arada bazı aksaklıklar nedeniyle bazı uçuşlar ertelendiği ve bire indirildiğinden kendisi mürettebat değişiğini sürecinde uzay istasyonunda kalmayı kabul etti.

    tabii ki krikalyov'un aklı bilim yapmakla meşgulken aşağıda yaşanan olaylardan biraz habersizdir. tarihler 26 aralık 1991'i gösterdiğinde moskova'nın kızıl meydanı'nda tanklar yürümeye başlamıştı ve insanlar köprülere, sokaklara barikatlar kurarak çatışıyorlardı, dönemin devlet adamı mihail gorbaçov ve sovyetler birliği tarihin tozlu raflarının yolunu tutmaya başlamıştı. krikalyov da dünya'dan 350 km uzaklıktaki mir uzay istasyonundan bunu izliyordu.

    aşağıyla iletişime geçtiğinde yaşadığı ülkenin olmadığını ve 15 ayrı devlete bölündüğünü öğrendi. daha sonra krikalyov'a onu geri getirecek bir paranın ve statünün olmadığı söylendi. bir ay sonra yine aynı yanıtı aldı ardından bir ay daha geçmişti ama yine cevap aynıydı ve bu böyle devam etmişti.

    kendisinin dediğine göre ;
    --- spoiler ---

    mir'de, acil bir durumda dünya'ya dönüş yapmak için tasarlanmış bir dönüş kapsülü vardı. ama burdan ayrılmanın , onu yani mir'in sonu anlamına gelirdi.

    bende programı tamamlamak için hayatta kalma gücüm olup olmadığını merak ettim. emin değildim . kas atrofisi, radyasyon, kanser riski, bağışıklık sisteminin her geçen gün zayıflaması... bunlar uzayan bir uzay görevinin olası sonuçlarından sadece birkaçı olduğundan bazen öleceğimi düşündüm.
    --- spoiler ---

    bu sözlerinden dolayı en sevdiği oyuncağını bırakmayan küçük bir çocuk gibi uzay istasyonunda kalmaya devam etti ve uzayda 311 gün veya 10 ay geçirdi ve bu süreçte farkında olmadan bir dünya rekoru kırmış oldu. krikalyov nihayet 25 mart 1992'de almanya'nın yerine geçecek olan klaus-dietrich flade isimli astronot için 24 milyon dolar ödemesinden sonra dünya'ya dönebildi ve tarihin unutmadığı hikayeleri arasında yer aldı.

    hatta dünya öyle etkilenmişti ki bu durumdan out of the presentbir belgesel, sergio ve sergeiadlı bir film çekilmiştir. ve son tom hanks'in oynadığı the terminal filmini herkes biliyordur, bence bu filmin de bu olaydan esinlendiğine adım kadar eminim diyebilirim.

    *****son******

    kaynak:1,2,3