hesabın var mı? giriş yap

  • clio'ya binen herkesin aslında audi'ye binebilecekken aç gözlü devletimiz yüzünden clio'dan devam ettiğini gözler önüne seren bir entry. tekrarlayalım o halde.
    fahiş vergi aç gözlülüktür. dünya'nın hiçbir ülkesinde bu denli vergi oranı yoktur. devletin yaptığı soygundur. alkollü içkilerden ve arabadan alınan yüksek vergiler karşılığında aldığımız hizmet gerçekten rezalet ötesi.

  • maaşları düşüreceğim, bedavaya çalıştıracağım dediği yeri duyamadığımdan deli zırvası olarak nitelediğim konuşmadır…

    ben de doktorum, rahatsız olacak bir şey duymadım…

  • yillar once basima gelmisti. ankara'da bir restoranda yemek yedikten sonra hesabi odemeyi unutup kalkip gitmistim. saatler sonra cebimdeki paraya baktim bir terslik var, olmamasi gereken para hala orada, hesabi odemeyi unuttugumu hatirladim.
    hemen kostum mekana "hesabi odemeyi unutmusum yaw kusura bakmayin." dedim

    adam "biliyorum abi, sorun degil" dedi
    "kardes biliyorsan neden durdurmadin, utandim bak simdi." dedim
    "abi dunya hali, paran yoktur falan durdurup utandirmak istemedim." demisti.

    yemekler cok guzel degildi ama boyle bir guzellik var tabi...

  • toplu taşıma aracında ön kapıya çok yakın bir amca, inmek için orta kapıya yanaşmaya çalışıyor.

    x: amca ön kapıdan inersin acele etme.
    amcadan cevap : ön kapı yasak. ben sadece devletin koyduğu kuralları çiğnerim. halkın koyduğu kuralları çiğnemem, çünkü onlar halkın iyiliği içindir.

  • kaç gündür ortada yoktur, çıktı ve başladı gene. bıktık senin bu nefret kusan, bölen, yalan söyleyen ağzından.

  • ekşi sözlük 11 yaşında zirvesi'ne teşrifleri ile şahsıma tarifsiz bir mutluluk yaşatmıştır. kendisi ile imkan ölçüsünde sohbet edilmiş, ve bir de fotoğraf çektirilmiştir.

    kendisi fotoğraf sonrası bi punduna getirmiş ve kulağıma eğilerek ;
    - 'neden kozmik odadayız biliyor musun yeğen?' dedi.
    + ben de, 'mevzuu mu var dayı hayrola' deyip, sanki silahım varmış gibi silahıma davrandım.
    - 'anladın mı şimdi ben olmanın ne demek olduğunu?' dedi bu sefer.
    + anlamamıştım ama, 'anladım dayı, anladım' dedim kafamı ağır ağır 3 kez aşağı ve yukarı sallayarak.
    - 'ne anladın lan!' dedi, 'ne anladın? bi şey ima etmedim ki. anlamışmış, mekana girer girmez ilk burayı gördüm ondan buraya daldım. ezel'i izleye izleye aklınız çıktı lan, 74 yaşındayım ben bugüne kadar haberin mi vardı benden.' dedi.
    + ben de 'vardı dedim sayın kurtiz, vardı. sultan palamut'dan beri haberim vardı. verin eliniz öpeyim' dedim.

    tabi ondan sonra hep böyle bi duygusal anlar falan.. çok detaya, özelimize girmek istemiyorum burda.

    en son;
    - ezel'i izliyomusun?' diye sordu.
    + 'ezel'i değil de yani nası diyim, sizi izliyorum tuncel bey' dedim.
    - 'şindi;' dedi, 'bu bi kaç bölüme kalmaz, benim bi tane kızım çıkıcak piyasaya' dedi. 'senin bilgin olsun, başkalarından duyma, güzel bi insansın' dedi.

    böyleyken böyle.

  • hah işte yavaş yavaş bizim 17 yıldır yaşadığımız kıvama geliyorlar, kişiye değil makama saygı göstermeyi bileceksiniz.

  • benim ödediğim vergiler sayesinde kaldırımdan yürüyenler burayı eleştirenleri eleştiriyor. in lan o kaldırımdan. it. ben verdim parasını.

  • hükümlülerin çalıştırılması esası üzerine kurulmuş, dıştan korumayla görevli personeli bulunmayan ve firara karşı koruma önlemleri olmayan ceza infaz kurumlarıdır. an itibariyle türkiye'de, kapalı cezaevi yanında bulunanlar haricinde 28 tane vardır. cezasının büyük bölümünü iyi hal ile geçirmiş hükümlüler cezalarının kalan kısmı için buralara nakledilir ve yavaş yavaş sosyal hayata ve çalışma hayatına ısınmaları sağlanır. açık cezaevlerinde ahşap, seramik, takı, dokuma, tarım gibi bir çok işler yapılır ve satış ciroları bir çok şirketten iyidir. örneğin adıyaman açık cezaevinin 2007 yılı cirosu 2,3 milyon ytl, net karı ise 750 bin ytl'dir. hükümlülere maaş verildiği gibi, ssk primleri de ödenmektedir. amerikan filmlerinde görüldüğü gibi zorla çalıştırma kesinlikle yoktur. (bkz: angarya yasağı)