hesabın var mı? giriş yap

  • türkiye'de 2014 den 2020ye kadar geçen 6 yılda tek kişilik hanelerin toplam hane sayısı içindeki payı %14 de %18'e çıkmış. çocuklu tek ebeveynler de payını arttırmış %8 den %10a. diğer tüm hane çeşitleri ya ayni kalmış ya azalmış (çocuksuz çiftler , çocuklu çiftler, çekirdek veya daha büyük aileler, diğer -çekirdek ailesiz- haneler) 2008 yılında 4 kişi olan ortalama hane halkı 2020 yılında 3,30 kişiye düşmüş. kaynak: tuik, istatistiklerle aile.

    norveç'te bu gelişme çok daha ileri gitmiş. iki buçuk milyon hanenin bir milyonu tek başına yaşayanlar (yani hanelerin beşte ikisi veya yüzde 40). çocuklu yalnız ebeveynler yüzonbin (yirmiikide bir / %4,4). norveç genelde kırsal. büyük şehir istatistikleri biraz değişik, yalnız yaşayanlar kırsalda evlerin yüzde otuz, kırkı gibi iken, oslo'da neredeyse yüzde ellisi kaynak1, kaynak2.

    kim bu norveçli yalnızlar, nasıl hikayeleri var, eğer türkiye'nin zamanla gideceği yön o tarafa ise bilmek lazım. yenice norveç ulusal radyo tv web sitesinde yayınlanan iki makale bu konuya eğilmiş: kaynak3, kaynak4 bu yazılara göre toplam 5 milyon norveçlinin 1.4 milyonu 18 yaşından büyük ve yalnız yani eşi, sevgilisi, sözlüsü yok.
    bu sayı 1980de 700 bin imiş 40 yılda ikiye katlanmış yani yaşı 18den büyük nüfusun %24ünden %33üne tırmanmış yalnızların oranı.

    kaynak3 bu yalnız yaşayanları 4 ana grupta görmüş ve her gruptan bir kişinin resmini koyup hikayesini de anlatmış.

    1- norveç'te 18 ile 29 yaş arasındaki erkeklerin yarısı yalnız yaşıyor. bu sayı 1980de %20 yani beşte bir imiş. o zamanlar ilk babalık yaşı ortalaması 27 iken şimdi 32. ilk annelik yaşı ortalaması da o günden bu güne 24 ten 27ye tırmanmış.

    2- hala bekar, çocuksuz ve yalnız yaşayanların oranı 30-44 yaş arası erkeklerde %20. bunların çoğu kendi istekleri dışında böyle, yani evlenmek için bakınıyor bulamıyorlar.

    3- 1980de hala bekar, çocuksuz ve yalnız yaşayan 30-44 yaş arası kadınların oranı %5,4 imiş. şimdi %12. bazılarına yalnızlık o kadar koymuş ki, babasız (isimsiz donörden) çocuk yapmak için kliniklere tonla para harcıyorlar.

    4- 1980de boşanmış çocuklu yalnız yaşayan erkeklerin 45-66 yaş arasındakilerde oranı %5,6 imiş, şimdi onun 3 katı yani %15. norveç tarihinde hiç bu kadar yüksek bir yalnız baba oranı görülmemiş.

  • arkadaşlar bu olayları sadece torpil olarak görmeyin rica edicem; bu olaylar aynı zamanda eğitime, çocuklarımıza ve geleceğimize de vurulan birer baltadır.

    ondan sonra vay efendim pisa'da türkiye neden geriliyor?.. böyle liyakatsizler yüzünden işte.

  • değerli "hesap uzmanı", milleti akp saflarında temsil eden, akp diyarbakır büyükşehir belediye başkan adayı galip ensarioğlu'nun vaadi (2:09'dan itibaren).
    valla amedli olsam bu vaadi nedeniyle oyumu kesinlikle galip ağa'ya verirdim. çok haksızlık yapıldı dobrovski'ye yıllarca, çoook. hazır ellerini değidirmişken toshack'ın da hesabını sorsunlar, valla o da az çekmedi.
    bu arada, (bkz: roboski katliamı).

  • sene 2002-2003 falan, üniversitedeyim o zamanlar izmir’de. tarsus’lu bir arkadaşım vardı onunla buluşacaktık, kordon’da rakı içecektik. buluşmadan 2 saat önce aradı abi benim memleketten arkadaşlar geldi, onlar da bize katılsa olur mu dedi. ben de hiç sevmem bu son dakika değişikliklerini, tanımadığım insanlarla takılmayı falan. küfrede küfrede tamam dedim. akşam gittim bunlar 3 erkek oturuyor, 2 tanesi (biri benim arkadaşım olmak üzere) zenci kadar esmer diğer çocuk da uzun boylu sapsarı bişey. neyse söylene söylene oturdum 4 erkek napcaz diye, arkadaş öbür çocukla tanıştırdı. sonra da kıvanç’ı tanıyosundur zaten dedi. o laftan sonra 1 dk. falan bakmışımdır adama yok ya çıkaramadım aynı bölümde miyiz diye sordum. arkadaş olm adam güzellik yarışmasında birinci oldu hiç mi görmedin amk dedi. ben de abi erkek güzellik yarışmalarını takip etmiyorum senin gibi diyerek aklımca lafı soktum arkadaşa. neyse uzun lafın kısası bütün akşam oturduk kıvanç anlattı durdu, gülümsemedim bile, 2-3 kez muhabbete girdim sadece. aslında adam da kötü niyetli değildi, benim sıkıldığımı anlayıp bana kişisel sorular bile sordu ama işte olmayınca olmuyo. yıllar sonra o kıvanç türkiye’nin en popüler insanlarından biri olurken ben de aynı meymenetsiz surat ifadem ile bu satırları yazıyorum.

  • (bkz: sivas)

    sivaslı bile durmuyor sivas'ta. internette dolaşan "kürdistan" ya da "büyük israil" haritalarına bakıyorum hep sivasa kadar almışlar ama sivasa girmeyi hiç düşünmüyorlar.

  • bu şakayı bunlardan özenip yeğenime yapmıştım elime baktı sonra suratıma baktı dayı o ayıp bir şey dedi tekrar yapınca da annesine şikayet etti

    yok bu çocuk dayısına çekmemiş

  • hangi akla hizmetse dolduruşa ve gaza gelinip koroya girilir. üstüne üstük bu gazla solo söyleme yüzsüzlüğü gösterilir. lakin işler tıkırındadır. koroda sağlam bir popülarite yaratmıştır bu zibidi. koro hocasının gazı ile başka bir şarkı daha söylemek için mikrofon ele alınır, gurur ve huşu ile şarkı söylenir;

    çemberimde gül oya
    gülmedim doya doya
    dertlere karıyorum,
    günleri saya saya
    al bunu alamaz mısın

    içimdeki taraftarı susturamıyoum arkadaş..