hesabın var mı? giriş yap

  • korku değil de merak ettiğim bir şey var ; yolda duran güvercinin araba neredeyse üstünden geçecek kadar yaklaşmasına rağmen uçmaması . sonra bende oluşan acaba üstünden mi geçtim ,uçabildi mi telaşı ? kuşlar sanırım adrenalin bağımlısı.

  • akhenaton

    akhenaton, mısır tarihinin en tartışmalı karakterlerinden biri.
    kimilerine göre barışçıl vizyona sahip bir firavun ve tektanrıcılığın öncüsü, kimilerine göreyse fanatik bir totaliter ve benmerkezciliği hat safhada bir "deli".

    akhenaton'a dair muhtelif görüşlerin bu denli farklılık göstermesinin sebebi ise bu zatı muhteremin gerçekleştirdiği "dini reform" kisvesi altındaki büyük siyasi değişim.

    akhenaton icraatları ile, "geleneklerden kopuş" başlığıyla da ifade edebileceğimiz döneminde, inancın ve idarenin birbirinden bağımsız düşünülemeyeceği bir zaman aralığında (mö 14. yüzyıl), tabiri caizse bir devrimci edasıyla toplum tarafından yüzyıllardır kanıksanmış, "tabu" olarak dile getirebileceğimiz değerleri temellerinden sarsmıştır.
    nitekim ölümünün akabinde, yarattığı ve her şeyin merkezine koyduğu aton kültünün ve dahi saltanatının hatırasının yok edilmesi için, sahip oldukları ölçüsüz güçlerine son vermek istediği amon rahipleri ellerinden geleni yapmışlar ve görece muvaffak olmuşlardır.

    akhenaton, hiksos hanedanın ardılı olan ve aşağı ile yukarı mısır'ı tekrar birleştirip "yeni krallık" dönemini başlatan tebli 18. hanedana mensuptur. büyük kardeşi thutmosis , babası 3. amenhotep 'den önce ölünce, ilk olarak bir süre babasıyla beraber akabinde ise tek başına yaklaşık 18 yıl boyunca (mö 1353-1331) mısır'ı yönetir.
    aslına bakılırsa mısır'da yeni krallık dönemindeki (amarna dönemi) birtakım ideolojik ve dini unsurlardaki değişiklikler, akhenaton'un babası 3. amenhotep'in iktidarında haddi zatında başlamış bulunmaktadır. "firavun kültürünün olgunluk dönemi" olarak niteleyebileceğimiz bu zaman aralığında mısır, o dönemin diğer "büyük güçleri" olan mitanni, hatti, babil ve assur gibi devletler ile son derece dinamik bir diplomatik faaliyet içerisindedir. (bkz: amarna mektupları)
    geçmişte özellikle coğrafi konumundan mütevellit, bulunduğu bölgedeki diğer devletlere nazaran daha izole bir devlet ve toplum yapısında sahip olan mısır'ın siyasi hayatındaki bu devinim, inanç sistemine de yansır ve yüzeysel olarak zaman içerisinde "değişmez" olarak sunulan firavun kültürü içerisinde sıklıkla "devrim" olarak yorumlanan yeni bir ideoloji ortaya çıkar, yani aton kültü.

    babasının vefatının akabinde iktidarı tek başına eline geçiren akhenaton, saltanatının 5. senesinde, halefi zamanında temelleri atılmış olan bu yeni doktrinin özelliklerini belirleme yoluna koyulur. ilk olarak, "amon'un hoşnut olduğu" anlamına gelen 4. amenhotep ismini bırakır ve "aton'un hizmetkarı" anlamına gelen meşhur akhenaton ismini alır. aynı yıl geleneksel çok tanrılı mısır dinini yasaklayan devrimci firavunumuz, tek tanrılı aten dinini devletin resmi dini olarak kabul eder.
    bu değişimin öngördüğü daha sert politikalar doğrultusunda geleneksel tapınaklar kapatılır ve kadim tanrıların adları, hatta "tanrı" kelimesinin çoğul versiyonu anıtlardan silinir. firavun ile tanrı aton arasındaki ilişki, propaganda amaçlı bir devlet siyaseti olarak ön plana çıkarılır. yeni doktrinin gücü, öte dünyada ölülerin kralı olan osiris gibi mısır düşüncesinde kök salmış unsurların kalkması üzerinde de belirleyici olur. yine firavun ile tanrısının arasındaki "özel ilişkiyi" vurgulamak adına ve aralarındaki somut bağın bir işareti olarak akhetaton (aton'un ufku anlamına gelir, günümüzde orta mısır'daki amarna şehri) kurulur ve başkent teb'den buraya taşınır. yeni başkentte inşa edilen yapılarda kraliyet ailesi ve özellikle güzelliği ile dillere destan olmuş, isminin yankıları günümüze kadar ulaşan firavunun karısı nefertiti; yeni ikonografik modeller olarak ortaya çıkar.
    söz konusu yeni tasvirlerin en çarpıcı özelliği ise firavunun eskisi gibi tanrısal bir durağanlıkla değil, daha çok "gerçekçi" şekilde çizilmesidir. firavunun geleneksel sahneler dışında, yemek yerken, karısını öperken ya da bir törene başkanlık ederken resmedilmesi mısır'da akhenaton'un gerçekleştirmeye çalıştığı köklü değişimin kilometre taşlarından biri olan "sanatın dinden ayrılması" gibi radikal ve mühim bir olgunun işaretidir. daha önceki firavun tasvirlerini niteleyen sade zarafet yerini neredeyse "grotesk" hale gelen güçlü bir karakterizasyona ve maniyerizme bırakır. figürlerin bedenleri artık tek eksen üzerinde değildir ve uzun boyunları vardır. elmacık kemikleri ve çeneler çıkıntılı, dudaklar etli ve gözler badem şeklindedir. karın ve kalça bölgesi geniş, omuzlar dar ve göğüsler büyüktür. vücut uzuvları incedir ve bir "orantısızlık" söz konusudur. burada amaç muhtemelen gerçekleri tasvir etmek yerine eserleri yoluyla firavunun siyasi-dini devrimini görselleştirmektir.

    akhenaton'un 18 yıla yakın iktidarı boyunca yaratmaya çalıştığı "yeni mısır" fikri, özellikle eski din ve düzenin temsilcileri olan amon rahiplerinin kışkırtmalarının da etkisiyle muhafazakar hüviyetteki toplum tarafından benimsenmez. saltanatının son yılları ziyadesiyle karanlıktır. ölümünün ardından üvey kardeşi smenkhara bir süreliğine iktidara gelir ancak bu durum kısa sürer. mö 1333'te akhenaton'un nefertiti'den olan oğlu meşhur "çocuk kral" tutankhamon yönetimi ele alır ve kraliyet sarayını memphis'e taşır. eski geleneksel dine dönüşü teşvik edici birtakım politikalar uygular. ancak onun da genç yaştaki ölümü (18 yaşında), 18. hanedanın ve ideolojisinin sonu olur. 18. hanedanın son kralı, hanedan soyundan bir prensesle evliliği ve teb rahiplerinin desteği ile tahta çıkan horemheb adlı bir subaydır. horemheb döneminde akhenaton ismi devlet kayıtlarına "düşman" olarak geçer ve 19. yüzyılda howard carter ve ekibi tarafından keşfedilene dek yaklaşık 3000 yıl boyunca tarih sahnesinden silinir.

    akhenaton ve icraatları hakkında daha fazla bilgi almak isteyenlere erik hornung'dan mısır tarihi, jean vercoutter'dan eski mısır, herodot'tan tarih ve umberto eco'dan antik yakın doğu adlı kitapları tavsiye ediyorum.

  • hic yapmadigim bi eylemdi. gecen ay bi arac oturdugum sitede benim park yerime park etmisti, icimden olabilir dedim herhalde acelesi vardir. fakat arac tam 5 gun orda kaldi. artik canima tak etmisti, kimsenin ortalikta olmadigi bi vakit usulca arabaya yaklastim ve silecegi kaldirmak icin elimi attigimda silecek elimde kaldi?! ben bir panik. yok takamiyorum. bi yandan cevreme bakiyorm bi yandan silecekle sevisiyorum. en sonunda hic bi sey olmamis gibi silecegi caminin uzerine birakip kactim.
    kaldirmayin silecek falan. riskli is bunlar, havadan mevzu cikacakti.

  • adeta bir korku filmi.

    burnunu karıştırdın ve seni rahatsız eden kuru sümük parçasını tırnağının ucu ile dışarı çıkardın. fakat sümük aniden kayboldu. nereye gitti? burnun kenarında mı kaldı? gömleğine mi düştü? çenene mi yapıştı? nereye gitti lan!

  • bozcaada bağbozumu festivali. yerel halk acayip taşak geçiyor bunlarla. amele gibi römorka bindirip üzümlerini toplatıyorlar, üzerine bir de para alıyorlar:)

  • adamin biri bi bara girer. barmenin tam karsisina oturur.

    - barmen ! herkese benden viski ! ama sende ic ! der.

    herkes alkislar eder, barmen dahil herkes icer. bir sure daha gecer. adam tekrar ;

    - barmen ! herkese benden viski ! ama sende ic! der.

    yine alkislar kopar. barmen ve musteriler icerler. bi sure gecer, adam kalkar kapiya yonelir. o ara barmen yakalar ;

    + versene lan paralari ibiş ! o kadar viski ismarladin ! der.

    adam ;

    - benim icimden geldi ismarladim, hic param yok ki? der.

    barmen bunu oyle bi guzel marizler, paket yapar, atar disari.

    aradan 2 gun gecer. ayni adam yine bara gelir. barmenin karsisina oturur.

    - barmen ! herkese benden viski ! ama sen icme, icince sapitiyosun. der.

    yazarin notu : dinleyince komik gelmisti.

  • dünyada 15 deyince tabii etkili oluyor. hakkari üniversitesi almanca öğretmenliği tüm dünyada sadece 20 kişiyi alıyor.

  • kimi insanın pragmatizm ile, veya utilitarianism ile karıştırdığı psikolojik bir davranış türü. öz olarak altruizm imkansız gözükse de biyolojide reciprocal altruizm teorisi vardır (bkz: sen bana yardım et ben de sana), yani aslında egoist bir biçimde altruizm mümkün gibidir - örneğin boğulmakta olan bir adamı, bir kadının daha sonra o da onu kurtarır diye kurtarması, şan şöhret isteği, baskı, sorumluluk...hede hödö, bir sürü bilinç altı çıkar isteği.

    altruizm örnekleri psikolojide (bkz: the kitty genovese incident) ve biyolojide çok görülür (erkek arıların genlerinin yarısını feda etmesi, sürüdeki bireyin avcı gördüğünde çığlık atıp kendini feda ederek sürüyü kurtarması falanca), enteresan bir teoridir.