hesabın var mı? giriş yap

  • en azından tepkisini belirtip faturasını göstermiş, ne kadar yakıp yakmadığı bizi ilgilendirmez. kafasını kuma gömse daha mı iyi olacaktı?

    keşke herkes bu şekilde duyarlı olsa..

  • (bkz: adam kazandı)

    hocaya artık torun sevme zamanının geldiğini tavsiye edelim. o gün ortadan kaybolmasıyla kendisine inanıp sandık başında saatlerce oy tutanaklarını inceleyen insanlara saygısızlık etmiştir. milletin sinirlerini daha fazla germeden ufaktan yol alsın.

  • kahramanmaraş abdülhamidhan camii'nin eski imamı ömer faruk hoca, depremzede çocukların yaşadığı travma biraz olsun hafifleyebilsin diye böyle bir şey düşünmüş. özlediğimiz, pek rastlamadığımız hareketler. kendisini tebrik ederim
    link

  • bu dile yatırım yapmak isteyenler için hem kaynak hem de yöntem açısından tavsiyelerim var. en önemli tavsiyem: hemen öğrenmeye başlayın, kullanmayacak olsanız bile çünkü çoğu kaynak dilin halihazırda en güncel versiyonunu ile oluşturulmuş, ileride yeni sürümler çıkar, öğrendiğiniz falan değişir, hiç gerek yok. en azından yeni versiyon değişikliklerine bakar, neyi neden yaptıkları hakkında bir fikir sahibi olursunuz. öğrenme süreci uzun değil android'çiler için; hafta sonu projesi olarak görün, çok zamanınızı almayacaktır temelleri kavramak. ok, neler yapmalı?

    adım 1- google i/o 2017 konuşmalarını izleyin, alkışlarla falan biraz gaz alın:
    - introduction to kotlin: dilin üreticisi jetbrains'ten kotlin'i her fırsatta tanıtan hadi hariri'nin konuşması. keyifli, demolu, giriş seviyesinde ve yüzeysel ama izleyin.
    - life is great and everything will be ok, kotlin is here: android camiasının çok yakından tanıdığı, projesinde kendisi tarafından üretilen library kullanmayanların işe alınmadığı, efendimis jake wharton reyiz ile pinterest'ten christina lee'nin konuşması. jake hızlıca android developer'ların işine yarayacak örnekler veriyor hadi'nin konuşmasına göre daha advanced ve pratik örneklerle. asıl bomba ise google i/o'da hiç görmeyeceğiniz tarzda bir konuşma ile christina şirketinizde böyle büyük değişikliklerin nasıl sağlanacağına dair rant ile karışık tavsiyelerde bulunuyor. en az teknik detaylar kadar ilginç bir olay, mutlaka izlenmeli. bu konuşma ile ilgili dikkatinizi çekmek istediğim bir başka şey ise bu konuşmayı yapan kişiler hadi gibi google'dan değil, community'den gelen kişiler. kotlin'e resmi destek verilmesinde community'nin etkisinin simgesi gibi.

    ok, bu konuşmaları izlediniz, hadi'nin clap yerine crap demesine güldünüz, gözlerinizi kapatıp null pointer exception'ların olmadığı bir dünya hayali kurdunuz, jake reyizin örnekleri ile karmaşık ve boilerplate kodla yapılan şeylerin ne kadar elegant bir şekilde yapılabildiğini gördünüz(jake kadar iyi olmadığınızı, jake'in 10x performansla çalıştığını hesaplarınıza katmayı unutmadınız ) ve artık öğrenmeye hazırsınız.

    adım 2 tamamen kendinizi verimli hissettiğiniz öğrenme şekline göre şekilleniyor. dökümanyasyon okurum, bana yeter diyorsanız kotlin'in resmi sitesindeki referans bölümü güncel ve pratik https://kotlinlang.org/docs/reference/

    daha sonra kotlin koans'a geçerek, teker teker unit testleri geçerek dilin temellerini kavrayabilirsiniz. takıldınız yerde referanslar yine en büyük dostunuz.

    bir diğer alternatif ise video ile daha iyi öğrenirim, daha çok senaryoyu gözlemlerim diyenler için. google i/o konuşmasını keyifle dinlediğiniz, kotlin'i sevdikten sonra talking kotlin podcastiyle düzenli olarak kulağınıza erişecek olan hadi hariri yine karşınıza çıkıyor. hadi'ni o'reilly üzerinde ekim 2016'da şu anki güncel versiyon v1.1 de hesaba katılarak yayınlanmış iki video serisi var:
    - ıntroduction to kotlin programming (5 saat)
    - advanced kotlin programming (3 saat)

    bu yolu seçenler için tavsiyem ise önce introduction videolarını izleyin. game of thrones'un 11. sezonunu izler gibi izlemeyin ama, videoyu durdurup "bi dakka lan, şu şöyle olsa ne olur" diyerek arkada bir şeyleri kırıp dökün, temelleri kavrayın. bunlar bittikten sonra kotlin koans'a saldırın, syntax'a alışın, takıldığınız yerde referanslara bakın, sonra advanced videolarını izleyin.

    bu adımlardan sonra az çok kotlin öğrendim, artık uygulamaya başlayayım diyorsanız. advent of code olur, project euler olur, bir şekilde gerçek problemler üzerinde çözümler için dili kullanmaya başlayabilir ve en önemlisi derin bir nefes alıp yeni yeni kotlin class'larını projelerinize ekleyip dönüşümün fitilini ateşleyebilirsiniz. unutmayın, google tarafından resmen destekleniyor bu dil. örneğin şurada android o örneklerinin tümünde kotlin alternatifi var. google nasıl yapıyor, nasıl yapmıyor falan biraz merak edin, clone edin, açın, değiştirin falan, yapın bir şeyler.

  • başlığı altında saçma sapan entry'lerin girildiği takım. adam olsaydık da hatay'a 3-0 değil 1-0 yenilseydik. ya da 90+5'te kendi sahamızda rize'den 4. golü yemeyip 1 puan bari alsaydık. 76. dakikada 3-1 öne geçtiğimiz maçta beşiktaş'a 4. golü atıp şampiyonluğu genel averaja bırakmasaydık. şampiyonluk maçında averaj lazımken emre akbaba ve arda turan gibi el frenlerini ilk 11 başlatmasaydık. bunların hiçbirinin suçlusu hatayspor değil. 30 yıldır ankaragücü maçını konuşan beyinsiz adamlardan bi farkınız olsun.

  • ülkedeki maaş adaletsizliğinin en güzel göstergesi. lise mezunu, torpille iş başına gelmiş vasıfsız adamlar bekçi yapılıp ellerine üniversite mezunu maaşı veriliyor. yaptıkları iş de tunalıda elinde birayla gezen gençleri uyarmak, kimlik sorup insanları rahatsız etmek. yeni üniversite mezunlarının çoğuna teklif edilse hiç düşünmeden kabul edeceği parayı lise mezunu kendini geliştirmemiş adam her ay cebine atıyor. sözlükteki mallar da doktor, öğretmen, pilot maaşı eleştirmeye devam etsin.

  • bir problem sürekli insanın karşısına çıkıyorsa,
    o insan o problemi çözemiyor demektir.

    bir kere çözse, "hoop.." yok olacaktır, bir daha karşısına çıkmayacaktır ama, çözmesi söylenmesi kadar kolay değildir.

    eş seçimi böyle bir problemdir. aslında kadın-erkek farketmez.. seçim bir kere yapılır ve bu problemle bir daha ömür boyu karşılaşılmaz.

    seçim yaparken her iki tarafın da bilinçaltı, bilinçüstünden daha belirleyicidir. her iki tarafta karşı tarafın çocuk yaptıklarında ona bakıp bakamayacağını tartar. yani bir birlerinden hoşlandıklarında aslında, "bu benim çocuklarımı aç bırakır mı"dan başlayıp "çocuklarıma iyi bir rol model olabilir mi"'ye kadar bir çok soru bilinçaltında cevaplanmış demektir... o yüzden genç olması önemlidir, sağlıklı olması önemlidir, zengin olması önemlidir, yüzü-gözü-eli-ayağı düzgün olması önemlidir. bütün bunlar ve daha fazlası soyun devamı, yani çocukların geleceğini garantiye almak içindir... kişi farkında olmasa da bilinçaltı hesap makinesi kesinliğinde hesabını yapar. sonra gözler baygın bakmaya başlar, tarafların şaftı kayar..

    herkes kendi hikayesinin esas kızı ya da esas oğlanıdır. kimse kendini figüran görmez, göremez.. eğer karşı tarafı ilk görüşte figüran görmüşse zaten daha o dakika elemiştir. "sıradaki" diyerek kaldığı yerden (n-1) arasına dalar.

    iyi erkek işte esas oğlanın başarmış olanıdır.

    -ama, zengin olarak
    -ama, yakışıklı olarak
    -ama, kaslı-kuvvetli olarak
    -ama, kariyer yaparak
    -ama öyle, ama böyle..
    bir şekilde iyi bir baba olabileceğini gösteren bir başarıya imza atmış erkektir... işte sorun.. tam da burada çıkar.. erkek başardıktan sonra talibi çoktur... ama bütün erkekler ister ki, kadın ona başarmadan önce inansın... başardıktan sonra gelenler ona mı geliyor, yoksa ortadaki ganimet mi gözlerini kamaştırmış, bulanık su... mevzu çok karışır...

    işte esas oğlana baştan inanan, gönül veren kız esas kız olur.. artık, o kızı bu hikayede o tahttan indirmek imkansızdır...

    iyi erkeklerin kapılmış olması mevzusu budur.

    esas oğlana zamanında inanmayan aday kızların efkarıdır, isyanıdır... kendilerini figüran gibi hissetmelerinin dışa vurumudur.. bu kızlar cephesinin en yaygın problemidir.

    oğlanlar cephesinin de pek bu kadar yaygın olmasa da problemlerinden biri... doğuştan şanslı şanssızlığıdır.
    şöyle ki, henüz kapılmamışlardır ama talipleri çoktur :
    doğuştan zengindir
    doğuştan yakışıklıdır
    doğuştan öyledir, böyledir.. farketmez, sonuçta müstakbel eşinin onu gerçekten sevip sevmediğini hiç bir zaman bilemeyecektir. taa ki, doğuştan artısını birgün kaybedinceye kadar. bu yüzden de, evleninceye kadar bu tip erkekler gözde playboydur. nam-ı diğer: piç erkek.. her çiçekten bal alarak, adeta gerçek sevgi'yi bir türlü bulamayacak olmasının intikamını alır.. ama, intikam almak sorunu çözmez.

    aslında, eskiden padişahların yaptığı gibi tebdil-i kıyafet gezerek bu sorunlarını aşmayı deneyebilirler... nitekim bu konuyu işleyen film, dizi, hikaye, roman çoktur ama, gerçeği pek yoktur.

    sosyal medya da yeni yeni bu konuda olanaklar sağlamaya başladı... muhtemeldir ki, ileride bir çok hikaye, roman, film ve dizi bol bol bu konuyu işleyecektir.. ama, şimdilik gerçeğinden söz etmek için erkendir...

    doğuştan şanslı şansızlık sorunu kızlar içinde aynıyla vakidir...

    doğuştan şanslı olmayanlar,
    başta isyan ederler doğanın adaletsizliğine.. ama,
    sonra büyük mücadelelerle bir şeyler başardıklarında, kariyer yaptıklarında, para-ün kazandıklarında
    bütün bunları yapmadan önce kendilerine inanan eşini bulmuşlarsa eğer daha şanslı olduklarını anlarlar..
    çünkü, gerçek aşk bütün bunlardan daha değerlidir...

    bütün iyi erkeklerin kapılmış olması
    ya da
    bütün iyi kızların kapılmış olması

    isyanı.. daha doğru ifadeyle iyi olan esas kız ya da esas oğlanın hikayesinde kendini figüran olarak görmenin isyanıdır...

    çok da şey'etmemek lazımdır... bazı tavizlerle (n-1)'lerin arasına dalmaktan başka yol yoktur. tabii, her seferinde yaş kriterini biraz yükseltmek gerekir...