hesabın var mı? giriş yap

  • özel sektör mü? azıcık daha kpss mi kassam? peki ya yüksek lisansa ne dersin piremses? çalışırken yüksek lisans mı? yoksa direkt öyp ile olaya mı dalsam? sahada mı geliştirsem kendimi? klinik deneyim mi? daha yeni mezun oldum cv'ye ne yazayım lan? anca stajları yazarım. yer mi ki? denicez. ha? efendim anne söyle? ne evliliği anne bir dur. yurtdışına kapak mı atsam? şöyle çok çirkin olmayan mayışlı biriyle evlenip oturumu alıp vınn. efendim anne? çükünü kestiriveririz anne nolcak. neyse ne diyodum hah yurtdışı. anaa yurtiçi kargodan mezuniyet elbisem gelecekti. dur ariyim onu bi. hangi şehre gitsem? tamam her yerde para var da şöyle gezip eğlenebileyim de. yaşım 23 lan. akşam eve gelip kucağımda meyve tabağıyla dizi mi izlicem sanki. şehir önemli şehir. a-a! bu ne lan. kulağımdan bişey geliyo. bu sızıntı ne? aha. beynim aktı...

    işte bu sikko bunalımların alevlendiği dönemlerin yaş adıdır 23.

  • zırtlan ete gelmiş*, avurtları çökük halinden eser kalmamış*. tv'ye çıkacak diye traş da olmuş ha benim zırtlanıma. ya kesin yarışmamıştır mk artizi diye düşünürken programa misafir olarak gittiği söyleniyor, yine arazi reis. hasan can kaya'nın 40 milyona ev aldığı yerde bu adamı mercekle arıyoruz. adam millete küfrede küfrede ev yaptırdı kendine*, senin tespitlerinle beylikdüzü satın alınırdı aah ah*
    .. dön şu ramadan'da dualarımız kabul olsun artık*..

    debedit: referans karikatürler eklendi :m

  • sadece sosyal medyadan paylasabilmek için yapılmış etkinliktir. black mirror dizisinin içindeyiz. büyük çaplı bir sosyal deneyin kobaylariyiz bence. artık ikna oldum.

    size, ateist olmama rağmen islam peygamberi muhammed'in cok sevdiğim bir sözünü hatırlatmak istiyorum: "komşusu aç iken tok yatan bizden değildir."

  • "ben şimdi ne izledim?" dedirten tipik bir siyasal islamcı ağlama videosudur.

    anladık hep mağdursunuz. mağduriyetiniz ebedi.

    geçen hafta rüşvet, yolsuzluk içinde debelenen partine de iki kelime etseydin be.

  • beygirler konusunda mütehassıs olan amcamın hala unutamadığı efsane. koca adam, bir yavuzhan bir de bold pilot lafı açıldığında duygusallaşıyor, gözleri doluyor. yavuzhan'ı sevmesinin nedeni de evleneceği zaman eşyalar alınmaya başlıyor, fazla para yok, nasıl etsem diye düşünürken ayın 15'inde çektiği maaşı olduğu gibi yavuzhan'a yatırıyor. ikiliyi tutturunca bütün düğün masrafları çıkıyor neredeyse. bu aslan parçası yuvamı kurmuştu lan benim diye hala duygulanır. gerçi başka atlar da yuvasını yıktı ama o ayrı mesele.

  • uzun bir zaman minimalizmi araştırdıktan sonra hazırlamaya karar verdiğim cüzdan dostu rehber.

    1. başlangıç. şimdiden çok fazla eşyanız olduğunu kabul edin. burası başlangıç noktası.

    2. sevdiğiniz renkleri tespit edin ve yazın. bu rehberde her şey yazılı olmalı. size yakıştığını düşündüğünüz renkleri yazın ve o renklere sadık kalın. tabii ki arada farklı renkler olmalı ama ilk aşamada değil. eğer size yakışan renkleri bilmiyorsanız ya da çok fazla giyimle uğraşmak istemiyorsanız neutral colors denilen, nötr renklere gidin. alacağınız her kıyafetin nötr renklerde olması durumunda, dolabınızdan rastgele çekip giyeceğiniz kıyafetlerin birbirine uyuyor olma ihtimali %90 filan. nötr renkler sizin abartısız ve modern-şık olmanızı sağlar.

    3. “bir tane” olması düşüncesiyle barışın. sadece bir tane siyah elbisenizin olması düşüncesiyle barışın. çoğu zaman daha fazlasına ihtiyaç duymayacaksınız, sadece öyle hissedeceksiniz. bu öğrendiğiniz bir şey, unutun. bir tane yeter. var olması yeter.

    4. bir tane’den sıkılmaya başlarsanız, bu sıkılma durumu “bir daha asla takmayacağım/giymeyeceğim” haline gelene kadar yenisini almayın.

    5. eski kıyafetlerinizi verin/bağışlayın/çok kötüyse atın. dolabınızın önüne oturun ve çok sevmenize rağmen son 1 senedir giymediğiniz tüm kıyafetleri çıkartın. son bir senedir giymediğiniz kıyafetlerin olması demek, 1 senedir ihtiyaç duymadığınız kıyafetler demek. 4 mevsim geçmiş olmasına rağmen ihtiyaç duymamışsanız, bağışlayın.

    6. geri kalan kıyafetlerinizi birer birer elinize alın. her seferinde tek bir kıyafet. o kıyafetle şu şekilde bir bağlantı kurun: “ben bu kıyafeti giymeyi seviyor muyum? bu kıyafet bana mutluluk veriyor mu? bu kıyafeti giydiğimde kendimi mutlu hissediyor muyum?” hissetmiyorsanız, mutlu etmiyorsa, bağışlayın.

    7. evde giymek için ayırdığınız kıyafetlere sıra geldi. bir x kıyafeti size mutluluk vermesine rağmen dışarıda giyilemeyecek hale geldiyse (rengi solmuş, bir yeri yırtılmış vs), evde giymek için kendinize ayırın. ama sevmiyorsanız, sadece giymiş olmak için giyecekseniz: bağışlayın.

    8. bu süreci her sene en az 2 mevsim değişikliğinde yapın. gardrobunuzdaki tüm kıyafetleri, neyin ne olduğunu, neyin neyle yakıştığını bilin.

    9. bir şeye ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsunuz. mesela bir gömlek ihtiyacınız oldu. dolabınızın karşına geçin ve kaç tane gömleğiniz olduğunu, hangisini hangi durumda giyip hangi durumda giyemediğinizi düşünün. kendinize bir gömleği ya da başka bir eşyayı almak için mazaret uydurmayın, gerçekçi olun. “alacağım çünkü ihtiyacım var.”

    10. bir kıyafeti almadan önce, onu neyle giyebileceğinizi mutlaka düşünün. çok beğenmiş olmanıza rağmen, bir x kıyafetini almak size uzun vadede bir y ve z kıyafetini aldıracaksa, almayın. tüketiminiz, ihtiyacınızı gidermeli. size yeni ihtiyaçlar çıkartacak tüketimi bırakın.

    11. bir kıyafeti almadan önce kendinize düşünmek için bir dakikalık bir süre verin. bunu gerçekten istiyor muyum? buna gerçekten ihtiyacım var mı? bunu neyle giyebilirim?

    12. nötr ve minimal kıyafetler seçmeniz durumunda zaten neyle giyebilirim sorununuz ortadan kalkmış olacaktır.

    13. online alışveriş yapmayı çok seviyorsanız, bu durumun bazen ne kadar uzun bir sürece dönüştüğünü biliyorsunuzdur: bir şey al, gelsin, bedeni olmasın, değiştir, banka iadeyi yapsın. bu süreç ideal bir süreç değil. minimal değil. mağazada deneyin, sırada beklemeden gidip size olan bedeni internet mağazasından alın. alışveriş sürecinizi (alım sürecinizi) uzatacak olan bir şey bu. uzun vadede alışveriş deneyiminizin süresini uzattığı için size daha fazla mutluluk verecek.

    14. yine de online alışveriş size mutluluk veriyorsa, alışverişin satın alma kısmına değil araştırma ve gezinme kısmına odaklanın. öncelikle tüm alışveriş sitelerindeki indirim ve kampanya üyeliklerinizi sınırlandırın. size %30 indirim fırsatı mailleri gelmeye devam ettikçe, sizin o siteye girip alışveriş yapma ve para harcama ihtimaliniz artacak. kitap siteleri de dahil olmak üzere, üyeliklerinizi bitirin.

    15. üzerinize tam olarak olmayan hiçbir kıyafeti almayın ya da saklamayın. bilhassa internetten aldığınız ve üzerinize tam olmayan kıyafetleri sıklıkla giyme ihtimaliniz neredeyse hiç yok. bir kere, maksimum iki kere giyeceksiniz. aldığınız kıyafetleri çok çok sevmediğiniz müddetçe terziye gidip bir yerlerini daralttırmayacaksınız. bununla uğraşmayın.

    16. çok fazla para verdiğiniz bir ürünü, gerçekten bulunması çok zor bir şey değilse, tadilata göndermeyin. o kadar para verecekseniz üzerinize tam uyanını bulun, bulamadıysanız çok zor durumda değilseniz (aciliyet vs) almayın. üzerinde oynanmış kıyafetlere karşı bir önyargınız olsun. düzelttiririm ben bunu diye aldığınız çoğu şeyi aldıktan sonra düzelttirmek size külfet gelecek. uğraşmayın.

    17. kendinize bir alışveriş/harcama/tüketim sınırı koyun ve o sınıra sadık kalın. her ay ekstrenizin bir çıktısını alın ve yaptığınız alışverişleri tek tek düşünün. gerçekten ihtiyacınız olanların yanına bir işaret koyun. geçmişe dönük olarak kendinizi sorgulayın. o x harcaması gerçekten gerekli miydi? ne kadarı gerekliydi? tasarruf yapılabilir miydi?

    18. kaliteyi, çokluğa tercih edin. bir tane alıyorsanız en iyisini alın ve onu uzun süre giymekten çekinmeyin. kalitesiz ama çok aldığınız kıyafetler sizi daha çok harcama yapmaya yöneltecektir (renklerin çabuk solması, biçimin çabuk değişmesi vs). lcw’den 50 liraya aldığınız düz siyah pantolon hemen solup giyilmez olduğunda sağlam bir levis pantolona 180 lira vermek sizin için çok büyük masraf kalemi olmayacaktır.

    19. indirimlere kanmayın. indirimler sıklıkla size ihtiyacınız olmayan eşyaları aldırır. ihtiyacınız olsa zaten ihtiyaç duyduğunuz an gidip alırsınız. indirimler daha çok sürekli giydiğiniz ve giyeceğinizden emin olduğunuz eşyalar içindir: beyaz gömlek, düz siyah pantolon vs gibi. klasikler için.

    20. kıyafetin insanlar üzerinde ne kadar etkili bir izlenim bıraktığını tekrardan konuşmak yersiz. ancak önemli noktayı kaçırmamak lazım: temiz giyinin. temiz ve düzgün kıyafetler içerisinde olmak önemli. her zaman için üzerinizde olan şey karakteriniz olmalı, kıyafetlerin sizin adınıza konuşmasına çok müsaade etmeyin.

    21. mağazalardan eli boş çıkmayı alışkanlık haline getirin. saatler bile olsa geçirdiğiniz mağazadan eliniz boş çıkmak ayıp bir şey değil. “o kadar baktık alalım bari” demeyin, almayın. mağazalardan ve online alışveriş yaparken internet sitelerinden bir şey almadan çıkmak konusunda irade sahibi olun.

    22. mağaza çalışanlarının size yardımcı olduğu zamanlarda da gönlü olsun diye almaya yönelmeyin. “o kadar uğraştırdık adamı” diye düşünmeyin. siz işte nasıl yoruluyorsanız, o da yoruluyor ve yorulacak da. sizin ona minnet duymanızı sağladığını her zaman fark edin. bu konuda robert cialdini’nin iknanın psikolojisi isminde bir kitabı var. bu kitabı okuyabilirsiniz (günlük hayatta pazarlamacılar ve psikologlar tarafından nasıl kandırıldığımızı görmek için).

    23. aldığınız şeyin bir benzerinin sizde olup olmadığını iyi düşünün.

    24. çok farklı kıyafetler ya da eşyalar almak size farklılık oluşturması açısından iyi hissettirebilir ancak bir süre sonra o şeyi bir anda sevmemeye başlama ihtimaliniz de çok yüksek. gelecekte fotoğraflarınıza baktığınız zaman üzerinde olmasından hoşlanmayacağınız şeyleri almayın. o yüzden her zaman için klasikler iyidir. bir şeyi almadan önce uzun süreli kullanım sonucunda onu hala seviyor olup olmayacağınızı düşünün.

    25. aldığınız şeyleri çok amaçlı olarak kullanmaya çalışın, her tüketimi bir üretim malzemesine dönüştürmeye çalışın. sürekli kitap alma hastalığınız mı var: kitap blogu tutun mesela. size ait bir şeyler yapmaya çalışmanıza yardımı dokunsun.

    şimdilik bu kadar.

  • "ulan 150 lira burs vereceksiniz, istiyosunuz ki tüm akrabalarım ölmüş olsun, tutunacak dalım kalmasın. sakat kalayım, tecavüze uğrayayım. ibneler!"