hesabın var mı? giriş yap

  • adam bizim milli takımı seçse şu an evinden maçı izliyor olacaktı. bir ihtimal trt'nin dandik yayınıyla izliyor olacaktı. ironiye gel. almanya'yı seçti dünya kupasını kaldıracak şimdi.

    adam ileri görüşlüymüş.

  • ingilizler için tutmaması söz konusu değildir. bilakis ingilizler için toblerone öyle bir şeydir ki, yıllar önce trump başkan seçildiğinde dünyanın her yerinde twitter tt listesinde donald trump 1 numara iken, yalnızca ingilterede 2. sıradaydı.

    çünkü aynı gün ingiltere halkı toblerone dilimlerinin küçültülmesine tepki gösteriyordu ve toblerone 1. sıradaydı.

  • kayınvalidelerin gelinleri kendine rakip olarak görmesidir.
    burada sorun gelinin huyu suyu değil, kayınvalidenin kocası ve oğluyla veya çekirdek ailesiyle olan dinamikleri oluyor.
    tabii en büyük problemlerden biri, annenin anne olduktan sonra kocasından (kadın olarak) önceki ilgiyi görmeye devam edememesi veya bunu zaten hiç görmemiş olmasıyla ilgili.

    kadın, kendisine ihtiyaç duyulmasından hoşlanan, bundan bazı ölçülerde tatmin yaşayan bir varlık.
    kocalarından göremedikleri ilgi ve sevgiyi, tatmin ol(a)mayan kadınlıklarını erkek çocuklarına yükledikleri ve kocalarının kendilerine hiç ihtiyaç duymadığı şekilde kendilerine ihtiyaç duyan bir erkekle yaşadıkları için gelinle aynı düzlemde olduklarını zannediyorlar.
    çünkü o noktada evlat, bir tatmin objesi ve egonun desteği hâlini almış bir varlık oluyor.
    yani kocadan ya da erkekten dolayı boş kalan duygusal alanları oğuldan aldıklarıyla doldurmaya çalışıp çarpık bir bağlanma türü geliştiriyorlar.

    halbuki kendilerinin erkeği kocaları, yani oğullarının babasıdır.
    fakat dinamikteki kırılma nedeniyle bilinçaltı düzeyde oğullarını kendi erkekleri olarak gördüklerinden, gelinleri de kendilerine düşman ya da rakip olarak görüyorlar.

    erkeklerini ellerinden alacak birer tehdit oluyor gelinler bu sefer.
    maalesef anneler bunun farkında değil, farkına varamıyorlar.
    işin kötüsü, erkekler de bazen annelerinin üzerine kuma getiriyormuş gibi davranıyorlar.
    "annemi bırakamam, annem kabul etmezse olmaz, annemi istemezsen ben de seni istemem vb." ve bu anlama gelen birçok davranış çeşidi.

    çünkü o da annesini bilinçaltı düzeyde "kadını" olarak algılamakla birlikte, asla bırakamayacağı bir sorumluluk, en önemlisi de ihanet etmemesi gereken kutsal bir varlık olarak görüyor.
    anneye ihanet, bu tip erkekler için ömür boyu sürecek bir vicdan azabı nedenidir ve en büyük korkudur.
    hele baba yoksa, uzaksa veya bir şekilde zayıfsa ve çocuk evin erkeği rolünü de resmi olarak üzerine almışsa.
    halbuki başka bir kadını hayatına almak, anneye ihanet değildir ama çocuk 45 yaşına da gelse, öyleymiş gibi hisseder ve bu sefer hayatına aldığı kadına "ikinci kadın" olarak davranır ve öncelik vermez, annesi her zaman haklı olur, onun hep alttan alınması gerekir.
    bu sefer de işte annesine düşkün erkekle sürdürülemeyen ilişki ve evlilikler silsilesi yaşanır.

    burada hem annenin yüklediği rolü erkek olarak üstlenme hem de yine dengesiz bağlar nedeniyle anne-kadın varlığı hayat boyu taşımakla yükümlü olduğunun empozesi vardır.
    aslında annesinden sorumlu olan babası, kendisi de hayatındaki kadından, sevgilisinden, eşinden vb. sorumlu ama çocuk bunu 50-60 yaşına dahi gelse fark edemiyor.

    o yüzden ilkokulla birlikte, anne erkek çocuğun hayatında geri çekilmeye başlamalı, bazı konularda mesafe koyabilmeli ve çocuğu babayla birlikte dış dünyaya gönderebilmelidir.
    böylece, erkek çocuk da babasından destek alabileceği, onun izini sürebileceği bir alana sahip olur ve bu şekilde de "erkekleşir".

    eğer oğlunuzu gönderemiyor, ayrılamıyorsanız profesyonel destek alın.
    herkes evli kalamayabiliyor, hayatında oğlundan başka erkek kalmayabiliyor, bunlar tabii ki normal ve kadını zorlayan şeyler.
    ama bu süreçlerde annelerin bilinçli olması ve oğullarının ihtiyaçlarını karşılamanın egolarını ve duygusal boşluklarını beslememesine dikkat etmeleri çok önemli.

  • + sigara içiyor musunuz?
    - içmiyorum.
    +hah bu da çok iyi. genel müdürümüz sigara içen elaman istemiyor
    -neden ki?
    +işte bağımlılık olarak görüyor bunu, zayıflık olarak görüyor. bir de çok molalı çalışıyorlar tabi.
    -ben de günde en az beş kere çişe çıkarım.
    +(...)
    -en az bir kere de sıçarım.
    +(...)
    -ama tabii nereden bilecek ki sayın genel müdür bunları.
    +(...)
    -sigara içmiyorum demiştim, siz de çok güzel demiştiniz. oradan devam edelim konu bulanmasın.

  • suriye iç savaşına taraf olup, kafa kesen teröristlere silah göndermenin ülkemize menfaati ne onu da bir söyler misiniz?

  • bu konuda farklı bir şeyler var.

    klasik bir paraları topladım kaçim gidim vurgun yapim mevzusuna benzemiyor. konuya hakim birisi olarak şunları diyebilirim;

    öncelikle bu firma yıllardır çalışan ve düzenli yüksek kazanç üreten kurulu bir düzendi. günlük net gelirleri tahminen 300-400 bin lira üzerindeydi. aylık 10 milyon civarı yapar.
    (ayrıca bankada duran tüm nakit miktarı için de havadan faiz geliri alıyorlardı)

    bu gelir gittikçe de artıyordu piyasanın büyümesiyle. şimdi zaten krallar gibi sistemi oturmuş sürekli kazandıran bir yapı varken, legal biri olarak tüm dünyada huzurlu yaşamak varken? neden böyle bir işe girişip dünyanın bir ucunda kapana sıkışmış şekilde böcek gibi yaşamayı seçersin? yüzbinlerce kişiye hedef olmuş şekilde sürekli tedirgin yaşamaya gidersin?

    bu adam da öyle paranın şaşırtacağı birine benzemiyor ki yıllardır zaten refah içinde yaşayan bir tip.

    benim tahminlerim;

    1- bazı zaaflarından dolayı birşeylere bulaştı. kadın konusu bile olabilir. ya da birileri baskıyla şantajla bir şeylere soktu bunu. coin cüzdanlarının yetkisini başkalarına kaptırmış olabilir. işte bir şekilde kurulu düzenini bozan bir şey oldu ve artık sürdüremeyeceğini anlayıp köşeye sıkışıp panikle hareket etti. (resmi duyurunun detayları da bunu belli ediyor)

    +herkesin atladığı bir detay var. böyle bir şeyi en başından beri planlayan biri olsa adam sistemi kapattığı gün apar topar kaçmaz yurtdışına. çoktan gitmiş olurdu. şu an bile uçaktan inince yakalanma olasılığı var taylandlı yetkililer tarafından. belli ki bir şeyler eline ayağına dolandı.

    2- tüm cüzdanları hacklendi. tamamen patladı. bu da epey önce olmuş olabilir. insanlar panikle tüm paralarını çekmesin diye bir süre söylemedi ve gelen paraları toplamaya devam etti. bu tip borsaların yapısı gereği 10 giriş oluyorsa 1 çıkış oluyor. doğal olarak parayı çevirebiliyorlar. ama bir noktadan sonra bu dönmeyecek hale gelince yine köşeye sıkışıp kaçıp gitti.

    3- ufak bir ihtimal devlet yakında denetleme mekanizmaları getiriyor borsalara, yakın zamanda zaten borsalara bir takım resmi evraklar gitti ve incelemeler başlatıldı. zaten en başından beri varlıklarında 1:1 denilen durum, yani karşılığı olup olmaması durumunu hiç sağlamış değildi. sürekli para toplayıp bir yerlere aktarıyordu. baktı ki artık ülkede öyle kafama göre devam edemeyeceğim yine bu şekilde kaçtı. (son dönemde devlet çok ciddi incelemelere başlamıştı. bu iyi bir şey. işte böyle zihniyetteki kişiler için artık oyun alanı bitti. buradan sonra ayakta kalan borsalar işlerine devam eder güven içinde. )

    bu şekilde şimdi kırmızı bültenle aranan birine dönecek. tipe bakınca, karakteristik bazı detaylarını da inceleyince karanlık işleri de çevirip, bu durumun altından kalkacak birine benzemiyor. çok sürmez paketlenir yakalanır. (yakalanırsa eğer varlıklar yerinde duruyorsa cüzdanlardan ilgili kişilere geriye gönderilir ama çok uzun, zorlu bir süreç maalesef)

    klasik bir vurgun yapıp ülkeyi çarpıp gidim vakası değil bence. zamanla olayın aslı anlaşılır. ayrıca 2 milyar dolar miktarı da abartı biraz. toplam türkiyedeki toplam kripto para için ayrılan miktar 5 milyar dolar civarı gibi tahmin ediliyor zaten. bu adamların pazar payı %5-8 civarı falandır.

    mağdur olanlara çok geçmiş olsun.
    ama unutmayın bunun suçlusu kripto para teknolojisi değil. biri kötü zihniyetteyse, size bir kötülük yaparken interneti kullandığı için internetin suçlu olmaması gibi. yakında devlet regülasyonları getirip bu tip mağduriyetler yaşamamanız için daha güvenli bir ortam sağlar.

  • insanı hem çok geriyor, hem de çok rahatlatıyor. aylardır günde altı saate sabitlemiştim, sınavlar yaklaştığı için sekize çıkardım. her kahve-sigara molasında da sözlüğe bakınıyorum. tek eğlencem bu. özellikle iki haftadır, hafta sonları keyifli bile gelmeye başladı. sabah kalkıyorsun, balkona masayı atıyorsun, bir demlik de çay getiriyorsun yanına. kuş sesleri eşliğinde, yüzüne hafif rüzgar vururken pek sıkılmıyorsun da. bu saatlerce ders çalışma olayı ilk başta çok zor ama sonra mutlu ediyor insanı notlar açıklandıkça. tabii kafanı duvarlara vurasın geliyor, niye yıllardır yapmadım ben bunu diye o ayrı.

  • 8 yaşındaki mayolu kızdan tahrik olan kişiden daha tehlikeli olmayan tiptir.

    edit: baslik basa kalmis, mevzu bahis konu baslığı sahibi akıllanıp, utanıp kaçmış sanabilirsiniz pek tabi bu ihtimal vy canis majoris etrafını bisikletle 1 günde dolaşmak ile eşdeğerdir.

  • olm akit başlığı açıyorsan "görsel" koyacaksın görsel. bu yazılı olmayan kuralı bilmiyorsan açma mnk başlık.

    okur görsele tıklayacak, 1 en fazla 2 cümle okuyacak, sonra basacak kalayı ve kapatacak.
    bu!! bu kadar!!
    süreç bundan ibaret. akitin bir kullanıcının hayatından çalması gereken maximum süre bununla kısıtlı olacak.

    görsel