ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ekşi itiraf
-
ne zaman bir ambulans sesi duysam, içindeki için dua ediyorum, dışında olduğum için şükrediyorum, yol vermeyene beddua, arkasına takılıp fırsatçılık yapana da küfrediyorum.
akademisyen egosu
-
ego değil komplekstir. hayattaki varı yoğu elindeki bilgi birikimi, oturduğu koltuk olabilir. o yolda kaç gece uykusuz kalmıştır. ilişkilerinde başarısızdır, yeterince duyarlı olamayacak kadar insanlardan korkuyordur. onlara karşı tek silahı not verdiği için görebildiği saygı ve çekincedir. bir sürü sebep sayılabilir. tabii bir de öğrencilerin ne tip sorularla kapıyı çaldıklarına bakmak lazım. bazen beklentinizi yüksek tuttuğunuz insanlar overrated çıkabilir. boş boş sorularla gelinmesin diye terslemiş olabilir, hakkı vardır.
edit: imla.
yarasalar için sokağa kan koyuyoruz
-
aramaya inanmış bir insan olarak daha önce yapıldığına dair bir iz bulamadığım kampanyadır. yapılmışsa affola.
bugüne kadar hep söyledik. sokak hayvanları aç kalmasın dedik. sokağa süt koyduk, su koyduk. ama sevgili dostlar, minik güzel yarasaları unutmuşuz. hadi birlik olalım. bu açlığa bir son verelim. bu gece ilk ünite kanı en günahsız olanımız veriyor.
çocukken beğenilip şimdi anlam verilemeyen araba
-
(bkz: renault flash)
hastasıydım bu arabanın. sanki o zamanlar sadece zenginler binebiliyordu bu arabaya ya da ben öyle sandığımdan daha da çekici gelirdi.
mısır'da bulunan 4000 yıllık dürüm
-
(bkz: tutankanzuk)
***
ysge: burada sözlük yönetiminin debe'leri beğeniye göre değil bazen kafalarına göre alıp/almamasına çakan bir debedit vardı ancak miadını doldurmuş oldu. zira seçerek debe'ye almak standart donanım oldu. oysa bu uğurda bir zamanlar nice isyanlar çıkmış, çok kanlı çarpışmalar yaşanmıştı...
telefon alarmını hiç ertelemeden kalkan adam
-
yaklaşık 4.5 senedir benim bu kişi.
aslında her şey kafada bitiyor, düzenli spor da şart tabii.
sabah 6.15 gibi uyanıyorum. zaman ayarlı kahve makinesi aldım, alarmla beraber kahvem hazır oluyor.
hızlıca kahvemi yudumlarken akşamdan hazırladığım spor çantamla fitness merkezine geçiyorum.
bu kısım çok kritik, en az 5 km koşmadan güne başladığımda, gün içinde bitkin oluyorum.
koşu bandında ter atarken çin ve abd piyasalarında gece neler olmuş hızlıca tahlil ediyorum.
spor sonrası da vitamin bar'da cornflakes’imi yerken gün içinde atılacak e-mailleri hazırlıyorum.
saat zaten 8.30 oluyor bu vakte kadar ve ofise geçiyorum.
güne erken başlamak, zinde uyanmak çok önemli ve tamamen motivasyon meselesi, abartılacak bir durum yok...
...demek isterdim ama snooze’un dibine vuruyorum sabahları, neredeyse uyku sürem kadar snooze ediyorum. heil snooze.
debe edit: yoğun talep üzerine kahve yapan çalar saat
benim mağaraya gelsene resim falan çizeriz
-
antik çağlardan bir kız düşürme repliği.
dolmuş diyalogları
-
dolmusu sıkıstıran mercedesteki adam: sen benim kim oldugumu biliyor musun?
sinirlenen dolmus soforu: sen bu hat kac para biliyor musun? seni satın alırım, karını da sana kuma yaparım.
olaya polis mudahalesi gerekmistir.
depresyon kırıcı olarak baba
meyhanelerde cayır cayır sigara içilmesi
-
türkiye'de gerçekleşmekte olan durum. kapalı alanda sigara yasağı olmasına rağmen, istisnalar hariç, neredeyse bütün meyhanelerde sigara içilmesine müsaade ediliyor. ne bakanlık, ne vatandaş, ne polis kimse müdahale etmiyor. bu konuda herkes başını kuma gömmüş durumda.
olan benim gibi sigaradan hazzetmeyen insanlara oluyor. şimdi bi kaç sığ arkadaşın “madem sigaradan hazzetmiyosun niye meyhaneneye gidiyosun” diye yorum yapacağına adım gibi eminim. içki içiyorum diye sigara içmek ya da sigara dumanına maruz kalmak zorunda mıyım? ayrıca kurallara uyup mekanında sigara içirtmeyen meyhanelerin suçu ne? kurallara uymak mı?
artık bu konu hakkında birileri harekete geçmeli. çünkü üç maymunu oynamaktan ben kendi adıma yoruldum. kapalı alanda sigara içirten meyhaneler alenen suç işliyor ve cezasız kalıyolar. toplum sağlığı için bunun önüne geçilmesi lazım.
edit: başlığı altında yazılanlara görünce bu ülkeden bi bok olmayacağını anlıyosun. adama kapalı alanda sigara içmek yasak diyosun, toplum sağlığına zarar veriyosun diyosun, gelişmiş bir toplumda yasalara uyulması gerekir diyosun, adam "meyhanede sigara içmek benim keyfim yeaaaaa, karışmayın bi keyfimize de, sigara içmiyosan gelme meyhaneye" diye sığ bi cevap veriyo.
o zaman ülkede herkes keyfine göre hareket etsin. mesela sen insanlara tokat atmaktan mı hoşlanıyosun, git sokakta gördüğün herkese tokat at. sonuçta bu senin keyfin. başkalarının sağlığı senin umrunda değil. neden böyle yapıyosun diyenlere de "bu benim keyfim yeaaaa, sen de sokağa çıkma o zaman" diye cevap ver, konu kapansın.
sonuç olarak laftan anlayan dostlarıma anlatmak istediğim şu, kapalı alanlarda sigara içilmesi yasak. yasa diyorum yasa. yasaları keyfine göre delemezsin. delersen işte o da senin yıllardır eleştirdiğin sistemin çocuklarından bi farkın olmadığını gösterir bu. ha yarın yasa değişir, meyhanelerde sigara içilmesi serbest bırakılır o zaman saygı gösterilir tabi ki bu duruma. biz de ona göre meyhaneye gider ya da gitmeyiz. olay bu.
debe editi: bu entryimin debeye girmesine çok sevindim. ilk başta başlığa girilen entryleri görünce insanların kural tanımaz düşünceleri beni üzmüştü. ama sonrasında düşüncemi destekleyenleri görmek ve çoğunlukta olduklarını anlamak iyi geldi. demek ki hâlâ ülkede yasaların korunması, uyulması gerektiğinin bilincinde olan, toplumun yararını gözeten bi çoğunluk var. ayrıca sigara içtiği halde empati yapan dostlarıma da teşekkür ederim. iyi pazarlar herkese.
ak-saray'daki 3 hektarlık masa
-
yanlış hatırlamıyorsam mega yapilar ' ın bir bölümünde, bu masanın yapımı ele alınmıştı.
26 kasım 2019 migros iphone izdihamı
-
market yönetiminde olsam telefonları manav reyonuna koyar fake atardım.