hesabın var mı? giriş yap

  • mahalle baskısı gibi bir şey. zaten mahcupsun, utana sıkıla gözüne kestirdiğin kişiye adres soruyorsun, zamanını alıyorsun vs, o sana 'anladınız mı' der gibi bakarken kesinlikle hiçbir şey anlamadığın halde 'evet, evet, teşekkürler' deyip kibar bir şekilde hiçbir şey anlamadan yoluna devam ediyorsun. nah anladın çok afedersin.

    şanslıysan, bir sonraki soracağın kişi aynı kişi değildir. ama doğuştan talihsiz isen, beterin beteri oluyor ve az önceki tarif edene tekrar rastlıyorsun.

    (bkz: adres sorarken bir önceki tarif edene yakalanmak)

  • emrah safa gürkan, " pişmaniye izmitlilerin yoldan geçenleri vergilendirmek için buldukları bir metottur " demiş*

    resmen aydınlanma yaşadım. sahiden de yolum izmit taraflarına düştüğünde neredeyse her zaman pişmaniye alıp getiriyorum eve kutu kutu.

    evvelden peşmaniyye denilen ve " yün şeklinde keten helvası " mânâsına gelen bu ismin kökeni farsça " paşmine ( yünlü şey ) " kelimesinden gelir.

    osmanlı padişahı sultan dördüncü murad han, bağdat'ı fethettikten sonra iran topraklarındaki yiyecek içecek kültürünü de istanbul ve civarına getirir.

    bu pişmaniyeciler de izmit civarına yerleştirilir ve burada pişmaniye üretilmeye başlanır.
    1. dünya harbi'nden önce yavaş yavaş civar şehirlerde de şöhret olmaya başlar pişmaniye hacı agop sayesinde. zaten baktığımız zaman şu anda ülkemizle özdeşleşmiş çoğu yiyeceğin ülke çapında ve uluslararası olarak tanınması 1. dünya savaşı zamanlarına denk gelmektedir.

    daha sonra ethem efendi bir pişmaniyeci açar ve buradaki lezzetli pişmaniyeler sayesinde artık iyice tanınan bu lezzet, istanbul gazetelerinde de " izmid'in* meşhur lezzeti " başlıklarıyla haber yapılınca olur size izmit pişmaniyesi .

    2009 yılında 1040 metre uzunluğundaki pişmaniye " dünyanın en uzun tatlısı " ünvanı ile guinness rekorlar kitabı'na girmiştir.

    aklıma gelen bir şeyden daha bahsetmek istiyorum;

    selanik'te yıkılan camilerimizden birinin adı da pişmaniye camii. 1920'li yıllar...
    küçücük bir cami. zaten bölgedeki türkler, baskılar sebebiyle orayı çoktan terk etmişler cami yıkılmadan evvel.
    civardaki cami isimlerine baktığımızda hep şu paşa bu paşa gibi şahıs isimlerine sahip iken bu camiye neden pişmaniye camii ismi verilmiş hiçbir yerde yazmıyor ama şöyle bir çıkarımda bulunmak istiyorum;

    bu caminin inşâsı miladî 1781 yılına denk geliyor. dönemin padişahı, birinci abdülhamid ( bahtsız padişah )

    birinci abdülhamit/ passenger28

    normalde marmara bölgesi'ndeki çevre illerden istanbul'a yerleşmek için can atan kimseler için bu dönem istanbul'un ötesi çok daha cazip hâlde. padişah da istanbul'un çok kalabalık olduğunu düşündüğünden çevre vilayetlerdeki kişilerin balkanlara yerleştirilmesini teşvik ediyor.
    işte bence izmit'ten selanik'e giden en az bir mahallelik insan tarafından inşâsı başlatılan bir cami bu pişmaniye camii.
    belki o dönem selanik'te pişmaniye bile ürettiler bilemiyoruz.

    ve bir tesadüften daha bahsedeceğim yine birinci abdülhamid dönemine denk geldiği için.

    istanbul'da 1685'te yapılan bir cami daha var ve onun da adı pişmaniye camii ve bu cami birinci abdülhamid'in padişah olduğu 1782'deki meşhur istanbul yangınlarında yanıp kül oluyor. 1685'te istanbul'da pişmaniyenin bir camiye isim olacak kadar ünlendiğini sanmıyorum ki yaptıran kişi de bursalı bir mevlevî. ( ismini hatırlamıyorum )

    şimdi diyorum ki o zaman;

    bence tâ dördüncü murad döneminde aslında izmit'te olduğu kadar bursa'da da pişmaniye üretimi gerçekleştirildi ve sevildi ama sırf istanbul'a daha yakın ve yol üzerinde diye payitaht'ta izmit'in pişmaniyesi diye bilinince böyle nam saldı ve günümüze değin geldi.

    en iyisi aklıma başka bir şey gelmeden yazıyı bitireyim*

  • offline mesajlaşma uygulaması.

    internet ya da sms gerektirmeden, programı yüklemiş olan cihazların bluetooth'unu kullanarak mesaj aktarımı yapıyormuş.

    özellikle şu sıralar hong kong'lu protestocular arasında oldukça yaygın olduğu söyleniyor.

    internetin kesildiği deprem, vb. doğal afetlerde de epey iş görür.

  • dünyanın en büyük firmalarından birisi olan shell'in türkiye'de yaptığı muazzam kampanya. ortalık yıkılıyor su anda. biliyorum; haberini alır almaz shell istasyonlarına koşmamak elde değil ama sakin olun biraz.
    kampanya şu;
    https://i.hizliresim.com/o6qo0k.jpg
    https://i.hizliresim.com/g9vo2r.jpg
    https://i.hizliresim.com/9dwmgk.jpg

    bakmayanlar için özetliyeyim. shell mobil uygulamasını yükleyip listede adı geçen shell istasyonlarından birisine gidersen ve uygulamnın sana verdiği kodu istasyon görevlisine söylersen, ülker çikolatalı gofret 0,75 tl. evet kampanya bu. ayrıca her telefonla yani her kodla bir tane alabiliyorsunuz. ve bu kampanyayı yapan dünyanın en büyük şirketlerinden birisi. alay etmek gibi bir şey diyeceğim de ben de olsam bu milletle alay ederim zaten.

    arkadaşlar tam olarak emin değilim ama bu ülker çikolatalı gofret bim veya a101 de zaten 50 kurus falan. olmadı carrefour'dan 0,70 tl'ye hiç zahemetlere girmeden alabilirsiniz. üstelik sayı sınırlaması yok. istediğiniz kadar alın.
    https://www.carrefoursa.com/…gofret-40-g-p-30098860

    sonuç olarak shell gibi dünyanın en büyük şirketlerinden birisinin yapmış oldugu çok özel bir kampanya. teşekkürler shell.

  • bu başlığı yıllar önce açan fanatik dune sevdalısı arkadaşımın, sözlük yöneticisinin nişanlısının kaprisini protesto etmesi nedeni ile uçurulmuş olması ne üzücü!

  • çözümü çok basit olan sorunsal: arabayı satıp at almak. çünkü bildiğim kadarıyla bu konuda yasalarda bir boşluk var. hep merak ederdim a1 kapısına fırtına gibi esen doru atım üzerinde gelsem ne olur diye. yaptım, olacak! yok henüz yapmadım ama en büyük hayalim bu. "hocam öğrenci misiniz? yalnız sticker yoksa alamıyoruz." diyemezler çünkü kedi köpeklerin sticker'sız girip çıktığını biliyorum. atımı da dört nala bölüme sürdükten sonra dekanlık kapısı önünde şaha kaldırıp kişneterek en yakın iğde ağacına park edeceğim. trafik kilit takmaya gelirse taktırmaz, basar çifteyi. otostopçu da alırım gerekirse oturturum arkama. bir kişi bir kişidir. yaparım bilirsin.

  • gidenin dübürünü volkan krateri gibi tüttürüp şehir dışına doğru 'yandım allah' diye koşturdukları için olabilir mi acaba?