hesabın var mı? giriş yap

  • her duvarını ayrı renge boyamak. bildim bileli bizim ev krem renginde. bi türlü değiştirmeye ikna edemedim bizimkileri.
    ulan bi evim olsun kaç tane duvar varsa o kadar ayrı renk kullanıcam. ayrıca salondaki bir duvar kesinlikle elma şekeri kırmızısı olacak. bir tane duvarı ise boya kutusunun dibinde kalan boyaları duvara seperek boyayacam. hem fütürist hem sürrealist olacak o duvar. elimi boyaya daldırıp avup içimı duvara basarak imzamı da atacam.

    yeter lan krem de krem. bok gibi renk işte

    edit: çatı katına da jakuzi koymazsam adam değilim

  • orada sabit bir fiyat yok. kafasina, musteriye gore fiyat yazarlar. hatta dogru durust toplama bile yapilmaz gelen adisyonlarin cogunda toplama hatasi vardir. masaya gore fiyat kafada coktan konulmustur bile.
    lezzet konusunda lafim yok. guzel.
    yanlis hatirlamiyorsam anne usulu dedikleri bir yontemle pisirdikleri kalkan cok lezzetli.
    not yemek yerken kaya cilingiroglu, ali koc gibi insanlara denk gelebilirsiniz.

  • arkadaşla kadıköyde akşamüstü vakti bir mekanda buluşulduktan sonra taksime geçilmiş, gece uzadıkça uzamış ve kalabalık olunmuştur.

    sabaha karşı taksim taraflarında başka bir arkadaşın evinde kalınır, öğlene kadar uyunur edilir..

    ertesi günü aynı şekilde geçer, zaten taksimde herkes, akşama doğru çıkılır evden yine içilir eğlenilir dans edilir, taksimde oturan aynı arkadaşta kalınır..

    3. gece taksimde içilirken ilk gün kadıköyde buluşulan arkadaşın cep telefonuna mesaj gelir;
    "ekmeğe gerek kalmadı."
    arkadaş bi duraksar, bi dalar ve bi anda suratı renk değiştirir..

    haliyle meraklanıp sorulur "ne oluyor lan ?"
    cevap : "abi ben ekmek almaya diye çıkmıştım."

  • atatürk, o atamız dediğiniz osmanlı'ya sözde darbe yapıp cumhuriyeti kurduğunda;

    -nüfus 13 milyon.
    -11 milyon kişi köyde yaşıyor.
    -40 bin köy var.
    -37 bin köyde okul yok.
    -koskoca memlekette postahane yok.
    -30 bin köyde cami yok.
    -traktör sayısı sıfır.
    -biçer döver sayısı sıfır.
    -ayçiçeği, şeker üretimi yok, un ve pirinç ithal ediliyor.
    -koskoca melekette sulanabilen arazi 500 hektar.
    -5000 köyde veba var.
    -1 milyon kişi frengi.
    -2 milyon kişi sıtma.
    -ülke çapında verem, tifo salgını var.
    -bebek ölüm oranı %40.
    -anne ölüm orasnı %18.
    -ortalama ömür 40.
    -koskoca memlekette sadece 337 doktor var.
    -koskoca memlekette sadece 60 tane eczacı var, 52 tanesi yabancı.
    -diş hekimi sayısı sıfır.
    -koskoca memlekette4 tane hemşire var.
    -136 tane ebe var.
    -limanlar ve madenler yabancıların ellerinde.
    -toplam sermayenin yalnızca %15'i bize ait.
    -osmanlı'dan kalan sadece 4 fabrika var.
    -10 kişiden fazla işçi çalıştıran 280 işletme var, 207 tanesi yabancıların.
    -elektrik yalnızca 3 şehirde var.
    -1490 tanecik otomobil var.
    -eşit eğitim hakkı yok, kadın insandan sayılmıyor, kadının meslek edinme, boşanma, seçme, seçilme, velayet, miras hakkı yok.
    -memleketteki tüm arkeolojik eserler padişah hediyesi olarak avrupa'ya gönderiliyor.
    -matbanın icadından 1923'e kadar basılan kitap sayısı yalnızca 417. avrupa'da basılan kitap sayısı ise 2,5 milyon.
    -erkeklerin %7'si, kadınların %4'ü okuma yazma biliyor.
    -okul yaşına gelen 4 çocuktan 3'ü okula gidemiyor.
    -lisede okuyan kayıtlı kız öğrenci sayısı 230.
    -öğretmenlerin 3'te 1'inin öğretmenlik kaydı yok.
    -sadece 1 tane üniversite var.
    -medreselerde türkçe yasak.

    hani diyorum, atatürkçü kesimin osmanlı'yı atası saymamasının sebepleri bunlar olabilir mi?

  • silah taşıma ruhsatına sahip ve silah taşıyan bir avukat olarak mevcut görüntüler üzerinden olayı yorumlamak isterim.

    -öncelikle olayın ana kahramanlarının (kasadaki çocuk, yeşil t-shirtli kişi ve beyaz gömlekli kişinin) kars veya ardahan yöresinden olduklarına yemin edebilirim fakat ispat edemem. esenyurt zaten istanbul'un değil bu iki ilimizin bir ilçesidir dersek abartmış olmayız. (edit: kasadaki çocuk malatyalı çıktı)

    -olay haraç meselesinden ziyade şahsi bir mesele gibi duruyor (alacak verecek, tefecilik, sataşma, kan davası vb) çünkü iki cinayetin zanlısı beyaz gömlekli şahıs olay yerine oğlunu alıp gitmiş (görüntüde “baba,baba” diye bağıran tosun) görüntülerdeki beyaz gömlekli şahsın herhangi bir çetenin “eleman” konumundaki birine benzemediğini, olay yerine lüks bir suv araçla gidilmesini de hatırlatarak rahatlıkla söyleyebilirim. (bu yorumumumla bu kişinin eleman değil godfather olduğunu kastetmiyorum tabiki) hiç bir mafya patronu, çete reisi, kabadayı, godfather icraate alt soyunu alarak gitmez. dolayısıyla bu pencereden bakarsak organize değil şahsi bir mesele gibi geliyor bana. (edit: olayın evveliyatında başkaca bir yaralama olayının olduğu, kan parası ile yaralama konusunun kapatılmaya çalışıldığı, borcun ödenmediği ile ilgili iddialar var)

    -olayın şahsi bir mesele olmadığına, organize bir durum olduğuna dönük yorumlara da çok itirazım olamıyor zira kasadaki çocuk ana figürler olan yeşil t-shirtli kişi ve beyaz gömlekli kişiyi tanımıyor. onlara ismiyle hitap etmiyor. dolayısıyla bu yönüyle de ilginç ve sıra dışı bir durum oluşmuş durumda (edit: kasadaki çocuk karşı tarafı tanıyormuş, bir uyarı üzerine videoyu tekrar izlediğimde kasadaki çocuk yeşil t-shirtli adama samet amca diye net bir şekilde sesleniyor)

    -bir hukukçu olarak şunu söyleyebilirim; beyaz gömlekli kişinin ateş etme eylemiyle 2 kişiyi öldürmesi meşru müdafaa sınırlarını çok aşan bir durum. her ne kadar ilk silah çeken ve ateşleyen kişi kasadaki çocuk da olsa, beyaz gömleklinin ona ateş ettiği sırada o çocuğun üstünde 3 kişi var (yeşil t-shirtli kişi, beyaz gömleklinin oğlu tosun ve sik kafalı japon askeri) ve tamamen etkisiz hale getirilmiş (çocuk 2 atıştan sonra 3. atışı yapamaz hale gelmiş çünkü elleri kolları tutulmuş) buna rağmen beyaz gömlekli çocuğu öldürücü nitelikteki atışlarla vuruyor. arkasından dükkandaki silahsız iki kişiyi de vuruyor. dolayısıyla rahatlıkla kasten cinayet suçu oluşmuştur diyebiliriz.

    -cinayet suçunun nitelikli (ağırlaştırıcı) hallerine ilişkin olarak ise; tasarlayarak olmadığını söylemek mümkün çünkü dükkana girip tarayıp çıkmıyorlar. öncesinde diyalog var ve herseye rağmen ilk silahı kasadaki çocuk çekiyor ve olaylar ondan sonra cereyan ediyor. kan davası vs varsa kan gütme saikiyle adam öldürmeden nitelikli ceza alabilirler.

    -kasadaki çocuğun tedbirli olmasına rağmen (silahının kurulu ve yakınında olması) şanssız olduğunu söyleyebiliriz. çünkü ilk iki atışı kendisine yönelen fiili saldırıyı engellemeye yetmiyor (muhtemelen ayaklara yapmış olduğu atışlar hedefi bulmuyor) sonunda da kendisi neredeyse bitişik diyebileceğimiz 3 adet atışla vurulup hayatını kaybediyor. üzücü. gencecik birisi ve babasını korumak isterken hayatını kaybetti.

    -vurulan ve birinin hayatını kaybettiği diğerinin ise yaralı kurtulduğu diğer iki kişi için ise söylenebilecek tek şey: yanlış zaman, yanlış yer

    -organize şube'nin olayın faillerini yakalaması an meselesidir. şahsi bir mesele olduğu iddiamdan yola çıkarak, vefat edenlerin gencecik iki insan olduğu gerçeğine de dayanarak şunu söyleyebilirim; bu şarkı burada bitmez.

    -silah bulundurma veya taşıma hakkınız varsa bu yasal haktan yararlanın. tüm dünya yarın barışa boğulsa bile bu işin uzaylısı var dinazoru var. silahlanın kardeşim.

  • dün yaşanan ilginç olay.

    9 temmuz 2023 ağrı doğubeyazıt konserine katılması için organizasyon, kadr, uzi ve mustafa sandalla anlaşmış,

    daha sonra konserde uzi görülmeyince konserin organizatörü hikmet eraslan kalabalığa uzinin neden gelmediğini açıklamış

    ağrı'ya business class uçuş olmadığı için ben ekonomi sınıfında uçmam diyerek ve ben en son çıkarım mustafa sandaldan önce çıkmam diyerek konsere gelmiyor. tabi kalabalık da yuhalıyor uziyi.

    daha sonra uzi açıklama yapıyor görsel görsel, özeti: business olayı doğru değil ama evet mustafa sandaldan önce çıkmam ben ondan fazla dinleniyorum o kim ben daha büyük sanatçıyım gak guk.

    mustafa sandal ise şöyle cevap veriyor. görsel

    mustafa sandalın cevabı bile kim sanatçı kim değil gösteriyor. uzinin kendini mustafa sandaldan büyük görmesi beni benden aldı.

    arkadaş şu an sen tarkandan sezen aksudan da çok dinleniyorsun şimdi sen tarkandan sezen aksudan da mı büyüksün *

    adamın 20 yıl önceki şarkılar hala dinleniyor, senin 2 sene önceki şarkını kimse dinlemiyor, sürekli şarkı yapmasan 2 seneye piyasadan silinirsin kalkmış kendini mustafa sandaldan büyük görüyorsun.

  • kadın: k
    erkek: e

    k: çok yorgunum saatlerdir çalışıyorum ya
    e: bakimm ;)))))

    k: yemek yapıyorum, sonra konuşalım.
    e: at bakim ne yapıyosun ;))))

    k: hastanedeyim ya serum taktılar
    e: bakimm, boydan olsun ama serum da gözüksün*

    şeklindeki diyaloglara ev sahipliği eden başlık.

  • doğruysa çok sevindiğim karar. başkasının eğlencesi ve gösterişi için gece 12ye kadar kafamız sikilmeyecek artık.

  • uzun yıllardır ilk defa işini doğru düzgün yapan bir polis görmemize sebep olmuştur. elleriniz dert görmesin, umuyorum ki bu tip polislerimizin sayısı artar.
    normalde 3 polisin bıçaklı saldırgana arabayı kaptırması olayında olduğu gibi bıçak gören kolluk kuvvetlerimiz far görmüş tavşan gibi kalakalırlardı. sanırım bu olaydan az da olsa ders çıkartılmış.
    açıkça söylemeliyim ki ben hıncımı alamadım keşke yerde anırırken ağzını burnunu dümdüz etselerdi. yıllarca bu tiplere öylesine yüz verildi ki artık polise bile saldıracak cesarete eriştiler.
    toplum zararlısı parazitin etkisiz hale getirilmeden önceki halleri;
    https://www.youtube.com/watch?v=fe3tdysiwei
    iki kişiye daha saldırdığını görebilirsiniz.

    not: bugün polise bıçak çeken yarın sana bana ne yapmaz diyecektim ki herif suç makinesiymiş, sürüyle sabıkası varmış. bu tip insanların sağlıklı toplumlarda yeri yok, bunlar rehabilite olmaz. bunun gibi suçlular gençlikleri sönene kadar hapislerde çürütülmelidir, aldıkları nefes bile israf bunların.
    bu arada 14. saniyedeki el hareketinin yarattığı hisse paha biçilemez, ne oldu lan telekinezi ile mermiyi durdurmaya mı çalışıyorsun? adamı böyle anırtırlar işte.

  • "iphone'lar blackberry'lerden sonra telefonu duvara atıp kırmalarda bi azalma oldu di mi, havasını sevdiğim atarlı sevgililer:))"