hesabın var mı? giriş yap

  • öncelikle (bkz: #140710271)

    amk uçan sineği bile ekrem'den bilecekleri kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.

    lan bu neyin kafası. adamlar ne yapsın. ellerinde havluyla akşama kadar sinek mi kovalasın?

    vay amk.

  • akşam eve gelince beyler makarna mı yiyelim patates mi sorusuna 45 dakika süren bir yanıt aldıktan sonra hiçbir şey anlamayıp 2 buçuk saat düşündükten sonra aç uyumaktır.

  • fatih eminönü’nde, baklava ve tatlı üreticileri derneği'nin düzenlediği 'baklava festivali'nde vatandaşlara 3 ton baklava dağıtıması sonucu oluşan görüntülerdir. dağıtım sırasında baklava almak için birbiriyle yarışan vatandaşlar, beyin görmüş zombi gibi baklavaları talan etmekte ve ortaya şu iğrenç görüntüler çıkmaktadır. yazıktır, kişiliksiz ve görgüsüzlükte dünya liderliğine oynamaktayız.
    (bkz: başkaları adına utanmak)

  • ulan biz musluklarımızdan bok akıyor diyoruz, bırak içmeyi, bırak meyve sebze yıkamayı, elini bile yıkarken lağım gibi kokuyor diyoruz, daşşağına kurban olduğum delikanlı bir dayı elindeki cihazlarla ankara'nın suyunun ne kadar rezil durumda olduğunu gösteriyor, anca işi gücü goygoy olan sözlük ergenleri de çıkmış yok nestle virali, yok dayı rizeli, yok çilek koymuş ehaha diye taşak eğlendiriyorlar.

    musluktan bok akıyor diyorum aloooo. silkin de kendine gel pezevenk. şu videoda görmen gereken adamın şivesi, suyun etiketi, çilek falan değil kafasına sıçtımın beyinsizi. azıcık da ciddi ol. insanlar ishalden kırılıyor bu suyu kullandığı için hıyar.

    sen gerizekalı olduğun için hangi su şişeden, hangi su musluktan onu anla, karıştırma diye çilek koymuş temiz suyun önüne ama onu bile anlamamışsın.

  • 1. ana karakterlerinizi şablona göre önceden belirleyin:

    erkek kahramanda aranılan özellikler:
    30 yaşından gün almış,
    tercihen iki yabancı dile hakim,
    prezantabl,
    seyahate engeli olmayan,
    akademik çevreye aşina.
    yoğun çalışma saatlerini değerlendirebilecek.

    hatun kahramanda aranılan özellikler:
    40 yaşından gün almamış,
    4 yıllık fen bilimleri (tercihen matematik, fizik) mezunu,
    tercihen master, mba,
    en az iki yıllık iş tecrübesi,
    referans gösterebilecek,
    fiziği düzgün.

    araya giren üçüncü kişi:
    50 yaşının üzerinde,
    yöneticilik deneyimi olan,
    gizli işler çevirebilecek, güvenilir,
    ordu personeli, bilim adamı, apartman yöneticisi, indiana jones rollerine yatkın,
    tercihen özürlü,
    not: adayların hatun kişi tarafından baba yarısı olarak görülmesi tercih sebebidir.

    2. hikayeyi adım adım oluşturun:
    a) hikayemiz "lan burda biri öldü ama kim acaba" konseptiyle başlar.
    b) "aa .. hassiktir! bakın lan hilmi abiyi vurmuşlar"
    c) konu açıklığa kavuştukça cinayet gizemini arttırmaktadır.
    d) bu işi olsa olsa robert langdon çözer.. ramboyu çağırın.
    e) robert langdon: -ah keşke hilmi abi burda olsaydı da ona danışsaydım bu bulmacayı..
    f) aşağıdaki diyalogları zenginleştirerek 200 sayfaya yayın
    robert langdon: -aa .. hassiktir! bakın lan hilmi abiyi vurmuşlar.
    baba yarısı: -günaydın. ben vurdum. dünyanın iyiliği için.
    taş hatun: bilgisayara virüs girmiş!
    robert langdon: -ne alakası var salak karı.. bak burda yazıyo işte isa, meryem, bişey bişey..

    3. hikayeye birden fazla kötü adam eklemeyi unutmayın:
    kel behzat: başından beri gaddarlığı ile herkesin nefretini kazanmıştır. arada ölür bu kesin.
    peder ozonyo: aslında çok iyi bir insan gibi görünür ama kitabın ortalarına doğru sapıtmaya başlar, en sonunda masum olduğu anlaşılacaktır.

    4. çarpıcı bir tarihsel mucize bulun. teknoloji ve bilim karıştırın:
    örn: leonardo da vinci bir eserine 1024 bit rsa keyi ile şifre koyar ve romaya gömer, gelecekte müteahhitler buraya vatikan yada cam piramit yapacaklardır. malesef şifrenin çok önemli bazı şeyleri ölen abinin yüzüğüyle ortadan kaybolur...

    5. son olarak kitabınızın tamamlandığında a4 şeklindeki taslakları balkondan atın, sonra asansörle aşağı inip kağıtları bulduğunuz sıra ile istifleyerek toparlayın. kitap yayına hazır. afiyet olsun.

  • filmden çok oriijnal phoenix hikayesi hakkında bir yazı olsa da yine de spoiler içine alma ihtiyacı hissettim. phoenix'in çizgi romandaki önemi hakkında birkaç paragraf:

    --- spoiler ---

    orijinal dark phoenix hikayesine the last stand'e kıyasla daha sadık kalınmış olsa da phoenix hikayesinin tek filmde anlatılamayacak kadar geniş bir hikaye olduğunu tekrar kanıtlamış film.

    hikaye anlamsız kalıyor çünkü dark phoenix'i anlayabilmemiz için önce phoenix saga'nın anlatılması gerekli. phoenix saga, en az dark phoenix kadar önemli, hatta dark phoenix'in altyapısını hazırladığı için belki de ondan daha önemli bir hikaye. avengers serisinde infinity war'un altyapısı nasıl yıllar boyunca ilmek ilmek işlendiyse phoenix hikayesinde de ona benzer bir tutum sergilenmeliydi. eğer bu hikaye ilk iki filmi phoenix'e, son filmi de dark phoenix'e ayrılmış bir üçleme olarak planlansaydı, ortaya ayakları çok daha yere basan, epik seviyede filmler çıkardı.

    phoenix/dark phoenix hikayesi özetle şu şekildedir;

    marvel evreninde "m'kraan kristali" adında tüm gerçeklikleri (evrenleri) birbirine bağlayan bir kristal var. kristale giren kişinin tüm gerçekliklere erişimi oluyor yani. phoenix force, bu kristalin koruyucusu görevinde olan kozmik ve tanrısal güçlere sahip bir varlık.

    x-men ekibi uzaydaki bir görevden dönerken phoenix gücü, jean grey ile bütünleşiyor ve jean'in güçleri full potansiyeline ulaşıyor. jean bu güçlerini tüm sınırına kadar başta intergalaktik bir göreve çıkmalarına sebep olan bir ırkı kurtarmak ve çeşitli nedenlerle zayıflayan m'kraan kristalini onarmak için kullanıyor. bu görevler sırasında hala sağlıklı düşünme kapasitesine sahip olan jean, kristali kurtardıktan sonra güçlerini kontrol altında tutmak adına kendi zihnine sınırlamalar koyuyor.

    phoenix hikayesinin ilk kısmını oluşturan bu bölümün ana fikri, jean'in bu denli devasa bir güce karşı bile zihnini ve kişiliğini hemen kaybetmeyecek derecede güçlü biri olduğu ve phoenix'in kudretine sahip olduğunda ilk yaptığı şeyin bir gezegeni, kristali ve dolayısıyla kristalin bağlı olduğu evrenleri yıkımdan kurtarmayı seçtiğidir. yani phoenix esasında yıkımın değil yaşamın sembolüdür.

    dünyaya döndükten sonra ise jean'in zihnine koyduğu kısıtlamalara rağmen kendisinin sahip olduğu bu yeni devasa güçler, kaçınılmaz olarak çeşitli telepatlar tarafından fark ediliyor ve prestijli psişiklerden oluşan bir grup olan hellfire club'a kendini kabul ettirmeye çalışan bir telepat olan mastermind kendi güçlerini bu kulübe kanıtlamak adına, emma frost'un yardımıyla jean/phoenix'in zihnine girerek onu kendine aşık etmeye çalışıyor. bu illüzyonlar sonrası düşünceleri allak bullak olan jean'in kendi zihnine koyduğu bariyerler çökmeye başlıyor ve jean, black queen kişiliğini alıyor. (white queen de emma frost'un ünvanı bu arada)

    hellfire club ile x-men arasında geçen bir çatışmada, jean'in sevgilisi olduğuna inandığı mastermind ile cyclops kendi aralarında bir psişik düello yapıyorlar ve bu düelloda mastermind cyclops'un psişik suretini öldürüyor. jean'in zihnindeki son bariyerin çökmesi ve kendisinin dark phoenix'e dönüşme aşaması da bu şekilde tamamlanıyor.

    dark phoenix, evren için gezegenler arası büyük bir tehdit olarak bilinen galactus'tan bile daha büyük bir tehlikedir. enerjisini gezegenleri tüketmeyi geçip direk devasa yıldızlar üzerinden beslenerek tazelediği için tüm yaşam türleri için bir tehdit oluşturmaktadır ve bu yüzden derhal sonu getirilmelidir.

    x-men ile her şeyin başlamasına sebep olan uzaylı ırkı shi'ar (phoenix, jean ile birleştiğinde x-men ekibi bu ırka yardım ettikleri bir uzay görevinden dönüyorlardı) arasında bir anlaşma yapılıyor; anlaşmaya göre x-men ile shi'ar savaşçılar arasında bir düello yapılacak ve bu düellonun kazananı phoenix'in kaderine karar verme hakkına sahip olacak. shi'ar, x-men'in cyclops ve o sırada kendinde olan jean/phoenix dışındaki tüm üyelerini alt etmeyi başarıyor; ancak shi'ar imparatoriçesi lilandra'nın kaybetmeleri olasılığı dahilinde kurduğu ikinci bir planı daha var; tüm güneş sistemini yok etmek ve bu sırada phoenix'in de yok olacağını ummak. düello sırasında güçlerini kullandıktan sonra kendini yavaş yavaş tekrar kaybetmeye başlayan jean grey, bu plan uygulanmak üzereyken güneş sistemini yok edecek silahı ele geçiriyor ve cyclops'a veda ettikten sonra kendini parçalara ayırıyor.

    dark phoenix hikayesi, evrenin gözlemcilerinden birinin şu sözüyle sona eriyor:

    "jean grey, dünya üzerinde bir tanrı olarak yaşayabilirdi; ama onun için insan olarak ölmek daha önemliydi."

    not: bu hikayenin en sadık uyarlaması doksanlı yıllarda türkiye'de de yayınlanan x-men the animated series'de yapılmıştır. neredeyse birebir bir uyarlama ve phoenix ile dark phoenix hikayeleri beraber yaklaşık 20'şer dakikadan toplam 10 bölüm falan sürüyordu yanlış hatırlamıyorsam.

    not 2: wikipedia'da orijinal hikayenin bir özeti var, unuttuğum yerlere oradan baktım zaten.

    yani sonuç olarak, jean'in phoenix'e dönüşümü, phoenix olarak ilk eylemleri, dark phoenix'in daha iyi anlaşılması için hikayeye uyarlanması gereken ögeler. o yüzden en az iki film gerektiren hikaye, tek filme sıkıştırılmaya çalışılınca isterlerse 10 yıl sonra bir kere daha seriyi reboot etsinler, yine altından kalkamazlar.

    --- spoiler ---

  • sene 2007 falan, kartal'daki bir anadolu lisesi müdürü sabahın köründe bağırıyor;

    -ben siz vatana millete hayırlı insanlar olun istiyorum, sizi en iyi şekilde yetiştirmek istiyorum, allah var evladım gibi seviyorum ama kim o paspasa sıçan şerefsizin oğlu? evladım siz evde de mi paspasa sıçıyorsunuz? allah belanızı versin lan, allah ölmüşlerinizin de belasını versin! köpek hayvanları! teröristler! terörist hayvanları! * *

    adam da haklı lan. paspasa sıçmak nedir?