hesabın var mı? giriş yap

  • aynı adam, "atmlerden para çektiğinizde de bedelini ödeyeceksiniz" ya da buna yakın bişeyler de söylemiştir ! sabah radyoda duydum.

    neymiş ? müşterinin her hizmetinin maliyeti varmış !

    o zaman ne demeye insanlara zorla kart, kredi falan ittirmeye çalışıyorsunuz...
    maliyetinizi artırıp yük olmayalım.

    gidin başımızdan !

    buradan devam edin sayın okur : (bkz: (bkz: #32463607))

  • buna göz yuman diğer polise de tutuklama kararı gerekirken, adli kontrol şartı ile serbest bırakılması ayrı bir rezalettir. insanların güvenliği için maaş alan polis, bir insan tecavüze uğrarken utandığını ve telefonuyla oynadığını söylüyor. başka diyecek hiçbir şey yok.

  • kendisi ile duygusal ilişkiye girerseniz, en sonunda"eeeeeeeehhh eytere lannn, sen beni sev, sen benle ilgilen, sen benden özür dile, sen sırtımı sev, sen beni anla, sen bana yaltaklan, sen benden talep et, sen benden rica et, sen beni uyut, sen benim için yaz çiz, sen kendi hatalarının farkına var, sen pişman ol, sen bana güzel laflar et" diye yırtınarak cinnet geçirirsiniz. ama hayır, cinnet geçirme hakkı da sadece ondadır.

    kendine o kadar hayrandır ve gururu için yaşar ki, sizi hayran olunacak insan kıvamından çıkartır, gurursuz kılar.

    özetleyeyim; ailesi/çevresi/geçmişi/eğitimi tarafından törpülenmemiş ise, siz de onu törpüleyebilecek ayakoyunlarına fersahlarca mesafedeyseniz egonuzu ezer, üstünüze basar geçer.

    bir tanesiyle evliyim ben bunların " benim gözlerim güzel mi? diye sormuştum geçmişte gaflete düşüp, "benimkiler daha güzel" demişti. gözlerinizin güzel olduğunu unutursunuz. aman ha.

  • morgan freeman'a bir röportajında sorulur:

    "shawshank redemption filminde zenci bir mahkumu oynadınız........"

    sorunun devamı gelmeden freeman muhabirin sözünü keser:

    "ben zenci bir mahkumu oynamadım. ben zenciyim ve bir mahkumu oynadım."

  • türkiye'nin ilk kadın seramik sanatçısı. google'ın bugüne özel hazırladığı doodle'ı görünce vakti zamanında hayatını epey araştırdığım koral hakkında ben de bir şeyler yazmak istedim.

    füreya koral için tam bir cumhuriyet kadını tanımı çok yerinde bir yakıştırma olur. kendisi sanatla oldukça haşır neşir bir aileden geliyor. öyle ki hikayesini biraz araştırınca ahmet hamdi tanpınar'la, yaşar kemal'le, halikarnas balıkçısı'yla, aliye berger'le ve hatta atatürk'le bile birbirinden güzel anıları var.

    nasıl bu kadar özel insanı tanıyabilir diye merak edenler için; kendisi zaten köklü bir osmanlı ailesinden geliyor fakat hayatını tam bir cumhuriyet kadını olarak yaşamış. zaten bana kalırsa kendisi tam olarak atatürk'ün cumhuriyete yakıştırdığı "modern kadın"ın vücut bulmuş hali; eğitimli, sanatla haşır neşir ve yeniliğe daima açık. zaten ayşe kulin'in füreya isimli kitabında da kendisinin tam bir atatürk hayranı olduğu açıkça anlatılmış. bu hayranlığa birazdan tekrar değineceğiz ama önce füreya'nın sanatla olan ilişkisine girmek istiyorum. kendisi fransız lisesinden sonra istanbul üniversitesi'nde felsefe eğitimi alıyor. aynı zamanda ressam teyzesi aliye berger'in dünyaca ünlü keman virtüözü eşi charles berger'den keman dersleri alıyor. ressam teyzesi, dünyaca ünlü keman virtüözü derken kafanız karışmasın, çünkü daha sanatla olan ilişkisine yeni başlıyoruz. bu arada aşk evliliği olan ilk eşiyle-ki yanlış hatırlamıyorsam kendisi sanata koral'ın duyduğu kadar bir ilgi duymuyordu- işler yolunda gitmeyince boşanıyor. ki burada koral'ın cesaretine dikkatinizi çekmek isterim zira şu dönemde bile hala zor olan bir olayı füreya koral kaç senesinde yapıyor, çok şaşırdığım şeylerden biridir hala. her neyse, derken aradan zaman geçiyor ve ikinci evliliğini kendisinden 33 yaş büyük olan, dönemin milletvekili kılıç ali ile yapıyor. yapıyor yapmasına ama bu sefer de tüberküloza yakalanıyor.

    işte seramik hikayesi bu noktada başlıyor. tedavi olmak için isviçre'ye gidiyor. ressam olan teyzesi fahrelnissa zeid, kendisine kafasını dağıtması için seramik aletleri ve materyalleri gönderiyor. ve büyük bir tutku duyduğu seramikle aşkı burada başlıyor. iyileştikten sonra da aynı tutkuyla-hatta belki daha fazlasıyla- seramikle uğraşmaya devam ediyor. ilk sergisini paris'te açıyor ve başarılarıyla hem yurt içi hem yurt dışında sergiler açıyor, ödüller alıyor. bu arada eşi kılıç ali ile de genişlettiği sosyetik çevre de sanatını etkiliyor. sık sık atatürk'ü ve önemli isimleri evinde verdiği davetlerle ağırlıyor füreya koral. hatta atatürk'ün bu davetleri bazen çok ani olarak bile düzenlettiği söyleniyor. derken atatürk'ün vefatıyla birlikte gittikçe içine kapanan kılıç ali'nin ruh hali bu evliliği derinden sarsmış. tabii füreya'nın seramikle olan aşkının tavan yaptığı bu dönemde bu bile bir sıkıntı olmuş ve kılıç ali'nin "ya seramik ya ben" restine koral tabii ki seramiği seçerek karşılık vermiş. sonrası boşanma. bu arada ilginç bir not daha: ilk evliliğinde iki kez düşük yapan füreya, kendi kızı kadar sevdiği yeğeni sara koral'ı ailesinden gizlice evlatlık edinmiş. gerçekten de kızı olsa bu kadar sahiplenebilirdi diye düşünüyorum, kendisini seramik dışında sara koral'ın eğitimine, sanatına, geleceğine adamış ve bütün sahip olduklarını da kendisine bırakmış.

    uzun yıllar emek verdiği seramik sanatıyla birlikte ortaya kocaman bir duvar süslemesinden, tabaklara, vazolara kadar her çeşit eseri çıkarmış.

    onlardan bazılarını inceleyebileceğiniz siteyi de şöyle bırakalım. bu arada yakın arkadaşı ahmet hamdi tanpınar koral'ın seramik sanatına dair şunları söylemiş: "daha ilk tecrübelerinden itibaren seramiği başka iklimlere taşımaya çalıştı. bu sayede seramik eserlere ilk işaretimizde piştikleri ateşin karşısında hizmetimize koşan uysal cariyeler olmaktan kurtuldu. bu ateş kızları şimdi büyük resmin ve heykelin gururuyla bize geliyorlar. tabak gibi, fincan gibi hususi bir iş görenler bile bizimle bir sevgili nazıyla, edasıyla konuşuyorlar."

    evet, füreya koral sanırım günümüz koşullarında bile birçok insanın yaşayamayacağı kadar özgür ve dolu bir hayatı ta o dönemlerde yaşamış. kulin'in kitabında yer alan bu sözler sanırım 87 yaşında kaybettiğimiz füreya koral'ın hayatını özetleyebilecek en güzel ifadeler olabilir:

    "ne keyif verdiyse bana yaptım hepsini de. sigarayı eksik ciğerime rağmen düşürmedim dudaklarımdan. hediye vermeyi çok severdim, param olduğu sürece pahalı armağanlar verdim eşime, dostuma... erkekler konusunda da, istediğimi yapmadım desem yalan olur. kimini sevdim, kimini şan olsun diye..."

    not: füreya koral'ın hayatını ilgi çekici bulan herkese de ayşe kulin'in füreya isimli kitabını öneririm. daha nice ilginç detayıyla nefis bir hayat hikayesi gerçekten de.

  • kazanırken sadece onların kazandığı, kaybedince hepimizin kaybettiği, ya herro ya merro şeklinde yönetilen bir ekonomi modelini uygulayan hazine ve maliye bakanı açıklaması... allah gani gani belanızı versin.

    bu arada onlar hiçbir zaman kaybetmiyor. hani yanlış anlaşılmasın, kendisi hep beraber kaybedeceğiz dediği için cümleye nebati'nin demecini ekledim. mesela bugün merkez bankası 1 milyar dolarlık satış gerçekleştirdi ve bu dördüncü müdahalesi. bu 1 milyar doları kim aldı mesela? daha önceki 3 müdahalede alım yapanlarla bugünkü alımı yapanlar arasında aynı kişi var mı?

    ayrıca mb'nin net döviz rezervi eksilerdeyken kimin parasıyla piyasaya müdahale ediliyor? bugün dolarını sattıkları, yarın çıkar ver benim dolarlarımı derse merkez bankası nereden çıkarıp verecek o dolarları? şu olay bir şirketin başına gelse bankruptcy durumu meydana gelir. bakın benim alanım ekonomi değil ama biraz bilirim. işletme okurken econ 101 verdiler. şu yapılan bildiğin kumardır ve adam dalga geçer gibi bitersek hepimiz biteceğiz gibi fantastik ve talihsiz bir açıklama yapıyor. yemin ediyorum kafayı yiyeceğim.

    ve yine faiz indirecekler. tüm bu olanlara rağmen, faizi çıkıp tekrar indirecekler. halkın alım gücü falan kimsenin umrunda değil. asgari ücret 5000 olsa 1 ay sonra yine %20 düşecek alım gücü.

    daha çok şey söylenir de neyse. size oy verenlerin ve sizin allah belasını versin.

  • vay arkadaş, nasıl bir yüzdeyle atıyor anlamadım gitti. ben o kadar yüksek yüzdeyle akbil basamıyorum.