hesabın var mı? giriş yap

  • yıllar evvel bir söyleşide, her şeyi bilen! ergen rahatlığıyla kendisine, ''12 eylül'den sonra niye kaçıp isveç'e gittiniz? mücadeleye devam edilemez miydi?'' gibi küçümseyici bir soru sırmuştum. baba şöyle bıyıkları burup; ''dostum siz gençler bizim gördüklerimizi rüyanızda görseniz, ,kuzey kutbuna ilk uçakla kaçardınız. bak geldik yine buradayız, hala, tek bir gün bile dünyayı görmemiş körlere, ''kırmızı'' rengi anlatıyoruz .'' demişti de rengim bir altı ay kadar mor kalmıştı.

  • ben de yaptım bunu, üniversite bittikten sonra, bir yıl boyunca yattım, anneden harçlık almaya utanan bünye sosyal yaşamını da kaybetti zamanla, bol bol kitap okudum, arkadaşlarım gelirdi onlarla takılırdım en fazla ama onun dışında öküz gibi oturdum, hatta yattım. ama sonunda bu ruh halinden çıktım.

    çözüm* bu yatarak geçen döneme inecek büyük bir darbe. çünkü kabul etmeseniz de çoğu insan hayatındaki bu pasif nihilizmi, tembelliği, hayallerde yaşamayı sever. çünkü hayallerinizde kaybetme ihtimaliniz yoktur. tüm dünya sizin elinizdedir zaten de siz tenezzül edip uzanmamışsınızdır.

    ama bu süreci bozan bir şey olduğunda, daha fazla bu hali devam ettiremeyeceğiniz hale gelince veya bu hayale ulaşmak için hayaliniz dışında bir motivasyonunuz olduğunda hayalinize yaklaşıyorsunuz. bu önemli, bir hayaliniz olması size tek başına yeterli motivasyonu sağlamaz.

    hayallerinize kavuşmanız da mutluluğu kesin sağlayan bir şey değildir yine de. hayat, iyi ve kötü sürpriz dolu. ama hayatı hem aktif, dolu dolu hem de pasif, yatarak yaşayan biri olarak söyleyeyim ki, pasif yaşarken, ruhunuz atalet içindeyken sorunlar da güzellikler de sizi teğet geçiyor. daha az üzülüyorsunuz evet, ama aynı zamanda daha az seviniyorsunuz. risksiz. rahat. sıradan. normal. bazen özlenen.

  • istanbul'un talebi olan yeni taksi sistemi, talimatlarla verdirilen oylarla ukome'de reddedildi. bu ret kararı teklifin tekrar gelmesine mani değil. 16 milyon istanbullu’ya ve binlerce taksi sürücüsü esnafımıza verdiğimiz sözün takipçisiyiz. doğru, er geç karşılığını bulur

  • markete giriyorum bi kahvaltılık alıp çıkayım diyorum sütüyle yumurtasıyla, salamsız sosissiz sucuksuz 200 tl. marketten çıkıyorum yürüyerek eve gidiyorum önümden cipler, son model arabalar gırla geçiyor. kafelerin, restoranların önünden geçiyorum dipdibe masalarda iğne atsan yere düşmez. bi elimdeki küçük torbaya, bi bunlara bakıyorum aklım almıyor. nasıl oluyor bu işler yani?

  • arkadaş yazmayayım yazmayayım diyorum ama, adamı şirazeden çıkarıyorsunuz.

    ülkenin askeri şehit olunca, o ülkenin üniversitesinde bunu anacak herhangi bir etkinlik yapmak nasıl provokasyon oluyor ya?

    bir de mahallende dağıt demiş. mahalleyle okul ayrı ülkelerde mi geri zekalı arkadaşım? o zaman türk lafını yasaklayalım, nüfus cüzdanlarından ay yıldız'ı falan komple kaldıralım. neden? üç beş oro.pu evladı provoke oluyormuş.

    edit: bahse konu olan lavuk elbette ki entrysini silip kaçmış.

  • 100 üzerinden 130 ile dede korkut anadolu lisesi 1. sınıfta aldığım fizik notumdur.

    olay şöyle gelişti efendim:

    efsane bir hocamız vardı. süzmenin tekiydi. ajdar tipli bir vakaydı. sınavlarında a.b.c.d.e.f.g.h.ı.j.k.l.m diye gruplar olurdu ve hepsinin de soruları tamamen farklı olurdu. bazen bir sınıfta aynı gruptan olan 3 kişi falan olurdu.

    neyse bu eleman yan sınıfta sınav yapmaya girmeden önce kapıda bizim mikail "hocam napıyorsunuz" dedi, hoca da "sınava giriyorum" dedi. neyse mikail hocaya "hocam elinizdekilerden bir tane versenize" dedi ve hoca da sınav kağıtlarından birini verdi. o derece süzme idi. koptuk o an. mikail d grubu bir kağıt almıştı. sorulara baktık, çözmek mümkün değil. herkes çözmeye çalışıyor d grubunun sorularını ama imkansız gibi. mikail 3 tanesini çözdü, başka soruları çözebilenler oldu kendilerince, herkes o grubun sorularını yazdı ve hoca süzme olduğundan hocayı kandırıp herkes d grubu alır yırtarzı eşiğine odaklandı.

    yan sınıfın sınavı bittikten sonra hoca bize girdi. girdi derken öyle değil. sınıfa girdi yani. neyse. hoca kağıtları dağıttı. önce kız hocam ben d grubu alabilir miyim diye kağıdını verdi hocaya. hoca verdi. sonra herkes d istedi. yaklaşık 20 kişi falan d grubu oldu. daha fazla d grubu kalmadığından d grubu olamadı diğerleri. ben de d grubu alamayanlardandım. benim grubumdan 4 kişi vardı sınıfta. önümdeki ezgi, yanımdaki sıra arkadaşım yiğit, arkamdaki sena ve ben. öyle denk getirdik kağıtları değiş tokuşla.

    velhasıl 4'ümüz de zeki çocuklardık. ama sorular harbiden kazıktı. sınıf birbirine girmişti. millet alenen kopya çekiyordu ama hoca süzme olduğundan hiçbir şey demiyordu. curcuna içinde herkes mikail ve çevresinde d grubunu yapmaya çalışıyordu. biz de baktık her soruyu çözemeyeceğiz. ben 3 soru çözebildim o kağıttan. ve fizikte en iyi öğrencilerden biri olmama rağmen. diğer arkadaşların da çözebildiği sorular ile toplamda 7 ya da 8 farklı soru çözebildik. aralarda yanlış da çıkar, hoca da süzme diye ben fikir öne sürdüm. dedim ki aynı soruları arka sayfaya da cevaplayalım. hoca süzme, anlamaz. yuttururuz. kızlar cesaret edemedi. yiğit 4 tane mi ne soruyu arka sayfaya tekrar cevapladı. ben de ondan daha fazlasını.

    ama sorular kazık olduğundan hiç emin olamıyorduk. ne alacağımız tam sürpriz olacaktı. öyle de oldu.

    sınav sonuçları açıklanıyordu 2-3 hafta sonra. ben ve yiğit arka arkaya geliyorduk sınıf listesinde. hoca başladı okumaya. d grubu tam sıçışta idi. en güvendikleri isim mikail, ilk açıklananlardandı. 45 almıştı. ondan yüksek alan da yoktu d grubunda. herkes 15-20 gibi notlar alıyordu. daha düşükler de vardı.

    hoca okuyor

    ali 10
    veli 05
    deli 25
    sena 80 (bizim gruptan) oooovvv çekiyor millet
    ...
    ..
    ezgi 80 (bizim gruptan) oovvvv çekiyor millet ben sıçıştayım. onlar zaten 8 soru yapmıştı. o zaman bizim hile anlaşılacaktı.
    ..
    ..
    yiğit 120 (sınıf yarıldı) biz koptuk
    uğur 130 (sınıf krize girdi) gülmekten ölüyoruz.

    neyse herkes bitince bizim süzme bize döndü:

    - çocuklar sizin kağıtları 3'er defa topladım her seferinde 120 ve 130 çıktınız. (biz anladı sanacakken) biliyorsunuz bir sınavda 100 puandan fazla alamazsınız, sizin 20 ve 30 puanlarınızı 2 sınavlarınıza ekleyeceğim. aferin çocuklar!

    yemin ediyorum sene bitene kadar güldük. hala da gülüyorum yıllar geçti amk. bir insan nasıl bu kadar süzme olabilir:)

    efsane hocaydı yeminle. her ders uçuk başka vukuat olurdu:)

  • kiraları dolarla ödüyormuş, ondan zorlanıyormuş, mağdur oluyormuş. ah canım, ah balım 3 kuruşluk şeyi 300 dolara turiste itelerken de mağdur oluyor musunuz?