hesabın var mı? giriş yap

  • ülkenin en şımarık kenti ve nüfusu trabzon. sloganları "bize her yer trabzon". onların bayrakları her yerde dalgalanacak, her gittikleri yerde trabzon'daymış gibi davranacaklar ama karşı taraftan aynı talep gelse neredeyse silah çekip vuracaklar. trabzon'a istanbul takımlarından birinin bayrağı asılsa şehir olarak cinnet geçirecekler ama istanbul'un köprülerine bayrakları asılacak. hayat onlara güzel. işine gelince bizans, bayrağın asılacak olunca "istanbul'un köprüleri". biri de demiş ki lige renk menk katan, şanlı trabzon. şanlı manlı değil, rezilsiniz.

    edit: mesaj atıp küfreden, hakaret eden, "zaa kudur" diye yazan trabzonlu arkadaşlara teşekkürler. tespitlerimi haklı çıkarmış oldular. istanbul'da elbette diledikleri gibi davranabilirler. trabzon'da aynı özgürlüğü bulamayacak olmak problem.

  • "otisabi"

    ipe sapa gelmez
    saptan ipe gitmez
    topluma mal olmaz
    daldan dala konmaz

    sabi sabi sabi sabbirini
    oti oti oti oti otisabirani

    havadaki kuşlar
    klavyeyi tuşlar
    banyodaki duşlar
    sıcak suyla haşlar

    oti oti oti oti otttirini
    sabi sabi sabsabbarani

    aristoyu andın
    tiridine bandın
    güllaç güllaç güllaç
    sütlaç sütlaç sütlaç

    sabi sabi sabi sabbirini
    oti oti otissa bararani

  • hmm, başarılı...

    ulan köy kahvaltısı yapıyoruz, adam domatesten bir ısırık aldı ve bunu söyledi.

  • kışın bulduğumda sevineyim diye montumun cebine 10tl koydum. 3 gündür aklımdan çıkmıyor... geceleri uyku uyuyamıyorum. ne biçim fakirim lan ben...

  • daha vahimi diğer sınıfın kapısından bakıp sınıfına geri dönen öğretmen. allah herkese sarılı öğretmen vicdanı ve adaleti nasip etsin.

  • bu zihniyet yüzünden hiçbir şey kaldırılmaz. ötv kalksa ödeyenler enayi mi? kyk borçları silinse ödeyenler enayi mi? ben ödediysem herkes ödeyecek kafasındalar.

    gümrük vergisi kalksa ben o kadar ödedim siz de ödeyeceksiniz der.

    ne yapalım şimdi biri ödedi diye bundan sonra yüzyıllar boyunca herkes ödeyecek mi?

    bırakın sizden sonra nesil rahat etsin. ben de ödedim kyk borcumu keşke kaldırsalar. ben de ötv ile araç aldım keşke kalksa ötv.

  • bu atlar hobi olarak koşmuyor arkadaşlar. seve seve yaptıkları bir iş değil. zorla yarıştırılıyorlar. yedikleri dayağın bini bi para. ne bekliyordunuz ki? yarış kazanıp para getirirse değerli, getirmezse hiçbir değeri olmayan işçiler bunlar. millet boşuna mı kıçını yırtıyor yıllardır hayvanların yarıştırılması yasaklanmalı diye.
    tanım: yarış atlarının güzellikle koşturulabileceğini düşünen iyi niyetli insanları tanımamıza sebep olmuş durumdur.

  • 5 çocuğu 12 torunu olan dedemin ılık olduğunu anlamama sebep olan tespitlere söz konusu bir sınıflama.

  • diyelimki bir akvaryumun içerisinde 3 tane balığım var, dördüncüyü alamayacak mıyım?

    edit: "valla çok ibnesin :)))" diye iltifat eden de oldu. gün güzel gidiyor.

    edit2: evet bunun da sorumlusu kemal kılıçdaroğlu'dur.

  • hayatı boyunca yaşantısının bir yerinde oyun konsolları hep olmuş bir ''player'' olarak konsollarla ilgili ne zamandır kişisel bir değerlendirme yazısı yazmak istiyordum,kısmet bugüne oldu.

    bir 90'lar çocuğu olarak oyun konsollarıyla gerçek anlamda 1997 ilkbaharında tanıştım.ilk konsolum nes orjinli micro genius'tu.dönemin kartuşlu konsol pazarı atari,asahi ve game star'la birlikte bu marka'nın elindeydi.bugün x-box 360 oyunları ps3 oyunları gibi fiziksel olarak aynı ama makina'ya göre değişen cd sistemi o zamanlar yoktu,yani ister asahi olsun ister bir başka marka aynı altyapıya sahip tüm kasetler* saydığım bu konsollarda çalışıyordu.daha önceki yıllarda amigam olmadı ama ne olduğunu biliyorum ve az da olsa oynadım.bugünse kaçırdığım konsolları bir şekilde emulatorlerle telafi edip zaman zaman nostaljik oyunlara zaman ayırıyorum.mame32'yi retro oyun meraklılarına öneririm.

    2000'li yılların başlarında micro genius'umla vedalaştım.onu satıp 16 bit deneyimine kavuştuğum genesis alt yapılı sega mega drive 2 satın aldım.bilgisayar'da klavye ile oyun oynama fikri cazip gelmiyordu,konsol çok daha çekiciydi benim için.playstation alacak kadar zengin de değildik,playstation ihtiyacımı atari salonlarından giderirdim.metal slug,tekken,doom tarzı oyunları oynamak için atari salonları uğrak mekanlarımdı.ben sega satın alırken bir çok yaşıtım bilgisayar'da fifa oynuyordu ama hiç gereksinimini duymadım ve uzun yıllar bilgisayar sahibi olmak da istemedim.hal böyleyken sega canavar gibiydi benim için.mortal kombat'ın tüm serisi - 1-2-3 ve 3 ultimate - arcade kategorsinde efsaneydi.1-2 yılımı bu oyun için verdim desem yanlış olmaz.yine yaşıtlarım bilgisayar'da fifa oynarken international superstar soccer'ın lezzetinden maalesef haberleri bile olmadı.bu oyun konami'nin yaptığı en iyi futbol oyunlarından biriydi ve yeri bende hala ayrıdır.zamanı'nın çok ötesinde bir oyundu,bir devam oyunudur ve bugünkü pes serisi'nin de bizzat babası'dır.bunların dışında sega sonic serisi başta punisher,vectormen 2,doom troopers,sunset riders,streets of rage serisi gibi bir çok efsane oyunla 1988'de piyasaya çıkmış bir konsol olmasına rağmen uzun yıllar ayakta kaldı desem yanlış olmaz tabi sony playstation'ı piyasaya çıkardıktan sonra satışları doğal olarak düştü ama mega drive 2 sega'nın en çok satış yapan ve en başarlı konsolu olmuştur.aynı şirket 94 yılında sega satürn adında bir konsol çıkarmıştı ve 2000 yılına kadar oyun da çıkartıldı ama playstation'un karşında duramayarak zamanla kayboldu,dünya genelinde 17 miyon'luk bir satış rakamına da sahiptir.bahsetmeden geçmek istemem yine 90'lar da nintendo 64'de oyun piyasasında sağlam olmasa da bir yere sahipti açıkcası türkiye'de pek tutmadı.çeşitli nedenleri var.cd ile çalışan playstation ve sega saturn'un aksıne kasetle* çalışıyordu.servis ağı yoktu,kasetlerini temin etmek zordu ve oyun kasetleri* pahalıydı.bende yoktu,o dönem nes kullanıyordum.bu konsol'a sahip olanlar genelde avrupa'da akrabası olan arkadaşlardı ****.

    sega'mı iki yıl aktif şekilde kullanıp,sattım.2000'lerin ortalarında siyah slim playstation 2 satın alarak kendi oyun devrimimi gerçekleştirdim.oyun deneyimlerimin nirvanasıydı.atari salonları sırf bu makina için dolardı ve o makina artık evimdeydi ve aynı zaman bu küçücük alet rüyalar ligi uefa şampiyonlar ligi'nin resmi sponsoruydu*.winning eleven serisi baş döndürücüydü,mortal kombat serisi ona keza,fifa street serisi'nin ilk oyununu hatırlıyorum.dida,carlos,ronaldinho ve adriano'dan oluşturduğum takımımla tüm şehirlerdeki sahaları açtırdığımı...anımsama bile duygulandırıyor.fifa street'in soundtrack list de harikadır,meraklısına.god of war serisiyle de playstation 2 jübilesini yapıp,yerini yeni nesil playstation 3'e bırakıp piyasada geri plana çekildi.

    gelelim bu kişisel değerlendirmeyi neden bu başlık altında yazdığıma.90'lar da çocuk olup uzun yıllar atari oynamış biri için playstation 2'nin yeri ayrıdır.çünkü bu konsol,oyuncusuna kendinden önceki nesillere asla benzemeyen deneyimler sundu.2002 yılında winning eleven oynarken türkiye'yi almış bir genç,oyun içinde türkçe tezahüratlar'ı ilk kez bu konsolda duydu.futbolcu tip ve suratları ilk kez bu konsol'da tam anlamıyla benzedi.dövüş oyunlarında grafikler önceki nesilleri silip süpürdü.işin şu yönünü atlamamakta da fayda var.bir örnek açıklayıcı olacaktır.değil yenil bir konsol'un çıkması,örneğin her yıl piyasaya çıkan pes oyunu bile bir öncekini basit bir atari oyunu gibi gösterebiliyor.burada anlatmak istediğim playstation 2'nin oyuncusuna sunduğu heyecandı.ps 3 oynayan bir 2000 doğumlu bir çocuğa bugün komik gelmesi tabiki çok normal.ps3 kendinden önceki tüm nesillerin grafiklerini süpürmedi mi ? tabiki süpürdü ancak yaşım itibariyle beni bir yere kadar etkileyebildi.

    hala çok gencim,bilgisayarda oyun oynama fikrine hala alışamadım ve konsol oyunlarına bayılıyorum.playstation ve x-box ilerleyen yıllarda piyasaya çok daha üstün konsollar çıkaracak ama benim için playstation 2'nin yeri hep ayrı kalacak.