hesabın var mı? giriş yap

  • biz 90'ların sonuna yetişmiş üniversiteliler, tek fitilli kadife pantolon, 2 şile bezi gömlek ve 2 el örgüsü hırka ile anadolu'nun her şehrinden akın akın gelmiştik siyasala.
    işaret ve orta parmak arası, ucuz sigaradan sararmış olurdu, esmer erkeklerin bıyık uçları bile tütünden sararırdı.

    para değil dürüme, memleketten gelen tarhanaya katık edecek ekmeğe bile yetmezdi ay sonları.
    tüm şehrin, öğlen yemeği en ucuz üniversitesinde, öğlen yemeği başlar başlamaz bir jeton atar yemek yer, 2 saat sonra yemek bitmeden bir tur daha yer, aha o yemekle günü gün ederdik. yemek 2500 tl idi. 2500tl madeni bir paraydı.

    ama kantinden hep masadaki insan sayısı kadar çay alırdık. para en çok kantin çayına giderdi. kendine kadar bir bardak çay almayı bilmezdik.
    ama bir tur 8-10 bardak çay alıp, akşama kadar başkasının çay tepsisinden ikram edileni içer yine aynı hesaba çıkardık. çay ise 500tl

    sigaraya winston ile başlar, 3 gün sonra 19 mayıs ballıca döner, 2 hafta maltepe içer, son hafta otlakçılıkla geçerdi.

    ben memur çocuğuyum, harçlığım 15'inde yatardı. bir arkadaş vardı engin. onun burs 1'inden birine gelirdi.
    ben ne zaman son maltepemi içsem, eve döndüğümde çantamda bir ballıca bulurdum, ayın 15'ine geldiğimizde de, muhakkak 2 paket alırdım sigarayı, gizliden ben de kaktırıverirdim birini çantasına.

    biz iki gariban, hiç birbirimize yol paramızın kalmadığını söylemedik.
    dipdibe 2 semtte, birbirinden gariban 2 ayrı öğrenci evimiz vardı. yakındık mesafe olarak.

    her gün okuldan o evlere, 12 durağı yağmur çamur demeden yürümek için bahaneler bulurduk.
    *dostum sana danışacağım bir durum var yürüyelim mi?
    *kardeşim bir film izledim, vaktin varsa yürüyelim anlatayım ister misin?
    *aksaray'daki ezgi müziğe bir baksak mı? almayız da bakarız, yürüyelim mi ki bugün?

    biz yürüdük, hiç gariban hissetmeden, para yok diye değil, biz istediğimiz için yürüyorduk neticede.
    midemizin gurultusu mühim değildi, sigaramız vardı hep, birimiz ballıca içeceğine ikimiz de maltepe içerdik.

    sanıyorduk ki üstesinden gelinir hayatta garibanlığın, bilmiyorduk garibanlık sandığımız parasızlıkmış sadece, kardeşlik ve dostluk karın doyuruyormuş meğerse.

    sonra bitti okul, ben fabrikalara o bankaya, olaylar olaylar, arada bir smsler, bazen facebook'tan kısa merhabalar.

    2014 ocak ayının 8'ydi, engin son vermiş hayatına, haberi geldi.
    demek -mış gibi yapamamış artık.
    ben de fark edememişim, hiç birimiz fark edememişiz.
    gariban kalmış cidden, paradan bağımsız, parayla alakasız.
    hepimiz garibanmışız da aslında, birbirimizi görmez olmuş gözümüz.

    insan sevdiklerini yitirmeye başlayınca ayakları yerden kesilmeye başlıyor.
    para olmayıversin de, ruhu garibanlaşmasın yeter ki insanın, kalbi fukara hissetmesin.

    fukaralığa dayanılıyor da garibanlık yükü çekilmiyor galiba.

    ömrümün en güzel 4 yılını geçirdiğim okulun kantininde, heykelinde, meydanında, yanımızda engin olmadan çekilmiş fotoğrafım yok diye, bakamıyorum 1 yıldır hatıralarıma, telefonunu silemiyorum, mesajlar da duruyor.
    kalbimde koca bir yük, içimde bir gariban kalmışlık, taşıyacağız artık bir ömür.

  • - ne demek burası 2 sayı?
    - şu çizginin arkasından atılan sayılar 3 sayılır cumhurbaşkanım
    - bu kurala uymuyorum, saygı da duymuyorum

  • anadolu halkı arasında çok yaygın bir adet. böyle bir adet bana saçma geliyor anlatmaya kalkınca da "vay sen geleneğimize mi karşı geliyorsun, kolukomşuya rezil mi olalım, rahmetli adına hayır yapmayalım mı felan filan" gibi cümeleler ile hücum ediyorlar.

    gelenek var gelenek var, böyle gelenek mi olur arkadaş, gelenek dediğin güzel kültürel faatliyetlerin devam ettirilmesidir. bu tamamen adam kekleme. kasap et derdinde koyun can derdinde, sırf yemek için cenazeye gelenleri biliyorum.

    komşulara, çevreye rezil mi olalım? niye rezil olasın kardeşim, zaten normal zamanda toplumsal hayatta nasılsan seni hep öyle bilecekler öyle anacaklar. asıl komşuların senin için yemek vermesi, dağıtması lazım. kötü gününde yanında olmalı.

    rahmetlinin son hayrını yapmayalım mı? yap kardeşim yap da adam gitmiş artık, ne yaptıysa bu dünyada kendisi için yaptı zaten. mezarda "aa bu arkadaşın ardından yemek veriyorlar şimdi, hadi şunu es geçelim" mi diyecekler? rahmetli arkasından bıraktıkları ile sevabını almaya devam eder zaten, hayırlı evlat bırakmak gibi, okul, camii, çeşme, köprü vs vs gibi şeyler bırakarak da kendisine sevap gider ve hayrı devam eder zaten.

    kısacası saçmadır, gereksizdir, cenaze sahibini zor durumda bırakmaktadır.

  • *meslek nedir?

    -uluslararası bir petrol firmasında pompacı olarak görev yapmaktayım.

    *.....

  • üst edit: yılansı fareler falan derken ekşi şeylere düşmüş ya biraz mahçup oldum. yılansı fareyi de liseliler bilmez :(

    "hakkaten lan" diyip merak ettim ve araştırdım. arapçadan geçmiş qismet gibi kelimeleri falan saymazsak şöyle diyor internetler (kaynak'tan olduğu gibi çeviriyorum, bu bile size çok, ekşici yılansı fareler sizi):

    "scrabble oyuncularının da farkında olduğu üzere q zorlu bir harftir. q harfini oyunda kullanabilmek için, oyuncu uygun bir u harfi bulmak zorundadır. ki q'nun alfabedeki ikinci en nadir kullanılan harf olması, işi kesinlike daha kolaylaştırmıyor.

    haydi şu alfabenin 17. harfi, huysuz q'yu çözmeye doğru yelken açalım.

    ingilizce'de "qu" her zaman digraph (tek bir sesi temsil eden harf ikilisi) olarak, /kw/ sesi için kullanılır. q'nun u ile eşleşmesi, latince dilinin, yunanca temelli bir icadıdır. q sesinin temeli olan koppa harfi, /k/ ya da /g/ sesi olması gereken yerlerde kullanılır ve yuvarlak sesli harflerden önce gelirdi. fakat, "c" gibi bir kaç harfe de, farklı kombinasyonlarda aynı ses atanmıştı.

    c harfi yavaş yavaş bu gibi sesleri daha fazla temsil eder hale gelince, q sesinin kullanımı azalarak, herhangi bir ses ifade edebilmek için u harfine muhtaç kaldı. (şuan ingilizce) latin alfabesinin tam bir üyesi için pek de meşaqqatli (keh keh).

    (alakalı olarak, neden w görsel olarak iki v ile temsil edildiği halde adı "çift-u?" cevabı şurada)

    q'nun u olmadan temsil ettiği sesler genelde ingilizcede bulunmaz fakat sami dillerde daha tipiktir. "quran", "iraq" gibi başka dillerden alınmış kelimeler, q'nun gırtlak /k/ sesine örnektir. (çeviri notu: aha benim qismet burada çıktı)

    q harfinin şekli, yün topağı anlamına gelen ve "paw" sesiyle söylenen mısır hiyeroglifinden gelmiş olabilir. aşağı inen çizgi ve çembel sembolü, yunanca koppa için de kullanılırdı ve günümüzde kullanılan modern latince harfe şekil olarak benzerdi."

  • ilginç bir gelişme. kesin teknik bir hata olmuştur. yoksa bilen bilir ki yurtiçi kargo'nun ticari stratejisi müşterilerini evde bulamama üzerine kurulmuştur.