ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
filenin sultanları'nın sürekli şampiyon olması
-
1- türkiye bugün şampiyon olmadı, finale çıktı.
2- türkiye hep şampiyon olmuyor. 1-2 ay önceki şampiyonluk, milletler ligi'ndeki ilk şampiyonluğumuzdu.
- olimpiyatlar'da ve dünya şampiyonası'nda madalyamız dahi yok.
- eğer 3 eylül'de şampiyon olursak 1949'dan beri var olan avrupa şampiyonası'nda ilk defa şampiyon olmuş olacağız.
- bir turnuvanın en başarılı takımı olmak için de bir iki şampiyonluk değil, o turnuvanın tarihinde en fazla şampiyonluk almış takım olmak gerekiyor. yani tüm zamanların en başarılı ülkesi olmak için yalnız bir nesil değil, nesiller yetiştirmek gerekiyor.
3- voleybolda rekabet çok yüksek. türkiye'nin hem avrupa'da hem de dünyada çok zorlandığı güçlü rakipleri var.
4- voleybol bir olimpiyat sporu ve tabiki önemli bir spor. internetteki kaynaklara göre dünyada en sevilen 5. spor ve 900 milyon takipçisi var.
5- sporla dünya barışı arasında bir bağlantı var.
- gelişmişlikle sporda başarılı olmak arasında bir bağlantı var.
- kadın haklarıyla kadın sporu arasında bir bağlantı var.
- başarının alkışlanması ve ödüllendirilmesiyle hakkaniyet arasında bir bağlantı var.
mesele bunları anlayabilmekte herhalde.
berat albayrak'ın ekonomik kriz açıklaması
-
daha bir iki gun once, ulkenin basbakani "krizi fetoculer cikardi" anlaminda konusmamis miydi? bu durumda fetoculer iyi bir sey mi yapmis oluyorlar? ben tam anlamadim...
topuklu ayakkabıyla ofiste koşturan hatun
-
sürekli nefes nefesedirler.
tipine baksan atomu parçaladı sanırsın oysa printerdan çıktı almıştır sadece.
(bkz: test sayfası)
dünyanın en seviyeli tartışmasını yapan çocuklar
-
önce o elini bi indirme nezaketinde bulunur musun?
edit; bööggghhh arkadaş gelmiş buraya bile bizim zamanımızda böyle değildi'yi döşemiş zamanında kilitli kalasıca. aptallık yapsalar bizim nesil efendiydi, efendilik yapsalar bizim nesil taso oynardı. hay neslinizi ya. ne nesil yarıştırma merakıymış be.
bülent ersoy'un bir oturuşta 2.5 kilo et yemesi
-
"yetişkin bir bülent ersoy bir oturuşta 2.5 kilo et yiyebilir." -national geographic
trip fairground
-
inanılmaz bir şarkı. ilk dinlediğimde barış manço olduğunu anlamadığım gibi millet benle taşşak geçiyor zannettim. uzun süre inat ettim, (olm yemeyin lan falan diye) ve en sonunda kendi gözlerimle gördüm. çok kaliteli iş yapılmış zamanına göre. bu kadar insanın bilmemesi üzücü.
yemeksepeti'nin 1 liraya hiçlik satması
-
yemeksepeti'nin bünyesinde sipariş alan restaurantlardan birinin menüsünde "sos istemiyorum" adlı bir ürünün 1 tl fiyat ile satılıyor olması hadisesi.
görsel
merakımı gidermek için az sonra vereceğim siparişe 2 tane "sos istemiyorum" ekleyeceğim. 2 tane sos gelirse üşenmem "gelin bu sosları alın, ben sos istemedim" diye canlı desteğe bağlanırım.
edit: sipariş görseli eklendi.
görsel
edit2: pizzacı aradı şimdi. aha dedim "beyefendi siz geri zekalı misiniz?" diyecek.. :)) sodexo çalışmıyormuş, yarın çeksek olur muymuş.. sos konusunu açmadı hiç. fırsatını buldun yapıştır tabii pizzacı, sen de yapıştır amk
edit3: sipariş geldi, sos yok. değerlendirmem 10-10-10 olacak. teşekkürler yemeksepeti ve pizzacı.*
edit4: tavuk topları için olan 2 tane ücretsiz sos hakkımı neden kullanmadığıma yönelik mesaj atanlar olmuş. abi ben kendimi ifade mi edemiyorum.. sos istemiyorum.
son feci bisiklet
-
yaa o değil de insanlık gerçekten teknolojinin fazlasıyla cebimize girmesiyle birlikte tersine evrim geçiriyor.
bu teknoloji olayı yaramadı bize valla bak.
biz de ergen olduk.90 larda geçirdim 10lu yaşlarımı. ben ve tum arkadaşlarım, hatta biz tüm bir jenerasyon 90lari pink floyd, led zeppelin, deep purple dinleyerek geçirdik bu ulkede. onları dinlemeyen iron maiden, metallica, nirvana, pearl jam dinliyordu.
türk sanatçılardan mfö best of çıkardı 95te. ardından m.v.a.b. geldi. sakın gelme diye bir başyapıt çıktı o albümden misal. özlem tekin, şebnem ferah, teoman patladi 96-99 arası. 99 un en sonuna duman yetişti eski köprünün altında ile. hala daha iyi bir şarkı yapamadılar bence. ve tamam sustum diyen vega.
rock kazanı ve leman okuyorduk. sonradan roll gelmişti.
korkunç bir ergen olarak cezmi ersöz okuyordum. hatta ergenlikle suclaniyorduk cezmi okuyoruz diye. ödp kurulmuştu mesela. dünyayı cozdugunu düşünen ergenler olarak heyecan duymuştuk çokça. siyasal olmamizda her hafta leman okumamizin etkisi büyüktü.
bakın tüm bunlar biz lisedeyken oluyor. böyle bir nesil yetiştik biz bu ülkede.
şimdi bunlar nedir kardeş? ne diyeyim ben bunlara? bunlari takip edenlere ne diyeyim? ne oldu bu 20 yıl içinde ben onu anlamaya çalışıyorum.
not: evet yaşlıyım.
dolar artınca türkiye batacak sanan insan
artık seni sevmiyorum için alternatif cümle
-
biz seninle şirin ile mecnun gibiyiz.
atatürk'ün iran'dan satın aldığı toprak
-
çok az bilinen bir hikayedir bu aslında. hazır karabağ savaşı bitmişken bu hikayedende bahsetmesek olmaz. ayrıca her türk'ün bilmesi gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. adam öyle bir deha ki şu an dil ucu sınır kapısı olarak isimlendirilen bölgeyi parasını kendi servetinden verip 13 kilometrekarelik araziyi iran'dan satın alarak vatan toprağı yapıyor ama bu 13 kilometrekarelik alan öyle bir noktada ki sadece jeopolitika bilen ve ileri görüşlü birisinin anlayabileceği bir 13 kilometrekare olsa gerek.
https://hizliresim.com/q75sjk
bölgenin önemine gelirsek o zamanlar nahçıvan denilen bölge iran ve ermenistan arasında sıkışan bir alan. atatürk nahcıvanın türkiye'nin orta asya'ya açılan kapısı olduğunun farkında o yüzden o zaman sıkı ilişkiler kurduğu iran şahı rıza pehlevi yi ikna ederek bu bölgeyi kendi cebinden para ödeyerek türkiye'ye bağlıyor ve dil ucu diğer adıyla türk kapısı olarak bilinen bölge ile nahçıvan birleştiriliyor. yıllar yıllar sonra ilk karabağ savaşında bu bölgeden nahçıvana silah ve gıda yardımı yapılarak bölgenin ayakta kalması sağlanıyor. atatürk bu hamlesiyle türkiye'nin orta asyadaki soydaşları ile bağlantısının kopmasını engelliyor denilebilir hemde sadece 13 kilometrekarelik alanla. peki bu gün ne mi oldu ? karabağ savaşını azerbaycan kazandıktan sonra türk koridoru ile türkiye nahçıvan azerbaycan birbirine bağlandı ve bu bölgeye demir yolu hattı kurulacağı açıklandı. dolayısı ile tüm turan bölgesine hazar denizi üzerinden ulaşım sağlandı ve bütün hepsi atatürk'ün cebinden satın aldığı bu 13 kilometrekarelik alan sayesinde oldu. banada bu gün paşa'nın ileri görüşlülüğünü bir kez daha selamlamak düşer
ayrıca bizzat nahçıvan başkonsolosluğunun sitesinde de geçer kaynakcanlara gelsin.
http://naxcivan.cg.mfa.gov.tr/…%9f%c4%b1%20bilinir.