hesabın var mı? giriş yap

  • izmir'deki bir yazılım firmasına yazılım test pozisyonu için iş başvurusu yapmıştım. mülakat öncesi test senaryoları oluşturmam için doküman gönderdiler. senaryoları oluşturup gönderdim ve mülakat yaptık, mülakat bitiminde biz sizi arayacağız diyerek sonlandırdılar ve aramadılar, yaklaşık 1,5 sene sonra aynı firmanın açık iş pozisyonunu görerek yeniden başvurdum (kaşınmışım demek ki) ve yine aynı dokümanı gönderdiler senaryolar hazırlamam için. daha önceden gönderdiğim senaryoları bularak küçük değişiklikler yaptım ve tekrar gönderdim. tekrar mülakat yapıldı ve mülakat sırasında "senaryoları güzel hazırlamışsınız, daha öncede mülakat yapışız sizinle neden o zaman sürece devam etmedik" diye sordular. "arayacağız dediniz aramadınız" dedim. mülakat bitti ve yine biz sizi arayacağız dediler, ve yine aramadılar :)

  • münasip ortamda olmadığımdan ötürü göz yaşlarımı kulaklarımdan akıtmama vesile bir tayyip erdoğan azarı.
    http://www.radikal.com.tr/…id=1083677&categoryid=77

    ülkeyi hepten lise müdürü gibi kontrolüne aldı sn. başbakan. istiklal marşı öncesi okula fırça basıyor gibi.

    "gülünecek bir şey varsa hep beraber güleriz" çıkışını bir sonraki toplantısına bırakmıştır diye düşünüyorum...

    "allah tebeşir fırlattı" :)

  • 1. haksuzluk ney?

    2. her kuşu sevdik bi leylek cemaati mi es geçtik?

    3. ergenekon, balyoz, madımak vs. olaylarına tavırlarını unutmadık. kısa hurma tırmalama formulü ile hesapla.

    4. her şeye rağmn sizin için bile adalet. evet.

  • söz konusu fotoğrafı 2'si erkek 3'ü kadın 5 kişiye "bu elbisenin renklerini altın-beyaz mı yoksa mavi-siyah mı görüyorsun?" sorusunu yönelterek gösterdim. erkeklerden biri altın-beyaz, diğeri mavi-siyah derken kadınların üçü de "hiç güzel değilmiş" dedi.

  • uçakta olmuş başka yerde olmuş hiç farketmez. türkiye gerçeğidir.

    vakti zamanında ( bu yaz başı ) adanaya gidecek uçağa binmek sebebiyle kadıköyden iett otobüsüne bindim ki sabiha gokcene gideyim. sabahın 7 si falan. 2 tanede müptezelligin dibine vurmuş kafaları beton olmuş gençte bindi. tabi mevzu para vermem beleş binerime döndü. şöföre ana avrat sövmeler keserim lan gırtlağını tarzında muhabbetler. tabi şöför amcam dayanamadı koca otobusu içindekilerle durdurdu polisi çağırdı. otobustekıler galeyan - hadı gıdelım ucaga yetısecegız , bız sızın kavganızı seyretmek zorundamıyız falan. polis geldi gençler sakin olun adam olun minvalinde kelimeler söyledi basti gitti. ne zaman ki elemanlar pendik civarinda inmek için hareketlendi o zaman film koptu. arka kapıdan gelen iki eleman on kapıdan yolcu alan soforu cektı dısarı cıkarttı. rahat 60-70 olan otobusten ben ve bir genc cocuk dısında bır allahın kulu ınmedı. ben kı boyle durumlarda belayı direk ustume cektıgımden alıskınım. cocuklardan bırının salladıgı kemerın tokası kaşıma geldı ıkıncı salladıgı kemerı savusturdum benı pas gectı otobusun camını tuzla buz etti. hala otobusten ınen bir kisi yok. hea sonuc ne oldu. sofor amca bıraz hırpalandı ama 2 muptezelin anasının amınıda pendık koprusu asfaltına gomduk 3 kişi.

    bu uçaktaki yaşananın da pek farkı yok.

    gercı olan bızım kaşa oldu. o şekilde toplantıdan toplantıya girdim : )

  • hâlâ sağda solda nobel meselesinin tartışıldığını görüyorum, on iki yıl oldu ama bir arpa boyu yol ilerlenmedi. biraz nobel'in ve çağdaş edebiyatın nasıl olduğuna değinerek bu konuyu inceleyelim:

    birkaç farklı argüman var.

    1) nobel iyi bir ödül, ama pamuk sadece siyasi gerekçelerle aldı, yoksa alamazdı.

    neyse ki bunun ilacı var, varsa çevrenizde bunu söyleyen, hemen deneyebilirsiniz. hemen ölümcül soruyu soruyoruz orhan pamuk nobel edebiyatı ödülünü hak etmedi diyenlere: son on yılda, yirmi yılda nobel alan kaç yazarı okudunuz? yirmi yıl diye sınırlıyorum, çünkü edebiyat değişim halinde olan bir tür ve orhan pamuk'u çağdaşı yazarlarla kıyaslıyorum.

    mo yan, alice munro, kazuo ıshiguro, patrick modiano, le clézio, lessing, kertész, coetzee, jelinek, svetlana aleksiyeviç (romancı değil ama onu da koyabiliriz listeye), saramago, günter grass... bunlardan kaçı, neden orhan pamuk'tan iyi romancı? bana açıklayan olursa gerçekten çok sevinirim.

    romancıların neredeyse hepsini okumuş biri olarak, pamuk'u hiçbirinden daha aşağı koyamıyorum ve hatta içlerindeki en iyilerinden biri diyebilirim. en iyisi diye bir şey yok tabii, atıyorum mo yan ile (bence yaşayan en büyük romancılardan biri) orhan pamuk'u kıyaslayamazsınız, tamamen farklı tarzda yazarlar, ki romanlarını ele alış biçimi orhan pamuk'a en çok benzeyen yazar mo yan belki bu listede.

    nobel edebiyat, gözlemlediğim kadarıyla biraz da şu mantıkla veriliyor: bir öykücüyle modernist bir romancı rakip olmuyor, bunun yerine bir yıl öykücülerden birine ödül veriliyor; örneğin alice munro, çok hakim olduğum bir tür olmasa da gördüğüm en iyi öykücü gerçekten. onun karakter tahlillerine yaklaşanı bile görmedim.

    aynı şekilde, ıshiguro romanlarında gerçekliği kıran, insan algısını her şeyin önüne koyan ve tamamen bunu derinleştiren inanılmaz bir romancı. onun rakibi de ona benzer yazan romancılar. örneğin murakami. ıshiguro'ya verildiğine göre murakami'ye nobel verileceğini zannetmiyorum, ki ıshiguro çok daha derinlikli bir yazar zaten.

    bunu da şuradan çıkarabiliriz, üst üste aynı tarz yazan yazarlara ödül verilmemiş. yani tolstoycu ve büyülü gerçekçi mo yan ödülü almış, ondan sonra gerçekçi alice munro, sonra kısa romanlarıyla tanınan modiano, sonra inanılmaz edebi ve orijinal röportaj kitaplarıyla aleksiyeviç. belki bunun altında nobel jürisinin herhangi bir akımı veya türü özel olarak desteklediği algısının oluşması kaygısı vardır, bilemiyorum.

    bu bağlamda orhan pamuk'u kendi türü içerisinde değerlendirebiliriz, ki bunlar da ödülü alamayan yazarlar oluyor. mesela umberto eco, mesela salman rushdie. çok katmanlı tarihi hikâyeler anlatan romancılar ikisi de. ben ikisini de severim, eco'yu çok severim. eco uçlarda gezinen bir romancı ama pamuk'un romancılığı eco'dan kötü değil. bir "yazar" olarak pamuk'un daha iyi olduğunu kişisel fikrim olarak belirteyim, daha iyi bir denge, daha iyi bir yazarlık nedeniyle. pamuk gülün adı'nı da yazar istese, önceki günün adası'nı da, ama eco'nun yeni hayat'ı veya benim adım kırmızı'yı yazabileceğini sanmıyorum.

    sadece şuna dikkat çekmekte fayda var, nobel edebiyat genelde "star"a dönüşmüş yazarlara verilmez. hatta bu listedeki nobel almadan önce en ünlü yazarlardan biri de pamuk, ona rağmen ödülü almış.

    2) nobel eskiden iyi bir ödüldü, ama artık iyi bir ödül değil.

    eğer bu ikinci argümandaki gibi düşünüyorsanız, yine son yirmi yıla alternatif bir 20 yazar çıkarmanızı isteyeceğim. varsa bu listedekilerden iyi yazarlar, lütfen bana da söyleyin, zevkle okurum. bana kalırsa bu liste çok başarılı bir liste. itiraz edeceğim birkaç yazar var, örneğin modiano o kadar da büyük bir romancı değil bence, ama novella/kısa roman içerisinde bir değerlendirmeye tabi tutulduğunu düşündüğüm için çok bir şey diyemiyorum açıkçası.

    farklı bir şekilde şu söylenebilir, nobel değil, edebiyat bozuldu, artık öyle camus'ler, sartre'lar, hemingway'ler, faulkner'lar çıkmıyor. bu yaygın bir kanı. bunu kıyaslamak, ölçmek çok güç. ama orhan pamuk'un, mo yan'in, ıshiguro'nun, coetzee'nin de yıllar sonra anılacağını düşünüyorum.

    türkiye bir edebiyat ülkesi değil. orhan pamuk belki de çıkarabildiğimiz tek romancı ve okur, ki burada okurdan kastım (görece) nitelikli okur, genel olarak klasikleri ve ikinci dünya savaşı sonrası modernizmi kısa bir süre bastırarak ortaya çıkan geleneksel gerçekçileri okuyor, camus, orwell vb.lerini. en iyi ihtimalle kafka falan okuyor, ki kafka'nın romanları onlara ne ifade ediyor çok merak ediyorum. joyce, proust, faulkner gibi yazarlar fazla deneysel kaçıyor. postmodernist edebiyat bu yüzden henüz tam olarak kabul görmüyor, ki postmodernistleri okumak modernistleri okumaktan daha kolaydır.

    3) nobel edebiyat'ı verenler siyasi sebeplerle adam kayırıyor.

    gelelim bu iddiaya. önceki iki argümanı geçersek, bu argümandan şöyle bir sonuç çıkıyor: ödülü hak eden yirmi kişi varsa, siyasi söylemlere bakılıp biri seçiliyor.

    bunun da tam olarak böyle olduğunu düşünmüyorum. bir bakıma doğru, ona değineceğim. ama önce yine mo yan diyoruz. mo yan'in baskıcı çin hükümetini savunan, destekleyen açıklamaları var ve ödül ona verildiğinde ödülü verenler de eleştirildi. bunun bu düşünceyi çürüttüğünü düşünüyorum.

    bununla birlikte, bir yazar açıkça günün gerisinde fikirlerini romanlarına koysaydı, nobel edebiyat ödülünü alabilir miydi? bilmiyorum açıkçası, aklıma yakınlarda vefat eden anti-feminist philip roth geliyor, roth okumayı sevdiğim bir yazardı ama nobel'i alanların kalibresinde olduğunu düşünmüyordum. alsaydı çok şaşırır mıydım? hayır.

    ama diyelim ki, tolstoy gibi, onun kadar büyük bir romancı çıksa ve onun yaptığı gibi mükemmel romanlarının arasına zırva tespitler yerleştirse ısrarcı bir biçimde, ödülü alabilir miydi? emin değilim açıkçası.

    4) en fantastiği bu: orhan pamuk çeviri sayesinde ödül alabiliyor, dilini çevirmenler toparlıyor.

    bunu çok duydum ve her seferinde şaşırdım, şu an bunu yazarken bile şaşırıyorum. bir insan gerçekten bunu nasıl söyleyebilir? türkiye'de yazarlığın üslupçuluktan ibaret olduğu yönünde bir kanı var. bu yüzden esasen vasat yazarlar olan hasan ali toptaş ve ihsan oktay anar gibiler çok seviliyor (bunu başka zaman tartışırız). ve bu yüzden her yer öykücüyle dolu. çünkü üslupçuysan ha roman yazmışsın ha öykü, hünerin ikisine de sığar. romanın ne olduğu, nasıl bir yapı olduğu henüz çözülebilmiş değil, okurlar tarafından da yazarlar tarafından da.

    orhan pamuk romaları çok satılıyor, az okunuyor, ama neredeyse hiç anlaşılmıyor. buna değindim daha önce: (bkz: #81717638) kolay bir iş değil. ama eleştiri kültürünün bir şekilde gelişmesi, çağdaş edebiyatın da bir şekilde konuşulması lazım.

    burada şu soruya geliyoruz: dergiler ne yapıyor? varlık dergisi almış başını gitmiş, saçma sapan konuları irdeliyor. notos ondan iyi, modernistleri falan inceliyor, galiba son sayısında camus'yü incelemiş. kitap-lık desen türk edebiyatına gömülmüş vaziyette. diğer çöp dergilere değinmiyorum dahi. bu yüzden okurun büyük kısmı ne çağdaş edebiyat biliyor, ne de bu edebiyatın nasıl bir motivasyonla, nasıl araçlarla yapıldığını.