ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
barda hatunla muhabbet açma klişeleri
-
lan tipsizliğimden midir, beceriksizliğimden mi bilmiyorum ama sadece bir kez denemedim. hani yanlış anlaşılmasın o da, bizim grubumuzda olan kız. ama arkadaşın kız arkadaşının arkadaşı, ilk defa görüyorum yani.
bir gece kulübüne gittik, bir elimde bira var, arkadaşlardan biri de elime patlamış mısır tutuşturdu, "kıza ikram et, muhabbete gir" diyor. aldım mısırı elime, birayı bıraktım. boş elimle kıza dokundum, dönünce "mısır yer misin?" dedim ama kız müziğin etkisiyle duymadı, kulağına yaklaşıp tekrarladım, kız "istemiyorum sağol" diye haykırdı. mala bağladım sonra, elimdeki mısır paketini kıza doğru uzatıp kızı dürttüm paketle. kız yine "istemiyorum" dedi, bu sefer elini kolunu da sallıyordu. yüzündeki gülümseme de yitip gitmişti. dans ederken kıza sinsice yaklaşmaya çalıştım sonra, kız bir ceylan edasıyla kaçtı her seferinde ama.
gecenin sonunda başka bir erkekle yiyişiyordu. beşiktaş evine yine puansız dönüyordu...
17 şubat 2015 istanbul kar yağışı
-
otobüse binerken mecidiyeköy'de bir numara yok. bir güzel uyudum. sonra gözümü bi açtım, karşıdan karlı dağlar geçiyor. bir daha açtım başımda bir çocuk: “kalk abi.” diyor “kars’a geldik(!)” *
ekşi itiraf
-
o şeffaf sütyen askılarını ilk gördüğümde sütyenin tamamını şeffaf sanmıştım öyle.
27 ağustos 2022 sedat peker tweet'leri
-
mesleği savcılık olanları, 19 haziran 2023'e kadar ilgilendirmeyecek twitlerdir.
22 kasım 2016 japonya depremi
-
tsunami yok 1 metreymiş yok 3 metreymiş, arkadaşlar bilmem farkında mısınız ama fukuşima nükleer tesisi 2011 yılında depremde hasar aldığından beri olaylar hala kontrol altına alınmış değil. durumun ciddiyetinden bir haber gelip "caponlara koymaz yea" diyerek olayı sulandırmaya çalışanları gördükçe gerçekten çok şaşırıyorum. geçen kazada az da olsa durumu kontrol almaya çalışıyorlardı şimdi elde kalan radyoaktif maddeleri soğutan sistem de bozulmuş. 2011'de ne olmuş, hala neler oluyor bir okuyun gözünüzü seveyim;
- 2011 yılından beri günde 300 ton radyoaktif atıklı su (soğutma suyu) okyanusa salınıyor.
- fukuşimadaki radyoaktivite o kadar yüksek ki, bunu durdurmak için kullanılan robotlar daha merkeze yaklaşamadan bozulup eriyorlar. tepco denen sik kafalılar "bu sorunu çözecek teknolojiye şu an sahip değiliz" deyip kenara çekildiler.
- daha sonra tepco'daki mallar buzdan bir duvar yapalım bari bu sızmayı önleyelim dediler, "olay kontrol altına alınacak" diye vızıklıyorlardı şimdi de okyanusa salınan suyu durdurabilmek için 4 seneye daha ihtiyacımız var diyorlar. sik anasını sik 4 sene ne ki, okyanusa pompalamaya devam...
(not: bununla ilgili haberler ve makaleler internetten kaldırıldı. konu ile ilgili bilgiye ulaşmanız artık biraz zor.)
- kazadan kısa süre sonra kanada ve amerika kıyılarında sudaki radyasyon oranı %300 olarak ölçüldü ve bu oran her sene katlanarak artıyor. kazaya yakın olan bölgelerdeki deniz canlılarının çoğu öldü, ya "hastalandı" ya da acaip değişimlerden geçiyorlar. kısaca şu an okyanus tümörlü balık kaynıyor. radyasyondan etkilenenler sadece deniz canlıları değil tabii ki.
http://i1.mirror.co.uk/…ukushima-mutant-flowers.jpg
http://www.themarysue.com/…tbutterflies-580x278.gif
http://www.dw.com/image/16166163_303.jpg
http://namarashhs2015.weebly.com/…/2136834_orig.jpg
http://s3.india.com/…tent/uploads/2015/07/bunny.jpg
http://www.secretsofthefed.com/…ut-article-size.jpg
- bütün bunlar sonucunda çoğu avrupa ülkesi, amerika ve japonya'dan gelen deniz ürünlerini ülkeye sokmama kararı aldı. ton balığı falan zaten hayal, unutun artık.
- 2011 yılındaki kaza nedeniyle kaliforniya'da yeni doğan bebeklerin kansere yakalanma riski 29 kat fazla. yetişkinlerde de kanser vakalarında artış gözlenmiş.
- olayı örtbas etmek için hükümetler ölçümleri normale yakın göstermeye çalıştığı da yazılanlar arasında.
kısaca dünyanın içine ettiler, 2-3 metrelik dalgaları değil bunları konuşmak gerekiyor. "aman inşallah kimse ölmemiştir" diyorsunuz iyi hoş da fukuşima'ya yakın yaşayanlar bugün depremde ölmese bile belki 10 sene sonra kanserden zaten ölecek. anlatabiliyor muyum sevgili arkadaşlar?
daha fazla bilgi almak isteyenler şu linklerden devam edebilir;
http://www.reuters.com/…ma-pm-idusbre97601k20130807
http://www.storyleak.com/…-prompts-fukushima-fears/
http://oregonstate.edu/…-local-extinctions-expected
http://time.com/…43/fukushima-disaster-food-safety/
http://www.globalresearch.ca/…rom-fukushima/5355280
http://www.integrativecanceranswers.com/…er-in-u-s/
https://www.rt.com/…na-radiation-tripled-fukushima/
(not: bilgilerde bir yanlışlık varsa lütfen uyarın, olayın üzüntüsü ve siniriyle hızlı bir şekilde yazdım.)
evrim ağacı
-
astrolojiyi yerden yere vurduğu için eleştirildiğini duydumya artık gözlerim açık gitmem.
astrolojinin bilim dışı olduğunu, bilimi geçtim tamamen yalan yanlış antik masallar temelli bir safsata olduğunu bugün aklı başında herkes bilir.
astrolojiyi eleştiren, inkâr edenleri yereceksek tüm bilim camiasını işin içine katmalıyız.
konu hakkında yaptıkları videoda anlattıkları tamamen bilim dünyasının görüşlerini yansıtmaktadır. bir şeyin "kadim" bir geçmişi olması onu gerçek kılmaz, hatta söz konusu bu tarz muğlak kavram ve inançlarsa onu tamamen yalan yapar çünkü atalarımız sadece gözlerinin gördükleri ve akıllarının erdiklerine anlam yüklediler. şimdi ise teknolojinin o imkanları ile çok çok daha ötesini görüyoruz.
kısaca burçlar, fal falan batıl bir eğlence aracı olarak günümüzde varlığını sürdürüyor. ama bunu ticarete dökmüş dolandırıcılardan aman uzak durun, paranızı bunlara kaptırmayın.
bu işi profesyonel yapan her astrolog dolandırıcıdır unutmayın.
edit: oha lan ne fav almış. hurafeler yerine bilime inanan tüm yazarlara teşekkür ederim.
cüneyt arkın
-
ilginç bir insan. yeri geliyor dünyayı kurtarıyor, yeri geliyor kendini kurtarıyor. zaten şu hayatta bana sorarsanız kendisini kurtarabilmiş bir tek insan var, o da cüneyt arkın. filmlerine dikkat edin mesela, babasını kurtarıyor ama kendi, çünkü babasını da kendi oynuyor, dedesini kurtarıyor ama kendi, çünkü dedesini de kendi oynuyor.
whatsapp'ta durum paylaşanların kalitesiz oluşu
-
babam bir kaç gün önce vefat etti. acına mı yanarsın, ne oldu diye soranlara bilmem kaçıncı kere anlatmak zorunda kalışına mı, haber verilmesi gereken yüzlerce insana nasıl ulaşacağına mı derken en azından işin bu kadarını whatsapp'ın çözebileceğini düşündük, babamın, annemin, kardeşimin ve kendimin whatsapp hesabından durum mesajı olarak vefat haberini, cenazenin nereden kaldırılıp nereye defnedileceğini paylaştık.
çok işe yarayıp yaramayacağını bilmiyordum, çünkü ilk defa whatsapp durum mesajı paylaşmış oldum, işe yaradı. babamın yıllardır görmediğim arkadaşları, izmir'den, ankara'dan çıkıp geldiler, onlarca insanla, o sıkıntılı halde iken konuşmak zorunda kalmadık.
kalitesiz insan olduk ama olsun yükümüz bir nebze hafifledi.
fortnite
-
yaklaşık 25 yıldır çeşit çeşit her türden oyun oynamış biri olarak ilk çıktığından beri uzaktan takip etmiş olsam da bulaşmamıştım bu oyuna. öyle grafik tarzı falan da dert değil aslında benim için, gelmişiz 30 yaşına 10 - 15 yaşında çocuklarla oyun mu oynayacağız diye bakıyor insan ister istemez.
yaklaşık 1 ay öncesinde bir arkadaşımın yoğun ısrarı ile kurdum playstation'a, gerçekten maşallah adamlar ne oyun yapmış anasını satayım. hiç fortine öveceğimi düşünmezdim lakin bu oyun gerçek anlamda underrated kalmış bir yapım. oyuncu sayısı olarak değil, kalitesinin farkedilmesi açısından. haritaya indiğiniz anda her taraftan suratınıza suratınıza detay vuruyor oyun, bunları farketmek zorunda bile değilsiniz fakat orada varlar; kimi oynanışa etki eder türden kimi ergen eğlendirir türden. keza arkaplanda verilen emeğin ve üretilen içeriğin boşa gitmemesini de sağlamışlar ki bu çok kıymetli bence, bu tarz game as a service modeli oyunlarda (sürekli yeni içeriklerle güncellenen destiny, outriders, division gibi gibi) yeni içerikler geldikçe eskilerin kıymeti kalmaz. mesela bunu aşanlardan birisi gta online, oyuna ne içerik eklenirse eklensin eskilerin kıymeti azalmıyor. epic de burada benzer bir hamle yapmış, zamanla gelip giden her şeyi kreatife bırakmışlar. çok orijinal bir şey var mı? şimdilik görmedim lakin deathrun'ıyla, prop hunt'ıyla, deathmatch haritalarıyla dehşet bir içerik var.
oyunu gömeceğim ise tek kısım var, cross-platform. dedim ya playstation üzerinde oynuyorum, klavye - mouse ile oynayan adamla dualshock'ta mücadele edilmiyor ne nişan alırken ne yapı inşa ederken. cross-platform kapatılıyor evet lakin bu sefer de komple kapattığı için lobide çok bekliyorsun. sadece pc ile kapatabilsek mesela xbox - switch - ps arası açık kalsa ya da bazı oyunlarda olduğu gibi klavye - mouse ile oynayanla gamepad ile oynayanı eşleştirmese on numara iş olacak (halo infinite'de bu olay var).
tayyip 20 milyonun sesidir
-
(bkz: euro mu dolar mı)
z kuşağının ezip geçtiği çomar dayı
-
özellikle bu zihniyetteki 60+ yaş kişilere, zerre saygı duymamamın yegane sebebi olan dayıdır.
ülkemizde bolca olduğu gibi şehrimizde, mahallemizde, sokağımızda hatta akraba çevremizde de bulunmaktadır.
yüzlerine karşı diyorum, vatan haini nankörlersiniz, gelecek katilisiniz.
edit : ifade