hesabın var mı? giriş yap

  • bugüne kadar gördüğüm en tatmin edici rezalet. yazar arkadaşa teşekkürü borç bilirim. epeydir böyle kaliteli rezaletler göremiyorduk.

    puanım: yıldızlı 10

  • ielde bir fizik sınavı. fizikten aldığı en yüksek not yüz üzerinden 10 olan bir arkada$ım, bir devreye güç kaynağı çizmesi istendiğinde, bir ko$u bandı ve üzerinde ko$an bir hamsterdan olu$an bir güç kaynağı çizmişti. yaratıcılıktan puan alması gerekirdi; sıfır aldı.

  • sinema çıkışı yemek yeniyor, filmin kritiği yapılacak..:

    -altyazılar çok kötüydü ya..
    -bakmadım.

  • nasıl ki soma katliamından sonra akp soma'dan birinci parti çıkmaya devam ettiyse, havai fişek fabrikasının patlamasından sonra da sakaryalılar yine ampule basacaklar. çünkü bu insanlar allahçı, reisçi. belki reisçilik allahçılıktan önce geliyordur, bilemeyeceğim. çünkü reis camiye gel dese hepsi gider, allah gel dediğinde gitmiyorlar diye biliyorum. her şeyin allahtan geldiğine, sınandıklarına inanıyorlar. olacağı varsa olur kafası yaşıyorlar. teknolojik imkan olsa da anüslerinde havai fişeği doğrudan patlatsa müsiad tayfa, dağda 3-5 pkklı kaldı dayanın, denildiğinde yine ses etmeyeceklerdir. bu insanları sıradan bir seçmen olarak değerlendirmek hata, hasta hepsi, sosyolojiden, politikadan ziyade tıbbın araştırma alanına giriyorlar. bunu samimi söylüyorum.

  • ahahah, eğlendirici bir röportajın olduğu video.

    - peygamberin var olduğunu nasıl ispatlayacaksın?
    - ona vahiy geliyor!
    - ee, bana da geliyor!

    edit: ahahha, lan o sondaki "muhakkak" deyişi nedir ya ahahaha

  • cahilliğin hükmü.

    önceden okumak kıymetliydi. okuyan, bilen insanın görüşleri, alanında uzman kişilerin söyledikleri dinlenirdi. son 19 senedir cahiller toplumda nerelere gelebileceğini görerek pervasızlaştı. okumanın, bilmenin kıymeti kalmadı. köylü kurnazları normalde gelemeyecekleri statülere yalakalıkla, çakallıkla geldi. cahillik bu topraklar üzerinde yeniden hüküm sürmeye başladı.

  • "ben hâlâ bir coppola'yım. ailemden çok şey öğrendim. ancak, bu işi tek başıma kotarabileceğimi kanıtlamam için nicolas cage olmam gerekiyordu. yasal olarak ismimi değiştirmedim, ama ehliyetimde, pasaportumda cage yazıyor. cage, benim çünkü..."

    o, empire dergisinin tüm zamanların en iyi 100 film yıldızı sıralamasında, 40. sırada yer alan büyük bir aktör. ilk oynadığı filmden bu yana, o hiç düşüşe geçmedi. oysa ki bir çok film yıldızının kariyeri hep inişli çıkışlı oldu hollywood yollarında. fakat nicolas cage her zaman yükselişteydi. eleştirmenlerin canı sıkılmış olacak ki, bazı dönemlerin cage için zor geçtiğini söylediler. cage'in bu eleştirilere yanıtı ise kısa ve net oldu;
    ''hayatımın çok iyi bir dönemindeyim. insanlar, benim kederli göründüğümü düşündüklerinde yanılıyorlar.''

    ilk dönem filmleri onun yıldızını parlatan güçlü filmlerdi. nicolas cage, bu filmlerin değerini bildi ve hızla yükselişe geçti. oynadığı dönemde aşk filmlerine yeni bir soluk getiren moonstruck, coen biraderler'in 'bize göre bazılarının hakettiğinden fazlasına sahip olması haksızlıktı' diyen unutulmaz filmi, raising arizona, savaşı ve savaşın etkilerini çok farklı bir yönden ele alan birdy, motorsikletli çocuğun hükmettiği, rumble fish, nicolas cage için zirveye ulaşan yolun en zor kısmıydı. ve cage, bu zorlu yolu başarıyla geçmesini bildi. bu dönemde oynadığı bütün filmlerde, kendisinden beklenilenin çok üstünde bir performans sergileyerek, tüm zamanların en iyi film yıldızları arasına girmeye doğru parlak bir adım attı. fakat yine bu dönemde, kimse nicolas cage'in ne kadar büyüyeceğini tahmin edememişti.

    "o, oyuncuların caz müzisyenidir."

    david lynch, cage için bu yakıştırmayı yerinde görür. wild at heart filminde kızların pek de sevmeyeceği bir tipte karşımıza çıkan cage, yılan derisi ceketiyle david lynch dünyasının bir penceresinden daha, içeri girmemizi sağlar. genç yaşına rağmen cage, büyük yönetmenlerin büyük filmlerinde hızla rol almaya başlar. 1990'lı yıllarda oynadığı filmler, onun tüm dünyaca tanınmasını sağlayan filmlerdi. bir kara film örneği olan red rock west, bir korumayı canlandırdığı eğlenceli guarding tess, 1994 yılında çok az para ile oynadığı; çok büyük bir performans sergilediği; 95 akademi ödüllerinde en iyi aktör dalında, and the oscar goes to nicolas cage diye sahneye çağrılmasını sağlayan, ölümüne içen bir karakteri canlandırdığı leaving las vegas filminde oynadı. daha sonra bir anda beyazperde'nin milyon dolarlar kazanan yıldızları arasına girdi. art arda sapına kadar ticari, ota boka yaramaz diye tabir edilen, fakat tüm dünyada kitleleri sinema salonlarına dolduran the rock, con air, face off gibi filmlerde yer aldı. yakışıklı görülmediği halde bir meleği canlandırdığı, insanın hayata bakışını değiştirebilecek nitelikte bir film olan, city of angels filminde rol aldı.

    "bu insanlar (bazı) sadece 'ciddi film' diye damgalanan yapımlarda rol alıyorlar. oysa bana kalırsa leaving las vegas ne kadar 'ciddi' bir filmse superman de o kadar değerlidir. her şey, sizin 'ciddi' sıfatını nasıl yorumladığınıza bağlı..."

    2000'li yıllarda, the family man, charlie kaufman zekasının bir ürünü olan adaptation, ilginç bir film olan ve sonuyla şaşırtan matchstick men ve bir sistem eleştirisi olan lord of war gibi filmler ile övgüler alsa da, bu yıllarda çok eleştirilir nicolas cage.
    hakedilmeyen eleştiriler bunlar. çünkü nicolas cage, ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu ispatlayan ve bunu daha fazla ispatlamasına gerek olmayan bir oyuncu. hiçbir değeri olmayan ya da çocuk filmleri gibi yakıştırmalarda bulunulan filmlerde oynadığı yönünde eleştirelere maruz kaldı. her şeyden önce o, eğlenebileceği filmlerde rol almak isteyen; doğaçlama yeteneğini kullanabildiği filmlerde rol almayı seven birisi.

    "bir çitin üzerine oturup yaşamı izleyecek bir tip değilim ben. günü yakalamayı, anı yaşamayı seviyorum ve bence evrenin bizden istediği şey de bu."

    cage'in bu sözünden yola çıkacak olursak cage, 'o iyi film değil', 'bana yakışmaz', 'ben daha sanatsal filmlerde oynamalıyım' diye bir kaygı taşımıyor. yukarıda da söylediği gibi ciddi sıfatnı nasıl yorumladığınıza bağlı bu.
    - nicolas cage gibi bir adam ghost rider filminde nasıl oynar?
    - oynar. çünkü o, bir çizgi roman hastası. çizgi romanlarla büyüyen üstelik büyümeyle kalmayıp, ismini de luke cage isimli bir süper kahramandan alan biri... ghost rider ile bir süper kahraman filminde oynama hayalini gerçekleştirdi cage. insan hayalini gerçekleştirdi diye eleştirilir mi? bazan da cappola'nın yeğeni diye bu kadar yol alabildi, torpili olmasa bu seviyeye ulaşamazdı gibi savlar öne sürülüyor. dünyanın hangi mesleği, hangi dalı olursa olsun insan torpille sadece işe girer, sektöre atılır. fakat kişinin içinde bir cevher yoksa, asla torpilin sağladığı avantaj daim olmaz. bir kişi ne kadar torpilli olursa olsun içinde o mesleğe dair cevher yoksa mutlaka başarısız olacak; uzun vadede o meslekte daim olamayacaktır. nicolas cage'in içinde onu bugünlere kadar getiren çok büyük bir cevher; büyük bir sinema aşkı vardı.

    nicolas cage, farklı tür filmlerde rol alan ve rol aldığı filmlerin hakkını ayakta alkışlanabilecek nitelikte performanslar sergileyerek veren bir oyuncu. bazı oyuncular hep aynı tür filmlerde oynayarak adeta o türün vazgeçilmez ismi olarak tanımlanır. bazıları ise tek bir filmi ile unutulmayan oyuncular listesinde kalmayı başarır. fakat, farklı türlerde gösterdiği başarılı performanslarla her tür filmde oynayabildiğini kanıtlayan, her filminde iki kişilik, hatta üç kişilik performans sergileyen, oyanadığı filmlere kendinden bir şeyler katarak filmi farklı kılan, melankolik bakışlarıyla insanın içini ısıtan asil bir oyuncu nicolas cage.

  • ülkemizin akıllara ziyan gündemi nedeniyle gözden kaçan bir yakalanma hadisesine maruz kalmış belaruslu genç gazeteci ve aktivist.

    belarus'un otoriter devlet başkanı aleksander lukaşenko'nun bilhassa geçtiğimiz sene yaşanan seçim sonrası protestolarının haberleştirilmesi anlamında çok önemli işlere imza atmış olan ve nexta adıyla bilinen telegram platformununun baş editörü olarak geçtiğimiz sene lukaşenko karşıtı gösterilerin organize edilmesinde de kayda değer bir rol oynamış olan 26 yaşındaki raman prataseviç, belarus muhalefetinin lideri konumunda bulunan ve litvanya'ya kaçmak durumunda kalan siyasetçi sviatlana tsikhanouskaya ile de yakın ilişkilere sahip ve geçtiğimiz aylarda da önce polonya ve ardından yunanistan'a giderek uluslararası kamuoyunu lukaşenko ve zorbalıklarına dair bilgilendirmek için varşova'da bağımsız bir haber ağı kurduğu biliniyor. hatta, kasım ayında verdiği bir röportajda da "ömrümü sürgünde geçirmeyeceğim. güvenliğim garanti edildiği gün derhal belarus'a dönmek istiyorum" diyerek niyetinin özgür ve kendi kararını verebilen bir belarus'ta yaşamak olduğunu dile getirdiğini de hatırlatmak gerekiyor.

    geçtiğimiz günlerde kız arkadaşı ile birlikte atina'dan vilnius'a* gitmekte olan prataseviç'in yolcu olarak bulunduğu ryanair uçağının belarus hava kuvvetleri tarafından hava sahalarına girer girmez mig-29 olarak bilinen askeri jetler tarafından eşlik edilmek suretiyle apar topar belarus'un başkenti minsk havalimanına indirilmesini takiben lukaşenko'nun görevlendirdiği özel polisler tarafından göz altına alınması da 21'nci asrın basbayağı kamuoyunun gözü önünde gerçekleşen devlet terörizmi örneklerinden birisi olarak kayıtlara geçmiş bulunuyor.

    hâlen göz altında bulunan ve sorgusu devam eden prataseviç'in sağlığından endişe ettiğini belirten muhalif politikacı franak viaçorka da uluslararası kamuoyunu prataseviç'in derhal serbest bırakılması için lukaşenko'ya baskı yapmaya davet ederken lise çağlarından beri lukaşenko'yu protesto eylemlerinde yer alan ve hep en önde ve göz önünde olmayı seven prataseviç'in göz altına alınmadan önce yaptığı son açıklamalar ise bir hayli dikkat çekici. lukaşenko'nun rusya'ya kaçabileceğini ama bunu yaparken de ardında pek çok kgb kökenli ajan ve sovyet zihniyetine sıkıca bağlı destekçilerini bırakacağını söyleyen prataseviç, belarus'un tam, katılımcı ve özgür bir demokrasiye geçişinin uzun zaman alabileceğini dile getirmişti.

    prataseviç hakkında polonya'da yaşadığı dönemde, lukaşenko'nun "kendisinin terör eylemlerine destek vermesi ve yasadışı yollarla rejim değişikliği yapmaya çalışması" nedeniyle varşova'dan kendisinin belarus'a iadesi içim resmi başvuru yaptığı, ancak polonyalı yetkililerin bu başvuruyu derhal reddettiği de biliniyor. zaten, bu akıllara ziyan devlet terörizmi eylemine de en büyük tepki polonya'dan geldi ve başbakan mateusz morawiecki, derhal avrupa komisyonu'nu belarus'a karşı eyleme geçmeye çağırdı.

    irlanda menşeli bir uçuş firmasına ait yunanistan'dan litvanya'ya giden bir uçakta polonya'da yaşamakta olan bir belaruslu gazetecinin karga tulumba göz altına alınması ve hayatından endişe edilir konuma gelinmesi, uluslararası kamuoyunda da ciddi reaksiyonlar doğurdu. litvanya devlet başkanı gitanas nauseda "eşi benzeri görülmemiş bir hadise! bu iğrenç eylemin arkasında lukaşenko rejimi var. derhal prataseviç'i serbest bırakın!" paylaşımını yaparken, avrupa komisyonu başkanı ursula von der leyen de "uluslararası uçuş kurallarını keyfi olarak hiçe saymanın muhakkak yaptırımları olacaktır" açıklamasında bulundu.

    dün sabah saatleri itibariyle bitkin ve yüzünde yara izleri bulunan raman prataseviç'in bir "itiraf videosu" belaruslu yetkililer tarafından paylaşıldıysa da gazetecinin babası dimitri prataseviç, oğlunun hiç alışık olmadığı bir şekilde konuştuğunu ve baskı ve zorbalık altında bu açıklamayı yapmaya zorlandığını söyleyerek kendisinin hayatından endişe etmekte olduğunu ifade etti. genç gazetecinin, ajanlık, terör destekçiliği ve rejimi yıkma girişimi gibi suçlardan 15 yıla kadar hapsi istendiği iddia edilse de pek çok muhalif kaynak da tıpkı babası gibi kendisinin hayatından endişe ediyor.

    belarus ve lukaşenko hakkında bilgi sahibi değilseniz, sizi şu kısa entry'e bir göz atmaya davet ediyorum.

    (bkz: aleksander lukaşenko/@ncpzbsn)

    bakalım beyaz rus diyarının diktatörünün bu son çırpınışları, yapıştığı koltuğunda kalabilmesine fayda edecek mi?

    ekleme: bugün* itibariyle ukrayna'da ölü bulunan vitaliy şişov ile birlikte kendisini yeniden anımsadım. bu olayın ayrıntıları için sizleri aşağıdaki entry'e davet ediyorum. bu arada raman prataseviç'e ne oldu dersiniz? göz altına alınışının ardından toplamda üç kez dış işleri bakanlığı gözetiminde basın toplantıları düzenleyen genç gazeteci, her seferinde oldukça iyi durumda olduğunu, belarus'un devlet mekanizmasına vermiş olduğu zararı fark ettiğini ve bunu düzeltmek için elinden geleni yapmaya hazır olduğunu ifade etmiş bulunuyor. genç gazetecinin ailesi ise ısrarla oğullarının zorbalık altında bu şekilde ifadeler vermeye zorlandığını iddia etmeyi sürdürüyor.

    (bkz: 3 ağustos 2021 belaruslu aktivistin ölü bulunması/@ncpzbsn)

  • öyle ya da böyle. kafası son derece rahat. ne istediğini biliyor. oldukça kararlı. ikinci uyarısını sadece "kaptaaaaağğn" şeklinde yapabiliyor. ziyadesiyle net. bence öyle aval aval bakacağınıza yol verin geçsin. şahsen ürktüm çünkü.