hesabın var mı? giriş yap

  • işinin ehli dürüst bir avukata danışsa, beklediği “sen merak etme, donuna kadar alırız” cümlesini duyamayacağından daha da çirkefleşecek, benzerlerine sık rastlanan bir kadının pervasızca planıdır.

    1.mümkün değil.
    2.kanıtlarsa alır.
    3.hiç çalışmamış olmak maddî tazminatı gerektirmez.
    4.bu da mümkün değil.
    5.edinilmiş mal olmayıp kişisel mal olduğu, (kocanın ailesinin maddî destek sağlaması suretiyle satın alınmış olduğu) kanıtlanırsa arabanın yarısını alamaz.

    edit:başlığa konu sorunun gerçek olup olmadığının bir önemi yok. bu tip taleplerle -ve daha fazlasıyla- her an kaç kadın, avukatların yolunu aşındırıyor, bilen bilir. önemli olan, hakimlerin hakkaniyetli kararlar verebilmesi ve tarafların mağduriyetlerini en aza indirmesi. burada herkese abes gelen talepleri değerlendirirken evlilikte yaşananları bilmediğimiz için objektif olmakta yarar var.

  • bir anlık gaza gelen bir adamın yer aldığı videodur. sokakta dans edince ooo çok modern, röveşata çekince sığır demek iki yüzlülük gibi sanki. balon kimseye çarpıp zarar veremeyeceğine göre bence problem yok. ayrıca pozisyon alış ve senkron süper de balonun yavaş ineceğini tahmin edememiş sanki.

    not: ayakkabının çıkacağını tahmin edemediğini varsayıyorum. ayakkabı birine denk gelse elbet zararlı olabilirdi.*

    edit: zeka ile ne alakası var arkadaş? türkiye'nin en iyi üniversitelerinden mezun, aylık geliri 7-8 bin bandında olan ve bir iddia uğruna şunu yapacak en az iki tane arkadaşım var.

    geç edit: bu entry adama sığır ve zeka seviyesi düşük diyen iki yazara itafen yazılmıştı. ikisi de yazdığını silmiş. bu arada düşündüm de ben bunu iddia olmadan da yaparım.

  • 29 ekim'de açılacağı deklare edilmiş ve son hâlini de oldukça beğendiğim istanbul'un modern mimarisinin örnek yapılarından biri; ancak şehir belleği önemli. biraz bu yapının tarihine bakmak lazım. bu günlere nasıl gelindi?

    öncelikle tabanlıoğlu ailesinin damgasını vurduğu eserin ilki, modern türk mimarisinin sayılı örneklerinden biri olarak görüldü hep. bu yüzden mimarinin özgün hâline sadık ilerlemesi anlaşılabilir ve mantıklı. zaten oğul tabanlıoğlu projenin yürütücüsü ve teklif kendisine hükümetten gidiyor. kendisinin de ifade ettiği üzere aslında akp hükümetine iş yapmak istemiyor; ancak akm'yi bir aile meselesi olarak görüyor ve bana göre de iyi bir iş kotarıyor.

    tabanlıoğlu birkaç yıl önce financial times'a verdiği röportajda da istanbul büyükşehir belediyesi'nin izin vermesi durumunda yapıyla meydanı bütünleştirecek bir havuz projeleri olduğunu ve bunu hayata geçirmeleri durumunda bütün bir taksim'le mimari yapının tam entegre olacağını vurgulamış. zaten biliyoruz ki taksim meydanı için ibb'nin bir dönüşüm projesi var ve ısrarla aylardır bekletiliyor. proje onaylanırsa taksim meydanı'nda da büyük bir değişim olacak.

    akp'nin yapıya dönük ilk söylemini dönemin kültür bakanı atilla koç şekillendirmişti ve yapının ömrünü tamamladığı gerekçesiyle yıkılmasını istemişti. 2007 yılına gelindiğinde koruma kurulu bu talebi reddetti ve yapıyı 1. derece kültür varlığı olarak tescil etti.

    bu süreçten sonra da zaten koruma kurullarının yapısına müdahale edilmeye ve istenilen birçok karar için baskı kurulmaya başlandı. 2010 istanbul kültür başkenti projesi kapsamında bu sefer bir çeşit uzlaşı ile yenileme projesi ortaya atıldı ve tabanlıoğlu burada sürece tekrar müdahil oldu. bu proje gerçekleştirilemedi.

    2012 yılında bu sefer sabancı holding restorasyona destek olmak istedi ve 30 milyonluk hibe sağlayacağını açıkladı. gezi olayları sonrasında bu proje de iptal oldu ve zaten sonrasında restorasyonun fayda etmeyeceği, yapının tamamen yıkılıp yeniden yapılması gerektiği fikri ortaya atıldı.

    netice itibariyle akm 14 yıla yakın bir süredir kapalı ve çeşitli iktidar oyunlarının merkezi oldu. bugün sona gelindiğinde ortaya özgünlüğünü koruyan ve bununla birlikte geliştirilmiş bir yapı görüyoruz; ancak geçmişi de unutmamak gerekiyor. bununla birlikte akm laneti diye bir şey var. umarım teknik anlamda da her şey yolundadır ve herhangi bir kazaya mahal verilmez. kültür sanat camiasının yıllarca kullanabileceği, özlenen ortam tekrar taksim'de yeşerir ve bir dönüşümün de habercisi olur bu açılış.

  • adam engizisyon mahkemelerinden beter. seyinin keyfine milleti aforoz ediyor yargiliyor hukum veriyor falan.
    sormazlar mi bu dinin zabitasi sen misin diye...

    haci senin dininden almayim zaten ben kalsin.

  • ancak gerizekalıların kurşunlanma olayına bağlayabileceği tshirttür. en fazla hande yener'in balondun söndün gibi bir şarkısı vardı ona bağlayabilirsiniz bak ama kurşunlanma olayına bağlamak için tekrar söylüyorum ağır gerizekalı olmanız yada sürekli kendinize mağduriyet aramanız gerekmekte.
    tahrike ve ağlamaya yer arayan taraftar yine iş başında anlaşılan, yine bir gün kendilerine mağduriyet çıkarıyor.

    ciddi olmak gerekirse tshirt fenerbahçe'nin 5 yıldızlı tshirtüne gönderme yapıyor, verilmek istenen mesaj sizin 5 yıldızınız balondan ibaret ve galatasaray tek tek söndürüyor. ama siz ağlamaya devam edin tabiki yinede anlayacağınızı sanmıyorum.

    edit: bak hala iğneyi kurşun olarak gören öküzler var.

  • başıma gelen bok gibi durum…

    2 gün önce evlendik, çıkıp tatile geldik.
    tamamen tesadüf eseri zaten şüphelendiğim bir kadınla aldatıldığımı öğrendim.

    hayatımda hiç bu kadar boktan, anlamsız bir durumun içinde bulmamıştım kendimi.
    bir insan hayatındaki insanı hem aldatıp hem neden evlenir? 2 gün geçmişken alınan ayrılık kararı ailelere nasıl açıklanır? peki ya aldatıldığım günler… anlar… iş çıkışı yorgun argın sırf düzen otursun diye eve iş yapmaya gittiğin anlarda bile evleneceğin insanın o’nunla olduğunu, seni aldattığını öğrenmek… bilen bir ton insanın olduğunu görmek… onların da nikaha gelmesi ve sana acıdılar mı arkandan mı güldüler düşünürken kendini düşünceler arasında kaybetmek… seni aldattığı anlarda saf saf hazırlıklarla ilgili bir şeyler gönderip sorduğunu fark etmek…

    hayatımda daha büyük kötülük, daha büyük kalpsizlik çok az görmüşümdür. daha bir konfor alanımın bile olamadığı evden 900 km uzakta, evsiz ve kimsesiz stresten gebererek kalakaldım. ailelere açıklamak… 2 gün önce kutlama yaptığın insanlara açıklamak… sonra hop bir anda tekrar hatırladığın ‘salak yerine konmuşluk’ duygusu.

    kimseye açıkça bahsedemiyor olmak, bir sevdiğine sarılıp haykıra haykıra ağlayamamak…
    gerçekten delirmelik bir şeyin içine insanın hayatındaki ‘en mutlu günleri’nden birinde düşmek benim gibi güçlü geçinen biri için bile çok dağıtıcı, çok çok zor bir şeymiş.

    allah iyi insanlarla karşılaştırsın duası bu insanlar yüzünden var. keşke beni de allah iyi insanlarla karşılaştırsaydı da bu duyguların altında ezilmek nasıl bir şey hiç bilmeseydim.

    ekleme: öncelikle yazılan destek mesajlarına ve entrylere teşekkür ederim. dönemiyorum ama okuyorum. entrylerde de mesajlarda da nasıl öğrendiğim sorulmuş: bilen, masamıza oturmuş bir arkadaşının kendisine attığı ‘silmenin unutulduğu’ bir mesaj sayesinde öğrendim. deştim, dahasını öğrendim.

    “şüphelendiğin biriyle neden evlendin” diyenlere ne diyebilirim ki çok haklılar.

  • donanımhaber'de örgütlenip bu işi kovalayan çocuklara helal olsun. aylardır başlığı tepede tuttular, twitter'dan vekillere ulaştılar, organize oldular ve takip ettiler. valla helal olsun örgütlenmenin ve inanmanın ne demek olduğunu gösterdiler.

    bu kez ölücülükleri işe yaradı heheh

  • kendisini beğenmeyenler emin olun ki demet akalın'ı değil, ceylan'ın cover'ladığı şarkıların gerçek sahiplerini dinlemeyi tercih ediyorlar. abartılı tarz ve vokallerini "cool" bulabiliyorsanız da geçmiş olsun, yüzünüzü bir yıkayın.