ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
demet akalın'ın içkiyi garsonun başına dökmesi
-
normaldir.
pavyonda olur böyle rezillikler.
bütün gün akıldan çıkaramayıp yine de aramamak
-
"telefonun çalmıyorsa, bil ki benim." *
evlenmek için geçerli ve güzel nedenler
-
yeteri kadar bekar kalıp 'biraz da evli sıkılayım şu yaşamdan' düşüncesi.
22 mart 2015 fenerbahçe beşiktaş maçı
dizi tarihinin en iyi kardeşleri
kütleçekim kilidi
-
yalın ifadesi:
bir gök cisminin kendi etrafında dönüş hızı ile, uydusu olduğu gezegen veya yıldızın çevresideki dönüş hızının eşit olması durumu. böyle olunca, gök cismi çevresinde döndüğü "daha büyük kütleli" cisme sürekli aynı yüzü bakacak şekilde dönüyor.
olay şu;
kütleçekim denen nane, uzaklığın karesi ile ters orantılıdır. yani bir gezegene iki misli yaklaşırsanız, size etki eden kütleçekim dört kat artar. ne kadar yakınsanız, üzerinize etki eden kütleçekim kuvveti de bunun karesi oranında arttığına göre, misal 40 metre uzaklıkta 1 birim çekime maruz kalıyorsanız, 5 metre uzakta 64 birim çekime katlanmak durumundasınız.
şimdi nasıl yapacaksınız bilmiyorum ama, kendinizi ay yerine koyun. karşınızda kocaman dünya var ve size hayvani bir çekim uyguluyor. siz bu çekim alanı içerisinde (niyeyse artık) dönmeye çalışıyorsunuz.
fakat dünyanın çekimi o kadar büyük ki, dünyaya bakan tarafınıza uygulanan çekim, arka tarafınıza uygulanan çekimden belirgin bir şekilde fazla. böyle olunca, ön kısmınız hafifçe dünyaya doğru "bombe" yapıyor ve bu bombe, siz döndükçe tüm ekvatorunuz boyunca ilerliyor. yani, ekvatorunuz boyunca hareket eden bir "gel-git" yaşıyorsunuz.
başta ne demiştik; kütleçekim uzaklığın karesi ile ters orantılıdır. siz sabit bir hızla kendi çevrenizde dönmeye çalışıyorsunuz ama, ön kısmınızdaki çekim daha fazla olduğu için arka yüzünüz "görece" normal hızında dönmeye çalışırken, ön yüzünüz çekim kuvvetinin etkisi ile daha yavaş dönmeye çalışıyor. çünkü çapınız 3.500 km, dünyaya o kadar yakınsınız ki, dünya arka yüzünüze (atıyorum) 1 birim çekim uygularken, ön yüzünüze 1.5 birim çekim uyguluyor.
bu durumda, ister istemez kendi çevrenizdeki dönüş hızınız yavaşlamaya başlıyor. bu yüzden, dünya çevresindeki dönüş hızınızı, yani momentumunuzu* yitirmemek için dünyadan uzaklaşmaya başlıyorsunuz. hem uzaklaşır, hem de dönüş hızınız yavaşlarken, bir süre sonra öyle bir noktaya geliyorsunuz ki, dünyanın çevresinde dönüş hızınız ile kendi çevrenizdeki dönüş hızınız eşitleniyor. bu eşitlik gerçekleştiğinde artık siz ile dünya arasındaki gel-git savaşı da sona eriyor. yani en azından beraberlik yakalanıyor...
fakat, dünyaya hala çok yakın olduğunuz için yine de gezegene bakan yüzünüz ile arka yüzünüz arasındaki çekim kuvveti birbirinden farklı. dünya, ön yüzünüzü belirgin biçimde daha kuvvetli çekmeye devam ediyor. bu yüzden, bir daha asla kendi çevrenizde dünyanın çevresindeki dönüş hızınızdan daha hızlı (veya yavaş) dönmeniz mümkün olmuyor. çünkü dünya artık sizi ön yüzünüzden tutmuş, kavramış. görüldüğü gibi gerçekte pek bir beraberlik yok, dünya hala 1-0 önde.
ne zamana kadar? dünyadan daha fazla uzaklaşana, yani ön ve arka yüzlerinize etki eden çekim kuvveti "büyük bir fark" yaratmayacak, mesela (yine atıyorum) arka yüzünüze 1, ön yüzünüze 1.01 birim çekim uygulayacak kadar uzağa gidene kadar bu çekim kilidine kapılmış halde kalıyorsunuz. sonrasında eğer vakit kaldıysa, gol veya goller atarak kupaya uzanmaya çalışabilirsiniz.
oscar alabilirdi denilen türk filmleri
-
(bkz: bir zamanlar anadolu’da)
meral akşener'in danışmanları
-
ilk üç entry'nin sahibi aynı odada gibi. ikinci tuvaletteymiş gelip entry girmiş, üçüncü çayları getirmiş. çok tatlılar.
edit: üçüncü çayı demleyip entrysini sildi gitti sanırım.ayrı eve de çıkmış olabilir ne biliyim.
ursula k. le guin
-
"birisinin zihni
hiçbir zaman
onun kendi zihninden
ibaret değildir,
doğumunda bile.
ve insan
yaşadıkça,
öğrendikçe,
kaybettikçe
bundan
daha da uzaklaşır"
demiş kutlu yazar.
(rüzgârgülü, ayrıntı yayınları)
covid-19'dan kaçan istanbul halkı
-
bence en iyisi 80 milyon sokağa çıkıp birbirimizin yüzüne tükürelim toptan kurtulalım. bu ne amk.
rumeysa kadak'ın aşırı yorucu kişisel dump'ı
sen maaş alıyorsun en fazla neyini kaybedersin
-
benim anladığım "siz nesiniz ki, sizin kaybınız ne olsun, pis fakirler" diyememiş de, bunu demiş. normal.
akp'li sonuçta.
..
evet, ben de ekşideki hayatsız köpeklere soruyorum; kimsiniz olm siz?
kaç kuruşluk adamlarsınız lan?
cevap verin, yarınsız hayvanlar!!