hesabın var mı? giriş yap

  • bu hafta çocuklar duymasın'da çocuklar hafiften bir şey duyar gibi oldular ama gene de tam duymadılar.. heyecanlı bölümdü yani. baya gerildik.

  • evi değerinde satabiliyorsanız mantıklıdır. evi 300 bin usd'ye sattınız diyelim. bir sene sonraki kur beklentisi ve faiz getirisi arasındaki makas + %7 - 10 civarı olacağı için vade sonunda 330.000 dolarlık bir paranız olacak ve aynı zamanda şu an 300k usd olan ev muhtemelen 250k usd olacak.

    buraya koskocaman bir eğer koymak istiyorum. eğer "mevcut ekonomi yönetiminin işine karışılmazsa" bunlar gerçekleşir.

    adettendir ytd.

    istanbulda ev fiyatları dolar bazlı en az %50 şişik durumda. para aklayanlar, araplar ve parasını nereye koyacağını bilmeyen yurdum insanı suni bir talep yarattı ve bu duruma geldik. para aklayanların tamamını bitirmeseler de taleplerini bitirdiler. yurdum insanı bir iki ay sonra komple mevduat'a döner tek sorun bu araplar onları hükümet istiyor halk istemiyor haliyle onlarda da bir talep daralması olacaktır.

    acı not : sizin bağcılardaki sikimsonik dairenizin ederinin 150k usd üstü olma ihtimali yok arkadaşlar. bu bir gerçek ister kabul edin ister etmeyin. he o daire'ye daha fazla veren enayi varsa verip geçersin o da başka konu.

  • ben 24 yaşındayım ve 44 yaşında bir dul bayanla evlendim. kendisinin de 25 yaşında bir kızı var. babam ise bu kız ile evlendi. böylelikle babam, karımın kızı ile evlendiği için damadım olmuş oldu. bunun üzerine kızım da babamla evlendiği için üvey annem olmuş oldu. hanımımın ve benim geçen sene bir oğlumuz oldu. oğlum hanımımın kızının erkek kardeşi oldu, aynı zamanda babamın da eniştesi. bir de üvey annemin erkek kardeşi olduğu için dayı oldu. anlıyacağınız benim oğlum benim dayım oldu. babamın eşi sene sonunda dünyaya bir erkek çocuğu getirdi. o babamın oğlu olduğu için benim de erkek kardeşim, ve de kızımın oğlu olduğu için de torunum. yani ben torunumun erkek kardeşiyim. ayrıca bir annenin evladının babası eşi olduguna göre ben de eşimin kızının babasıyım ve kızımın erkek çocuğunun erkek kardeşiyim. kısacası kendimin büyükbabasıyım..

  • istiklal marşı'nın yokuşaşşağı en hız aldığı yerdir. "o be"'den hemen sonra tam gaz geldiği rampadan fırlamış havada süzülen bir araba hayal ediyorum. o havadayken tam bir sessizlik, hafif rüzgar. sonra "niimm milleettimin" ile zemine yumuşak bir iniş yapıp yoluna toz kaldıra kaldıra devam ediyor.

  • sevgili oldugundan süphelendigim bir çift.
    kiz, son derece masum bir soru soruyor:

    - sen spider man 2'yi görmüs müydün? ben çok etkilenmistim.
    - etkilenmis olabilirsin de... söylemen biraz ayip olmuyo mu?
    - niye?
    - e spider man'in çüküne bakmissin, daha ne olsun?
    - ay manyak misin yaa?
    - ya spider man'inkine bayildim demedin mi?
    - ahahah, spider man'inki degil... spider man 2.
    - haa... sey... pardon o zaman.

  • kirli sakal bırakırdım. boxerla evin içinde dolanırdım. yazın şort-tişört, kışın da kot-sweatshirt giyerdim. alışveriş yapmak zorunda olmamak negzel lan.
    bir de durduk yere adamın birine ''hayırdır birader bi sorun mu var? niye baktın'' der kafa atardım.

  • buyrun bu da yeni bir haber.

    başka bir minibüsçü, başka bir genç kız, yine yoldan ayrılan bir dolmuş ve minibüsçünün inmek isteyen kıza söylediği cümle..

    sonuçta kız minibüsten inmeyi başarmış. yani tecavüze uğramamış, yaralanmamış, ölmemiş. ve bunlar başına gelmediği için mahkeme bu minibüsçüyü tutuksuz yargılanmak üzere bırakmış.

    kızın isyanı çok haklı değil mi?
    "şikayetçi oldum ve olay mahkemeye taşındı. ama tutuklanmadı bile. tutuklanması için illa benim ölmem mi gerekiyordu."

    unutulmaması için
    #özgecanyasası

  • takıntıları da son derece ilginç;
    örneğin hiç banyo yapamadan geçirdiği 20-30 günlük bir okyanusötesi yolculuk sonunda, temizlik hastalığına yakalanıyor, bir kurulandığı havluya bir daha deyemiyor.

    sonra, herhangi birşeyi 3 ve 3'ün katları şeklinde yapıyor; kitleme mi yapacak, üç defa kitliyor işte.

    yediği yemeklerin kübik hesaplarını yapıyor, gibi birsürü şizofrenik tavır içerisine giriyor, çıkıyor.

    başladığı işi bitirme takıntısı da var; lisedeyken realist bir yazarın eserine başlıyor, yazarın 100 ciltlik eseri var, genç nikola bitirmek zorunda kalıyor, bitirince de "bir daha asla" diyor sadece, işte türkçemize bu deyim de buradan geçmiştir, tesla'nın bir cilvesi daha işte.