hesabın var mı? giriş yap

  • mukavemet sinavindan 35 puanlik 3. soruyu yapmadan erkenden cikip aman chelsea macina gec kalmayalim diye kosa kosa dolmabahce'den kabatas vapurunu yakalamak icin nefes nefese kalan bir tribun fanatigi idim 2007'de. deivid'in attigi golden sonraki 15 dakika tamamen hafizamdan silinmis, ama o gol olmustu ya varsin komaya gireyim diye dusunen bir sari lacivert asigi idim.

    bugunse melo haric galatasaray'i kutlarken zerre uzuntu ya da sinir hissetmiyorum.

    galatasaray'i surekli yenerek onlara ogrenilmis caresizlik kavramini yasatmistik ya hani, aziz yildirim da bizim, sari lacivertli camiamizin ogrenilmis caresizligidir.

  • futbol takımı bu sezon şampiyonlar ligini eksi 15 averajla kapattı. 1 puanı son dakkada qral'ın attıığı gol ile anderlehe karşı buldular (isminin nasıl yazıldığına bakmaya üşendim)

    taraftarının dalga geçtiği fenerhbahçe sıfır çektiği sezonda bile eksi 9'da kalmıştı.

    ve bir arkadaş daha uyardı, o sene gruptaki diğer takımlar fransa'nın iplendiği zamanlardan lyon, o senenin finalisti bayer leverkusen ve son olarak yarı final oynayan barcelona. açıkçası bunların arasına 2014 gs'sini koysan cibili cibili şak şak şak.

    yazar arkadaşların uyarısı ile ekliyorum; lyon da o sene lig şampiyonu olmuş. şans olacak gerçekten...

  • birinin hayatının değişmesine vesile olduğunuzu görmek bu detaylardan biridir;

    bundan yıllar önce, ben henüz 18 yaşında bir üniversite öğrencisiyken, her zaman gittiğim kuaföre saçlarımı boyatmaya gittim. kuaförüm dünya tatlısı bir insandı, saçımı boyadı ve "sen dur burda ben bir markete gidip geleceğim" dedi ve gitti. birkaç dakika sonra içeri orta yaşlı bir kadın ve genç bir kız girdi, maddi durumlarının çok kötü olduğu her hallerinden belliydi. genç kızın annesi bozuk türkçesi ile bana; "bütün çevre kuaförleri gezdik, çırak lazım mı diye soruyoruz tek tek, kızım iş öğrensin istiyorum, kendini kurtarsın istiyorum ama hiçbirine lazım değilmiş son olarak buraya geldik, inşallah artık bu kapıda yüzümüze kapanmaz" dedi. biraz daha sohbet ettik, kadının en büyük çocuğu buraya getirdiği 16 yaşındaki kızıymış, 3 çocuğu daha varmış ve eşi iki yıl önce vefat etmiş, eşi vefat ettikten sonra kızı okulu bırakıp açıktan devam etmiş ve çeşitli işlerle para kazanmaya çalışmış.

    hikayeleri beni oldukça üzdü ve "yarın sabah gelip başlasın" dedim. onların gözlerindeki o sevinç yıllar geçmesine rağmen hafızamdan hiç silinmedi. ama bir sorun vardı, bir başkasının iş yerine ondan habersiz bir eleman almıştım, sonuçta kuaförüm beni ne kadar severse sevsin onun sadece müşterisiydim. eğer kuaförüm kabul etmezse yarın o genç kız geldiğinde çok daha fazla üzülecekti. bu yüzden o gelmeden planlar yapıp gerekirse ailemden aldığım harçlığın bir kısmını düzenli olarak ona verip, çırağına harçlık olarak vermesini teklif edecektim.

    kuaförüm geldiğinde, nasıl bir tepki vereceğini tahayyül edemeden, konuya direkt "ben buraya bir çırak aldım" diye girdim. şaka yaptığımı düşündü ve gülmeye başladı, ciddi olduğumu anlayınca "olmaz! hırlı mıdır hırsız mıdır bilemem" dedi. ben yalvarmaya ve durumlarının çok kötü olduğundan bahsetmeye devam ettim. sonunda orta yol olarak en azından 15 gün benim hatrım için denemesini teklif ettim. kabul etti ve boynuna sarıldım. sonra elemanından inanılmaz memnun kaldı ve onu kuaförlük okullarına gönderip, bütün sertifikaları almasını sağladı. 3 sene daha o kuaföre gitmeye devam ettim. o kız orada inanılmaz güzel işler başarıyordu ve ben gördükçe mutlu oluyordum. sonra oradan ayrıldım ve bir daha gidemedim.

    bugün fön çektirmek için bilmediğim bir semtte alelade bir kuaför aramaya başladım ve büyük güzel bir kuaför salonu gördüm. kapıdan içeri girdiğimde o yıllar önce gördüğüm küçük kız karşımda duruyordu, durup bana bakakaldı, ben tanıdı mı acaba diye düşünürken boynuma sarıldı ve "sayende" dedi. gözlerim doldu, kuaför salonu onunmuş, iki kardeşini üniversitede okutuyormuş. bütün gün ağzım kulaklarımda gezdim. hayır efendim! fönü beleşe getirdiğim için değil tabi, küçük bir çabamın güzel şeylere vesile olduğunu gördüğüm için.

  • üstedit: arkadaşlar ulaş bebeğimiz ve annesi 4. gün sağ salim bir şekilde çıkartıldılar şükürler olsun. darısı yardım bekleyen herkese, kayıpları olanlara allah güç sabır versin ve allah hiçkimseye bunu yaşatmasın bir daha düşmanıma bile.

    abim eşi 3 yaşındaki ve iki haftalık bebekleri saatlerdir enkaz altında. ses veriyorlar. herkesten rica ediyorum lütfen afad'ın ya da yardım edebilecek herhangi bir ekibin buraya bir an önce gelmesi için ne gerekiyorsa yapın. aynı binada başka insanlar da var. hamile bir kadın komşuları olduğu bilgisi de var.
    apartman ismi örnek apartman

    adres: cumhuriyet mahallesi ingiliz okulu caddesi no:12 kat 2 örnek apartman
    samandağ/hatay

    edit: arkadaşlar kendi çabamızla abimi ve üç yaşındaki yeğenimizi çıkarabildik. yengem ve iki haftalık bebeğimiz hala enkazda. haber bekliyoruz.
    elinizi uzatın yengemle onbeş günlük bebeği de kurtaralım.

    konum: https://goo.gl/maps/xlmqbaxr8smf3twb8

    edit 2 :başka bir yardım çağrısı
    https://mobile.twitter.com/…tus/1622919614513528833

    edit3: herkes beklediği güzel haberleri alsın inşallah bir an önce (bkz: #148710477)

    edit4:adres güncellendi

    edit5: allah herkesin yardımcısı olsun #148749206

    edit6: gören duyan varsa buraya da ulaşsın. #148774597

  • operasyondan sayılıyor mu bilemem ama uzak ara dudak dolgusu.
    yaptırmayın şunu.
    asla ayar tutturulamıyor ve sonuç o dudaklar evlerden uzak eşekarısı sokmuş gibi.
    yaptıran kimle konuştuysam da, aa yok böyle kalmayacak, bir iki aya bu şişlik kayboluyor.
    sonuç, kaybolmadı.

  • bir ceza yöntemi olarak sürdürmek? sonuçta adam hatalı karar almış, şırnaktaki adamın ne sucu var hatalı hakimle çalışmak için

  • zevki için para dilenen adamın kampanyası. o kadar fakir insan varken alper gitsin miami'de müzik dinlesin diye yardım edeceğiz amk. git çalış kazan nereye gidersen git.

    edit : dalga geçilecek yanı yokmuş . yav he he

  • harry potter serisinin ikinci kitabı sırlar odasını ilk okuyuşumdan tam 18 yıl sonra okurken dikkatimi çeken, anlamsız olay.

    bilenler bilir, bu kitapta harry, ron ve hermione sırlar odasıyla ilgili araştırma yaparlarken kitap boyunca sürekli yeni ve çeşitli bilgilere ulaşırlar. bu bilgilerden bazıları yanlış olsa da, hagrid'in sırlar odasını açtığını zannetmeleri gibi, onları bir şekilde doğru ipuçlarına yönlendirir. örümcekleri takip etmelerini öğrendiklerinde aragog ile karşılaşırlar ve aragog onlara geçen sefer sırlar odası açıldığında bir kızın tuvalette ölü bulunduğunu söyler.

    harry ve ron da hemen bu bölümün ardından, kızın tuvalette öldüğü bilgisini kullanarak, ölen kızın tuvaleti aslında hiç terketmeyen ve hayalet olarak tuvalette takılmaya devam eden mızmız myrtle olduğunu anlarlar. hemen gidip kıza durumu sorarlar ve kız da olay günü tuvalet kabininden çıkınca sadece bir çift sarı göz gördüğünü ve çat diye öldüğünü söyler. nerede gördüğünü sorduklarında ise hemen şu musluğun yanında der ve harry ile ron gidip tarif edilen musluğa bakarlar ve küçük bir yılan oyması görürler. sırlar odasının girişini bulmuşlardır.

    şimdi sıkıntı şu, sırlar odası ilk açıldığında ve mızmız myrtle öldüğünde dumbledore okulda öğretmendi. dumbledore gibi bir büyücünün mızmız myrtle ile konuşmaması onu sorgulamaması çok saçma değil mi? hadi diyelim ilk zamanlarda müdür değildi ve yetkili kişiler olayla ilgilendi dumbledore olaya çok karışmadı, zaten oda da o olaydan sonra bir daha açılmadı.

    e ikinci kez açıldığında herkes olayı çözmeye çalışırken ve dumbledore oda ilk açıldığında ölen kızın kim olduğunu, nerede olduğunu bilirken niye gidip sorgulamadı? sorunca zaten kız çat diye şu musluk diye gösteriyor girişi hemencecik bulmuş olacaktı.

    bu konu aslında başkalarının da dikkatini çekmiş ve insanlar tartışmışlar fakat ben ciddi ve tatmin edici bir cevap alamadım.

    örnek cevap 1: dumbledore zaten kızı sorgulamıştır, musluğu ve girişi de bulmuştur fakat açabilmek için çatalağız olmak gerektiğinden hiçbir şekilde açamamıştır.

    e iyi de dumbledore harry'nin çatalağız olduğunu hemen daha kitabın başında öğreniyor tüm okulla birlikte. şuna bir açıl de de açılsın bir gidip bakalım diyebilirdi. ya da zaten dünyada başka çatalağız mı yok birini bulabilirdi.

    var mıdır buralarda ben buna mantıklı cevap verebilirim diyebilecek bir potterhead. dolar cami corona içimiz şişti artık kafamız dağılsın.

  • planlanan hizmet neymiş acaba. allah aşkına ne planladınız bir söyleyin.

    ayrıca yaklaşık 110 bin personeliniz var. fazla fazla maaş versek, mesela adam başı 9 bin lira desek 1 milyar etmiyor. nasıl oluyor da %96 sı maaşlara gidiyor. allah aşkına biri anlatsın bana.

    edit: arkadaşlar uyardı, sen aylık hesap yapmışsın ve 5 bin lira maaş dediler.doğru.

    5 bin liradan 110 bin personel aylık 550 milyon lira.
    yıllık 6 milyar 600 bin lira.
    eee yine nasıl oluyor da bütçenin %96 sı maaşa gidiyor.

    edit 2: sigorta ve vergiyi unutmuşuz.
    adam haklı o zaman bu para yetmez tabi aq. 20 milyar olsun en az.

    en güzeli imam hatipler kapatılsın ben de kurtulayım devlet bütçesi de.

    edit 3: imamlar vergiden muaf olabilirmiş, hesap çok karıştı, daha da hesaplamam. ben yokum bu işte arkadaş.

    neymiş, diyanetin hesabına karışmayacakmışsın.

  • sultan mehmet fetih gününün sabahında tüm ordusuna namaz kıldırıyor. ancak yapımcıların pas geçtiği bir şey var ki, o da sabah namazının güneş doğmadan önce kılındığıdır. filmde ise güneş ışıkları sağdan sağdan vuruyor.

    edit: ey cemaati müslimin, nafile namaz olabilir şeklinde itirazlar alıyorum... biline ki nafile namaz cemaatle kılınmaz!

  • bu adam parasını peşin ödemeye alışmıştır ama elin ingilizi sorar nereden buldun bu parayı diye. "kredi çektim" demek işte bu sorulara en güzel cevap olur.

  • nasıl izin alınır? dronumuz 500 gram altı ise kafamıza göre takılabiliyor muyuz? gibi sorulara doğru düzgün cevap bulamadığım için kendim yazmaya karar verdim. genel hatlarıyla yazıyorum çünkü ayrıntıya girdikçe olayı çözmek imkansızlaşıyor. istanbul için yazıyorum ancak diğer illerde de durum benzer şekilde.

    1- dji spark (500g altı) dronum var. kayıtsız ve izinsiz istediğim yerde uçabilir miyim?

    - kayıt yapmak zorunda değilsiniz. ancak istediğiniz yerde uçamazsınız. tavsiyem dronu shgm'nin sitesi üzerinden kaydetmeniz, daha sonra uçuş izni alacakmışsınız gibi bilgilerinizi doldurup açılan haritada uçuşa serbest olan alanları tespit etmeniz. bunu yaparken insanlardan, binalardan, askeri alanlardan ve havaalanlarından oldukça uzak bir yer belirlemenizde fayda var. uçacağınız yeri belirleyip ekran resmi alın yazdırın ayrıca shgm'nin iha talimatnamesini de yanınıza alarak uçuşa öyle gidin. polis gelmesi durumunda bütün belgeleri ibraz edersiniz.

    2- dji mavic (500g üstü) dronum var. dronumu kaydedip istediğim yerde uçabilir miyim?

    - kayıt yapmak zorundasınız, yoksa 17 bin tl ceza ödeyebilirsiniz. eğer ticari iha lisansınız yoksa uçabileceğiniz yerler insanlardan, binalardan ve havaalanlarından çok uzak yerler. örnek vermek gerekirse bakırköy havaalanına çok yakın olduğundan bakırköy'ün hiçbir yerinde uçamazsınız. serbest bölgelerde uçmak için ise uçuş izni almak zorundasınız yoksa 4 bin tl ceza ödeyebilirsiniz. shgm'nin sitesinde izin alarak uçabileceğiniz yerleri görebilirsiniz. izin prosedürü en az 12 gün sürüyor. ayrıca, uçuşa giderken bütün belgeleri yanınıza almayı unutmayın.

    3- ben dronumla turistik yerler çekmek istiyorum ne yapacağım?

    - ticari pilot lisansı (iha 0 / iha 1) için parasını verip eğitim almalısınız. 3. kişilere verebileceğiniz zararlara karşı yıllık sigorta yaptırmalısınız. yine de insanlara ve binalara 50 metreden fazla yaklaşamazsınız. uçuşa kesinlikle yasak olan yerlerde (valiliğin sitesine bakınız) uçamazsınız. pilot lisansınızı alıp sigortanızı yaptırdıktan sonra yine izin prosedürüne dahil olacaksınız. yani en az 12 gün önceden uçuş izni başvurusu yapacaksınız. sonuç olarak ne yaparsanız yapın her istediğiniz yerde uçamazsınız. ayrıca, mevzuata aykırı bir uçuş yaparken 3. kişinin malına ya da vücut bütünlüğüne zarar verirseniz sigortanız bunu karşılamayacaktır.