ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
interstellar
-
"ya su an yasadigimiz dunya aslinda nesli tukenen bi irkin yasamlarini surdurmek icin yuzbinlerce yil once sectigi yasanabilir bir gezegen ise?" diye dusuncelere surukledi beni bu film.
5 bin 500 tl ile krallar gibi doya doya yaşamak
-
eskiden faizle geçinen james abimiz bile asgari ücretli işe girmiş. işte ekonomimiz böyle kötü durumda.
uefa kupası bende çok fazla heyecan yaratmıyor
ev almanın mantıksız olması
-
mantıksız bir hesaplama.
300bin tl karşılığında 30 yıl konaklama hizmeti almakla, 300bin tl karşılığında mal sahibi olmak nasıl karşılaştırılıyor anlayamadım. ev senin oluyor, istediğin zaman satarsın birikimin boşa gitmez. hele ki ev sahibine hiç gitmez.
ev almak ancak şu şekilde mantıksız olabilir. eve vereceğiniz nakit paranız vardır, fakat bu parayı eve yatırmak istemezsiniz. parayı kullanırsınız. paranızla para kazanırsınız. yani ticari zeka işlerine girersiniz. o zaman anlarım.
lakin; memursan, maaşlı çalışansan ev almak her türlü mantıklıdır efendim. en kötü; al başkan evi kiraya ver, kendi borcunu ödesin.
batıdaki saraylara kıyasen bu bir konak sayılır
uludağ gazoz'un 8 mart kadınlar günü ilanı
-
hürriyet gazetesinin taşra baskısında karşıma çıkan ilginç ilan: ekran görüntüsü
hor görme
saygısızlık etme
saçı uzun aklı kısa deme
taciz etme
çocuk yaşta evlendirme
hakkını çalma
dövme sövme
laf atma eve kapatma
susturma
eğitim hakkını elinden alma
yok sayma
el kaldırma
özgürlüğüne dokunma
gazoz olma
adam ol.
edit: debe editi değil sakin olun. "o saatte taşra baskısını nasıl buldun?", "kaç para aldın?" gibi sorulara muhatap oldum. basit cevabı şudur: hürriyet'in e-gazetesine aboneyim. playstore'dan edinilebilen bir uygulaması var ve bu uygulama yeni baskı çıktığında uyarı gönderiyor. ben de yeni baskıya bakarken (ki taşra baskısı diyordu.) ilanı gördüm ve sizinle paylaştım. bu.
gta 6'nın istanbul'da geçmesi
-
(bkz: toki inşaatı patlatma görevi)
ilk defa lan acaba biz fakir miyiz denilen an
-
lise 2'ye gidiyorum, market - bakkal bozması bir dükkanımız var, var ama durumlar pert, gökte uçan kuşa borcumuz var. dükkanda mal bitiyor yerine koyacak para yok. gelen para bankaya borç kapatmaya gidiyor.
yine böyle bir gün, okula gideceğim babam bankadan geldi kasada 10 lira yok, ben de 5 kuruş yok. "paran var mı?" dedi. "var baba" dedim. yok diyemedim, "çıkart ceplerini dışarı" dedi. yok falan desem de zorla çıkarttırdı e haliyle bomboş, hiçbir şey yok cepte, bir paket uç, bir de kalem. "hani paran vardı?" dedi. cevap veremedim sustum kaldım sözlük, boğazıma bir şey düğümlendi sustum kaldım. oturdu "cebine 50 kuruş bile koyamıyorum vay be" dedi. hıçkırarak ağlamaya başladı. yaklaşık 10 sene geçti şimdi biraz daha iyi durumdayız ama 10 senedir babamın o hali gözümün önünden hiç gitmedi be sözlük. işte ilk defa o an ne kadar zengin olduğumuzu anladım. işte o an aslında paranın bir boka yaramayan adi bir şey olduğunu anladım.
leopar saldırısı sırasında yapılması gerekenler
-
ona küçük küçük sürprizler yapın.
şaşırtın onu.
beklemediği bir anda arkasından sarılıp yanağından öpüverin mesela.
veya çantanızdaki tarakla tüylerini tarayın, eski günlerden kalma jölenizi onunla paylaşın.
ona, onu sevdiğinizi, değer verdiğinizi gösterin.
eve ondan önce gidip, yemek hazırlayın mesela. elinizden geldiği kadar yapın farketmez, o elinizden gelenin en iyisini onun için yaptığınızı anlayacaktır.
leoparlar yapıları gereği duygusal hayvanlardır, bu hoşlarına gidecektir.