hesabın var mı? giriş yap

  • bu abimiz kazadan sonra bir kaç ay içerisinde iyileşir, standart ıq testlerinden normal puanlar alır, bellek ve dikkat testlerinde başarılıdır (korunmuş temel bilişsel süreçler). fakat günlük hayatta daha önce de söylendiği gibi karakteri değişmiştir (sorunlu, finansal ve sosyal karar verme süreçleri...).

    gage' in kafatası ıowa laboratuarında incelenmiş ve hasarlı bölgenin 'vetromedyal prefrontal korteks' olduğu tespit edilmiş.

    vmpfk: spesifik bir uyaran ya da karmaşık çevresel koşul ve fizyolojik değişim (somatik durumun) ilişkisinin işaretlenmesi.

    vmpfk lezyonlu hastalarda duygusal içeriğe sahip uyaranlara somatik tepki yok.

    duygusal tepki ve hissetme faaliyetlerindeki azalma, deneyimin etkisinin ortadan kalkmasına neden olur. deneyimin ve eski bilgilerin karar verme süreçlerine girdi olarak alınmamasından dolayı, vmpfk hasarlı hastalar karar verirken yalnızca anlık hesaplamalar yaparlar.

  • "kardeşim,

    o kadar döf çıkardık,
    eğitim verdik,
    iso biberi aldık,
    baret aldık,
    yediriyoruz, içiriyoruz, sigerimarınakorum. adam gübi çalışsın bu ipneler."

    sauron

  • akşam yemeği için marketten 250 gram kıyma almıştım. eve gelirken kapının önünde duran sevimli yavru kediye birazını vereyim dedim, baktım annesi de geldi ve her ikisi de verdiğim kıymayı iştahla yediler, kedileri o halde görünce dayanamadım ve kıymanın hepsini onlara yedirdim. çok sevindiler, benim de içimi huzur kapladı. akşam da makarna yedim.

  • her akşam iş dönüşü yaptığım gibi dün akşam da evimin ordaki laz bakkala girdim, birkaç parça şey aldım, gözüm biscolata paketlerine takıldı, tam da elimi uzatıp bir tanesini alıyordum ki bakkalım:

    +şu güzelliği bozma, dedi.

    ben de zannediyorum ki, "kilon çok iyi, böyle şeyler yiyip de bozma." demek istiyo.

    -hı, ne? falan derken yabıştırdı devamını:

    +tam 10 lira tuttu, bırak böyle kalsın!

  • ben yaklaşık 7 yıllık birikimim olan 37.000$'ımı, bankalara güvenmediğim için evdeki çalışma masamın tablasının altına özel olarak yaptırdığım gizli çekmecede saklıyorum.

    güldere mahallesi, zindanlı caddesi, kaman sokak, numara 17, daire 5, zeytinburnu adresinde ikamet ediyorum. yalnız yaşıyorum ve haftaiçi saat 07:30-19:00 arası evde olmuyorum.

  • aynı anda hem sahtecilikten, hem de devlet sırrı ifşasından hapis istemek için ne kadar yüzsüz olmak lazım?

    aynı tır muhteviyatının, hem gıda ve ilaç yardımı, hem özgür suriye ordusuna silah yardımı, hem mit'in kendi içindeki malzeme sevkiyatı, hem türkmenlere silah yardımı olduğunu iddia etmek için ne kadar yüzsüz olmak gerekiyorsa o kadar.

    ses kayıtları konusunda aynı anda hem montaj suçlaması yapıp, hem de görüşmelerinin dinlendiğinden yakınmak için ne kadar yüzsüz olmak gerekiyorsa o kadar.

    birbirinden haberi olmayan devlet kurumlarını, operasyonu eline yüzüne bulaştıran miti, ve tabii ki kendini sorumlu tutmak yerine tüm ihaleyi bir gazeteciye yıkmak için ne kadar yüzsüz olmak gerekiyorsa o kadar.

    cahil, hırsız, yalancı, kindar, baskıcı egomanyaklara peygamber gibi tapmak için ne kadar yüzsüz olmak gerekiyorsa o kadar.

    can dündar herhalde hapse girecek. taşakları hücreye sığar mı bilmem, koğuşa alırlar artık. ola ki yurtdışına çıkmayı ister ve becerir, ihtiyacı olmaz ama kendisine yardımcı olacak onbinlerce insandan biriyim. elden bu geliyor ancak, onun kadar cesur ve etkin olmadığım için.

    (hapisten kaçıp gelmesin yalnız, biz de casus diye arada kaynamayalım sonra. zaten yabancı memleket vatandaşı ve ateist olarak profile uyuyorum, devlette kimse yaralı parmağıma işemez. havlu da getirsin yanında).

    edit: "aynı anda hem sahtecilik hem de casusluk olabilir, mantıken mümkün" diyenler için: #51925461

  • doksanlı yılların sonu olsa gerek, ayakkabı satan küçük bir dükkanda çalışıyordum yazın. malum zor durumdaydık, yoksa neden çalışsın bir çocuk bütün gün, dört gözle beklediği yaz tatilinde...

    dükkanın sahibi haftalık verirdi bana. yemek paramı da yine haftalık olarak verirdi. yemek parası dediysem öyle matah bir şey değil. bir ihtimal esnaf lokantasında kuru-pilav yersin. velhasıl o paradan da ne kadar arttırırsam kardır diye, caminin önünde duran tostçuya gidip,

    "abi boş tostu ne kadara yaparsın" diye sormuştum.

    "boş tost"

    öyle ekmeğin üzerine biraz sulu salça sürüp ısıtıp verecek. verdi de. 3 ay o boş tostla doyurdum karnımı. çeşmeden su bir de. anneme de haftalığıma zam yaptılar dedim. karnımı lokantada doyurduğumu, köfte pilav falan yediğimi söyledim hep. hala bilmez canım benim. bilmesin de.

    kimse bilmesin boş tostun yavan tadını. hele çocuklar hiç bilmesin. onlar köfte yesin hep. çok mu zor?