hesabın var mı? giriş yap

  • ilk buluşma, ikinci, bilmem kaçıncı fark etmez arkadaşlar. kalabalık bir grup yoksa, kim planı yapıp davet ettiyse hesabı öder. yemeğe çağırdın, sen ödersin. karşı taraf seni sinemaya davet etti. biletleri o alır. sen de mısır-kola alıver, bir şey olmaz. mutluluklar.

  • sipariş verilen yer: cafe kazancı.
    ön bilgi: sipariş verenler bir haftaya yakındır hastadır. cafe kazancı'dan ev yemeği menüsü söylerken telefonla siparişte çorba seçeneği bulunuyorken yemeksepeti üzerinden verilen siparişlerde o seçenek bulunmamaktadır. sipariş verildiği sırada restoranın kapanmasına 8 dakika vardır.

    not: eve getirdiğiniz menüde yan ürün olarak çorba da söyleyebileceğimiz yazıyor ya, bu siparişimizde cacık yerine çorba gönderirseniz o kadar seviniriz ki anlatamam. yani son dakika siparişinde böyle bir şey isterken biraz çekiniyorum açıkçası ama bi evde iki hasta olmak da epey üzücü :(

    sonuç: cacık yerine tek bir çorba beklerken, cacık+2 çorba gelir. çorbaların üzerindeki "geçmiş olsun!" notu da cabası. minnetle yaşaran gözler, öksürükler eşliğinde söylenen "insanlık ölmedi cafe kazancı'da yaşıyor" şarkıları...

  • adına açılan başlıklarda ekşi sözlük yazarları tarafından bir ay “çakma aydın” ilan edilen, ertesi ay “her sözüne imza atarımcılarla” dolup taşan tecrübeli bir televizyoncunun son açıklamalarıdır.

    bazı kişiler hitap ettiği kitleyi o kadar iyi tanıyor ki… misal orkun, enes bir şey söylerken youtube izleyicisinin ciğerini nasıl biliyorsa okan da aynı şekilde ekşicilerin ve 30 yaş üstünün hangi görüşlere atlayacağını çok iyi biliyor. ne oldu yine “woow kahraman!”. kusura bakmayın da lafa gelince burada herkes sosyolog, gel gelelim yönlendirilen koyunlardan farkımız yok

    bu adam aylar öncesine kadar tv’de yaptığı programlara influencer’lar konuk ediyor, sohbet ediyor ve “yeni nesil artık bu mecralarda, göz ardı edemeyiz” diye yağlıyordu.

    kral şimdi sert girdiğine göre kendi kemik kitlesine yönelik yeni bir iş yapacak muhtemelen. takdir edilesi bir manipülatör.

  • türkiye’de hergün yüzlerce adamın düştüğü tezgaha düşen gencin veryansını. olay tanıdık ama gerçekten artık katlanamadığım 2 durum var:

    1) bu polisler ne iş yapar? yani şikayet için gelen adamı, bir şey çıkmaz uğraşma diye telkin edip göndermek mi bu adamların işi? kamelyada çay içip geleni terslemek mi? adam haklıdır haksızdır, şikayetçiyse gereğini yapacaksın. bir şey çıkar çıkmaz onu zaman gösterir. sanki sözleşmiş gibi hepsi aynı tavırda hepsi aman iş çıkmasın kafasında.

    2) ülkenin en haysiyetsiz, namussuz insanları bile ülkenin bugunu bulmuş, ‘seni fetöcü diye ihbar ederim.’ tehditini kullanıyor ve bundan sadece ahlaklı ve namuslu insanlar korkuyor. bu paradoks ne zaman bitecek?

  • her türlü hak arayışına destek vermek gerekir, birileri de beğenmiyorsan çık demiş. o çıksın da kalanlar eşek gibi çalıştırılmaya devam etsin yani dert değil.

  • starbucks ile aynı olmasını istiyorsanız. o zaman aynı şeyleri yapmanız gerekiyor.

    genişçe bardak starbucks gibi

    içi bol buz starbucks gibi

    1/5 oranında özü kat (extra öz istiyorsan 1.5/5 e çıkar oranı)

    (shakele)

    taze nane ve 1 tane limon dilimi at.

    birde öyle için bakalım. starbucks da sikilmeye bir daha gerek kalmayacağını anlarsınız.

  • beyler biz bu adamları ne zaman dövmeye başlıycaz? hep boyle mi gidecek, 3-5 köpeğin havlamasına ezilip duracak mıyız??? yeter artık