hesabın var mı? giriş yap

  • günlerden bir gün arkadaşlarınızla diablo 2 oynamak için bilgisayar başına geçince şöyle bir bakayım diye ekşi sözlüğe girersiniz ve sol frame' de bir başlık görürsünüz. ilginizi çeker bu başlık ve açar okumaya başlarsınız. girilen genelde komik, kinayeli, serzenişli yazıların arasında bir yazı dikkatinizi çeker "vay benden başka böyle düşünen adamlar da varmış." dersiniz. nickine şöyle bir bakar aratır yazılarını okumaya başlarsınız. sizin gibi yeni bir yazardır, o da yazdığı ilk yazılardan biridir şans eseri tam o anda ekşi sözlüğe girip fark etmişsinizdir onu. sonra aklınızda kalır ismi, hergün onlarca yazarın yüzlerce yazısını beğenmenize rağmen bu yazarın adı aklınızda kalır. öyle badi butonunu falan kullanmayı bilmediğinizden her seferinde arama butonuna basıp yazdığı yazılara bakarsınız, sessizce takip edersiniz yazılarını. "ben buradayım seni takip ediyorum" temalı bir yazı yazrsınız arkadaşınıza. bir gün bir yazısı sizi çok şaşırtır aylarca seninle aynı kafadan olduğunu düşündüğün adam aslında bayandır. bu şekilde yıllar* geçer yazılarını okudukça kafa yapınızın ne kadar uyumlu olduğunu anlarsın. bir gün artık dayanamaz selam edersin, haliyle pek sıcak karşılamaz senin selamını ama bir şekilde sürer diyaloğunuz. sonra bir gün birden bir şekilde o da seni fark eder. görüşmek istersiniz ama kader buna izin vermez çünkü daha zamanı değildir. iş için bir çok defa onun bulunduğu şehre gitmene rağmen kah onun sınavı olur**, kah sen arabayla şarampole uçar ölümden dönersin* defalarca denersiniz ama bir türlü görüşemezsiniz çünkü daha zamanı değildir taşlar yerine oturmamıştır. konuşmaya devam dersiniz sürekli her gün zevleriniz ne kadar kesiştiğini ne kadar uymlu olduğunuzu fark edersiniz. kimseyle konuşamadığınız muhatab bulamadığınız şeyleri konuşur gece saat 10-11 gibi "5 dk konuşup yatayım sabah işe erken gidicem" derken ne olduğunu anlamadan saati sabahın 4 ü edersiniz. bir gün ne olduğunu o an anlayamadığınız bir sebepten kavga eder ve konuşmama kararı alırsınız. için için üzülseniz de belli edemezsiniz gurur herşeyden önemlidir çünkü. şuydu buydu derken tekrar konuşmaya başlarsınız ve size bir süre sonra konferans için oturduğun şehre geleceğini haber verir. korkuyla beklersiniz o günü bu kadar zamandır uğraşamanıza rağmen türlü felaketler ve kaderin oyunları sonucu görüşememişsinizdir. o gün sonunda gelip çatar ilk defa o gün telefondan sesini duyarsınız heyecanlanırsınız. ve onu, 4 sene boyunca yazılarını takip ettiğiniz hayal ettiğiniz, hayallerinizde göklere çıkardığınız kişiyi köprünün üzerinde size doğru yürürken görünce yanınıza gelip konuşmasını duyunca hiçte hayal ettiğiniz gibi olmadığını hayallerinizdekinden çok daha mükemmel olduğunu görürsünüz. şimdi onu o köprünün üzerinde hafif tebessüm ederek size bakarken görüşünüzden tam 4 ay sonra onunla evliliğe doğru adım adım ilerlerken bazen 4 sene önce sözlüğe girip sol frame de onun yazısını görüşünüzü hatırlar ve "işte hayatı değiştirecek mükemmel tesadüf böyle bir şey olsa gerek" dersiniz.
    (bkz: bu da böyle bir anımdır)

  • normalde kürtçülerin başlığına yazmıyorum.

    ama biraz önce bu kişinin #29938239 numaralı entarisini görünce kendimi tutamadım.

    yazarımız bilindiği üzere türkiye cumhuriyeti toprakları üzerinde bir kürdistan kurulmasını fikirleriyle savunuyor. hatta (bkz: şemdinli'nin düşman işgalinden kurtuluşu) diye başlık açıp, türkiye cumhuriyeti'ni işgalci, düşman öge olarak ilan etmiş bile. böyle onlarca entarisi var ama şimdi yazmaya üşendim.

    şimdi bu arkadaş #29938239 nolu yazısında, 5 pkk'lının imhasından sonra şöyle bir cümle kurmuş: "maalesef bizim ülkemizde kanunlar zaman-zemine-şahsa göre esneyebiliyor."

    yani aniden işgalci tc gitmiş, bizim ülkemiz olmuş buralar.

    bir iddiamı yeniden dile getirmek istiyorum; kürdistan kurulsa bile bu ve bunun gibi şahıslar türkiye'den ayrılmaz, kapıdan kovsan, bacadan girer. türkiye'de yaşamanın tadını almış, biraz okuyup yazmış bir kürdü, öldürsen kürdistan'da yaşamaya ikna edemezsin.

  • - o kadar vermişken x lira daha ver, falanca (da) olsun.
    - sen mutsuzken başkalarının mutluluğunun ne önemi var?

    birincisine mütemadiyen kanıyorum, maddi açıdan baya kanırttığı zamanlar oluyor. ikincisine ısrarla direniyorum yıllardır ve bir gün kanmaktan çok korkuyorum.

  • pike place market,seattle'da,1971 yılında bir gazeteci,bir tarih öğretmeni ve bir edebiyat öğretmeni 3 genç tarafından kurulmuştur. starbucks adını moby dick romanındaki kaptan ahab'ın yardımcısı olan sağduyulu,yardımsever ve kahve düşkünü starbuck'tan alır.sağduyu ve yardımseverlik şirketin günümüzdeki politikasını da temsil etmekte.ambleminde bulunan kadın figürü "siren kızı", güzel sesleri ile kaybolan denizcilere yol gösteren,bereket ve şans getirdiğine de inanılan bir mitolojik figürü temsil etmektedir(bazı kaynaklarda siren kızının denizcileri kendine çekip yediği de mevcut ama olsun :d).şirket bu amblemi ortalama 10 yılda bir günceller.şirketin en çok ciro yaptığı dubai şubesinde bu kız figürü mevcut değildir(caiz değil heralde).adında ve ambleminde denizcilik figürleri bulundurması, kurulduğu bölgede denizciliğin yaygın olması ve yerel halka olan saygılarından(mış).

    şirketin şuanki ortağı,ceo'su ve starbucks'a şuanki halini veren howard schultz,starbucks'ta çalışan olarak işe girmiştir.almanya'da mutfak gereçleri satan bir şirkette çalışan schultz,amerikalı starbucks şirketinden sürekli büyük miktarlarda frech press siparişi alınmasını üzerine meraklanır, şirketin pike place'deki şubesini ziyaret eder,ambiyansa hayran kalsa da amerikalıların kahve demlerken kullandığı teknikleri çok ilkel bulur.almanyadaki işinden istifa eder,eşiyle birlikte amerika'ya göç eder,starbucksta çalışmaya başlar ve avrupa'daki demleme tekniklerini(özellikle italya'da gördüklerini) amerika'da kullanmaya başlar.

    kahve kavururken standart yaklaşık 9 dakika kavurmaktır.9 dakikadan sonra kahve yetiştiği yerin karakteriyle şekillenen aromasını kaybetmeye başlar ve yanık bir tat oluşur.fakat starbucks çok büyük miktarlarda ve dünyanın her yerinden çekirdek alır. dolayısıyla şirketin standart bir tat oluşturması gerektiği için kahveyi ortalama 12 dakika kavurur.aslında starbucks’ta içtiğiniz ve damağınızın artık referans aldığı kahve, aromasını kaybetmiş yanık bir kahvedir.kendi çekirdeğini günlük&haftalık kavuran kahvecilerden çekirdek almak daha iyidir

    ayrıca her starbucks çalışanının günde 2 kez olmak koşuluyla müşterilerine kahve ikram etme hakkı vardır.çalışanlar genelde bu hakkı canı sıkkın,üzgün gördükleri müşteriler için kullanır.yani üzgün bir şekilde sipariş verirseniz,belki bir servet kurtarabilirsiniz

  • işlerine geldi mi "yeryüzü bize seccadedir" derler, işlerine geldiğinde de çamlıca tepesine cami yaparlar. peki bu iki şeyin ortak noktası nedir? evet bildiniz din gösterisi.

    iki rekat tutarlı olsanız da dünya size seccade mi yoksa iki adıma bir cami yaptırmak mı lazım ona bir karar verseniz, insanlar da sizin bu işinize geldiği gibi davranma hastalığınızdan rahatsız olmasa.

  • en son buzdolabımın arızasını giderdim.

    buzdolabım, dondurucu olmayan normal bölümündeki yani, en alttaki çekmecesinde bulunan tüm meyve sebzeleri buza çeviriyordu. sebebini bi türlü bulamadık.

    servisi aramadan önce youtube'dan bakayım dedim epey bi' izlenen bir video buldum.

    videodaki saçsız abi, dolabın en arkasını açın diyordu. motorun pervanesinin tozdan dönemez duruma gelmiş olabileceğini, bir de tahliye deliğinin tıkanmış olabileceğini söylüyordu.

    eşimle dolabı çektik fişi prizden çıkarıp arkasını açtım ve adamın dediği gibi 9 yıllık dolabımın pervanesi tozdan görünmez hale gelmişti. denemek için fişi taktık ve pervane dönmüyordu. sonra fişi tekrar çıkarıp elektrik süpürgesi ile iyice tozu çektim sonra da bezle güzelce sildim. motorun üzerine de soğuk suyla ıslatılmış bezle biraz baskı yapın falan diyordu bu yolla motoru da soğutup tahliye deliğine de baktık. orası da toz ve diğer şeylerle tıkanmıştı. çöp şiş ile ufak ufak baskı yapıp onu da açtım. çiçek gibi oldu.

    sonra fişi taktık ve bilin bakalım noldu?
    pervane ilk günkü gibi dönmeye başladı. ay arkadaş.

    dolabı 1-2 gün gözlemledik ve gerçekten de düzelmişti. resmen bir sürü masraftan kurtulduk. şu an bayağı iyi çalışıyor.

    teşekkürler youtube ve ilgili videodaki sinirli anlatım tarzı olan saçsız adam.

  • yeterli sermayeyi toplar toplamaz acmayi dusundugum dugun salonudur. olay butonu her yandiginda bir isi daha kacirdigimi dusunerek kahroluyorum.