ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
25 mayıs 2015 istanbul başakşehir fenerbahçe maçı
-
sezon finali gibi sezon finali olan maç. herkes öldü amk.
sırf ibnelik olsun diye yapılan şeyler
-
bayram tatili için memleketine giden ev arkadaşı otobüs servisine binerken "aşkım beni unutma, varınca ara demek"
akabinde adamın kızarıp bozarması, otobüste yan tarafta oturan kadının yolda adama oğlum aslında yakışıyorsunuz, bu devirde böyle şeyler normal artık demesi...
herifin yol boyunca stres olması
sümeyye erdoğan'a suikast emri
-
suikastı yapacak katilin istanbul'a geldiğini, spor gazetesi jargonuyla veren haberin başlığı.
"katil istanbul'a geldi." bu ne lan?
havaalanında taraftarın yoğun ilgisiyle karşılaşan katil, istanbul'u çok sevdiğini söyledi. kötü bir sezon geçirdiğini belirten katil, buradaki performansıyla tekrar adından söz ettirmek istediğini de ekledi. sakatlığı konusundaki spekülasyonlara ise sahada yanıt vereceğini söyleyen katil; sözlerini, en buyuk paralelspor, diyerek noktaladı.
debe edit: bu debe editi daha önceki debelenmelerde aklıma gelmemişti. ben de modaya uydum. son bi espri daha yapayım, gidiyorum. katil kiralıkmış, sezon sonu satın alma opsiyonuyla kiralanmış.
1 kg muzun 18 lira 99 kuruş olması
-
ben küçük bir çoçukken şehrimizde muz esnafı vardı.
evet, yanlış duymadınız, muz esnafı.
bir kişi dükkan kiralar ve orada yalnızca muz satardı. ara sırada bazılarının kivi de sattığı olurdu.
tıpkı manav gibi, ama yalnızca muz satılırdı.
o zamanlar muz, kivi falan şimdinin ejder meyvesi, pitahaya denilen nebatatlarından bile daha pahalıydı...
bu entriyi neden mi yazdım ? öylesine, eski günler aklıma geldi.
kriz zamanlarıydı o zamanlar. her şey pahalıydı. ama yine de mutluyduk.
şimdiye bakıyorum; yine her şey pahalı. hem de ateş pahası. dahası, bugün mutlu da değilim.
ben yeni türkiye'yi hiç sevmedim sözlük. hiç mi hiç sevmedim hem de.
machu picchu
-
peru da 1912 de amerikalı bir profesör olan hiram bingham tarafından keşfedilen, inka uygarlığına ait bir kent.bingham'ın, inkaların başkenti cuzco'dan ayrıldıktan sonra karşılaştığı bir yerli, ona 50 cent karşılığında machu pichhu denilen bir yerdeki harabeleri gösterebileceğini söylemiş ve o da bunu kabul etmiş..bu şekilde sanırım hayatının en doğru kararını vermiş..
140 journos'un osmanlı torunu videosu
-
5 dakikadan fazla dayanabilen bordo berelidir
manav olma arzusu
-
ilk yazılımcılarda gördüm bunu. ben de geyiğini yapmışımdır kesin. "abi bırakıcam bu işleri manav olucam". "abi gidicem ege kıyısında domates yetiştiricem" şeklinde.
isyanın sebebi belli: bir meslek zihinsel olarak çok yoruyorsa zihinsel yorgunluğu olmayan meslek stereotiplerinden birini seçip onu arzuluyoruz.
halbuki manava gidip bunu desen seni patlıcanla hıyarla döver. millet manavlığı bir tezgaha döşenmiş sebze meyveyi belli fiyattan satma işlemi zannediyor. keza domates yetiştirmeyi de "domates ekmek ve çıkan domatesleri toplamak" olarak. bunlar fiziksel efor gerektiren şeyler zannediyor. mesela domatesler niye çıkmadı, haşerat niye dadandı, niye mahsül kırıldı bunlar düşünce gerektirmiyor zannediyor.
manav için de öyle. en başta sattığın ürün "perishable good" yani sonsuza kadar saklayabildiğin bir şey değil. hızlıca elinden çıkarmak zorundasın. ona göre ideal fiyat aralığı tutturman gerekiyor karlılık için. stok ve halden toplu alımlar için de doğru planlama yapman gerekiyor. bu başlı başına endüstri mühendisliği alanına giren bir optimizasyon konusu. dükkanı kaçtan kaça açık tutacağın, ne zaman başını bırakabileceğin, çırak tutacaksan onun sigortası bile derdin oluyor.
onun haricinde manavlığı dışsal faktörler hiç yokmuş gibi hayal ediyorsun. mesela mahallenin polisi gelip iki salatalık tırtıklayınca parasını alamıyorsun. sıkıysa iste. çocuklar çilek aşırınca, ev sahibi kirayı tam gününde isteyince hesapların birbirine giriyor. buzdolabının elektriği gidiyor, dükkanı su basıyor. vitrin camını top kırıyor. fare dadanıyor. ilaçlaman gerekiyor. veresiye defterleri kabarıyor. bu sefer yanlışlıkla sebzeye sıktığın ilaçtan müşteri zehirleniyor. bir de sonunda yan sokağa migros gelmesin mi? hadi şimdi koca zincirin planlama ve işletme kabiliyetiyle tek başına mücadele et sıkıysa.
sonra kan ter içinde uyanıyorsun: "oh lan ne güzel kod yazıyorum, derliyorum, tek derdim bu".
mesleklerimizin kıymetini bilelim.
pampiş kelimesinin etimolojisi
-
kanka
emoca: qanqa
q ları soldan sağa tersine çevir: panpa
pampa
pampiş
rica ederim.
edit:
kanka kan kardeşin kısaltması (kararsizjonglor hatırlattı, teşekkürler)
winning eleven'ı japonca oynamış nesil
avm'de öpüşen çifti uyaran kişinin bıçaklanması
-
arada guzel seyler de oluyor dedirten hadise.
mackolik.com'un yaran üye yorumları
-
alt oynamış vatandaştan maçın başında gelen yorum;
"kaldı 88 dakika"
ilişki checklist'i
-
[ ] sevgilinin evlilik konusunu acmasi
[ ] ilk "sonra konu$alim" jokerini kullanmak
[ ] ikinci "sonra konu$alim" jokerini kullanmak
[ ] sevgilinin "ahmet" jokerini kullanmasi