hesabın var mı? giriş yap

  • görsel
    görsel
    görsel
    son zamanlarda bir olaya bu kadar üzüldüğümü hatırlamıyorum, sizi bu devletin memuru yapana da, sizi muhendis yapan üniversiteye de sizi yetiştiren aileye de lanet olsun.
    -ali gündüz 1986 ankara, iş müfettişi
    -semih soyalp, 1986 ankara. tai’de elektrik mühendisi.1 taksirli yaralama.
    -ilker karakaş, 1987 malatya, 2 suç kaydı var.
    benzer o.cocuklari aramızda geziyor.
    görsel

  • olmayan durum. yarın konut fiyat endeksi açıklanacağı için veriler değişecek o yüzden daha önce yazdığım şu girdiyi silmiştim ama şimdilik buraya kopyalıyayım.

    emlak sektöründe balon var mı sorusu sözlükte daha çok kişisel tecrübelerle tartışılıyor; bu durumu rakamlarla açıklamak istedim. emlak balonunun bilimsel açıklaması emlak fiyatlarının beş sene içinde %50, üç sene içinde ise %35 prim yaptıktan sonra dramatik şekilde değer kaybetmesidir.(en az %35) türkiye’de konut fiyatlarını incelediğimizde en eski verilere ulaşabildiğimiz 2010’dan 2017’e kadar her beş senede konut fiyatları %50 prim yapmış ve 2010’dan günümüze kadar konut fiyatları %140 prim yapmış. bu rakamlar kağıt üzerinde şişmiş bir emlak balonu olarak yorumlanabilir fakat ayrıntıya girince görünüm değişiyor.

    reel olarak(enflasyondan arındırılmış) konut fiyatları yükseliş gösterdiği 2012-2017 arası sadece %29 prim yapmış iken 2017’den günümüze konut fiyatları %20 değer kaybetmiş yani reel olarak konut fiyatlarındaki artış bir emlak balonundan çok enflasyon sorununa benziyor. burada da şu sorun karşımıza çıkıyor; emlak sektöründe belirleyici olan faktör reel fiyatlar mı yoksa naminal fiyatlar mı?

    türkiye’de konut sektörü çok farklı bir konumda; toplumda konutlar bir yatırım aracı olarak değrlendiriliyor, bu başlıkta bile konutlar hakkında yorum yapıp ‘’yatırım tavsiyesi değildir’’ diye yorumu sonlandıran birçok yazar mevcut, konut fiyatları ile ilgili ‘’yatırım tavsiyesi değildir’’ demek ile domates fiyatlarına ‘’yatırım tavsiyesi değildir.’’ diye yorum yapmak arasında bir fark yoktur. türkiye’de konutların bir yatırım enstrümanı olarak görülmesinin en temel sebebi yatırımcı profilidir.

    her toplumda yaş gruplarının ekonomi için farklı anlamları olur; 45-65 yaş grubu ekonomiler için tasarrufu temsil eder ki türkiye’de de sermayenin çok büyük kısmı bu yaş grubunun elindedir. türkiye’de bahsettiğim yaş grubu doksanlı yıllar tecrübesi yaşadığından dolayı emlak sektörünü bir ihtiyaç değil bir yatırım aracı olarak değerlendiriyorlar; dikkat ederseniz çevremizde birden fazla ev sahibi olan ve devamlı olarak konut ticareti ile servet artırmaya çalışan insanların önemli bir kısmı bu yaş grubuna dahildir.

    son yıllarda enflasyonun ekonomi için ne kadar zorlayıcı bir faktör olduğunu yaşayarak öğreniyoruz; doksanlı yıllarda bu durum çok daha ağırdı, bununla beraber yine doksanlı yıllarda bankacılık sistemine güven(dolaylı olarak yatırım araçlarına) günümüze göre son derece zayıftı, bu sebeple toplumumuzda konut veya benzer ürünler ile(araba, yastık altı altın vs.) sermaye koruma veya kazanç sağlama çabası çok güçlüydü. bahsettiğim yaş grubu insanlar size 1 birim fiyata aldığı evi nasıl 5-10 birim fiyata sattığını ve kar ettiğini anlatırlar; bu insanların günümüzde en az 5-10 ev alacak kadar serveti yoksa ki yok, bu kişiler alıp sattığı evlerin 5-10 kat prim yapması reel değer artışı değil, enflasyondur. bir konuta 5-10 kat prim yaptıracak enflasyon yaşanan bir ekonomide evlerin reelde değer kaybettiğini tahmin etmek zor değil.(mb, 2010 öncesi verileri sitesinden kaldırdığı için veriler ile kanıtlayamıyorum.)

    finansal okur yazarlığın da zayıflığı sebebiyle günümüzde birçok insan konutları aldıkları maliyetin çok altında satıyorlar, %19.5 enflasyon ortamında(inşaat maliyetindeki artış manşet enflasyonun da çok üstünde %30 civarında) konut fiyatlarında artış sadece %3.5 bu rakam ciddi bir sorun o yüzden sıfır ev fiyatlarındaki satışlar %30’a yakın düşerken ikinci el konutlarda satışlar sadece %8 düşmüş. bu durumun ana sebebi konutlarını reel maliyetinin altında satıp kar ettiğini düşünen kesimdir.

    konut fiyatları ilk defa düşüş gösterdiği temmuz-2018’den beri yerinde sayıyor ve (sadece %0.03 artış var) trend ise fiyatların zayıflaması yönünde, şu an türkiye’de çok sınırlı bölgede konut fiyatları nominal olarak düşüyor link fakat bu durum kuvvetlenirse konutları yatırım aracı olarak gören kesim (konutlar asla değer kaybetmezciler) kendi bakış açılarıyla da konut fiyatlarının düştüğünü görecekler ki finansal okur yazarlığı zayıf insanların ellerindeki varlıkların değer kaybetmesine tepkileri genelde abartılı olur.

  • bugün tanıdık bir a101 çalışanından da duydum, bana yakındı. artık 7:30 da başlamak üzere 13 saat çalıştığını söyledi. bunun için ek ücret de almıyorlarmış. vatandaşın alın teri kutsaldır, işverenleri çalışanlarının seslerine kulak vermeye davet ediyorum.

  • tarçın kabuğuna ait bilgilere eski mezopotamya, eski roma, eski hint, eski çin, eski yunan ve latin yazıtlarında sıklıkla rastlanmaktadır. mısırlılar tarçını mumyalama için kullanıyorlarmış. ortaçağ avrupa'sında ise sadece öksürük, ağız kokusu, diş ağrısı ve boğaz ağrıları için bir ilaç olarak kullanılmakla kalmayıp, dini törenlerde de kullanılmıştır. 10. yüzyılın başlarında kraliyet ailelerine "baharat" olarak sunulmaya başlanmıştır. 14. yüzyıla gelindiğinde ise tabana yayılarak herkeslerin kullanacağı bir baharat halini almıştır.

    defnegiller ailesinden olan tarçın ağaçların kabuk içlerinden elde edilir ve tropik bölgelerde yetişmektedir. tarçın adı, farsçada “çin ağacı” anlamına gelen “darçin” kelimesinden gelmektedir.

    tarçının antioksidan, anti-inflamatuar, anti-diyabetik, anti-mikrobiyal ve bağışıklık güçlendirici faydalarından mevcuttur. bunlardan yararlanmak için ise neredeyse her türlü formunu kullanmak mümkündür.

    bir yemek kaşığı öğütülmüş tarçın;
    19 kalori,
    0 gram yağ, şeker, protein,
    4 gram lif
    günlük manganez ihtiyacının %68’ini,
    günlük kalsiyum ihtiyacının %8’ini,
    günlük demir ihtiyacının %4’ünü,
    günlük k vitamini ihtiyacının %3’ünü içerir.

    tarçının faydaları:
    - antioksidan kaynağıdır : tarçının içeriğindeki yüksek antioksidan bileşenleri, serbest radikallerin hücrelere verdiği hasarı yavaşlatarak yaşlanmayı yavaşlatır. farklı gıdalardaki antioksidan seviyelerini ölçmek için kullanılan orac ölçeğine göre tarçın; antioksidan seviyesi bakımından birinci olarak sarımsak, kekik ve biberiye de dahil olmak üzere birçok güçlü otu ve baharatı geride bırakmaktadır.

    tarçının içerisinde bulunan polifenol, fenolik asit ve flavonoid olarak adlandırılan antioksidanlar; orman meyveleri, kırmızı şarap ve bitter çikolata da dahil olmak üzere diğer süper gıdaların içinde bulunmaktadır.

    -anti-inflamatuar özellikler içerir: tarçındaki antioksidanlar; kalp hastalıkları, kanser ve beyin fonksiyonlarının azalması riskini önleyen anti-enflamatuar etkilere sahiptir. tarçının içeriğinde bulunan yedi çeşit flavonoid, vücuttaki iltihap seviyelerine karşı son derece etkilidir ve onları elimine eder.

    -kalp sağlığını korur: tarçının yüksek kolesterol, yüksek trigliserid ve yüksek tansiyon seviyelerini dengeleyerek kalp sağlığını korumaktadır. tarçındaki özel bileşenler kötü kolesterol ldl’yi azaltmaya yardımcı olurken, iyi kolesterol hdl’yi sabit tutmaktadır. yüksek tansiyonu düşüren tarçın, vücudu kalp hastalığı ve felç gibi risklere karşı da korumaktadır.

    -incülin direnci ve tip 2 diyabetle mücadele eder: tarçın içerisinde bulunan etken maddelerden biri olan hidroksi metil kalkon polimerleri doku üzerinde insülin gibi davranarak kan şekerinin düzenlenmesi sağlamaktadır.
    bir diğer etki ise tarçın tüketiminin sindirim enzimlerinin yapısını değiştirmesi ve karbonhidrat parçalanmasını yavaşlatmasıdır. bu besinler ile aldığınız karbonhidratların bir kısmını kullanamamanız ve kan şekerinizin dolaylı olarak düşmesi anlamına gelmektedir.

    - kanser riskini azaltır: yüksek antioksidan bileşenleri dna hasarına hücre mutasyonuna ve kanserli tümörlerin büyümesine karşı korunma sağlamaktadır. tarçının içerisinde bulunan cinnamaldehid adlı maddenin, tümör büyümesini yavaşlattığını, dna’yı hasara karşı koruduğunu ve kanser hücrelerini kendi kendine yok etmeye çalıştığı tespit edilmiştir. ayrıca tarçına o kendine özgü yoğun kokusunu veren madde de cinnamaldehiddir.

    - diş sağlığını desteklemektedir: diş çürümesine, ağız enfeksiyonlarına neden olabilen bakterilere karşı koruyucudur. tarçın esansiyel yağ ile ağız gargarası yaparak, ağız içindeki enfeksiyonlara karşı uygulanabilecek en doğal yöntemdir.

    -cilt sağlığına iyi gelir: içeriğindeki antibiyotik ve anti-mikrobik bileşenler; cildi tahriş, döküntü, alerjik reaksiyon ve enfeksiyonlardan korur. tarçın esansiyel yağını cilde uygulamak iltihap, şişlik, ağrı ve kızarıklıkların azalmasına yardımcı olabilir. tarçın esansiyel yağı hassas ciltler için ilk etapta pek uygun olmayabilir onun için bileğinizde deneme yapmadan kullanmayınız. ya da baz yağ ile karıştırıp o şekilde uygulayabilirsiniz.

    - beyin fonksiyonlarını destekler : parkinson ve alzheimer gibi nörolojik hastalıklara karşı koruyucudur. tarçın, beyin hücrelerinin zarar görmesini engelleyen nörokoruyucu proteinleri aktive etmektedir. ayrıca hücrelerin kendi kendini imha etmesine neden olan oksidatif stresin olumsuz etkilerini azaltmaya da yardımcı olur.

    pek çok tarçın ağaç tipi vardır ve birbirlerinden farklı özellikler göstermektedirler. bunlardan tercih edilmesi gereken en sağlıklı türü seylon tarçındır. seylon tarçın "gerçek tarçın" olarak nitelenedirilmektedir. diğer bir tip ise kasia(çin tarçını)dır. genel olarak piyasada hep kasia tarçın karşımıza çıkmaktadır ve seylon tarçına göre bir hayli ucuzdur.

    tarçının içindeki yüksek kumarin oranları karaciğer yetmezliğine sebep olmaktadır.
    1 gram seylan tarçında 0,1 miligram
    1 gram çin tarçınında 3,8 miligram kumarin bulunmaktadır.

    bu oranlar da düzenli kullanımda karaciğere ciddi şekilde hasar vermektedir. ayrıca tarçın kullandığınız halde kan şekerinizi düzenlemiyor yada kolesterolünüzü düşürmüyorsa kalitesiz bir tarçın tüketiyorsunuz. ve bu tarçın kasia tarçındır.

    peki kullandığımız tarçının hangi tip olduğunu nasıl anlarız?
    öncelikle görünüş olarak birbirilerinden ayrılmaktadırlar. seylon tarçın, kasia tarçından daha ince bir kabuğa sahiptir ve çoklu tabakalardan oluşmaktadır. kasia, her iki uçta içi boş bir boruya doğru kıvrılan bir kalın kabuk parçasıdır. bir başka yöntem ise sertlikleridir. kasia tarçın çok serttir ve ancak öğütücülerle parçalanabilir. seylon ise daha bükülebilir, kırılabilir bir yapıya sahiptir. son ayırt edici özellik ise menşeidir. seylon tarçın genel olarak sri lanka'da yetiştirilmektedir.

  • + aşkım ezgilerle oturuyorduk büyük bir patlama
    sesi duyduk iki terörist içeri girdi bir tanesi
    canlı bomba olduğunu diğeri ise psikopat
    olduğunu söyledi kolumu kırdı yüzümde ve
    vücudumda çizikler var 5 yerimden bıçaklandım
    arkadaşım öldü , polis zor kurtardı bizi bu
    mesajı da bir başkasına yazdırdım.

    - ezgi kim?

  • 1956 yılında dilbilimi dünyasına duyurulan sapir-whorf hipotezi'nin özü şudur: sözcükler dünyayı nasıl algıladığımızı belirler. her dilin kendi içinde farklı bir mantığı ve algılama biçimi vardır. dolayısı ile dünyaya kelimelerle bakıyoruz desek yanılmış olmayız.

    (bkz: benjamin lee whorf)
    (bkz: edward sapir)