hesabın var mı? giriş yap

  • birkaç senede bir yaptığım eylem. ham armut yemiş gibi oluyorum her seferinde. yanımda çocuklarım ve eşim olmasa oturup hüngür hüngür ağlayasım geliyor. koşmakla bitmeyen top oynadığımız arsanın üç adımlık bir yer olduğunu görünce gülesim geliyor sonra. son gittiğimde o arsaya da bir apartmanı çoktan dikmişlerdi. evimizin bahçesindeki kiraz hala duruyor, malatya kirazı. yetişmesine asla izin vermediğimiz, kızaranlarını teker teker günlük yediğimiz kiraz. ev sahibinin oğluyla birlikte hem de. sonra okuluma gidiyorum, bina aynen duruyor. bir gün cesaretimi toplayıp içeri giresim var, giremiyorum bir türlü.
    insan hayatının en belirleyici dönemi çocukluktur. 80 yaşındaki adam oturuyor konuşmaya başlıyor o bile çocukluğunu anlatıyor. en unutamadığı anılar, anlatırken en mutlu olduğu şeyler onlar. çocuklarınızın çocukluğunu bok etmeyin, hatırlayınca gülümseyebilecekleri anıları olsun. size ve geçmişe dair.

  • çok pis bir andır.

    o ana değin bir sürü tavuk göğsü tatlısı yemiş, fakat bunun içinde gerçek tavuk parçacıkları olduğu aklınızın ucundan bile geçmemiştir. rengi ve kıvamı nedeniyle tavuk göğsü ismi verildiğini zannetmişsinizdir, oysa ortada mecaz falan yokmuştur meğersem.

    çok pis bir andır, çünkü akla evvelden yenilen kol börekleri geliverir.

    (bkz: kol böreği) (bkz: allahım lütfen)

  • bulunabilirlik 10 (türkiye'nin her manavında var)
    alınabilirlik 10 (mevsiminde kilosu 1 lira)
    görsel güzellik 10 (dışı güzel bir sarı, içi daha güzel bir turuncu)
    kabuk soyma kolaylığı 10 (pıtır pıtır, soyması da zevkli, portakal gibi değil)
    yeme kolaylığı 10 (dilim dilim, ayrı ayrı sarılmış şeker gibi, paket içinde paket)
    paylaşılabilirlik 10 (şu an elimdeki 11 dilimli, 11 kişiyle tertemiz paylaşılır)
    lezzet 10 (ne tatlı ne ekşi, kıvamında bir lezzet, sulu sulu)

    10 üzerinden 10 ile en sevilen meyvelerden bir tanesi. benim en sevdiğim meyve.

  • geç bile kalınmış, herkesin hayatına mutluluk getirecek gereklilik. yapın artık bunu abi. akıllı telefonlar wifi ye bağlıyken bir yandan internet depolasın, telefonu şarj eder gibi telefona internet şarj edebilelim artık.

    hazır 4g teknolojisine geçeceğimiz şu günlerde kurumuş dimağlara limonata gibi gelecektir. tamam belki internet sağlayıcıları biraz zam yapacak ama imkansız değil. mesela devlet kurumlarındaki kablosuz ağlardan yükleyemeyelim. kamu dairelerinde kısıtlama olsun.

    onun dışında kendi evlerimizdeki veya şirketlerdeki kablosuz ağlardan internet yükleyebilelim. ya da günlük belli bir kotaya kadar depolayabilelim.

    edit: evet galiba linç başlıyor.

    edit 2: tamam arkadaşlar güldük, eğlendik yeter artık vurmayın. sağ gözüm seğirmeye başladı.

    edit 3: lan cidden herkes ne kadar asabi ya! yahu altı üstü buraya bir fikir beyan ettim, olur mu olmaz mı tartışılır. teknoloji bu nihayetinde sonu yok. olmadı diyelim ama nerede olursanız olun evdeki bağlantınızı kullanarak erişim sağlanabilir o da olumlu. zavallı diyeni mi ararsın, özel mesajdan çemkireni mi ararsın.... neyse gün gelecek yediğim her linç için ağıtlar yakacaksınız vizyonsuz nutellacılar. ve son olarak beni galileo'nun yanına gömün. aasdfgkjh!

  • anayasal hak olmasına rağmen başaramayacağımız şey. düşün işte hakkın olmasına rağmen kapıda önünü kesip içeri almayacaklar. "burası işletmenin kardeş" diyecekler. istediğin kadar durumu anlat "burası işletmenin"den öteye gitmeyecek konu.

    jandarma ya da polisi aradığında normalde işin çözülmesi gerekecek ama öyle de olmayacak. çünkü polis işini yapmayacak. "10 lira için ne ayak yapıyorsun kardeşim" diye bir de seni suçlu çıkartacak. değil 10 isterse 1 lira olsun, bu senin hakkın ama kafalar çok başka.

    özetle; her alanda olduğu gibi burada da güçlü hakkı olmayan şeyleri senden benden alacak, seni koruması gerekenler de s*kine takmayacak. o iş yaş.

  • sabah bunu gördüğümde gülmüştüm.
    anlatmak istediği şeyi güzel bi geyikle süslemiş diye düşünmüştüm.
    yaşadığı sosyal çevresine ve kendisine ince bir eleştiri var şen şakrak.

    başlığı görünce bakayım dedim...
    ya bu kadar ciddiye almayın her boku angry birdler sizi...

  • bir haftadır türkiyedeyim. en son bir yıl önce buralardaydım.
    insanlar daha bir sessiz, suskun, nahif, kanaatkar, garip ve kimsesiz kalmış gibi ama bir o kadar da paylaşımcı geldi. rutin gittiğim yerlere göre:
    - her yıl yaptığım gıda ağırlıklı alışveriş sepetinde fiyat artışı %220
    - kira sorunu yüzünden kimse huzurlu değil, yaklaşan kira artışı dönemi birçok kişiyi kara kara düşündürüyor. 1.800 tl'den 5500 tl'ye fiyat artıran var.
    - tekstilde üreticiler maliyetler yüzünden kısıtlı yeni ürün çıkarmaya başlamış hedef kitle zaten turistler olmuş.
    - döviz altın fiyatlarının yanında benzin fiyatları da takip ediliyor. yolda kalma riskine rağmen indirim başlayana kadar benzin almıyor durumu kötü olmayanlar bile.
    - kimse paralı yolları kullanmak istemiyor. 3-5 lira tasarruf bile önemli hale gelmiş.
    - geçen yıllarda her ortamda son model telefonlar görürdüm, bu sene yeni telefon 1-2 kişi haricinde görmedim
    - oturduğum kafelerde hep en ucuz menülerin sipariş edilmesi dikkat çekici. kafelerde masalara peçete konulmamaya başlanmış.
    - arabası olanlardan bazıları satmış, ulaşım için metro ve otobüs kullanıyorlar.
    - doktor randevusu 2 haftadan önce alınamaz olmuş. alınan randevular iptal olabiliyor. doktor eksikliği belirgin hale gelmiş. ilaç bulmak zorlaşmış, raporlu ilaçlara da katkı payları gelmiş.
    - ev hayvanları masraflı diye sokağa bırakılır olmuş. hayvansever birisinin evi hayvanat bahçesine dönmüş.
    - sigara yerine tütün sarmayı, alkol yapmayı öğrenmiş insanlar. bir kazanın içinde özel bir ağaç parçasını kaynatarak viski yapmaya çalışan birisi bu yılın akılda kalanı. iktidarı destekleyip evde kendi içkisini hazırlayanlar da var.
    - gençlerde okudukları bölümleri bırakıp psikoloji okuma isteği başlamış. etrafta birbirinden bağımsız 3 örnek gördüm.
    - çocuk yaşta çalışanlar çoğalmış. ışıklarda su satan ilk okul çağındaki bir kız çocuğunun ısrarla para üstü vermeye çalışması unutulmayacak.
    küçücük yürekteki o hakkaniyet ve onuru bu ülkeyi yönetenler, kaymağını yiyenler de gösterebilseydi.

  • kimseyi kırmadan dökmeden yapılan en geçerli yol, şifreyi vermektir. ama, modemin arayüzünden sadece izin verilen cihazlara evdeki cihazların mac adresleri yazılırsa, izin verilen cihazlar dışında kimse zaten bağlanamaz.

    hatta bu yöntemle modemin şifresi dahi kaldırılabilir. kimse sizden şifre istemez ama bağlanamadıklarını görünce de en fazla internette bir arıza vardır diye düşünüp kişinin peşini bırakır.

    denendi, %100 çalışıyor.

    gelen sorular üzerine debe editi: gerçekten işini bilen biri, wpa2 ile korunan ve hatta gizli ssid'yi dahi kırabilir. gerekli donanıma sahip kişiler için girilemeyecek modem, kırılamayacak wifi yoktur. bu konuda ele aldığımız ise basit internet bilgisine sahip wifi şifresi soran düz komşu.