hesabın var mı? giriş yap

  • oturdukları yerden kasıt nedir? ayağa kalkıp bütün gün elimizde bilgisayar yürüyelim mi napalım amk ya?

  • malatya'da düğün fotoğrafçılığı yapan onur albayrak, bir düğün için fotoğraf çekimine gittiğinde yaşı küçük görünen geline kaç yaşında olduğunu sordu. habere göre “15” cevabını alınca da “çocuk gelin fotoğrafı çekemem” diyerek duruma tepki gösterdi.

    ...ısrarla çekimin yapılmasını isteyen damat ile fotoğrafçı arasında yaşanan yaşanan kavgada damadın burnu kırıldı."

    "... evet maalesef durum bu, keşke yaşanmasaydı ama yaşandı. bir daha olsa gene çekmiyorum der miyim evet derim. kimse kusura bakmasın, çocuk gelin de çocuk istismarıdır benim gözümde ve hiç bir kuvvet bana o çocuğun gelinlikle fotoğrafını çektiremez. çocukların saçına duvak takılmaz, kır çiçekleri ile süslenmiş taçlar takılır ancak. saygılarımla"

    onur albayrak
    http://haber.sol.org.tr/…ografini-cektiremez-242285

  • şu ülkede tarikatlere,cemaatlere, derneklere,vakıflara yurt açtırmayacaksın amk!
    edit: yazdığım entry de dinle ilgili hiç bir çıkarım yoktur.okuduğunu anlamayan cahiller lütfen mesaj atmasın.
    he çıkarım yapanlar da tabi ki yapsın ama bu beni bağlamaz.

  • ercan kesal'ın aynı adlı kitabından uyarlanan sinema filmi.

    film benim açımdan kesinlikle bir kara mizah örneğidir. türk sinemasında siyasi filmler çoktur fakat böyle siyasetin içini anlatan film bildiğim kadarıyla çok az. ercan kesal'ı nuri bilge ceylan filmlerine yaptığı senaryo katkılarıyla tanıyorum daha çok. elbette oyunculuğu da senaristliği kadar çok iyi. hatta bir zamanlar anadolu'da filmindeki muhtar sahnesinde yer alan morg yaptırma konusu nasipse adayız kitabında geçiyor.
    görsel

    filme gelirsek oyunculukları genel olarak başarılı buldum. ercan kesal bu işin hakkını vererek oynamış. filmde siyasi karakterlerden birinden bir numara diye bahsedilmesi bir zamanlar anadolu'da filminden çocuklardan da sayı ile bahsedilmesini anımsattı. ayrıca 'bu durum bir partiye değil hemen her partiye özgü bir durum bu' da demek istenilmiş ve başarılı olmuştur. filmdeki diyalogların gerçekliği, doktor kemal'in çocukla poz vererek hiçbir şey olmamış gibi işine devam etmesi, kemal güner'in boşanmasına rağmen eşiyle fotoğrafını tanıtım sunusuna koyması, hakkında hazırlanan sunum dosyasını bir numaraya sunarken onun kemal'i iplememesi gibi bir çok durum filmi üst noktaya taşıyan "detaylar" idi.

    hele o düğün salonunda üst katta içkili mekanda toplantı yapıp içtikten sonra alt kata "kanaat önderinin" yanına inip bir görünme çabası... inanılmaz bir türkiye siyasi fotoğrafıydı.
    bunu bizzat ama bizzat yaşayan biri olarak gözlemliyorum. yaşadığım yerde kendini şeyh olarak tanıtan ve resmen insanların emeklerini sömüren. bütün siyasiler seçim zamanı onun ayağına gelir. köyün yolu yapılmadan onun evine giden yol yapılır. vs.
    türk sinema tarihinde böyle bir filmin olması gerekliydi ve iyi ki de çekilmiş dedirtti.
    teşekkürler ercan kesal.

  • bana göre koç'un her zaman sabancıdan her anlamda üstün olduğu karşılaştırmadır.

    koç ailesinden kimseyi televoleci magazin basınında görmezsiniz ama hacı sabancı'yı sürekli kendinden uzun mankenlerle basında görürsünüz.

    koç ailesi kurnazlıkla anılmaz ama "cin ali" lakaplı pegasus patronu ali sabancı sürekli hinliklerle ve cinliklerle anılır.

    siyasi konularda sabancı hep susar, görüş bildirmekten kaçar ama gezi olaylarında oteli açıp gazdan kaçan göstericilere merhamet eden koç'tur, otokratik yönetime rağmen cesurca duruşunu koruyan koç'tur,

    zaten borsada işlem gören koç ve sabancı hisselerini kıyaslamak bile iki grup arasındaki farkları net bir şekilde anlamak için yeterlidir.

    sonuç olarak isimlerini duyunca bende oluşan çağrışımlar şunlar:

    koc: kalite, elit, güven, eğitimli, cesur, adil
    sabancı: zengin, avam, kurnaz, pragmatik,