hesabın var mı? giriş yap

  • fiyati 8000 tl / 420 euro olan viskidir. iskocya'da gittigi viski turundan buyuk ihtimal daha da ucuza almistir.

    haberlere cikacak bir rakam degil aslinda, oda tv isimli yeni bulvar gazetesinin tik alma cirpinislarindan biri sadece. istanbul'da duzgun bir gece kulubune gidip loca actirsan ayni fiyati dandik viskili masaya verirsin zaten.

    adam kendi ev studyosunda, makara grubunu toplamis kaliteli sekilde kafa yapiyor.

    para dedigin boyle harcanir.

  • her şey dalgınlıkla adamın birine fazladan iki ekmek satmamla başladı. *
    -bakkal osman efendi

  • ankete bakarsanız tamamen manpüle edilmiş sorulardan oluştuğunu göreceksiniz. play-off gibi ucube ve saçma bir sistemi getirmek için burada bulunan sorulara verilen yanıtlar sizi mecburen bu sistemi istemişsiniz gibi göstermeyi hedefliyor.

    örnek 1:

    + ligin zirvesi için rekabetin son ana kadar gitmesi senin için ne kadar önemli?
    - yani olsa güzel olur tabii, neden olmasın.
    + o zaman play-off sistemi istiyorsun sen :)

    örnek 2:

    + ligin kalitesinin artması sizin için ne kadar önemli?
    - tabii ki çok önemli sayın dallama.
    + hmmmm o zaman sen play-off sistemi istiyorsun.

    örnek 3:

    + en iyi takımlar birbirine karşı daha fazla maç yapsın ister misin?
    - olabilir aslında ama ne alaka şimdi
    + o zaman sen play-off istiyorsun :)

    örnek 4:

    + izlediğin maçın sonunda bir takımın kupa kazanması ihtimali ne kadar iyi olur sence? 1 çok iyi 5 çok kötü
    - yani olabilir tabii ama işte türkiye kupası falan var onun için.
    + yok yok, ligi play-offa çevirelim biz daha iyi olur.

    ayrıca bu soru oksimoron bir sorudur. lig usulünde de oynansa kupa usulü de oynansa kazanan takımın kupa aldığı maçlar olmuştur. ligimizde birçok örneği de vardır.

    saçma sapan başka bir soru:

    +genç türk oyuncuların kendilerini daha çok geliştirebilecekleri maçlar oynaması sizin için ne kadar önemli? 1 çok önemli 5 çok önemsiz.

    yani bu soruya hayır ya da çok önemsiz diyecek kim var allah aşkına? neye varmaya çalışıyorsun bu soruyu sorarak?

    manipülatif sorulardan bir başkası:

    + küme düşme play-off'ları için tercih ettiğiniz takım sayısı nedir?

    ya ben küme düşme play-offu istemiyorum ki. önce bi o soruyu sorsana bana. evet dersem otomatik olarka bu soru açılsın.

    saçmalıklar bununla da bitmiyor. ilerleyen sorularda bir takım lig+kupa kaç maç oynamalıdır diyor. yani şimdi bence lig dediğin 18 takımdan oluşur.* bir takım da 34 maç yapmalıdır. ama sen kupa+lig dersen, gönül ister ki benim takımım kupada yapabildiği kadar fazla maç yapsın. bu yüzden de 44 maç oynasın isterim. ama sen benim buraya yazdığım 44 maçlık isteğimi, "aaa bak 44 maç oynansın istiyorsun, demek ki fazla maç istiyorsun sen. o yüzden ligin sonuna bir play-off ekleyelim, sen mutlu ol." gibi alakasız bir yere de çekebilirsin. mevzuya avrupa kupalarında mücadele eden takım taraftarlarının yaşayacağı kafa karışıklığını eklemiyorum bile.

    sonrasında da en az ve en fazla kaç maç yapılmalıdır, lig ne zaman başlayıp ne zaman bitmelidir gibi saçma sapan sorular koymuşlar.

    özetle, tff'nin "ben yaptım oldu" kararlarından birisi geliyor yine. bu defa milyon eurolar bayılıp bi şirketle anlaşmışlar. anket yaparak demokrat görünelim diye de tavsiye almışlar sanırım. hayır her şeyiyle ortada olan bir sistem için* niye yabancı bir firmaya bu kadar para bayılırsın onu da anlamıyorum ama neyse, zaten taraftarın malı deniz, yemeyen keriz.

    biz bu işe karşıyız. sistem değişikliğinizi de, hakemlerinizi de, kuntzunuzu da hamitinizi de alıp türk futbolunun yakasından düşün.

    edit: çeşitli yazım hataları ve imla kuralları.

    ----------------

    edit 2:

    entry büyük ihimtal yarın debeye falan girer. girmese de gündemde kalacak gibi duruyor. hazır yakalamışken birkaç şey eklemek istiyorum.

    başlık altında bu kararın başka takıma yarayacağını iddia eden 3 büyük takım taraftarlarının tartışmasını görüyorum. arkadaşlar, saçmalamayın. bunların amacı ceplerine daha çok para indirmek. ne taraftarı, ne takımları ne lig kalitesini düşünüyorlar. özellikle bu sene 3 büyük takım taraftarlarının hepssi akp'li dayılar gibiler. herkes kendilerine kompo kurulduğunu düşünüyor. hepsi herkesin kendilerine karşı olduğunu falan düşünüyor. hayır arkadaşlar. kimseye özel komplo kurulmuyor, bu adamlar be-ce-rik-siz. iş bilmez, yönetimden anlamaz, sürekli birilerinn baskısı altında ezilen, sorumluluk almayı geç emir almadan adım bile atamayan insanlar yönetiyorlar şu anda türk futbolunu. ortadaki kaosun nedeni de bu.

    yıllardır tff'nin başına seçilen değil atanan birileri geliyor. tff başkanlığına en son ne zaman çok adayla gidildi, en son ne zaman birileri vizyon koyup, dosyasını ve planlarını açıklayıp ben oylarınıza talibim dedi? memur gibi çalışıp rapor veriyorlar üst tarafa. üst taraftan gelen "ligin kalitesini artırın" ya da "naklen yayına olan ilgiyi artırın" gibi baskılardan dolayı sudan çıkmış balık gibi kararlar veriyorlar. tabii ki bu kararları verirken de ceplerini de en güzel şekilde doldurmayı unutmuyorlar.

    demem o ki, hakemler kalitesiz, yöneticiler kalitesiz, oynanan futbol kalitesiz, kurallar ve kaideler kalitesiz, alınan kararlar da en az bu kadar kalitesiz. belki biz de kalitesisizdir de bundan dolayı bu kadar boka batmasına izin vermişizdir futbolumuzun. onu bilemiyorum. ancak ne olursa olsun, taraftarlar, yani bizler, bunu haketmiyoruz. birbirimize bok atacağımıza bu adamların saltanatını sonlandıracak hareketlere girişmemiz lazım. vesselam.

  • sabah ise gelirken ayni renk ama farkli bir çift ayakkabiyla gelinir*, her ikisi de kahverengi oldugu halde birisinin arkasi açik birisinin kapali ayakkabilarla is yerinde gün geçirilir. derse girerken minimum ögrenci farketsin diye masa arkasinda durulur vs.

    aksamüstü is çikisi bir arkadasin arabasiyla sehre inilir. atm'den para çekilmesi gerektiginden arkadastan biraz beklemesi rica edilir, arabadan inilir. banka para vermez, bu arada arabada bekleyen arkadas arkadan gelen arabaya yer açmak amaçli bi kaç metre ileriye gitmistir. arkasinda park etmis olan arabanin ayni renk olmasi büyük talihsizliktir. para çekemeyen hatun söylenerek arkadaki arabaya biner. soför mahalllinde oturan adama hiç bakmadan dirdirlanmaya devam eder. kapiyi da kiracak gibi çarpar. arabada oturmakta olan adam da esini beklediginden dönüp bakmaz arabaya binene, onun yerine o da yüksek sesle karisi zannettigi kadina söylenmektedir çünkü. önceki arabada bekleyen arkadas dikiz aynasindan hadiseyi izlemekte, bir yanda da gülme krizine hakim olmaya çalisirken kornaya asilmaktadir. konusurken seslerin yabanci gelmesi üzerine arabadakiler birbirlerine ayni anda dönerler, bir an boyunca bos bos bakarlar, ayni anda çiglik atarlar. bizim hatun kaçar gibi arabadan iner, öndekine biner, öndeki araba, sürücüsünün gülme krizinden dolayi bir süre ilerleyemez.

  • bu kadar türk futbolcu yurt dışında başarılı olurken bu kararı almak önce milli takıma sonra kulüplere ihanettir.

  • --- spoiler ---

    kaldırımda yürüyorsan üzerine motosiklet geliyor. bazen kurye, bazen motor alıp trafikten kurtulduğunu düşünen bir öküz.

    motosiklet zaten tam bir terör olmuş.

    trafik akışı onları ilgilendirmiyor. ters düz her yolu kullanmak en doğal hakları gibi davranıyorlar. sonra sorsan motosikletliye saygı istiyor terbiyesizler.
    --- spoiler ---

    adam %100 haklı.

  • ne güzeldir birine iyi ki geldin diyebilmek, tam da o an gelmesi, sevildiğinizi yalnız olmadığınızı hatırlatacak birilerinin varlığı.. umutsuzluğa kapıldığınız anlarda size 'umut hep var' diye düşündüren birileri olması ne güzeldir..

    not: okuyanlar içinde halihazırda umutsuzluğa kapılmışlar varsa üzülmesinler, hayatta hep umut var, her an herşey iyi yönde değişebilir, biri çıkıp gelebilir ya da siz kalkıp birine gidebilirsiniz, yeter ki bırakmayın hayat denen şu meretin ipinin ucunu..