hesabın var mı? giriş yap

  • sektör'den biri olarak elimden geldiğince yazayım...

    öncelikle alyans için kullanılacak madene gelelim;
    altın ayarı yapılırken içerisine nikel, gümüş ya da bakır konur. beyaz altında nikel bulunur bazı kişilerde ise nikel alerjisi vardır. nikel alerjiniz var ise alyansınız size eziyet edecektir.

    yeşil altın gümüş alaşımlı yapılır, kırmızı altın (rose) ise bakır alaşımı ile yapılır. alerjiniz var ve ille de beyaz olsun diyorsanız sizi paladyum ya da platin reyonuna alalım. ödeyeceğiniz parayı da buna göre ayarlayınız. renk skalası

    alyans sürekli olarak yüzeylerle temas edeceği için sert madenden yapılması tercih edilir. 14 ve 18 ayar daha çok tercih edilir. 22 ve 24 ayar tercih edilmez, 8 ayar gibi düşük ayarlarda hazır alyans bulmak ise zordur, ayar düştükçe bakır rengine yaklaşılacağı için bakır rengi tercih edenlere 14 ayar kırmızı altın önerilir.

    model kısmına gelelim. öncelikle parmaklarınızın yapısı önemlidir. etli parmaklarınız yok ise keskin hatları olmayan bir alyans seçilmelidir. alyans sürekli parmağınızda duracağı için konfor alerjik durumlardan sonra en önemli etmendir. etli parmaklarda köşeli tasarımlar rahatsızlık vermeyecektir. benzer şeyler tam tur alyanslarda da geçerlidir. taşları kocaman olsun diye 100 bin dolara yaptıracağınız bir alyans parmaklarınız zayıf ise size eziyet edecektir.

    model işi de önemlidir. resmi kıyafet ile sürekli olarak haşır neşir oluyorsanız desensiz düz modellerden seçmeniz gereklidir. erkek ya da kadın fark etmez formal bir kıyafet ile çiçek böcek desenli bir alyans takmanız hoş bir görüntü oluşturmayacaktır.

    içi boş olan alyanslar maden olarak daha uygun fiyatlı olacak gibi bir algı oluşsa da fiyatları aynı yüzüğün dolu olanı ile yakın olacaktır zira içi boş tasarımlar daha zor üretilmektedir ve geneli italya ya da çin'den hazır olarak gelmektedir. ek olarak sürekli yüzeylerle temas edip bir süre sonra aşındığında boş alyans içerisine pislik, toz vs. girecek ve darbe sonucu içe göçme sorunları olacaktır. zayıflama/şişmanlama durumlarında da içi boş yüzüklere ölçü değişimi yapılamamaktadır.

    alyansınızı satmak gibi bir düşünceniz var ise dolu olanları tercih ediniz. ödediğiniz paranın üretim aşamasına değil parmağınızdaki maden miktarına gitmesi daha mantıklı olacaktır.

    gelelim son bir tavsiyeye; alyanslarınızı ara sıra değiştirmek evliliğinize de renk getirecektir. ilk alyansınızı satmamanızı öneririm o nişanlılık ve evlilik anınıza tanıklık eden bir obje onu saklamak uzun vadede sizi satıp alacağınız paradan daha çok mutlu edecektir. ancak alyans değiştirmek de zevklidir. özellikle erkekler belli süreler sonunda "yeni bir alyans daha mı alsak" dediğinizde evliliğinize önem verdiğinizi, monotonlaşmadığınızı eşinize hatırlatabilirsiniz.

    cılkını çıkarıp her yıl değiştirmeyin tabii ki. 5-10 yıllık periyotlarla değiştirebilirsiniz. evlilik alyansının aksine kadınlar için pırlantalı modeller de bu süreçte değerlendirilebilir. sonuçta evlilik sürecindeki tecrübe de artıyor alyansa da sınıf atlatmaktan zarar gelmez.

    edit: pırlanta için şuraya bakınız.

  • (bkz: faber castell grip)

    amk 18 lira diyorlar kalem için, uçlu kalem hem de, ucu ayrı para.
    sen yorulunca bırakıyorsun, kendi yazıyor herhalde.
    ya da bu kadar para ettiğine göre; yanlışları fark edip yazmıyor da olabilir.
    lan yoksa????

    edit: uyaranlar oldu. bu kalem çeşit çeşitmiş pahalı olana antrasit deniyormuş.
    ben sadece 2 liralık simli çiçekli kalemler aldığım için bilemedim.

  • istenen 70-80 bin liralara neden şaşırdıgınızı anlamadıgım piyasa.

    adam 2011 poloya 62 bin istemiş. araç genelde model yükseltmek için satılır. bu adam bugün egea almak istese 150 bin tl. 90 bine yakın para verecek yani cebinden.

    millet istiyor ki sanki ekonomi 3 senede yarı yarıya küçülmemiş gibi fiyatlar olsun, 50 bine cillop gibi araba alayım. 50 bine sana arabasını satan adam ne yapacak peki? adam belki sıfır araç alıp 7-8 sene binip satan adam. bugun arabasını sana satsa en dandik egeaya 100 bin eklemesi gerekiyor. mal mı bu adam?

    sıfır piyasa ne kadar yükselirse ikinci el de yükselir. gidin sıfır araçlara vergi kökleyen hükümete çemkirin.

  • popüler müziği sevmiyormuş rock ve alternatif müzik daha iyi diyor popçular iki cıstak açıyor meşhur oluyor cidden yetenekli müzisyenler hakettiğini alamıyor diyen kişi.. tamam iyi demişsin güzel de kızım bunlar alişanın programında mı denir lan.

  • çinde kıtlık olduğu için uydurulmuş yalandır. ulan adamlar canlı fare yutuyor, canlı maymun beyni yiyor, adı sanı duyulmamuş bilmem ne sikim hayvanından tut olmadık yarasaları yiyip kovidi dünyaya yaydılar da kala kala araştıracak yumurtanın zararı mı kalmış? ahhah.

    bir de sayın cumhurbaşkanımız recep tayyip erdoğan beyefendi gibi dünya lideri yok ki başlarında adamların karnı doysun.

  • bahçeden toplanan başakları bir oyuncak tencereye koyup üzerine su ekleyip karıştırmak suretiyle galyalı iksiri yapmaya çalışmak. apartmandaki diğer çocukları da toplayıp sıraya sokmak. herkese birer kaşık o sudan içirmek fakat kimsenin güçlenmemesi. anneye marifetmiş gibi anlatmak, fırçayı yemek, apartmanda artan cırcır vakalarını uzaktan gözlemlemek ... (bkz: neden sonuc iliskisi)

  • "akşam gelir gelmez vurucam kafayı yatacam" cümlesidir.
    akşama kadar köprünün altından çok sular geçer, uyku açılır.
    o tatlı uyku özlemi haftasonuna sarkıtılır.

  • işverenin iş kanunu'na dayanarak yasal olarak gerçekleştirdiği eylem. normal şartlarda çalıştırmadığı günü bir lütuf olarak sunduğu için, izin zamanı bunu hatırlatmış oluyor. gelin türkiye'de sıklıkla mesai sürelerinde yapılan hesaplama yanlışı da dahil olmak üzere "nasıl?" kısmını konuşalım. okumak istemeyenler için özet: çalışma saatlerinizi doldurmadığınız için iş verenin 1 günümüzün peşine hukuki bir şekilde düşmesi demek bu. tabii ki hukuki olduğu etik olduğu anlamına gelmiyor.

    türkiye'de hafta tatili pazar günüdür. bu gün haftanın kalan 6 çalışma gününden herhangi biri ile pazarın yer değiştirmesi ile başka güne işçi rızası ile de kaydırılabilir. öte yandan haftalık çalışma saati 45 saat, ara izin süreleri 4-7,5 saat arası için 0,5 saat, 7,5-11 saat çalışma için ise 1 saattir. bu izinler ise çalışma saatlerinden sayılmaz.

    bu bağlı olarak çalışmayı 2 ayrı mesai düzeniyle göz önüne alalım. böylece kendinize göre hesaplama yapabilirsiniz.

    1) 09:00-17:00 arası mesai olan bir iş yerinde. günün 8 saati iş yerinde geçiyor demek. bu çalışma sisteminde işveren çalışana (en az) yarım saat ara izni vermesi gerekiyor demek. bu izin elbette yarım saat değil 1 saat olarak verilir hemen hemen her yerde. şu halde 09:00-17:00 çalışan bir işçi günde 7 saat çalışmaktadır. 5 günlük çalışma 35 saat yapar. haftalık çalışma saatinin 10 saat altında kalan bu iş yerinde iş veren cumartesi sizi çalıltırsa bir 3 saat altında kalmış olacak kendine tanınan üst limitin.

    2) 08:00-18:00 arası mesai olan bir iş yerinde. günün 10 saati iş yerinde geçiyor demek. ilk bakışta haftalık sınırı aştı gibi görülen bu çalışma sisteminde işveren çalışana (en az) 1 saat ara izni vermesi gerekiyor demek. bu izin genelde 1 saat değil 1,5 saat olarak verilir. 1 saatlik öğle arası olarak kullandırılır ve kalan süre de sabahtan öğlene, öğlenden de akşama kadar çay (kahve, sigara) molası olarak bölünür bu mesai sistemi olan yerlerde. 1 saatlik izin üzerinden hesaplarsak şu halde 08:00-18:00 çalışan bir işçi günde 9 saat çalışmaktadır. 5 günlük çalışma 45 saat yapar. haftalık çalışma saatini tamamlamış oluyor. bu noktada cumartesi gününün izinde düşülmesi hukuki sorun oluşturabilir.

    ikinci maddeye alt madde olarak mesai saatleri içerisinde çay molaları ile birlikte ara izni 1,5 saat kullandırıldığında haftada 42,5 saat ile cumartesiye 2,5 saat kalıyor. türkiye'deki en yaygın sistem olan 08:30-18:00/08:00-17:30 mesai saatlerinde ise 1 saat izinde 42,5 saat, 1,5 saat izinde 40 saat çalışma yapılıp sırayla 2,5 ve 5 saat çalışma saati kalıyor. işverenler de bunu cumartesiyi çalışma gününden sayıp izin keserek hallediyorlar. evet, cumartesiye 1 gün kalmamış olsa da. bunu dile getirirseniz çözüm olarak, işine gelmediği için hak aramayı çocuk yaşta kötü bir şey gibi öğreten ilköğretim ve lise öğretmenlerimiz gibi "o zaman 2,5 (ya da 5) saat için bundan sonraki cumartesilere işe gel" diyebilir. bu da aslında iş kanunu'nun 22. maddesine göre işçi için haklı fesih sebebidir ama göz korkutmada başarılı olur.

    burası türkiye. haklarınızı bilmezseniz kimse sizlere onu altın tepside sunmaz. işverenlerin haklarınızı altın tepside sunmaması, (her zaman için) o haklarınızı gasp etmek istedikleri anlamına gelmez. işverenlerin de çoğunun tipik bir türk vatandaşı olarak, kanunlardan haberi olduğunu sanmıyorum.

    (bkz: 4857 sayılı iş kanunu)