hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    bran'le jaime arasında bi olay mı yaşandı ben hatırlamıyorum o bakış neydi öyle biri yeşillendirsin pls
    --- spoiler ---
    edit:ben bir malım.
    yeşillendiren arkadaşlara teşekkürler ben yatmaya gidiyorum umarım bi daha uyanmam

  • brian k vaughanın inanılmaz yazdığı, fiona staplesın harikulade çizdiği, image comicsin yayınladığı çizgiroman serisi. landfall gezegeni ve uydusu wreath arasında süren bitmek bilmeyen bir galaktik savaşta birbirine aşık olan wreath'li marko ve landfall'lı alana'nın yeni doğan kızları hazel'a daha iyi bir hayat sunabilmek adına evrende oradan oraya sürüklenmelerini anlatan bir hikaye. star wars tadını verir diyeceğim ama alakası bile yok, çok farklı, yine de bir o kadar tanıdık. biraz da o sebeple hikaye bir "saga", savaşın bitmediği bir evrende umut ve iyiliği arayan bir ailenin macerası. filmi çekilsin ama çekemezler, kesin batırırlar dedirtiyor.

    bu seri, black science, low falan derken image comics acayip işlere imza atıyor; çizgiroman sevmeyen insanları bile bağlar kendisine, tavsiye ederim.

  • ne yazıyor acaba diye ensesine doğru nefes vererek şöyle bir eğilip bakınca "n'apıyosun be" diye tersleyen kız. manyak mıdır nedir.

  • şaka değil. komik değil zaten. daha önceden özelleştirilen ido'nun yabancı ortağı souter ınvestments türkiye'yi dava etmeye hazırlanıyormuş. çünkü özelleştirme yapılırken onlara da bir garanti verilmiş(!).

    demişiz ki biz bu adamlara, "biz bu köprünün ücretini 42 dolar olarak belirledik. bunun altına düşmeyeceğiz. yani sana bir etkisi olmayacak, çünkü kimse o parayı verip bu köprüyü kullanmaz. sana da bunu ihalede garanti ediyoruz, merak etme."

    osmangazi köprüsü içinde yapan firmaya bir güvence vermişiz. kimse kullanmıyor, ama parayı ödememiz lazım. kur da yükseldi. ne yapacağız? bari günde 5-10 kişi daha fazla kullansın diye indirim yapmışız. ne olmuş, 121 tl olması gereken ücret, 64 tl'ye düşmüş. ido'dan daha fazla. ido ne yapmış? "sen bana bunun garantisini verdin, bu indirimi yapman suçtur" diyerek bizi washington'da ki mahkemeye veriyormuş.

    yani ne olursa olsun biz kaybediyormuşuz. ordu'da oturan ve belki bu köprüyü de, ido'yu da hayatı boyunca hiç kullanmayacak hikmet amca kaybediyormuş. çoğ güzel projeğ. megağğğğ proje.

    haber linki

  • hayatını kararttığı karahan çantay gurbet ellerde öldü ve cenazesi türkiye'ye getirilemiyor. nuriş gibi itlerle adamı buralardan sürdü, sonra da masum ve vefakar anne rolünü oynadı. her yerinden arabesk akan kadın.

  • zehirlere karşı olan bağışıklığı açıklanamamıştır. "bir allahtan korkar" denilebilecek sanırım tek canlıdır, densizdir, cengaver ruhludur, çöllerin kabadayısıdır vesselam.

  • borsada açığa satış, elinizde olmayan hisse senedinin satılması demektir. bu işlem, hisse senedinin düşeceğini öngörüyorsanız yapılır. örneğin gündem ya da açığa satış yapacağınız a hisse senedinin durumu kötü. endeks açıldığı zaman ya da gün içinde istediğiniz zaman örneğin fiyatı 10 lira olan a hisse senedinden 1000 lot açığa satarsınız. sanki elinizde varmış gibi sattığınız için, portföyünüzün toplamı 1000 x 10 = 10000 tl değerinde artar. gün kapanışına doğru açığa satış yaptığımız a hisse senedinin fiyatı 9.9 tl'ye düştü diyelim. açığınızı kapatmak için 9.9 tl'den 1000 lot a hissesi alırsınız (bu sefer bildiğimiz normal hisse senedi alımı yapılır). bu alım için 9.9 x 1000 = 9900 tl öderiz. başlangıçtaki açığa satıştan portföy +10000 tl artmıştı. gün sonunda da 9900 tl vererek açığı kapattık. bu örnek için karımız +10000 - 9900 = 100 tl olmuş oldu.

    eğer hisse senedi öngördüğümüz gibi düşmeseydi, bu durumda açığımızı kapatırken zarar etmiş olacaktık. açığa satışlar günlük yapıldığı için risklidir. risklidir çünkü düşeceğini öngördüğünüz hisse senedi gün içerisinde yükselebilir ve düşsün diye günlerce bekleyemezsiniz. beklerseniz komisyon ödersiniz. açıklarınızı gün içerisinde kapatmak durumunda kalırsınız. normal bir alım yapsaydınız ve hisse senedi düşseydi, o zaman örneğin birkaç ay hisse senedinin yükselmesini bekleyebilirdiniz.

    borsada açığa satış yapabilmek için kredili işlem sözleşmenizin olması şarttır. bunun yanında açığa satış için gerekli diğer sözleşmeler de yapılır. kefil kısmı sözleşmelerde yer alabilir fakat şart değildir.

    açığa satış işlemi, sadece bist tarafından belirlenen "açığa satış yapılabilecek kıymetler" içerisinde bulunan hisse senetleri için yapılabilir.

    gün içinde yapılan açığa satışlar, en geç gün sonunda endeks kapanmadan önce kapatılmalıdır. açıklar gün içinde herhangi bir saatte de kapatılabilir. gün sonunu beklemek şart değildir. açıkların kapatılması şu şekilde olur: örneğin a hisse senedinden 100 lot açığa satış yaptınız. ekranınızdaki portföyünüzde -100 (eksi yüz) lot a hissesi görünür. gün sonunda 100 lot a hisse senedi alırsınız ve ekranınızdaki portföyünüzden a hissesi kaybolur.

    açığa satış yaptığınız hisse senetlerini gün sonunda kapatmazsanız aracı kurum zor duruma düşer. bu durumda aracı kurum ya kendi içerisinden ya da başka aracı kurumlardan açık yaptığınız kadar lot hisse senedini kiralamak zorunda kalır. bu kira ücretini de sizden tahsil eder.

  • meşhur hikaye şöyledir:

    gauss 6 yaşındayken babası ile çok büyük bir ormana gezmeye gitmiş. bunlar ormanda yürürken gauss babasına sormuş : "bu ormandaki ağaç sayısı mı daha çok, bi ağaçta olabilecek maksimum yaprak sayısı mı?" babası da "ağaç sayısı" demiş. küçük gauss da babasına demiş ki : "o zaman bu ormanda birbiriyle aynı sayıda yaprağı olan iki ağaç vardır". babası da "peki" demiş tabi..

    bugün biz bu prensibi, güvercin yuvası prensibi olarak biliyoruz, peki uygulamasına güzel bir örnek verelim:

    hiç sıkıştırılamayacak dosyalar vardır. neden mi: n bit boyunda olabilecek 2^n tane değişik dosya vardır, ama n bitten kısa olan 2^n-1, tane değişik dosya vardır.

  • mayis 2005 tarihinde, saat sabah 11 civarlarinda, kadikoy'deki tepe nautilus alisveris merkezinden cikarken, "b" kapisinin onundeki engellilere ayrilmis, zincirle cevrilmis yere park eden bu zihniyetteki sahsi gordugumde, kucaginda 2 yasindaki oglumla guvenlik gorevlisini ikaz etme "hatasinda" bulunmustum. etraf los, sol gozumde retina yirtilmasi var, secmem zor, park eden sahsin kafasinda bir cesit sapka var...

    benim de guvenligimden sorumlu gorevliyle aramizda gecen diyalog:
    - hanimefendiyi ikaz eder misiniz, engelli yerine park ediyor
    - hanimefendi degil o, ordu mensubu
    - engelli, gazi filan mi yani?
    - yoo, degil.
    - neden buraya park ediyor peki?
    - ben ne diyeyim simdi asker adama? sen (!) soyle.

    bu sirada ordu mensubu bey arabadan iner, benim onun arabasina bakarak gorevliyle konustugumu gorur..
    - ne var?
    - beyefendi, gormuyor musunuz, engelli yerien park ediyorsunuz. bir suru bos yer var, ayip degil mi?
    - istedigim yere park ederim.
    (annem araya girer, biraz "dank" diye konusmasiyla unludur)
    anne - manyak misin, ceksene arabani suradan.
    - hooarrgh sen bana ne dedin layn... (diyerek uc adimda annemin ustune cullanir, guvenligimizden sorumlu gorevli bakiyordur)
    anne - otoparkin ortasinda dayak mi atacaksin, bu beklenir zaten, gucun bi bana yeter herhalde
    (ben oglumla araya girerim)
    - yanimizda cocugun onunde boyle rezalet mi cikaracaksin?
    (oradan gecen ve soylediklerimiz duyan bir baska zihniyet, kadin hem de)
    - o asker, memleketi onlar kurtariyor, istedigi yere park eder...
    (dumur)
    - istedigini de dover di mi? yuru anne gidelim, gercekten adam bizi dovecek yoksa..

    arabaya kosar, cikariz, gorevli, "yapma abi degmez bu xropxlar icin" diyor bagirarak... sinirden eller titremektedir, adamin arabasinin plakasini almayi unutmam... bir de bakariz, adam isini gucunu birakip bizi takip etmeye baslamistir. arabayi sagdan soldan s›k›stirip, parmagiyla, "sen goreceksin gununu" seklinde bir seyler bagirmaktadir.

    - alo 155
    - annemi, beni ve 2 yasindaki oglumu arabasiyla taciz eden ordu mensubu bir beyi sikayet etmek istiyorum. arabayi kenara cekmemizi istiyor, biz de kaciyoruz.
    - neden kenara cekmenizi istiyor.
    - dovecek galiba (!) (olayi anlatirim, esgali ve plakayi veririm)
    - yerinizi bildirin..
    - (bildiririm)
    - kiziltoprak'a kadar idare edebilir misiniz?
    - nasil yani?
    - oradaki ekip cevirecek, o zaman kacarsiniz.
    - tutuklayacak misiniz?
    - bir suc isledi mi?
    - henuz degil.
    - tamam cevirecekler simdi. stadin ordan gecin. biz hallederiz.

    gercekten de kiziltoprak isiklarin hemen onunde duran trafik polisi, once bize "gec gec" dedi, sonra da arkamizdan deli gibi gelen adamin arabasini cevirdi.

    bu gibi zihniyetlere catinca da dikkatli olmak gerekiyormus diye bir ders daha aldim (!). "memleketi kurtarmak sana mi kaldi" diyenlere de, kucagimda oglum olmasa kendimi de, annemi de, engellilerin haklarini da korurdum...