ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
melek isimleri
-
azrail, cebrail, israfil, mikail, rıdvan.
ben bu rıdvan'dan kıllanıyorum. sonradan araya kaynamış gibi duruyor. akp'nin adamı olabilir.
art deco
-
1920'lerde ortaya çıkan ve 1930'larda avrupa ve amerika'ya hepten yayılan dekoratif sanatta, endüstriyel tasarımda ve mimaride dönemin tarzını belirleyen akım, ismini ise paris'te 1925 senesinde yapılan arts décoratifs et industriels modernes sergisinden almıştır. art nouveau'nun stilistik tarzının ardından gelen art deco makinaya ve modernizme hayranlık duyulduğu bu dönemi tam anlamıyla yansıtır. klasik yunan ve roma sanatı, eski mısır hatta yerli sanatlarından da etkiler görünen art deco hayatımıza chrysler building'i, rockefeller center'ı, empire state building'i ve streamline design anlayışı ile tasarlanmış araçları, özellikle de trenleri katmıştır. günümüzün retro anlayışına uyan tasarımlarında sıkça kullanılan bir tarz olduğunu belirtmeden geçmeyelim, ayrıca bir art nouveau eserini bir art deco eseri ile yan yana gören herkes aradaki farkı anlayacaktır diye tahmin ediyorum, en basitinden geometrik olanını tespit etmeye çalışın, o art deco'dur.
grim fandango oynamış herkes ise şu cümleyi kurabilecektir: "ben art deco gördüm"
yazarların paraları yetmediği için alamadığı şey
-
5 yıl önce çok sevdiğim kız arkadaşım beni para yüzünden terk etmişti.
çok koydu bana. okulu bıraktım. çalıştım çabaladım.
çok mücadele verdim.
sonuç değişmedi hala fakirim.
ileri görüşlü kızmış.
bana çok şey katabilirdi.
yaran sevgili diyalogları
-
romantik romantik öpüsürken:
+ benim gözlerim acik ha, sinsi gibi.
- ... <allahim sen sabir ver>
bronz madalya ama olsun
-
trt'nin leş spikerleri'nden biri tarafından kadın güreşindeki ilk olimpiyat madalyamızı alan yasemin adar'a söylenmiş patavatsız cümledir. yasemin'in de sevincini kursağında bırakmıştır. "ama üçüncülük de kötü bir başarı değil" demek zorunda kalmıştır...
video
halktan toplanan vergilerle ödenen her kuruş maaşınız haram...
alternatif ankara metrosu anonsları
-
-sayın yolcularımız lütfen sevgili belediye başkanımız melih gökçek'i twitter'dan takip ediniz.
araçlara harcanan paralar çerez parası bile değil
-
bir mehmet şimşek açıklamasıdır.
"maliye bakanı mehmet şimşek, devlet kurumlarındaki araçlara harcanan paranın türkiye'nin milli gelirinde ve bütçesinde çerez parası bile olmadığını söyledi.
maliye bakanı mehmet şimşek, gaziantep'te, şehitkamil belediyesi tarafından yaptırılan aydınlar oto sanayi sitesi'nin açılışına katıldı. açılışta konuşan bakan mehmet şimşek, muhalefetin, devlet kurumlarındaki araçlara harcanan parayı eleştirdiğini anımsatarak harcanan paranın türkiye'nin milli gelirinde ve bütçesinde çerez parası bile olmadığını kaydetti. devlet kurumlarındaki araçlara yönelik konuşan şimşek, şunları söyledi: "araç saltanatı diye ortalıkta bu işin istismarını yapanlar, topu topuna genel müdür ve üstünden bahsediyor. taş çatlasa 2 bin genel müdür var. hadi 40 müsteşar ve 100 müsteşar yardımcısı olsa abartıyorum, 26 bakan bunların hepsini toplasanız türkiye'nin milli gelirinde, bütçesinde çerez parası değil, çerez. bakın 2014 yılında türkiye'deki bütün araçların satın alınması, kiralanması, bakımı, onarımı ve yakıtı 3 milyar 300 milyon liradır. türkiye'nin bütçesi 473 milyar liradır. binde 7'de bahsediyoruz. bakın, şu anda bütün siyaset indirgenmiş, binde 7'ye indirgenmiş. niye? çünkü vizyon yok, program yok, proje yok. kusura bakmayın bunları söylemem lazım, çünkü programları olsa, vizyonları olsa bunları konuşurlardı. gelip burada yapılmış bir cumhurbaşkanlığı yerleşkesinden, efendim araç konusuna bütün sermayeleri bu olmazdı."
konuşmaların ardından bakan şimşek, beraberindekilerle birlikte açılışını yaptığı siteyi gezdi."
kaynak: http://www.cumhuriyet.com.tr/…rasi_bile_degil_.html
edit: video geldi.
o yapmamıştır
-
türkiye'nin özünü anlatan bir tespit.
çünkü:
1. biz ona onu yapacak imkanları vermedik ki? hangi imkanla yapacak?
2. kendi imkanlarıyla yapmaya kalksa bile çoktan başkalarının onu aşağı çekmiş olması gerekirdi. o aşağı çekenlerden nasıl kurtulacak?
imkansız yani yapması.
1992 yılında (15 yaşındayım) turbo pascal'da hem object oriented programming öğreniyorum (deneme yanılmayla, çünkü hiçbir kaynağım yok). bir yandan abimin yolladığı unixworld dergisindeki workstation'ların masaüstü grafiklerine hayran hayran bakıyorum (nextstep, open look, motif vs). o yüzden de öğrendiğim kadarıyla grafik arabirimli bir şeyler kodluyorum.
bu grafik arabirimli araçları dim-soft'ta fatalica'nın kardeşi faruk'a gösteriyorum. sonradan öğrenmiştim ki ben gösterirken seyreden ruthcom bilgisayarın sahibi ibrahim arkamdan "yok ya o yapmamıştır" demiş. faruk adamı "yok abi yazıyor hakkaten" falan dediyse de ikna edememiş benim yaptığıma.
bu beni hem gururlandırmış (zira yaptığım şeyin süper olduğunun en samimi itirafı olmuştu), hem de sinirlendirmişti. sadece adamın ülkede 15 yaşındaki birinin düzgün bir şeyler yapmasının imkansız olduğunu düşünmesi değil, aynı zamanda o yaştaki birinin büyük ihtimalle yalancı bir sahtekarın teki olduğuna olan bu kati ve kesin inancı da.
bu adam özelinde de değil, tüm ülke çapında, bakanına "bizden mucit çıkmaz" dedirtecek kadar ulusal boyutta bir eziklik. çünkü kendi varlığı anca diğer herkes eşit ölçüde ezik olduğunda kayda değer anlamlı bir hal alıyor.
ben ne ara 22 oldum hissi
-
14 sene önce yaşamadığım his. yeni nesil çok hisli.
ronaldo'nun gol atmak dışında bir işe yaramaması
-
bir kez olsun elinde klarnet gördük mü? yazıklar olsun şerefsiz ronaldo.
nasuh mahruki'nin mültecileri hedef göstermesi
-
adam haklı. boş yere hümanistlik yapmayın.