ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sibirya'da 20 yıldır yalnız yaşayan adam
-
ya abi işte neden evrim dersi ortaokulda önemli neden doğal seçilimin anlatılması önemli canlı kanlı örneği bu başlık. ya amk adam diyor ki hiç bir ilaç yok, hiç bir vitamin takviyesi yok atıyorum 60-70 yaşında. ama aynı şartlar altında hastalığı olan, ilaç tedavisine ihtiyaç duyan, doktora hastahaneye ihtiyaç duyan, sağlıklı beslenmeye ihtiyaç duyan, soğuğa dayanıklılığı olmayanları hiç görmediğinden hiç haberleri bile yapılamıyor. adamlar ölüyor çünkü a.q ölüyorlar. hayatta kalabilen tek kişiyi bulup da bu hayat tarzını öven bir başlık. adam bu yaşam tarzını benimsediğinden değil orda. adam öyle yaşama adapte olabilen belki de tek kişi olduğu için orda ve bunun haberi yapılabiliyor.
al hocam uçak biletini bas git. hadi siberyaya da gitme, git karadenizde bi köye yerleş, al av tüfeğini de ayı falan çıkarsa vurursun. into the wild filmi mi etkiledi bilmiyorum. ama haberiniz yapılamadan doğal hastalıklardan ölebilirsiniz. işte o adam başarılı gen, kendini hayat şartlarına adapte edebilmiş gen. ölenleri görmüyorsun. buna adapte olamayan türü görmüyorsun. buna doğal seçilim deniyor. hayvanlar da böyle evrildi başarısızlar yok oldu gitti haberin bile yok. kim bilir ne çeşit vardı. bilmiyoruz.
ben de seviyorum doğal yaşamı, ben de seviyorum insan olmadan yaşayayım odun keseyim tavuğumdan yumurtamı alayım, ateşimi yakayım üzerinde biber pişireyim. ben de istiyorum. ama olmuyor işte. yapabilen yapsın. herşeye özenmek iyi değil.
18. yüzyıl ekşi sözlük başlıkları
avrupalı çocuk ve türk çocuğu arasındaki farklar
-
avrupalı çocuk tuvalete girer , lambayı açar, sıçar,kıçını siler, ellerini yıkar, lambayı kapatır, çıkar.
türk çocuk lambayı açar , tuvalete girer, tam sıçarken dışardan lambayı kapatırlar. ağlamaya başlar.
tuvaletin lambasının açma- kapama düğmesi içerde olan toplumlar vs tuvaletin lambasının açma - kapama düğmesi dışarda olan toplumlar.
gerisini siz düşünün
iz bırakan kitap cümleleri
-
“ben aşktan daima kaçtım.hiç sevmedim. belki bir eksiğim oldu. fakat rahatım. aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. şu veya bu şekilde.. fakat daima ödersiniz… hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz.”
(bkz: ahmet hamdi tanpınar)
(bkz: saatleri ayarlama enstitüsü)
keşke bu pasajlarda aktarılan hayatı yaşayabilseydim, aşktan kaçıp, kimsenin hayatına "lüzumundan fazla girmeseydim" derim çok zaman...
yaran fıkralar
-
papaz, iki metre ilerisinde duran zangoça hiddetle sorar:
''gizli gizli sen mi içiyorsun kutsal şarabı? ''
zangoçta derin bir sessizlik... papaz iyice köpürür...!!!
''sana soruyorum be adam! duymuyor musun beni?
'hayır burdan hiçbir şey duyulmuyor efendim''
"olacak şey mi! iki adım öteden beni duymuyorsun..''
zangoç bıyık altından güler:
'' isterseniz yer değiştirelim anlarsınız...''
yer değiştirirler. bu kez zangoç seslenir:
''kilise için toplanan bağışları kim zimmetine geçiriyor?"
papaz (mırıldanarak):
''hakikaten yahu! buradan hiç bir şey duyulmuyor''
bekarlığın dezavantajları
-
iş hayatı tabi. nerede sik sok iş var size kilitlenir. niye? çünkü evliler kutsaldır. hele çocuğu olan vip'dir.
edit : o zaman şu başlığa da destek verin.
(bkz: özel sektörde çocuğu olana tanınan ayrıcalık)
öğretmenlik ücretle yapılacak bir görev değildir
-
bu bakış açısı ile imamlık ücretle yapılacak bir görev mi? diye sormak istediğim açıklama.
d&r'ı kazıklamanın dayanılmaz hafifliği
-
kul hakki yemenin onlenemez agirligini da yaninda getirir.
kızım istediği erkekle yatabilir diyen baba
-
bu baba:
amerika'da ise; "tabi korunmak şartıyla" diye ekler.
fransa'da ise; "tabi fransızca konuşması şartıyla" diye ekler.
rusya'da ise; "tabi ayık olmak şartıyla" diye ekler.
türkiye'de ise; "tabi bir daha kalkmamak şartıyla" diye ekler.
ak-saray'ın tanıtım filmi
-
"mezarınız olur işallah"
madenlerinde yaşam odası olmayan ama evlat acısı yaşamış bir anneyi meydanlarda yuhalatan diktator için hukuksuzca inşa edilmiş 1000 odalı sarayı olan bir ülkedeyiz.
iğrenç bir film, herşeyiyle iğrenç. abartı değil. son bir kaç yıldır bu haksız şatafat ve hafsalamın alamadıgı ölçüde cereyan eden hukuksuzlugun bendeki karşılıgı mide bulantısı... bu filmin de bu süreçte farklı bir konumu yok.
17 aralıktan beri bu ülkenin ferdi olmaktan daha bi utanır oldum.
"sizin de utanç içinde insan içine çıkamayacağınız günler yakındır. şu an sadece sentetik bir camia karşısındasınız. korkuyorsunuz. biliyorsunuz boğazınıza kadar battıgınızı.
maddi çıkarlar uğruna oy verenlerin aslında sevmediğini, ancak oy vermeyenlerin nefretini kazandıgınızı siz de biliyorsunuz."
yargılanacaksınız
edit 1: entri ilk haliyle formata uygun değildi. hislerimi dile getirdiğim bir cümleydi sadece. ne zaman moderasyon ekibi tarafından kaldırılacak diye beklerken geçen haftanın beğenilenlerine girmiş oldugunu farkediyorum.
sözlük okur ve yazarlarının teveccühüne teşekkür ederim. bu sebeple formata uygun hale getirmenin daha uygun olacağını düşündüm.
ghbe editi:
ali ismaile tedavi etmek yerine ağrı kesici verip gönderen doktoru da unutma. * tekmeyi perçinleyen oydu.