hesabın var mı? giriş yap

  • hazır ortam kadın cinayetleri konusunda hassasken bunu nasıl kullanırım diye düşünen habercilerin olduğunu gösteren olay. tamam cahil toplumuz ama hiç mi ajanlı film izlemedik? direk seçim kazandıracak bir hamle lan bu. o değil de insanlar ciddi ciddi inanırlar şimdi buna.

  • tam o anda insanın aklına onlarca şey gelir.

    -o son filmi izlemeyecektim.
    -nasıl kitapçık lan bu.
    -üçüncüsünü c mi yapsam.
    -10. soruya geldik hiç a işaretlemedim amk. birini a yapayım.
    -tüm test bitsin şu şıkları bi sayayım.
    -boşver ya kalsın, en azından 2'si bu şıktır bunun.

    gibi onlarca fikir.

  • universiteyi kazandigimiz ilk sene okuduguz sehirde* hemen ev aramaya baslamistik haril haril o sokak bu sokak ev ararken bi emlakci abiyle karsilastik adamin halinden belliydi dolandirici oldugu (zaten daha sonra emniyet ve bir cok mafia tarafindan aranir bir abi olmustur kendisi).

    -gencler elimde bi ev var bi oda bi salon!merkezde 80 milyon kirasi var*
    -aa abi super hemen bakalim!
    -ama anahtar bende deil tarif ediim siz gidin disardan gorun isterseniz?
    -olur olur tarif et sen!
    (ev bulunur bir hanın en ust katı merdivenlerden kapatilarak ev yapilmistir)

    -olm manyak yerde la bu ev!
    -abi ben bu terasi gordum yaa yeter bana! terasa bak offf, ordek fln besleriz olm keser yeriz ahahah
    -ulan du olm bu evin ici nasil acaba yaa nasil yok anahtar adamda anlamadim!*
    -olm tutalim bu evi biz, cok pis ortam yapariz, karilar fln terasta allaaaa!
    -abi tutalim
    -ulan tutalim yaa

    (emlakciya geri gidilir )
    -arkadaslar bi ufak depozitosu var ama o evin!
    -ne kadar abi?
    -250 milyon
    -ıghhh oha be abi fazla deil mi?
    -isinize gelirse!
    -tamam abi sen bakma arkadasa, tutuoruz evi.

    (anahtar falanca kisiden gidilir alinir ve eve girilir. ev toplasan 50 metre kare biseydir ama yeterli gorunur gozumuze)
    (guzel bir is cikarmanin keyfiyle terasta iki arkadas konusuyoruz)
    -abi terasaa bak beee!ulan ordek alalim ciddi soluom bak!ahaha
    -olm odalar fln da guzel yaa ii etmisiz evi tutmakla! yaz gelsin abi suraya bi cekyat bi mangal aliriz gece han bizim olum okuz soksak kimse duymaz. allaaaa!! ahahah*

    (o sirada 3. ark gelir telasli ve korkmus bi sekilde)
    -lan abi ben evde tuvalet ve banyo yu bulamiorum yaa? bi baksaniza siz!
    -ahahahaha hadi leeenn!
    -yok abi cidden bulamadim baska bi oda mi var lan goremioz?
    -du abi nasil olur?
    -abi kapi fln olmasin odalarda gecilen fln iice bakin!!!*
    -...
    -...
    -...

    (evet evde banyo ve tuvalet yoktur ne yazik ki)
    -alo emlakci abi bu evin banyosu tuvaleti yok! sen bizi kazikladin
    -ee ben size var demedim ki bi oda bi salon ev dedim. alla alla
    -abi biz cikaz bu evden
    -tamam cikin siz bilirsiniz depozito yanar ama soliim!
    -abi a..na goim senin!
    -lan kufretme!!! cikmasaydiniz lan sizde alla alla. yiyosa al parayi!
    -peki abi*.
    (o evde bi ay kalinir o sirada butun cami tuvaletcileri ve hamanciyla ahbab olunur. )

  • bilim insanları diğer kemirgenlerde bulunmayıp sadece insanlarda bulunduğunu iddia ettikleri bir beyin hücresi keşfettiler.

    öncelikle, iki tane ellili yaşlarda kişinin kendilerini bağışlaması neticesinde böyle bir şeyin bulunduğunun altını çiziyorum. organlarınızı bağışlayın. araştırma sonucunda diğerlerinden farklı olan bu hücreye rosehip ya da türkçesi kuşburnu adını vermişler.
    bu yeni keşfedilen kuşburnu nöronlarının pozisyonları ve yapıları, neokorteksin daha derin bir tabakasında bulunan piramit hücreler olarak adlandırılan uyarıcı hücrelerden gelen sinyalleri bloke etmede bir tür yüksek hassasiyetli rol oynadıklarını göstermişler.

    bilim insanları şimdilik bu hücrenin insana özgü olduğunu ama ileride diğer primatlarda da bu hücreye rastlayabileceklerini söylüyor ama şu an için durum insana özgü bir beyin hücresi olduğu yönünde. yapılan tanımlarda bilim insanları hücrenin yapısının sıradışı olduğunu belirtiyorlar.

    akıllara hemen şu soru geliyor;

    "diğer hayvanlardan bizi ayıran şey bu hücre olabilir mi?"

    bir diğer şekli şöyle

    kaynak 1
    kaynak 2
    kaynak türkçe

  • dayım yaptı bunu bana.

    annem ve babam boşandığında 3-4 yaşındaydım, büyükbabamın evinde yaşamaya başladık. annemler 3 kardeş ve en küçükleri olan dayım benden sadece 9 yaş büyük. dayı yeğenden çok abi-kardeş gibi büyüdük. bilumum sosyal, fiziksel, kimyasal ve psikolojik deneylerin üzerinde yapıldığı zavallı bir kobaydım ben.

    evdekiler beni sürekli dayıma emanet ederlerdi. ben 5-6 yaşlarındayken o da 14-15 yaşlarındaydı işte. neyse ikimizin de iki tekerlekli bisikleti vardı ama benim caddede sürmem yasaktı tabii. bir gün evden dükkana giderken benim bisikletimi kendisinin bisikletinin arkasına bağladı, güya öyle daha güvenli oluyormuş. asıl amaç tabii ki itlik yapmak. başladı pedala basmaya, son sürat gidiyoruz. dükkanın önüne geldiğimizde küt diye frene bastı, ben uçtum tabii.

    bir gün dükkanda sigara içerken yakaladım, kimseye söylemeyeyim diye ağzıma zorla sigara sokup ağlata ağlata bana içirdi. nasıl bir zihniyetten bahsettiğim kısaca anlaşıldı sanırım.

    neyse, konuya gelirsek... samatya'da yaşıyoruz. 80'lerin ortaları, ben 5-6 yaşındayım. komşularımızın çoğu ermeni. dayım bir gün beni kenara çekti ve önemli bir şey anlatması gerektiğini söyledi. bazı belgeler bulmuş. aslında ben ermenistan'a göç eden bir komşunun çocuğuymuşum, adım da evrim değil evrommuş. "ben annemin çocuğuyum" diye ağlamaya başladım ama hayatımın geri kalanında bana evrom diye seslendi. ben de uzun yıllar boyunca evlatlık olduğuma inandım. dayımın sadistliği yüzünden 5 yaşımda oyunu, sokağı bırakıp kendi kendime okumayı söktüm. bütün evi deli gibi taradım senelerce evlatlık olduğuma dair belgeleri bulmak için.

    birkaç yıl sonra belgelerin kömürlükte saklanmış olabileceğini söyledi, bütün bir yazı kömürlükte belge aramakla geçirdim. annem ne kadar "yok kızım öyle bir şey" dese de adam bana evrom diye seslenmeye devam etti. mahallenin müslüman çocukları kuran kursuna giderken ben de gitmek istedim, ailem izin vermedi. "ermeni olduğum için herhalde" diye düşünüp gizli gizli kiliseye gidip mum yakmaya başladım. dayım bir süre sonra hikayeyi "sen üzülme diye ermeni bir aile dedim ama aslında mahalledeki arsaya çadır kuran çingenelerden almıştık seni, evrom ermeni ismi değil, çingene ismi" diye değiştirdi. çocukluğum kimlik arayışı içinde geçti.

    iyi tarafından bakarsak 5 yaşındayken okumayı öğrenmiş, geniş bir hayal gücüne sahip, farklı etnik gruplara ve dini inançlara saygı duyan ve erkeklerle mücadele etmek gerektiğini çekirdekten öğrenen bir insan olmamı sağladı dayım.

  • mantığı yoktur.

    ulan sanki sadece gece bulaşıyor bu virüs.

    gençliğimiz bitecek evde otura otura. yaz aylarında eve tıkılmak! yarı açık cezaevine döndük.

    edit: imla

  • dinlerin, tiranlığın ve hatta roma imparatorunun bile, tarihsel devinimden ve iktisadi yasalardan daha güçlü olamayacağını bizzat deneyimlemiştir. söz gelimi, m.s. 301 yılında diocletianus, fiyatlardaki aşırı artışa karşı, bütün madeni paraların üzerlerinde yazan değerlerinin iki katı değerinde olduğunu ilan etti. söz konusu önlemler başarısız olunca, ücretlerin ve fiyatların arttırılmasını yasakladı, yasağa uymayanlar idam cezasına çarptırıldı. buna rağmen, fiyatlar ve ücretler dizginlenmek şöyle dursun, karaborsa, kıtlık ve ayaklanmalar ortaya çıktı.

    aşikar olan ise, köleci üretim ilişkilerinin artık ömrünü doldurduğu gerçeğiydi. zira, üretim sisteminin devamlılığı için, sürekli savaşlar yaparak köle edinmeye çalışan roma devleti, büyük bir orduyu beslemek zorunda olduğu kadar, mevcut kölelik düzeninin devamlılığı ve kölelerin zapt edilebilmesi için de ek güvenlik maliyetlerine katlanmak zorundaydı. ayrıca, karın tokluğuna çalıştırılan kölelerin, yaptıkları işin karşılığında hiçbir şey almamalarına bağlı olarak verimsiz çalışmaları ve su değirmeni gibi kimi teknolojik yeniliklerin bilinmesine rağmen, buğday öğütmek için köle gücünden yararlanılması gibi durumlar, mevcut üretim sisteminin, üretici güçlerin gelişimi sürecinde o dönemde gelinen nokta itibariyle artık tıkandığını göstermekteydi.

    sonuç olarak yüzyıl dahi bitmeden roma imparatorluğu güçsüz düştü ve 4. y.y. başında şiddetlenen barbar akınları, soydaşları köleleştirilen kavimlere bağlı askerlerin saldırıları ile roma topraklarında yüzyıllardır sefa içinde yaşayan köle efendilerini kan, gözyaşı ve tecavüz içeren bir trajediyle karşı karşıya getirdi.