hesabın var mı? giriş yap

  • son aylarda tatil ve otel rezervasyon sitelerinde yaşanan, özellikle rezervasyon (aka. booking) süreçleri hakkında sözlükte olsun, reel hayatta olsun bir çok sorunla uğraşan kişilerle karşılaştım. forumumuzda bu konu hakkında bir başlık aradım, mamaffih bulamadım. sonra insanlık vazifemi yerine getirmek için bu işin amatörlerine yol göstermek amacı ile bilgi vermeye karar verdim. ripleri unutmayalım;

    (not: başlığa booking.com yazdım ama siz ilgili tüm site veya kurumlar için kullanabilirsiniz. )

    booking.com, tatilsepeti.com, hotels.com v.b. siteler en temel anlamı ile tatilci ile otelleri buluşturan, tatilciye otelleri değerlendirme ve tatilcinin belirlediği şartlarda ona uygun otel seçenekleri sunan faydalı sitelerdir. anlatacağım yöntemler hem yurtiçi, hem yurtdışı oteller için geçerli olabilecek türde tavsiyeler olacaktır ama yazının ruhu yurtdışı tatil planlayanlar baz alınarak yapılacaktır.

    1) otelin ücreti:

    -yurtdışındaki oteller genelde gecelik oda ücreti bazlı çalışırlar. bununla birlikte müsait otel araması yaparken arama butonundaki kalacak kişi, tarih aralığı ve oda sayılarının doğru girilmesi çok önemlidir. 3 kişi gideceğiniz tatile 1kişi/1 oda için arama yaparsanız çok sağlıklı sonuçlar gelmeyebilir. kaç kişi gidip, kaç oda tutup, kaç gece kalacaksanız mutlaka o sayıları girin. son ekranda karşınıza gelecek tutar tamamen sizin ihtiyacınız olan fiyat olacaktır.

    -otel ararken mutlaka farklı sitelerden karşılaştırmalı arayın. örneğin x otelinin fiyatına bakarken aynı otelin tripadvisor.com, hotels.com gibi sitelerdeki fiyatlarını mutlaka kontrol edin. bazen siteler özelinde sizin gideceğiniz tarihlerde beğendiğiniz otelin kampanyası denk geliyor ve çılgın fiyatlara konaklanabiliyor.

    -yurtdışı tatillerinde, özellikle usd, eur ve gbp'nin çılgın attığı bu günlerde fiyat tabii ki önemli ama ucuz diye her otele atlamayın. turizm merkezlerindeki otellerin en kötüsü bile belli standartları tuttururken, merkezlerin biraz dışında ve merkez olmayan lokasyonlardaki oteller fecaat olabiliyor. bu nedenle otel hakkında yazılan yorumlara mutlaka bakın. özellikle tripadvisor.com'daki yorumlar hayat kurtarabiliyor. haaa "2 gün kaldım, 1 temiz havlu verdiler :(", "otele vardım kimse yüzüme gülmedi :,,(" gibi noktalara takılıyorsanız siz bastırın parayı güzel bir otelde kalın. çünkü türkler hiç birşeyden memnun olmaz otelde.

    - çok ucuz değilse otele site üzerinden ödeme yapmayın, ön ödeme almayan otelleri tercih edin. bazısı kk numarası ister garanti olsun diye, sanal kartı verip sonra limiti sıfırlayın. ödemeyi elden yapın, belli olmaz gidemezsiniz veya oteli değiştirmek isterseniz, iade süreçleri sıkıntılı olabiliyor.

    2) otelin lokasyonu:

    - gideceğiniz otelin lokasyonu çok önemlidir. örneğin barselona veya londra diye arattınız diyelim, site size barcelona ve londra bölgesinde bulunan tüm otelleri süzüp getirir. zone 1'de londra/barselona'da, zone 4'te :) bir anda kendinizi havalimanına 150 km, şehre (eğlenceye, müzelere, hayata) son otobüsü saat 10:00'da olan 50 km uzakta bir yerde bulabilirsiniz. o nedenle iyi araştırma yapılmalı ve otelin lokasyonu mutlaka google haritalardan falan kontrol edilmelidir.

    - otel mümkün olduğunda merkeze, olamıyorsa merkeze/gezeceğiniz yerlere 1 otobüs veya metro ile ulaşabilecek bir yerde olmalıdır. bu ulaşım masraflarınızı düşüreceği gibi şehir hayatını kaçırmanızı da engelleyecektir. bunun için otelin lokasyonu hakkında yorumları okumanızı, hatta bunun için otele mail atmanızı öneririm.

    -eğer yaşlı başlı, aman ağzımın tadı kaçmasın gibi bir tip iseniz çok da merkezde kalmayın. örneğin barselona'da merkez diye la rambla üzerindeki bir otelde kalabilir ama zabbaha kadar sesten gözünüzü kırpmayabilirsiniz. bu nedenle yine misafir yorumları kısmına dikkatlice bakın. eğer otel sesli falan yazıyorsa size uygun değil demektir.

    3) oda özellikleri:

    kendi bütçemize uygun, merkezi sayılabilecek bir yerde otelimizi bulduk. sıra geldi oda özelliklerine;

    - odalarda tv, klima, özel duş, ısıtma sistemi gibi temel özelliklerin durumuna mutlaka dikkat edin. yoksa yazın 40 derece sıcakta, kışın 5 derece soğukta uyuyamayabilir, tuvalet konusunda hassasiyetiniz varsa büyük hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. bütçeniz özelinde mümkün olduğunca özel odalarda konaklamaya çalışın.

    - eğer hostel'de kalınacak ise yine duş ve tuvalet durumuna dikkat edin, yorumlarda mutlaka okuyun. çünkü bazı hostellerde temizlik rezil ötesi olabiliyor. yabancılarda hiç yok ama bizim türklerde büyük abdst yaparken çıkan ses konusunda büyük bir hassasiyet vardır. buna alışın

    - otelin temizliği hakkında dengeli olun. ucuz otelde kalıyorsanız temizlik hakkındaki yorumları mutlaka okuyun. yabancılar temzilik konusunda bizim kadar hassas değil, temizlik hakkında yorumlar içinize sinmiyorsa rezervasyon yaptırmayın.

    - oda hakkındaki beklentileri düşük tutun. mesela benim 2 kriterim vardır; sırtım yatak görsün, duşu/lavabosu temiz olsun bana yeter. bu nedenle rzv yaptırdığım otellerde asla hayal kırıklığına uğramadım. unutmayın, ne kadar ekmek, o kadar köfte.

    - sitede yer alan otelin kullanıcı bazlı değerlendirme puanlarına mutlaka dikkat edin. booking.com özelinde 7/7,5 puan üzeri oteller genelde iyidir.

    - kullanıcı puanları yetmez, sıralamaya da dikkat edin. kalmak istediğiniz oteller sıralamada ortalama puan sıralamasında ilk %25 içinde olursa iyidir, sorun çıkarmaz. ucuz fiyatlı arıyorsanız ilk %50 içinde olursa da işinizi görür. diyelim çok uygun fiyatlı, konumu süper ama sıralamada son %25 içinde bir otel buldunuz. fotolarına bakın, yorumları okuyun, içinize siniyorsa rzv yaptırın. ben bir iki defa kaldım bu tip otellerde çılgın fiyatlara. artık şansıma mı diyeyim yoksa beklentilerimin düşük olmasına mı? en ufak bir problem yaşamadım.

    şimdilik bu kadar, aklıma gelen başka bir şey olursa ekleme yaparım. eksik veya yanlış bir bilgi varsa ilgili arkadaşların düzeltmesini beklerim.

    hayırlı forumlar...

  • adamin biri sinemaya gider. tam sinemada film baslarken önüne saçini kazitmis biri oturur ve sinemanin isiklari bu saçini kazitmis adamin kafasina vurur... arkasindaki adam bir turlu filmi izleyemez. adam içinden "sunun ensesine bi tane yapistirayim" der sonra "oglum adam iri yari... ellese bile beni parçalar" diyip vazgeçerken yanina temel oturur..
    adam temel'e donup "su kafasini kazitmis adamin ensesine bi tane vur sana 5 milyon verecem" der.
    temel de dayanamaz adamin ensesine bi tane yapistirir ve devam eder "ulan hasan sen burada miydin" der. adam donup ;
    "ne hasani kardesim" der
    temel de "pardon kardesim karistirdim" der ve adam onune donunce 5 milyonunu alir.
    adam dayanamaz ve temel'e donup "kardes bi tane daha yapistir sana 10 milyon verecem" der.
    temel bi tane daha adamin ensesine vurur ve ilave eder "hasan sensin be yeme beni"
    adam donup "hasan degilim kardesim be " diyip on koltuklardan birine oturur. temel'in yanindaki adam artik filmi birakip bu kafasini kazitan adami aramaya baslar ve bulur hemen temel'e donup "bak kardesim iste oraya oturmus. git ensesine bi tane daha vur sana cebimdeki tüm parayi verecem" der.
    temel hemen kafasini kazitmis adamin arkasina geçip ensesine bi tane yapistirip
    "ulan hasan burda miydin, ben de yarim saattir arkadaki adami sen sanip ensesine vuruyorum"

  • kultur farki nasil belli ediyor kendini dedigim bakis. aci ofke ve nefret var bu bakislarda hakli da. agit yok vatan millet sakarya yok. omzunda teskin edici el yok.

  • 26.02.2017 cumartesi sabahı 05:30 da istanbuldan ankara’ya eşim, oğlum,teyzem, annem ve anneannem ile yaptığımız araç yolculuğunda saat 07:00 civarı düzce yakınlarında berceste dinlenme tesislerinde konaklamaya karar verdik.

    sabah annem kahvaltı ettiği için ben oğlanı yediririm birşey yemeyeceğim dedi. teyzem ve eşim 1, ben de 2 tane tost yemek istediğimi söyledim ve 4 tane tost siparişi verdik.
    anneanneminde dişlerinden sorunu olduğu için “ben açık büfeden birşeyler alırım” dedi ve kendisine salatalık, beyaz peynir, çeri domates ve zeytin ezmesi aldı. kocaman tabak içinde 3-4 malzeme var (açık büfe fiyatı 27,5 tl). sorun değil sonuçta işletmenin biçtiği fiyat bu ve yemek istiyorsan ödeyeceksin. neyse masamıza geçtik tostlar geldi annennemde kahvaltısını aldı yemeye başladı.
    anneannem kendi çatalını aldı ama masaya 4 tane daha çatal geldi bir de 2 sepet ekmek getirdiler. önceleri anlam veremedik ama işletmenin ikramı falan sandık ve yemeklerimize devam ettik. o arada teyzem, anneanneme dedi ki ”anne ya peynir çok güzel duruyo alayım biraz” dedi ve masadaki 4 çataldan birini alarak peynir alıp yedi.

    aradan 1 dk geçmeden tipinden şef olduğu anlaşılan biri geldi elinde sipariş aldıkları cihazdan var ve masaya doğru bakıp bişeyler ekle çıkar yapmaya başladı. sonra bana gönderek “ne almıştınız?” dedi. bende başladım anlatmaya 4 tost var 2 si kaşarlı 2 si karışık 1 de açık büfe var” tamam dedi ve sonra ağzından o saçma kelimeler dökülmeye başladı.” efendim işletmemizin prosedür gereği açık büfe kahvaltı tek kişiliktir ve ortak yenilemez” bende dedim ki “zaten ortak yenmiyor sadece teyzem içinden çatalla peynirden aldı” “hayır alamaz dedi o kişiye aitir masadaki diğer kişilerle paylaşılamaz.” bundan sonrasını aşada konuşma şeklinde yazıyorum.

    şef : hayır alamaz, o kişiye aitir masadaki diğer kişilerle paylaşılamaz
    ben : bir dakka yanlış anlamadım dimi masaya 4 çatal getiriyorsun 2 sepet ekmek getiriyorsun ki zaten elimizi sürmüyoruz bir de özenipte içinden çatalın ucuyla da olsa peynir zeytin vs alamayız öyle mi?
    şef : evet efendim.
    ben : peki o zaman aynı arabada geldiğimiz anneannemin yediğinden canımız çekmesin diye başka masaya mı oturtalım yani?
    şef : onu bilemem o sizin kararınız.
    ben : arkadaşım ben bunun parasını verdim mi? evet verdim. sonuçta bunu kaç kişiyle yiyeceğim bana kalmış.
    şef : kahvaltı 1 kişiliktir ama eğer bir başkası da o tabaktan alırsa 27,5 tl de onun ödemesi gerekir.
    ben : dalga mı geçiyorsunuz!!!
    şef : lütfen sakin olun beyefendi.
    ben : bana sakin ol diyorsun, 1 kişi açık büfe yerken 4 çatal ve 2 sepet ekmek getiriyorsun içinden aldık diye herkese kahvaltı fiyatı yazarım diyorsun.
    şef : bakın beyefendi, buraya öyle kişiler geliyor ki 1 kişi açık büfe alıyor herkes ondan yiyor onu demek istiyorum.
    ben : önce bize bir bak nasıl tipler olduğumuza bak. 72 yaşında anneannem, teyzem,annem eşim ve oğlumla masada oturuyoruz ve 3 kişi 4 tane tost söylemiş yiyor,1 kişi hiç kahvaltı etmiyor çocuğa yemeğini yediriyor. açık büfe almış anneannemin tabağında sadece salatalık,zeytin domates ve birazda peynir var. maksadım kötü olsa tostları niye söyleyeyim. hadi onu geç açık büfeden 4 kişi 1 tabakta yiyecek olsa sadece salatalık vs koyar mı? sucuk salam pastırma ne varsa alıp o tabağı doldurmaz mıyım? bir de derim ki oğlum getir ordan 2-3 sepet ekmek mis gibi doyurmam mı karnımı?
    şef : haklısınız beyefendi ama işletme prosedürümüz böyle?
    ben : göster o zaman prosedürü utandır beni bende herkes için kahvaltı parası ödeyeyim?
    şef : girişte yazıyor efendim 1 kişilik kahvaltı 27,5 tl dir diye.
    ben : o doğru ama kimse kimseden özenemez tabağından birşey alamaz yazıyor mu?
    şef : kahvaltı 1 kişiliktir diye yazıyor işte.
    ben : şuan iyice saçmaladınız farkındasınız dimi. (masadaki herkese kalkın dedim bunlardan bişey olmaz laf anlamaz bunlar gidiyoruz)
    şef : siz bilirsiniz efendim.

    kasaya geldik şef de yanımda dedi ki 1 kahvaltı parası alın. bende dedim ki hayır sizin gibi firmanın bana yapacağı kıyağa ihtiyacım yok. 1 açık büfe, 2 kaşarlı,2 karışık tost,açık büfenin yanında verilen 1 çay hariç 4 tane de çay var. 53 tl ödedim. o arada 2 de garson yanımızda. garsonlara dönüp dedim ki bi düşünün ki 5 kişi yemeğe gittik 4 tanemiz tost yedi ahanda bu şef arkadaşta açık büfe yedi. garsona dönerek sende şef’în tabağındaki peynirden özendin çatalınla aldın olamaz mı dedi verdiği cevap daha da vahim “ olmaz efendim istanbulda bile böyle bir prosedür yok burada da olmaz dedi” bunun üzerine diyecek laf bulamadım gerçekten. tabii ki bu konuşma başladığından bu yana benim sesim yüksek şekilde konuştum ki tüm müşteriler duysun anlasın diye. çıkarken şef’e sizi şikayet edicem haberiniz olsun dedim ve verdiği tek cevap ”ismimi de vereyim onuda yazarsınız” oldu.
    siz siz olun yolculuk yaparken berceste denilen tesise asla ama asla girmeyin.

  • tacize uğrayan kadının hissiyatını bir erkeğin anlaması imkansız.
    normalde cevval, hakkını arayan, lafı gediğine koyan biri olarak bilinirim ve doğrudur da. yeri gelir adamın ağzına ederim, hiç çekinmem. gel gör ki taciz anında çok sessiz, çok naçar kalıyorum ben de. bunun sebebi nedir, psikolojik altyapısı nedir bilemiyorum. çok net olarak hissedilen tek şey aşağılanmışlık oluyor. adam seni durduk yere aşağılıyor ve sen karşılığını veremiyorsun. hani biri sana tokat atsa sen de atarsın ödeşirsin. ama tacizciyi nasıl cezalandıracaksın, yaptığı şeyin erkek tarafı için bir karşılığı yok. dövsen sövsen yine yetmez, karşılık gelmez.
    kızcağız belli ki zaten kapalı bir çevrede yaşıyor, korunaklı bir hayatı var. sarsılmış, dengesi bozulmuş. hani dallamanın biri çıkıp da "bir elleme ile de bayılır mıymış insan" filan derse diye söylüyorum, bayılır kardeşim. çok asap bozucu bir şey, tarifi imkansız.

  • an itibariyle evde akşam çayının yanında canım tatlı çekti. çocukluğumdan beri amansız bir şöbiyet aşığı olarak, yemeksepeti'ne bir bakayım joker falan varsa sipariş vereyim dedim. joker çıkmadı maalesef. sonra baktım güllüoğlu var, 1 kg şöbiyet söyleyeyim dedim. evde 5 kişiyiz ancak yeter diye düşündüm. ve evet fiyatı görmemle şok oldum. 1 kg şöbiyet 160 tl.

    sonra oturdum maaşımı hesapladım. ayda 25-26 iş günü çalışıyorum. 25 gün çalıştığımda günlüğüm 160 tl ye ancak geliyor. 26 çalıştıysam 160'ı bile göremiyorum. yani orta sınıf maaşı sayılabilecek maaşımın 1 günlük kısmı ile akşam canımın çektiği tatlıyı alamıyorum. 9 saat mesai yaptım ve karşılığında bir kilo tatlı alamadım. emeği geçenlerin ağzından burnundan gelsin yedikleri içtikleri.

  • adının meryem azra, hayrünisa ece ya da ümmügülsüm su olmasının hiç bir şey ifade etmez. anneciğinin halinden de anlaşılacağı üzere bir birey olamayacaktır. 2023'te türbana, 2030'da çarşafa girecek, doğru düzgün okutulmayacak, bakan amcasının da istediği gibi annelik kariyerinin önüne başka kariyer almayacaktır. annelik mesleğinin zirvesindeyken, lohusayken bile annesi gibi fotoğraflarda bir karartı olarak yer alacak, suçluymuş gibi başını öne eğip bekleyecektir.

    önce babasının, sonra kocasının, ardından da çocuklarının kölesi olup bu dünyadan göçüp gidecektir. zaten devlet de, babası da, görüp yaşayabildiği hayat bundan ibaret olan anası da ondan bunu isteyecektir.

    yine de dilediği gibi bir hayat yaşamasını, en önemlisi mutlu olmasını temenni ederim.