ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
felipe melo
-
bu adam için volkan ve emreyle bir olabilir mi? denmiş.
olamaz bir fenerbahçeli olarak söylüyorum, net olarak olamaz.
her ne kadar melo'nun da, oyunu germekte, taraftarı germekte volkan ve emre'den bir farkı yoksa.
her ne kadar çirkeflikte volkan ve emre kadar sınır tanımasa da.
bu adam volkan ve emreyle bir olamaz.
çünkü adam volkan ve emre gibi değil.
adam kurnaz.
nerede çirkefleşeceğini, nerede çirkefleşmeyeceğini çok iyi biliyor.
maçın neresinde sertlik yapacağını, ne zaman rakibin üstüne yürüneceğini biliyor.
misal, melo'ya pis bi hareket mi yaptın.
o an sadece tepki verir, bağırır üzerine yürümez.
hakeme mağduru oynar.
aradan 10 dakika geçer, o hareketi yapana pis bir şekilde dalar, adam bağırdığı zaman üzerine yürür.
karşısındaki herif ise hem can acısı, hem de üzerine yürünmenin gerginliği ile tepki verir.
caarrtt adama kartı göstertir.
adam işini çok temiz halleden, soğuk kanlı katil gibi. dexter gibi herif. adam kafasını kullanıyor.
üstüne bir de kahraman ilan edilir. dil çıkarır falan taşağını geçer.
ama volkan ve emre öyle mi?
onlara dokunduğunuz anda gelir üzerinize yürür, artistlik yapar sarıyı görür.
10 dakika sonra gider aynı hareketi yapar 2. sarıyı görür ve atılır.
işte bu yüzden melo, volkan ve emreyle bir tu-tu-la-maz arkadaşım.
haa gönül ister ki bu adamların hiç biri türk futbolu içerisinde yer almasın, bu olaylar hiç yaşanmasın o ayrı.
süt ve süt ürünlerinden uzak durun
-
civa birikintisi yüzünden balık yemiyorum. 45 günde ağır antibiyotikler ve hormonlar ile yetiştirilen tavuklarıda yemiyorum.
sebzeler zaten ithal ve genetiği ile oynandığı için eve bile sokmuyorum. meyvelerde bilmem ne sineğinin lavraları varmış rusya falan geri göndermiş. salam ve sucuklar hep hileli. zeytin yağlarında zeytin yok. unlu ürünler bol glutenli. tatlılar bildiğiniz glikoz şurubu.
o yüzden elime mızrak ve ok alıp vahşi doğada serengeti de avlanıyorum. size de tavsiye ederim. yalnız ok olarak tatar yayı kullanın kısa mesafede çok etkili.
bana ne lan çıkmam saraydan
-
gemicikleri yürüttük karadan
verdikçe veriyor güzel yaradan
demokrasiyi de çıkarırsak aradan
bana ne lan çıkmam saraydan
türklerde mesai sonrası bar kültürünün olmaması
-
adam minibüs parasını zor denkleştiriyor eve giderken, bir de bara mı uğrayacak.
halk tv
-
yeni sezon için kendilerine tavsiyem şunlar olacak;
-behzat ç işler güçler gibi dizilerin yayın haklarını alsınlar. "parası ile bile izlerim" diyenlerdenim vericem abi parasını. eski bölümleri izlemek pahasına da olsa veririm yani. bi düşünsünler.
-çarşı, fenerbahçeden ve tek yumruktan birer temsilci secilsin onlar da her hafta değişsin ve maçları kimseye yaranmadan yorumlasınlar.. tatlı rekabet sınırları içinde.
-her gün haber bültenine redhackten o karizmatik sesli bilge adam bağlanıp son gelişmeleri versin.
-ramazan, kandil gibi günlerde samimiyetsiz yayın yapanlardan farklı bir şeyler yapsın. misal bulamadım her samimi öneriye açığım.
-tüy dökücü reklamı kalsın, kollarımdaki kıllar için lazım onlar.
-annem ve diğer teyze topluluğu için öğlenleri pratik bilgiler veren (canan ergüder favori adayım) ve kadınların isterse neler yapabileceği temalı programlardan birine el atsın. mesela kadınların yaşadıkları sorunlara nasıl çözümler getirilebilir temalı.. düşünün işte kadınları uyutmayan bir yayın hayal edin?
- erkekleri unutmadım! sizin için pazar günleri western ve neyşınıl coğrafik konseptli yayınlar yapılsın halka ağaç sevgisi tümden aşılansın.
aylık 10 tl basarak reyting rekoru garantisi ile açıyorum teklifimi beyler. bi düşünün bence halk tv yönetimi. hem siz kazanın hem de biz.
yoğun istek editi: ali ihsan varollu kelime oyunu.. nasıl unutmuşum büyük özür diliyorum tüm izleyicilerden.
türkiye'yi terk ettikten sonra özlenecek ilk şey
-
yine türkiye'yi terketmeyi özlemek olacaktır.
bu şunun gibidir ; izlediğin inanılmaz bir filmden sonra" keşke izlememiş olsam da baştan, bilmeden, yeniden izlesem" demek gibi.
(bkz: şimdi yapsa aynısını yine boşanırım)
atom bombası sonrası ülkede olası havuz manşetleri
-
paralelciler , geziciler ve dış mihraklar şokta.
2. abdülhamit han tarafından düşünülen ve osmanlı bilim adamları tarafından planlanan atom bombası akp ve sayın cumhurbaşkanı sayesinde yurda döndü.
sarayda ki sığınağından halka seslenen erdoğan ;
benim halkım ilerlemekten vazgeçmeyecek , mutasyondan korkmayın dedi ve mutasyona karşı çıkanları terörist ilan etti.
cb yardımcılığı resmi konutundaki yamuk priz
-
ataturk'un resminin olmamasi hepsinden büyük bir yamuktur!
arctic monkeys
-
son yıllardaki üzücü "maroon 5'laşma" süreçlerine rağmen favori ilk 5'imden bir türlü çıkaramadığım maymunlar, sheffieldlılar.
madem son yıllarda "bozmaya başladılar" biz de alternatif mi alternatif, afacan mı afacan, sülalem rahat günlerinden bir anektod verelim.
görsel
arctic monkeys'in debut albümü olan 2006 çıkışlı whatever people say i am that's what i'm not albümünü dinlemiş olanlar, albümün kapağını es geçmemişlerdir diye tahmin ediyorum. kapaktaki dut gibi sarhoş şekilde sigara içen eleman, chris mcclure,
o zamanlar manchester üniversitesinde sosyoloji okuyup, orada burada gitar tıngırdatan bir arkadaş. gittiği konserlerden birinde bizim maymunlara denk geliyor ve gel zaman git zaman arkadaş oluyorlar. hatta albüm çıkmadan önce yapılan bir turda da grubun "gitar akortlama sorumlusu" olarak onlarla beraber gidiyor.
grup, ilk albümünü çıkarmaya hazırlandığı sıralarda ise chris, basçı andy nicholson'dan, sarhoş bir adamın fotoğrafını albüm kapağı yapma planlarından bahseden bir telefon alıyor ve kulağa saçma gelse de neden olmasın diyerek kabul ediyor. bunun üzerine albüm kapağı fotoğrafı çekimi için liverpool'a doğru birkaç arkadaşıyla beraber yola çıkıyorlar ve fotoğrafçıyla buluşuyor. fotoğrafçıyla aralarında geçen dialog ise çok net:
chris: ne yapmamı istiyorsun?
fotoğrafçı: şu parayı al ve hayvan gibi iç, gece 2'de de burada ol.
chris de kendinden bekleneni layıkıyla yerine getirip, arkadaşlarıyla beraber hayvan gibi içiyor ve kör kütük sarhoş şekilde gece 2'de ilgili barda oluyor. hatta çekim sırasında da viskiye devam edip bir kez de kusmasına rağmen çekimi tamamlıyorlar. grup üyelerinin de fotoğraflar aşırı hoşuna gidince çıkan albümde yer alıyor.
albüm, önce ingiltere sonra da global olarak patlayınca, chris de hiç beklemediği ve biraz da garip bir ünlülük halinin içinde kendini buluyor. gittiği evlerin yatak odalarında, bilumum barlarda, daha birçok yerde kendi fotoğrafına sürekli maruz kalıyor ve birçok da etkinlik/röportaj teklifi alıyor. düşünün ki 19 yaşındasınız, hem dolaylı hem direkt yoldan değişik bir ünlülüğün içinde buluyorsunuz kendinizi ki ünlü olduğunuz fotoğrafın hemen öncesinde kusmuşsunuz. neresinden bakarsanız bakın saçma olay.
görsel
hatta ünlülük olayı öyle bir seviyeye geliyor ki eskiden çalışmış olduğu bir konser alanında sahneye çıkan noel gallagher ile tanışmak üzere, eski çalışan olarak torpili kullanarak kulise gidiyor ve noel gallagher ile aralarında daha tanışamadan şöyle bir dialog geçiyor:
noel: dostum, fotoğrafın evimde asılı.
chris: seninki de bende!
velhasıl, arctic monkeys'in solisti alex "yeni ikoncan" turner ile arkadaşlığı hala devam ediyor ve beraber futbol maçlarına gidiyorlar(umarım sheffield united maçlarıdır)
kendisi de öğrenme zorluğu yaşayan yetişkinlerin geldiği özel bir klinikte çalışıyor ve the violet may adlı lokal bir grupta solistlik yapıyor. grubun spotify linki
zamanında fotoğraf çekimi için sadece 750 pound ve o gece içtiği tüm içkilerin parasını alsa da her satılan albümden 10 penny istemediği için biraz hayıflanıyor*
yine de harika bir "ortamlarda çok güzel satılacak" hikayeye sahip, çok üzülmesin.
görsel
pippa bacca
-
avrupanın doğal sınırlarının gerçekten tam olarak nerede bittiğini acı acı idrak ettirmiş olan kadın