ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
anadolu'yu üniversiteler bozuyor
-
300tl lik evini üniversite öğrencilerine 1000tl ye kiraya veren bir akrabamın desteklediği iddia. adam haklı bi yerde öğrenciler olmasa bu ahlaksızlığı yapamayacaktı.
atalay filiz
-
pis bir katil.sizin annenizi öldüren biri hakkında birçok insan oh be ne güzel zeki adam keşke birazcık saklansa da merak etsek ehiehi diye yorum yapsa nasıl hissedersiniz merak ediyorum, nasıl bir vicdanla bunları yazabiliyorsunuz akıl sır erdirmek mümkün değil.
debe editi: minik ilayda'ya yardım kampanyası
türklere sorulan salak sorular
-
camel sigara paketleri üzerinde bir deve vardır, hani arka plandaki piramitlerle poz verir profilden. hani altında da "turkish blend" yazar gocemen. en çok soru bu manzaradan çıkar işte. öyle bir kafaya kazınmış ki, "deve ile mi seyahat ediyorsunuz?", "çölde mi yaşıyorsunuz?" sorularının filan temelinde bu hafıza yatar.
oraya deve yerine andromeda galaksisinin bir ilüstrasyonunu koysan gelip "uzay gemisine mi biniyorsunuz", "uzayda mı yaşıyorsunuz" filan diye soracak adamlar çıkar kesin.
on tane eurovision kazansak bu imajı temizleyemeyiz herhalde.
allah belanı versin camel.
..
eurovision, allah senin de belanı versin.
saniyelik salaklıklar
-
evin yakınındaki okuldan gelen istiklal marşı sesini duyunca "aziz allah" demek.
meslek lisesinde öğretmene büyük saygısızlık
-
bu çocuklar neden böyle oluyorlar ? çünkü kaybedecek bir şeyleri yok. o sınıfa gelene kadar hiçbir noktada kaybetmiyorlar. ilkokulda kendini geliştirmediği halde sınıfı rahatça geçiyor. ortaokulda yaptığı hiçbir yanlışın bedelini ödemiyor. notlarının hepsi düşük olsa bile sınıfını yine geçiyor. okulu haraca bağlasa bile, her gün biriyle kavga etse bile, kızları taciz etse bile hiçbir ceza almıyor. ailesi her zaman arkasında duruyor. kimse benim çocuğuma bir şey yapamaz kafasıyla yetiştiriyor. çocukta da utanma veya ben ne yapıyorum hissi oluşmuyor hiç.
bu saatten sonra da geçmiş olsun. bu eğitim anlayışıyla 2023 te serserilik kıstasında dünyanın ilk 5 ekonomisi arasına gireriz artık.
90'ların en çağının ötesinde türk şarkıları
gollum diyeti
-
sahsen yaptigim bütün diyetler gollum diyetine dönüyor bir süre sonra:
- yiyecegissss. inci'nin önünden geçerken profiterol alacagissss.
- hayir hayir, rejimdeyim ben, yemeyecegim.
- bunu yedikten sonra aksam yemek yemeyisssss. eve kadar da yürürüsssss
- olmaz! bir bozunca sonra toparlanmiyor öyle kaliyor
- kendimisssi ödüllendirmemissss gerek kiymetlimisss. kaç gündür rejim yapiyorusssss. hem aç karna rejim yapilmassss
bu durumda gollum diyeti'ni "iki ögün arasinda rejim yapmak" olarak açiklayabiliriz.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
ege (6,5) geceleri yatarken hala biberonla süt içmektedir, herkesin bir keyfi, tiryakiliği olduğu için bu durum anlayışla karşılanır. evde süt bitmiştir ve çocuklar meyve suyuna ikna edilir...
ege: ama elma suyu istemem, kayısı suyu koy biberona.
romica: kayısının posası biberonu tıkar, içemezsin.
ege: posa ne ki?
romica: hani içerken ağzına lifleri dokuları pütürtülü geliyor ya, o işte...
ege: pütürtü ne demek?
romica: böyle minicik parçalar, bak mesela fırının kapağı cam olduğu için kaygan, dolabın kapağı ise o kadar kaygan değil, elini sürersen anlarsın, aynı bunun gibi elma suyu posasız olduğu için daha akışkan, biberonun deliğini tıkamıyor.
ege: nereden biliyorsun elma suyunun posasız olduğunu?
romica: bak biberona, arkasını görebiliyorsun, su gibi saydam, kayısı suyuna bak, arkası görünmüyor, saydam değil.
ege: saydam yerine cam gibi desen olmuyor mu?
romica: bazen olur bazen olmaz, elma suyu istiyor musun?
ege: ya süt ver ya da kayısı suyu! çok uykum var ve beni posa mosa kandırıyormuşsun gibi geliyor!
akbank
-
akaryakıt istasyonuna gidip depoyu doldurdum. içeriye kartla ödemeye gittim, ulan ne temassız ne de şifreli işlem yapılıyor. adama iban ver eft yapayım dedim bu seferde uygulaması çalışmıyor. şimdi bir arkadaşımı aradımki nakit getirsin. düştüğümüz duruma bak, rehin kaldık amk.
rezilsiniz it oğlu itler.
yatağın üstündeki kıyafetleri sandalyeye yığmak
-
"fakir misin nesin?" demesinler diye ayni kiyafeti ust uste 2-3 gun giymek yerine her gun yeni bir kiyafet giyip bir kere giydigin eski kiyafeti de dolaptaki tertemiz kiyafetlerin arasina geri sokamamaktan kaynaklanan durum. simdi saydim, sandalyenin uzerinde 4 farkli kiyafet var. sandalyede biriken kiyafetler sayesinde yataginda kitap okuyup, ders calisan ve laptop kullanan bir nesil yetisti.
ingiliz bayraklı havlu asan kişinin tutuklanması
-
comaristanda siradan birgun. bugun ingiltere'de bircok turk balkonuna , penceresine turk bayragi asmistir ve kimsenin umurunda olmamistir.