ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
5 milyon mülteci sınır dışı etmenin lojistiği
-
atatürk'ün çok güzel bir lafı var;
geldikleri gibi giderler
demiş maestro.
edit: bu entry'yi ilk entry'ye cevap zanneden çaylaklar, kurtuluş savaşından kalma bu sözle mülteci göndermeye çalıştığımı zanneden ahmaklar, bir de direk hakaret ile konuya giren annesizler... bu entry'nin tek bir amacı var;
tarafım belli olsun
zaten gelen tüm mesajlar çaylak mesajı "1" tanesi hariç. inadına çaylağa mesaj kutusu kapatmıyorum "ok" yazıp savuşturuyorum alayını ama daha fazla kendini komik duruma düşüren olmasın diye bir edit atayım dedim.
kalın sağlıcakla...
22 mart 2015 burger king rezilliği
10 yıla kadar hapsi istenen taksici
-
sonra neden insanlar uber'i tercih ediyor hebele hübele.
bu taksiciler böyle oldukça kimse taksiye binmez olacak, aralarında düzgün olanlar -ki olduklarını biliyorum- bu hayvanları hizaya sokmalılar. ekmek teknenizi ateşe veriyorsunuz, bu eleman hapis yatarsa sizin için çok tehlikeli bir emsal olacak, artık mahkemeye gitmekten geri kalmayız. hazır ol taksici, bir lira için 10 yıl hapis yatabileceksin.
eve gelen ustaya verilen tipi kaymış terlik
-
terlikler dünyasının arafında yer alan bir terlik türü. bu terlik, ne bizim evde giydiğimiz terlikler kadar rahat ne de misafir terliği
kadar yenidir. genellikle ayakkabıların, terliklerin olduğu dolabın en arkasında bir yerde bir suçluluk vesikası gibi durur. bu terlik, bizim giydiğimiz yahut misafirlerin giydiği terliklerin artık tipi tamamen kaymış bir versiyonudur. bu terliği eve gelen bir usta giydiği zaman artık ne kendimiz giyeriz, ne de misafirlere giydiririz. usta terliği olmuştur o bir kere... maşallah ustaların ayakları da genelde kar canavarı yeti gibi olduğu için zaten eskimiş terliğin tipi usta giydikten sonra iyice kayar.
eve gelen kibar usta, "yalnız şöyle bir terlik alabilirsem" diye bizden terlik rica ettiğinde, ya da mahcup bir şekilde ayakkabılarını çıkartırken, usta gelecek diye hazırladığımız terlikleri şakkadanak çıkarırız. "buyur usta, terlik vereyim sana, rahat et" deriz. sanki o an düşünmüşüz gibi... oysaki o terlikleri çok önceden ayarlamışısızdır biz usta için... bunlar bizim eski terliklerimizden ya da yamulmaya başlamış misafir terliklerinden türetildikleri için eve gelen ustanın ayağında biraz komik gözükebilir. şirinlik olsun diye dil çıkaran köpekli pofuduk terlik almışız, eskimiş, hemen ustaya verilecek terlik yapmışız... lan yılların tesisatçısının ayağına yakışıyor mu şimdi o pofuduk terlik? bu adam yaşar usta gibi dellenip dokunma köselelerime, dokunma kunduralarıma diye lokma anahtarla omurilik soğanımıza vursa? ondan sonra allah korusun hangi pozisyondaysak öyle kalabiliriz ömür boyu. lise biyoloji kitaplarında yazar bu... bu vesileyle geçmişteki hatalarım için tüm ustalardan özür diliyor, hepsini tek tek öpüyor, sevgiyle kucaklıyorum. helal olsun size bir dikişte içtiğiniz bardak bardak soğuk sular...
kötü olmakta sonuna kadar haklı kötü karakterler
-
(bkz: tarkan filmindeki dev ahtapot)
denizler alemi sakinlerinden biri olarak bi' kendisini bi' de nemo'yu falan düşünün.
direkt ötekileştirilir yahu, hor görülür yıllarca.
hayatı acılarla doludur yavrucağın, gel de nefretle dolma...
zarf-fiil eklerinden sonra virgül kullanılmaz
-
bütün kalbimle desteklediğim kural.
bu kuralı öğrenmeden önce yaptığım yazım yanlışlarına bir örnek vermek isterim:
"edip, akbayram"
iş görüşmesi
-
- demek yeni mezun oldunuz.. -buraya dikkat- tecrübeniz var mı?
- ananın amı var.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: mustafa ceceli yle rugby oynamaya gittik capssliii
entry: mustafa ceceli'yle rugby oynamaya gittik, bu manyak başladı "ya rugby duy, duyur sesimi, ya rugby ya rugby" diye ağlamaya. ne garip adam ya.
hacı sabancı'nın yüksek iş zekası
-
biz fakirlerin olayı anlaması için araba kiralama şirketinden örnek vermesiyle gösterdiği alçak gönüllülüğünün yanında sönük kalır.