ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
evlenmek için muhteşem 15 sebep
4 ağustos 2014 fethullah gülen açıklaması
-
"okursa otisabi okur, bir tek onun durumu var gibi bu açıklamaya..."
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
on yıl falan önce, bir yaz vakti ailecek köydeyiz. o zamanlar babamın en sevdiği çocuğu olan tofaş marka 92 model doğanımızı alıp arkadaşlarla köyün üst taraflarında bir tepeye içmeye gidiyoruz. birkaç kişi daha katılıyor bize sonradan, kalabalığız, içip eğleniyoruz. tam sabahın dört buçuğunda araba yanmaya başlıyor alttan, muhtemelen kuru otlara atılan bir sigara yüzünden. hep birlikte güç bela söndürüyoruz arabayı, motordaki kablolar yanmış, kaporta falan kararmış. sabah altı gibi eve dönüyorum, ne işi varsa o saatte babam avluda karşılıyor beni, dikilmiş bahçenin ortasına, eller arkada bağlı, üstünde atleti, altında çizgili picamasıyla, benim yüzüm falan is içinde, üst baş rezil, kollarımda ufak yanıklar var ama o hiç bakmıyor bile yüzüme, "baba" diyorum, bi yalanlar falan kıvırıcam, fırsat vermeden "sus, içeri git" diyor gözlerini arabadan hiç ayırmadan, içeri giderken anneme sokuluyorum, "ne işi var ya bunun bu saatte ayakta" diye soruyorum, "ne bileyim oğlum, sabahın dört buçuğunda kalktı, içim yanıyor hanım dedi, bir daha da uyumadı, dikildi orda" diyor. ulan diyorum aşka bak, adam telepatik bir bağ kurmuş arabayla, saniyesinde hissediyor, orda yanan ben olsaydım umrunda olmazdı adamın yeminle, devam ederdi horul horul uykusuna ama arabanın lastiği bile inse kalkar sabah dörtte "nefesim kesiliyor hanım" diye.
inception kafası yaşatan istanbul fotoğrafları
-
inception'dan ziyade adı üzerinde flatland kafası yaşatır.
(bkz: edwin abbott)
(bkz: flatland)
(bkz: düzlemler ülkesi)
1.0 atmosferik motorla uzun yola çıkmak
-
- baba babacım neden öndeki tırı geçmiyorsun??!!?
- boşver oğlum allahından bulsun
evli erkeklere sorular
-
yatağın içinde kadın olması nasıl bir duygu lan? düşünsene yatağın içinde kadın var.
covid-19 aşısının nano-çip olduğu iddiası
-
dünya çapında bir marka olan esenyurt üniversitesinden bir hocanın iddiası dünya gündemine bomba gibi düşecektir.
edit: intrigante'nin uyarısıyla imla
altınını darphaneye getirene sertifika verilecek
-
tebrikler, artık sertifikalı bir enayisiniz.
oğuz haksever
-
(bkz: oğuz aksever)
born to run
-
patron'un yeni bitirmiş olduğum muazzam otobiyografisi. kendisinden iyi bir şey geleceğini biliyordum ama böylesini de tahmin etmemiştim. koyu bir springsteen severiyim ("hayran" kelimesi garip geliyor), bu nedenle objektif olamam ancak otobiyografi ve biyografilerin zaten hali hazırda o kişinin sevenleri tarafından okunmak üzere üretilmesi, bu zorunluluğu ortadan kaldırıyor bence.
kitapta, neredeyse her otobiyografide bulabileceğimiz "yıldızın arkasındaki sıradan insanı görünür kılma" becerisinin yanında 20. yüzyılın ikinci yarısına dair derin gözlemleri, müzik endüstrisinin değişimini, orta sınıfa mensup birinin dünyaya incelikli bakışını, sadece bir yıldızın değil, beatles, elvis ve bob dylan hayranı küçük bir çocuğun hayallerini gerçekleştirmesi ve kendi rengini, kendi çizgisini bulmasını da bruce'un samimi ve ilham verici perspektifinden görebiliyoruz. kendisinin her seviyedeki dinleyicisine verebileceği yeni ve düşündürücü şeyler var albümleri ve onların motivasyonları hakkında. ve tüm bunların başarıyla bir araya getirilmesi, bir otobiyografinin amaçladığı gibi, o portrenin tamamına dair bütünlüklü bir görüş edinmenizi, varolan görüşünüzü de güncellemenizi sağlıyor. bruce sadece hayatını daktile etmemiş, kendi hayatını profesyonel bir yazarın gözüyle yorumlamayı da başarmış çünkü (aslında "başarmış" demek saçma olabilir, zaten usta bir şarkı yazarı, dolayısıyla başarmaktan çok, bu yeteneğini bir kez daha "göstermiş" diyelim). ve tüm bu metin; bruce'un albümleri, konserleri ve müziğiyle ortaya koyduğu diğer şeylerle o kadar paralel gidiyor ki, "springsteen opus magnumu"na da çok güçlü bir halka ekliyor, onu tamamlıyor. açıkçası ben okurken kafamda genel olarak darkness on the edge of town albümü çaldı, metnin tonunu ona benzetmek de mümkün. her sayfasında bir hayatı gözlemlemenin yanında, ona dair edebi bir lezzet bulunuyor.
ve tabii ki bir "sever" olarak bilmediğiniz, belki de tam olarak kestiremediğiniz pek çok müzikal ayrıntıyı da öğrenmiş oluyorsunuz: bruce'un ilk gitarını nasıl annesine aldırdığı, vietnam savaşı süreci, grupla arasına çektiği "patronluk" mesafesi, born to run'ın ardından mike appel ile yaşadığı sözleşme krizi, steve van zandt'ın gruptan ayrılması, e street band'in geçici olarak dağılması, jake clemons'ın e street band'e katılımı ve bunun gibi daha pek çok şey... kendi imajı ve zaman zaman yaklaştığı pop sound'una dair komik eleştirileri eklemeyi de ihmal etmemiş.
eleştirilebilecek yanı, sanırım yine her otobiyografinin doğal yumuşak karnı; mahremiyet ve korumadan gelen mesafeler. ama bunlara da değinerek o duvarı eritiyor.
springsteen, dediğim gibi sadece hayatını anlatmıyor, tekrar tekrar okunabilecek ilham verici bir amerikan postmodern anlatısı ortaya koyuyor. en iyi becerilerinden biri olan "yoldaşlığı", bir de edebi bir metin olarak sunuyor. bundan sonra albümlerini dinlerken, arkalarındaki hikayeyi bilmenin verdiği güç de büyük ihtimalle yanımda olacak ve hissettiğim duyguya güzel bir katkı yapacaktır.
edit: imla
türk vatandaşlarının 2.328.131.796.900 tl etmesi
-
öncelikle konu: (bkz: somali cumhurbaşının oğluna 27.300tl para cezası)
türkiye'nin son yayınlanan nüfusu: 85,279,553
bugünün dolar kuru: 30.13 tl
bugünün euro kuru: 32.78 tl
bugün tüm türk vatandaşlarının değeri:
sayıyla: 2,328,131,796,900
yazıyla: iki trilyon üç yüz yirmi sekiz milyar yüz otuz bir milyon yedi yüz doksan altı bin dokuz yüz
bugün itibarıyla:
dolar bazında: 77,259,301,682 dolar
euro bazında: 71,018,298,284 euro
iskontoyla 70 milyar euro'ya hepimizi öldürebilirler sanırım.
nüfus kaynak: https://data.tuik.gov.tr/bulten/index?p=49685