hesabın var mı? giriş yap

  • bir maçta mehmetçik selamı vermedi diye arkadaşını boğazlamıştı. işte o an vatanı kurtarmıştı. altında ferrari'si ile kaza yapıp ölse bile bu saatten sonra şehit sayılmalıdır.

  • "60 değil 70 değil 80 değil oh 90 değil

    100 yıl oldu daha yürek atmaz değil

    bu kalpte 100 yıl daha bitmez sevgin

    gözü olanın gözü çıksın bebeğim

    *

    her taraf metrobüs vefasız olma kalbi kapalı

    sevmiyorsan da atma taş, yürek hep coşkuyla atalı

    bak 100 yıl oldu hemen kıskanma şaşkın yunan

    yıllar oldu sırtakini unutalı sen derdine yan

    *

    cumhuriyetim benim canım bebeğim

    tüm rejimler arasında seni tek geçer deli yüreğim

    oh diyorsam şimdi 100. yaşına

    vefasız padişahlar giremesin kanına

    *

    ne monarşi ne oligarşi belki aristokrasi

    ama en güzeli halkın yönetimi

    benim cumhuriyetim kızıl ötesi, aşıklar müzesi

    100 yıl daha coşar, sanma tekler bu yüreğin füzesi"

    *

    söz-müzik-düzenleme: serdar ortaç

  • benim sevmediğim bi şeysi var bunun. çok minik, aslında kimse farketmiyo muhtemelen ama, benim biraz sinirime dokunuyo.

    akşam eve geliyorum, yatana kadar ses telleri pasif, yatarken zaten pasif, sabah kalkıyorum, alelacele işe gidiyorum, teller hala pasif. iş yerinde, belki bi 15-20 saattir hiç hareket görmemiş ses tellerim, ilk rasladığım iş arkadaşıma günaydın derken bi garip oluyo, çatallı gibi garip bi ses çıkarabiliyo. yarım öksürük/boğaz temizleme gibi bişiden sonra sorunsuzca günaydın diyebiliyorum ama akabinde.

    bu durumdan zerre haz etmediğim için sabahları işe giderken yolda, bi kere bile olsa mutlaka "aaa eee ooo öööö uuu üüüü ıııı iiii" diyorum. en fazla 5saniyemi alıyo.

    çok küçük hesapların adamı diye milletle dalga geçiyodum. şimdi şu halime bak.

  • (bkz: ultima online)

    birçok farklı online oyun oynadım ama bu oyun bir başkaydı. 97 yılında çıkan uo için bu oyunun hayranlarının hep söylediği bir söz vardı "ultima bırakılmaz sadece ara verilir" diye. gerçekten de öyleydi artık uo'yu bıraktım deseniz bile bi bakardınız aylar sonra ya da 1 2 sene sonra eski arkadaşlarınız yine toplanıyor ve sizi de çağırıyorlar. ben biraz takılırım çok oynamam diye yeni sunucuya başlardınız ve saatleriniz bilgisayarın başında geçerdi. savaşçı ve büyücü karakterlerin yanı sıra, zanaatkar karakterlerle oynayabiliyor olmak bu oyunu gerçek bir rpg yapıyordu. kimi zaman savaşçı karakterinizle oyuna girer loncalar arası savaşlarda savaşırdınız. 1-2 saat sonra ise zanaatkar karakterle girer, az evvel savaştığınız düşmanlarınızdan birinin zanaatkar karakteriyle kendinizi muhabbet ederken bulurdunuz. evinizde dostlarınızla sohbet ederken bir anda katiller gelip evi basabilir ve sizi öldürebilirdi.

    yazının başında bu oyun bırakılmaz demiştim evet ama ben artık gerçekten bıraktım. en son 2012 yılında ünlü nebula sunucusunda oynuyordum ve bir daha da oynamadım. güzel zamanlardı tabii ama bize geriye bıraktıkları artık sadece, anılar ve bazı güzel dostlar.