hesabın var mı? giriş yap

  • karşı cins ile bir ulaşım aracında yan yana oturduğunuzda, özellikle heyecan dalgaları nabzınızda değişim yaratıyorsa, yanınızdaki insan da duruşuyla ve o derin sessizliğiyle aslında çok şeyler anlatıyorsa konuşmak orada büyüyü bozabiliyor. hatta küçük bir söz ihtimali bile ateş gibi yakacaktır da her iki sebeple de devinimsiz, aracın hareketine saygı duruşunda bulunuyor insan.

    bir kaç kere yanımdaki insanla sessizlik alfabesi ile konuştuğumu hissettim. evet, hiç şüphem yok, aynı anda birbirimizi düşünüyorduk. ancak bir adım ötesi yoktu. ya da kaf dağının ötesinde belki benden bir adım ya da ordan bir çığ gibi, bir gün dönümünde, dönülmez talihin kavşağında buluşulacaktı.

    hiç tanımadığın insanla yol üstünde komşuculuk oynarken bazen okların hedefinde olabiliyorsun. ve derince bir sessizlik, duyuların ötesinde bir samimiyete kapı aralayabiliyor.

  • - iyi günler, hattımı iptal ettireceğidim.
    - tabi efendim, isim soy isim alabilir miyim?
    - konor bulyon.
    - hımm... konor bey malesef iptal işleminizi gerçekleşiremiyorum.
    - sebep?
    - az önce 2 hattınızı daha iptal ettirmişsiniz. 1 dakikada en fazla 2 hat iptal ettirebilirsiniz.
    - aha ha ha!
    - ...
    - ha ha ha!

  • - sayın başbakanım rica ederim yabancı devlet başkanlarıyla olan toplantılarınızda masaya cüzdan, araba anahtarı ve sigara paketi koymaktan vazgeçin ve şu beyaz çizgili yeşil adidas eşofman altını giymeyin artık...

    - şimdi kardeşine bunlar yakışmıyor mu diyorsun baboli?

    - yakışmadığından değil başbakanım, çok yakışıyor aslında.... (içses: valla sıçtık, işimiz var...)

  • kadına şiddeti engellemek için boş yere uğraştığımızı görmeyi sağlayan kız. abla 18 yaşından küçüklerin girmesi yasak olan bir mekana elini kolunu sallaya sallaya girmiş , gitmiş kızın birinin suratına kaynayan demliği geçirmiş - bilmeyenler için not, sıcak su kalıcı arıza bırakabilen birşeydir - ondan sonra da kalkıp gitmiş kimse dokunmadan. ama o ergen, ay o çocuk, ay hülyanın kızı olmasaydı böyle bişi olacak mıydı. abartmayın ablacım, o zaman niye ağlaşıyordunuz cem gariboğlu denen rahatsız kızcağızı kestiğinde ? teknik olarak o da ergendi. rahatsızlığın ergeni gergeni olmaz. şiddeti legalize etmeyin, manyaklık yapmayın.

    son oalrak söyleyelim ki, o çayı sevgilisi zehraya atmış olsaydı , şu an çocuk taşaklarından asılmış , adam yaralamaktan içeride olacaktı, hülya avşar hemen kuracağı zehra vakfı adına bir hastaneye yanık ünitesi kurdurmuştu, herkes çocuğun nasıl bir kadına şiddet gösterebilmiş, şerefsiz vs olduğunu konuşuyordu. ama zehra çocuk. hee ,çocuk.

  • okulun ilk günü. gökçenur (g) anaokuluna başladı. abisiyle (m) aynı okulda. abisi 5'e gidiyor.

    dayı: gönçenur ne yaptınız bugün okulda?
    g: hiç bi şey yapmadık... müdür benimle konuştu.

    şaşkınlık. acaba bi sorun mu var, kavga falan mı ettiler düşüncesiyle soruyoruz:

    d: ne dedi müdür sana?
    g: bilmem, bi şeyler dedi, hatırlamıyorum...

    daha çok meraklandık

    d: bi şey mi oldu?
    g: ...ıııı...

    herkes abisine döndü. mehmet, ne oldu? kardeşinle ilgilenmiyor musun?

    m: yaa, müdür herkesi topladı, açılış konuşması yaptı. bu salak öndeydi, müdür kendisiyle konuştu zannediyor...

  • sonra perdenin arasından sızan güneş beni uyandırdı ve ıslaklık hissettim.evet kamyonu devirmiştim'' diye devam etmesi gereken hikaye.