hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: matematikdeki mantık hatası

    1. şimdi beyler matematikde oran oranti diye bi olay var
    mesela
    1 işçi bir işi 10 saate yaparsa
    2 işci 5 saatte yapar deniliyor
    bir işcinin 1 yılda yaptıgı işi (ccc 31536000 saniye yapar ccc)
    31536000 tane işçi 1 saniyedemi yapar

    14. 280 tane karıyı sikip ertesi gün baba olnak gibi bişi

  • ahmet ümit yeni kitabı (bkz: kayıp tanrılar ülkesi)nde türk yerine türkiye kökenli yazmış.
    aynı cümlede alman'a alman diyebilen ahmet ümit türk'e hangi saikle türkiyeli diyebilmektedir.

    kaynak:sf.142; “(…) alman olsun,türkiye kökenli olsun,arjantinli olsun kimseyi tehdit edemezsiniz (…) “

    türk halkı,alman kimliğini oluşturan germen halkı gibi tarihe damgasını vurmuş olmasına karşın;ahmet ümit bu gerçeğe karşın,türk kimliğini ispanyol ve amerika yerli halkının karışımı olan arjantinli gibi bir kavram ile eşdeğer göstermeye çalışmaktadır.

    çektiği ve rol aldığı saçma belgeselden sonra şu tanımlama ile ahmet ümit tam bir hayal kırıklığı.

    (bkz: bdp'nin 2010 referandumunu boykot etmesi)

    ahmet ümit'in 2010 referandumundaki tutumu ; odatv ;ahmet ümit'i yandaş medya nasıl kullandı?

    ne mutlu türküm diyene!

  • "çabuk ve sıcak getirirseniz memnun oluruz" yazdım.
    adam çabuk ve sıcak getirip "memnun oldunuz mu?" diye sordu.

    dumur oldum.

  • bunun bir açıklaması var. daha iyi bilen arkadaşlar mutlak yazacaklardır ama ben genede dilim döndükçe anlatayım.

    uykuya dalan beyin yavaş bir şekilde solunumu, dolaşımı, sindirimi ve bilumum olayı yavaşlatır. sonrada gene bu beyin denilen şey, ulan ölüyorum herhalde deyip basar sinirlere uyarıyı ve bir anda insanı sıçratır. sonra da tamam lan geçti geçti, yokmuş bir şey deyip uyumaya devam ettirir. manyak lan bu beyin.

  • insanoğlu hakket doyumsuz. mesela ben sinemanın efsanelerini izlerken bile sürekli acaba ne farklı olsaydı izlediğim şey daha iyi olurdu diye düşünürüm. mesela bir karaktere daha fazla vakit ayrılsaydı ya da finaldeki bir diyalog komple çıkarılsaydı nasıl olurdu diye kendi kendime yorum yaparım. her zaman bir şey bulamıyorum tabi ama yine de bunun üzerine düşünmek keyifli. mesela ikinci dünya savaşı filmleri için bir ekol olan er ryan’ı kurtarmak filmini izlerken de aynı şekilde kafa yordum biraz. bu filmin açılışındaki normandiya çıkarmasına söyleyecek bir şey bulamıyorum zaten ama film ilerledikçe ve birçok defa daha izledikçe hikayenin dramatik yönü biraz gözüme batmaya başladı. örneğin filmin kullandığı neden sonuç ilişkisi insan gibi karmaşık bir yapıyı ele almak için görece sade kalıyor. ya da askerlerin savaşın anlamsızlığından bahsettiğini görüyoruz ama film genel olarak kahraman amerikan askerleri söylemini bırakmıyor.

    --- spoiler ---

    ancak bu konuda dizi ve sinema dünyasında sık rastlanmayan bir şansa sahibim. çünkü gözüme batan bu noktaları değiştirerek daha iyisini yapan bir dizi var. o da şimdi konuşacağımız band of brother. bu çıtanın yükselmesi de tesadüf değil. çünkü bu dizinin uygulayıcı yapımcısı konumunda steven spielberg ve tom hanks var. ki aslında uygulayıcı yapımcılar gelip işlere burnunu sokan insanlar olarak görüldüğü için pek sevilmezler ancak ikinci dünya savaşı filmi çeken diğer yönetmenler bile spielberg’ü arayıp akıl danışıyormuş. ayrıca tom hanks duyguları aktarmak konusunda dünyanın en başarılı aktörlerinden biri. bu nedenle kimsenin bu iki ismin ekipte olmasından şikayet edeceğini düşünmüyorum.

    bu iki isim bir ödül canavarı yaratmak için yeterli. ancak bu diziden 3 yıl önce bire bir aynı konuyu işlediler zaten. bu nedenle dümdüz tekrara gitseler madeni bulduk kazabildiğimiz kadar kazalım mantığı hakim olabilirdi aslında. ancak işin içine bir de hbo dahil olmuş. hbo son zamanlarda game of thrones sayesinde daha geniş bir kitleye ulaştı ancak drama konusunda zaten öncesinde de çok başarılıydı. mesela the sopranos, six feet under, the wire gibi önemli yapımların hepsi hbo’nun elinden çıkma.

    hbo’nun katkısını da bu dizide anlatılan insanların karmaşık yapılarında görüyoruz. mesela hikayedeki rolleri gereği band of brother’daki richard winters ile tom hanks’in canlandırdığı john miller aşağı yukarı aynı insan. kişisel özelliklerinin merak edilmesi (winters’ın quaker’lığı ve miller’ın mesleği), askerlerleriyle kurdukları bağ gibi pek çok ortak noktaları var. ancak hanks karakterini dramatik etki için daha babacan canlandırıyor. winters’ı canlandıran damian lewis ise askeri okuldan çıkma gibi. askerleri ile arası iyi ama askerlik mesleğine yatkınlığı duygusal yönüne göre daha fazla.

    bir de band of brothers, neden sonuç ilişkisi konusunda er ryan kadar açık değil. mesela filmde bir olay yaşandıysa, bu illaki seyirciye bir şey söylenmek için oluyor. dizide ise aynı ödül ceza sistemi geçerli değil. yani bir karakterin başına bir şey gelecekse bu daha öncesinde alakasız bir kötülük yaptığı için gelmiyor. örnek vermek gerekirse dizideki webster, er ryan’da olsa ukalalığı nedeniyle bir yerde illaki cezalandırılırdı. dizi ise insanların farklılığı hakkında ahlaki çıkarımlar yapmıyor ve bu tür aykırı hareketler cezalandırılmıyor. en fazla sobel’ın easy company’den gönderildiğini görüyoruz ama o da askerlerin isteğiyle oluyor. gidişinin nedeni de kötü bir insan olması değil kötü bir lider olması.

    ancak bu demek değil ki band of brother duygusal yönü zayıf bir yapım. mesela hemşire renee çok az bir süre görünmesine rağmen kısa zamanda kendisine bağlandığınız bir karakter. dizinin farkı size ne hissetmeniz gerektiğini dikte etmemesi. burada sadece olaylar anlatılıyor. çıkarım ise izleyiciye bırakılıyor genelde.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak band of brothers aslında zoru başarmış bir yapım. çünkü zaten zirve olan bir yerden başlayıp bunun da üstüne çıkmışlar. ayrıca hikaye anlatımından kalite akıyor. ben ikinci dünya savaşı literatürüne çok hakim değilim. o nedenle fazla örnek veremem ama şimdiye kadar ikinci dünya savaşı üzerine okuduğum en iyi kitap liddell hart’ın yazdığıydı. bu diziyi izlerken de onun yazdığı kitabı okurken aldığım keyfi aldım. zaten band of brothers da bir kitaptan uyarlama. belki de kendimizi hikayenin bu kadar içinde hissetmemizin nedeni budur. ben bile diziyi izlerken bir süre sonra el işaretlerini anlamaya başladım. dizinin imdb sayfasında dolaşıp isimleri okurken de mesela ramirez deyip geçemiyorum. biri ramireeez diye bağırıyor. o sırada düşen bombaların sesini duyuyorum. dizi o kadar yer etti kafamda.

    edit: basil liddell hart'ın ismi lider olarak gelmiş buraya. onu düzelttim. uyarı için arnatuile'a teşekkürler.

  • rollercoaster tycoon gibi mülayim bir oyunda, yüzlerce insanın ziyaret ettiği parkı kapıyı kapatmak suretiyle açık cezaevine dönüştürmek, ziyaretçileri suya atarak boğulmalarını seyretmek veya hatalı roller coaster tasarımlarıyla trenlerin havalarda uçmasını sağlamak gibi sadist eylemler de oyunun amacından fazlasıyla sapıldığını gösterir.