hesabın var mı? giriş yap

  • cast away'de tom reyis ile wilsın reyis tipidir benim için. öyle bağlanmak istiyorum işte.

    edit:
    bilmeyenler için söyleyelim yanlış anlaşılmasın. tom reyis erkek wilsın reyiz toptur.

    edit2: tekrar düzeltelim. wilson reyiz gerçekten toptur. voleybol topu.

  • bunu diyenin bi anasına sövmediğiniz kalmış. alt tarafı bir kaç saat baska yerde dursun diyor, getir kıymasından kebap yapip yiyelim demiyor az sakin olum kodumun tatminsiz itleri

  • başlık: olm başbakan attan düşmüş lan hahahahhaha

    1. hahahahhahaha.

    2. suç senin değil ttnet harbi yavaş amk.

  • adamın kartını kullanıyorsak aidatını ödeyecekmişiz. başka bir arzunuz?
    ulen arkadaş bir halttan haberiniz yok boş boş konuşuyorsunuz. bankalar sizin kartınızdan gelecek aidat uğruna kart vermez size. o ekstra söğüşlemesidir sadece.

    bankalar, gecikmeden faiz alır. taksitlendirmeden faiz alır. kredi kartı ile ödeme alan esnaflardan anında ödeme için kesinti yapar, yada parasını 40 gün kulanır ondan sonra ödeme yapar.

    kredi kartını kullanman için o kadar kampanyayı sadece geri zekalıca savunulan kart aidatı için yapmazlar.

    fikriniz yok, zikriniz var arkadaş.

  • bütün eski yeşilçam oyuncuları gibi ışık takıntısı olan bir isimdi. televizyon stüdyolarında ısrarla tam karşısından yüzüne özel ışık yapılmasını isterdi. ışık ekibi de reji grubu da kırmaz idare ederdi. çünkü sempatisini ve saflığını bütün çalışanlarla paylaşmasını bilirdi. oğlu gurur eğer ki stüdyoda kendisini izliyorsa "ay oğlum, ayakta kalma, otur bir yere, çek bir sandalye evladım..." diye üzerine titrerdi. basına yansıyan ana-oğul sevgisi sonuna kadar gerçektir. her yeni gün, sanki oğlu o gün askerden gelmiş de hasret gideriyorlarmış gibi birbirlerine muhabbet duyarlardı. efendiliğine bizzat tanık olduğum oğlu gurur'un başta olmak üzere hepimizin başı sağolsun. iyi bilirdik...

  • 'demokratik tepki, bir haktır. yeter ki şiddete bulaşılmasın.' kısmında güldürmüş, bir mizah yazarı cümlesidir.

    sen komik misin abdülkadir?

  • bugüne kadar dünyada toplam 60 kişide görüldüğü söylenen hastalık. beyindeki konuşma bölgesinde meydana gelen bir hasarın ardından kişinin ana dilini yabancı bir aksanla konuşması şeklinde zuhur ediyor. misal, 1941'de norveçli bir kadın başından yaralandıktan sonra norveççeyi alman aksanıyla konuşmaya başlıyor.

  • internette tesadüfen rastladığım gelmiş geçmiş en yaran video. bilen bilir edip cansever hastasıyımdır. bezik oynayan kadınlar şiirini ararken serra yılmaz'ın okuduğu bir video gördüm -kendisini severim- büyük bir zevkle tıkladım. sonra gülme krizim başladı. o müzik nedir abi? tamam ikinci yeni, uçuk kafalar, kim bakardı uzağa köpekleri saymazsam, üvercinka falan da abi bu müzik dünyada herhangi bir insana hitap ediyorsa ben çok yanlış gelmişim.

    buyrun video

    youtube videosu

  • erkek katil: gahrolsun erkekler, eril şiddet, hepsi ölsün, bunların hepsi böyle

    kadın katil: cinsiyetçi söylemlerde bulunmayalım, kadınlar kadar başınıza taş düşsün, ne önemi var cinsiyetinin

    iki yüzlü ruh hastaları ve amsalak meriçler...

  • 01 şubat 2016 tarihinde diyarbakır sur ilçesindeki çatışmalarda bölücü terör örgütü pkk tarafından şehit edilen urfa'dan diyarbakır'a görevlendirilen jandarma özel harekatçı teğmen.

    devremizin beşinci şehidi. diyarbakır'ın bizden aldığı üçüncü devremiz. henüz bir hafta önce silopi'den gelmiş, geldiğinin ertesi günü karşılaşmıştık. bu adamın, bu teğmenin sözde hayata 3-0 önde başlayan bu teğmenin yanında sivil kıyafetleri bile yoktu. aylardır oradan oraya gönderip duruyorlarmış, buradan da bir yere gidecekleri kesinmiş ve yola çıkarken sivil elbiselerini alamamış. o yüzden evime davet ettiğimde gelemedi benim arkadaşım.

    benden son isteği de samsung s4 mini bataryasıydı.
    istediğini dün aldım ama ona ulaştıramadan şehit edildi benim devrem.
    çok güleryüzlü adamdı recep. ne zaman evleneceksin bilader diye sormuştum, abi bu şekilde çalışan adamı hangi kız ne yapsın allahını seversen urfa dönüşünde ancak evlenirim demişti. bir sene sonra da tayin yazacaktı.

    bölük komutanı istifa edip gittiğinde bölük komutanlığı da kardeşimin omuzlarına kalmıştı, şimdi bölüğünün başında da kimse kalmadı.

    ben recep'i harp okulu birinci sınıftan beri tanırdım. hep gülerdi, mutlu adamdı, bizi harp okulunda komutanlarımız haksız yere zorlarken bizim için üzülürdü, bizimle beraber o da küfrederdi. kalıplı falandı ama şaşırtıcı derecede çok iyi spor yapardı. gümüşhaneliydi, gümüşhaneyi de çok severdi devrem benim.

    her şehitle beraber yaşadığım hüzün, çöküntü artırıyor farkediyorum ki, hastanede on tane teğmen, gerektiğinde en önde çatışan, bir bölüğü, takımı, timi emir komuta eden on tane teğmen ağlamamak için çok zor tuttuk kendimizi. çünkü ağlayamazsın, teğmenin duruşunu bozamazsın, teğmensen güçlü olmak, dirayetli olmak, kendini her daim tutabilmek zorundasın. ağlasak ardından recep demez mi ulan yakıştı mı şimdi on adam milletin içinde ağlaşıyorsunuz diye.

    hastane çıkışında da devrelerimizden iki kişi akşam sur'a gitmek için hazırlık yapmaya ayrıldı, iki kişi silvan'a gitti, bir kişi de bugün nöbetçiydi, nöbeti almaya, askerlerinin başına gitti.

    ne söylesem hiç bilemiyorum sanırım devremizin şehitleri gelmeye devam edecek. hepimizin canı yanıyor, yanmaya da devam edecek.
    ruhun şad olsun kardeşim. gözün arkada kalmasın. emre'ye, ibrahim'e, hubeyb'e, altuğ'a selamlar.

  • türkiye'nin en iyi lisesinin kapatılması talebi. sebebi neydi? sebebi futboldu. sdfghhjjjkhahaha

    edit: gsl'li değilim.

  • sadece kendisi değil introsu* da çok güzel ve çok anlam yüklü olan dizi. dikkatle izlenmediği zaman çok şey kaçırılabiliyor. buna intro da dahil çünkü müzik aynı kalsa da anlattıklarının değiştiği bir intro var. tekrar tekrar izledim, biraz araştırdım ve bu diziye neden böyle aşık olduğumu bir kere daha anladım. gerçekten her şeyiyle kusursuza çok yakın bir dizi. ramin djawadi müzikleri enfes zaten

    yine de true detective, the crown gibi pek çok şahane introyu hazırlayan patrick clair bu dizininkileri de hazırlayan ekibin başında bulunan isim. tasarım süreci şöyle ilerliyormuş; tüm senaryo yazılıp ilk bölüm çekildikten sonra dizinin yaratıcıları jonathan nolan ve lisa joy ile bir araya gelip dizinin ana temasının ne olduğunu ve ana karakterlerin yolcuklarının neler olduğu hakkında konuşuyorlarmış. buna göre introyu tasarlıyormuş.

    mesela ilk sezonda ana tema, ev sahiplerinin* sevgiyi, özgürlüğü ya da arkadaşlık özlemini hissetmeyi öğrenme şekliyken ikinci sezonda maeve ve kızı arasındaki ilişkiyi vurgulamak için bir çocuğu tutan kadın eklenmiş.

    ardından üçüncü sezon için ve nolan ile yaptığı bu konuşmaları şöyle özetlemiş; “bu, insanların greve çıkıp özgürlüklerini bulmaya çalışmaları hakkındaydı. kendi seslerini bulmaya ve kendilerini anlamaya çalışmaya ve ayrıca arkadaşlık ile rekabet arasındaki bu itme ve çekme ile başa çıkmaya çalışıyorlar.”

    — bu da üçüncü sezonun ana başlıkları için birkaç önemli yeni görüntüye yol açmış. birincisi, ikinci bir şekle doğru uzanan insansı figür.

    görsel

    bu görselde arkadaş olduğunu düşündükleri kişiye ulaşan bir figür var ancak bu sadece bir yansıma. tasarlayan bu sahneyi şöyle açıklıyor;
    --- spoiler ---
    [onlar] bir arkadaş bulmak için uzandıklarını düşünüyorlar. ve oraya vardıklarında, yüzeyi delip geçiyorlar böylece illüzyon yok oluyor. sadece yalnız olmadıklarını, bu yeni boyuta yükselirken kendilerinden bir parçayı geride bıraktıklarını da fark ediyorlar.
    --- spoiler ---

    figür yüzeye çıktıktan sonra, yüzü açılırken bir ev sahibinin suya geri battığını görüyoruz.

    — clair ayrıca, "icarus mitinin bir yorumu" olarak adlandırdığı şeyle özgürlüğe ulaşma temasını da bu tema üzerine inşa etti.

    ikarus, yunan mitolojisinden bir figürdür. efsaneye göre, icarus'un babası daedalus ona balmumu ve tüy kullanarak bir dizi kanat yaptı ve hapishaneden kaçmasına izin verdi. daedalus, icarus'u çok yükseğe uçmaması konusunda uyardı çünkü güneşten gelen ısı balmumunu eritirdi. ancak ikarus, babasının uyarılarına kulak asmadı ve kanatları kavrulana kadar daha da yükseğe uçtu. denize düştü ve boğuldu.

    işte 3. sezonun introsunda da clair, bu tuhaf, jetle motoru rüzgar tünelinde uçan bir kartal tasarladı.

    clair, "sonuçta güneşe çok yakın uçuyor, tabiri caizse," dedi. "yükseldikçe parçalanıyor."

    kartal görseli

    — ve bir karahindiba ile rehoboam'ın yapısı arasındaki bağ, determinizm ve kader temasıyla bir bağlantıydı.

    karahindiba parçalanıyor

    üçüncü sezon boyunca, dolores ve yeni insan yoldaşı caleb, dünya'daki yaşamın her yönünü kontrol etmek için rehoboam adlı bir yapay zeka sistemi kullanan bir şirkete karşı savaş halindedir. clair, kader teması ve dünyanın özgür irade yerine determinist olduğu sorusu üzerinde oynamak istedi. tasarımcı, "bu harika, çok yabancı şeyi - tamamen insanlık dışı olan küresel ai*- almalı ve sonra bunu karahindibanın çok insani bir sembolü ile örmeliyiz" dedi. "ve kaderimizin rüzgarda uçuşan ve rüzgarda saçılan karahindiba yaprakları kadar rastgele olduğu fikri. karahindibaların bu yaprakları rehoboam'ın yanıp sönen ışıklarında birleşiyor."

    ayrıca üçüncü sezonda, yapay ete bir gönderme olan bir hücre bölünmesinin harika olacağını düşünmüşler ve 'gerçekten neyiz? günün sonunda sadece et miyiz, yoksa biz daha ciddi bir şey mi?" diye kendilerine sormuşlar.

    aşağıda görebileceğiniz gibi, ai*tarafından oluşturulan görüntü, bölünen hücrenin yansımasında görünür:
    rehoboam tarafından hayal edilen görüntü

    — ve bitişi. hatırlayanlar vardır diğer sezonların aksine dikkat çekici bir renk olan kırmızı ile bitiyordu intro. bu da 3. sezonun bol kanlı ve kavgalı geçeceğinin işareti.

    ev sahibi kırmızıya batıyor

    ilk sezonda ev sahibi, ev sahibi yapma sıvısına geri dönüyordu.

    görsel

    ikinci sezon yükselişlerini anlattığı için batmak yerine çıkıyorlardı. görsel

    ikinci sezonda ev sahipleri*sudan yükseliyor.

    ilk iki sezonun introları ile ilgili birkaç bilgi:

    — birinci sezonda, ata binen bir ev sahibine yönelik açılış jeneriği sahnesi, dizinin batı ve bilim kurgu türlerini tek bir hikayede nasıl harmanladığının simgesiydi . ikinci sezonda, atın yerini farklı bir hayvan aldı: boğa*, inşa edilmiş ve ileriye doğru hücum etmektedir. boğada temsil edilen birçok fikir arasında, zincirlerinden serbest bırakılmış vahşi bir hayvanın görüntüsü özellikle dokunaklı geliyor. yani 1. sezon girişinde ata binen ve kontrolü tamamen elinde tutan biri var. ikinci sezonda ise çılgınca öfkelenen bir bufalo var.

    — ikinci sezonun introsunda maeve ve dolores, temsil ediliyor: anne ve bebeği, maeve'i ve kızını aramayı çağrıştırırken, mekanik bir tarak saçları tarar ve bunun dolores'e ait olduğu hemen anlaşılır. zaten belli değilmiş gibi, intro bu iki güçlü kadını sezonun en önemli oyuncuları olarak vurguluyor.

    - müzik kalır: ilk sezonun açılış jeneriği ve ikinci sezonda görülenle aynı kalan birkaç görüntüden biri: mekanik parmakların piyano tuşlarına basması, tuşlar kendi kendilerini bastıklarında uzaklaşıyor. robert ford'un son sözleri şöyleydi: “mozart, beethoven ve chopin asla ölmedi. onlar sadece müzik oldular.” parkın kurucusu, müziği hala parkta dolaşan bu büyük sanatçılara katıldı. bu, dizi bağlamında önemli bir gerçeği görsel olarak ifade etmenin hızlı bir yolu: ford öldü, evet, ancak çalışmaları sonsuz kalıyor… bu, ford'un sadece bir anlamda, hala hayatta olduğu anlamına geliyor.

    özetlemek gerekirse:

    sezon 1: bir at, köleleştirilmiş, evcilleştirilmiş bir hayvan, tıpkı ev sahipleri gibi.
    sezon 2: bir boğa, ev sahiplerinin isyanını temsil eden evcilleştirilmemiş bir hayvan.
    sezon 3: bir kartal, özgürlüğün sembolü, ev sahiplerinin özgürlüğü.

    introları izlemeden olmaz:
    sezon 1

    sezon 2

    sezon 3

    röportaj kaynağı: insider