hesabın var mı? giriş yap

  • buradan ekşideki genç erkeklere tavsiyem, eğer bir stadyumda değilseniz ve ortamda sıfır kadın ve üçten fazla erkek varsa, o ortamdan uzak durmayın, direkt kaçın, alabildiğince fersah fersah kaçın.
    eğlenen gençlermiş peh.

  • uçağa, kalkışa yarım saat kala binmek ve hemen uykuya dalmak. on beş dakika sonra uyanıp, uçağın indiğini sanmak ve el bagajını alıp uçağı terk etmek.

  • bunun adı heyecan değil de daha ciddi bir müsabaka izleme zevki bence. euroleague'e bakınca sadece oyuncuların değil stratejilerin de sahada olduğunu görüyorum ben. basketbol çok daha fazla fikir oyunu oluyor avrupa'da. ve evet bu sanki beni daha çok cezbediyor. ama şöyle bir şey var. ne olursa olsun lebron, kawhi, durant, curry, davis, lillard veya harden izleyemiyorsun avrupa'da.

  • tahminime göre bahse konu aylık 27 bin 500 lira para ersin düzen'e sadece program moderatörlüğü için veriliyor.

    stadyum denilen program bir dış yapım! yani x bir şirkete de para ödeniyor.

    bu tip programlar neden dış yapıma verilir malumunuzdur.

    ulan sen trt'sin, yayın kuruluşusun, maaşlı çalışanların, işini bilen adamların var. koyarsın oraya bir spiker, 3 yorumcu, aylık maaşlarını verirsin olur biter.

    bir stüdyo programı neden dış yapım olur trt bunu açıklasın önce!

    edit: kısa bir araştırma ile söz konusu şirketin sahibinin de ersin düzen olduğu görülüyor;

    ers prodüksiyon reklamcılık ve organizasyon ltd.şti

  • friend zone'a atılmak istemiyorsanız;

    1) dokunmatik olun.
    eline, koluna, omzuna, bacağına dokunun karşınızdaki kişinin. sapık bir şekilde değil elbette. konuşurken, yürürken vs... rahatsızlık vermeden yani ama kendinizi de belli ederek. sizin kendisine dokunmak istediğinizin farkında olmalı. bu ufak temaslardan rahatsız oluyorsa boşuna vakit kaybetmeyin. ısrarcı da olmayın. uzaklaşın.

    2) gözünüzde büyütmeyin, büyüttüğünüzü hissettirmeyin.
    hani "olsa da olur olmasa da olur" dediğiniz tipler var ya, 2/10'luk, 3/10'luk tipler, onlardan biriymiş gibi davranın. "gideri var" diyorsunuz diye düşünsün kendisi için. ideali zaten öyle düşünüyor olmanız da, çok abartıyorsanız eğer, bunu ona çaktırmayın demek istiyorum. çünkü elde etme, tanışma aşamasındaki "abartı" sonra çok kötü şekillerde patlıyor. zaten de sahte bir abartı o. "tam bana göre" diyerek ne kendinizi kandırın, ne de karşı tarafın bir tarafını kaldırın.

    3) iyi çocuk/iyi kız olmayın.
    derdini dinleyen, halini hatırını soran, üzerine titreyen, her aradığında ulaşabildiği, "canııımm, çok tatlı" diye bahsedilecek kişi olmayın. sizi kaybetmek istemeyeceği kadar "iyi" olursanız, dehşet çekici de gelmediyseniz eğer, arkadaşı olarak kalmanız daha işine gelebilir. çünkü bir partnerlik durumunda işlerin boka sarıp birbirinizden nefret eder hale gelmeniz olası. bunu istemeyeceği kadar "iyi" olmayın. zaten ne gerek var "elin kızına/oğluna" melek rolü yapmanıza? partneriniz olduğunda titrersiniz üzerine, karakterinizde varsa o da.

  • günaydın, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük saçmalığı. lan sen binlerce yıl evrim geçir en üst yaşam formuna dönüş ama hala yaşamak için çalışmak zorunda kal. hadi çalışmasını da geçtim, en azından metrobüse binmek zorunda olmasaydık arkadaş en azından buna insan gibi bi' çözüm bulsaydınız. yoksa binlerce yıl önce sabah uyanıp mağarasından tarlasına yürüyerek gidip buğday tohumu eken atalarımızdan ne farkımız var allah aşkına, aradaki en büyük fark yürüyerek değil de metrobüsle gitmemiz mi? yazıklar olsun. evet.

  • eksisozluk'te son zamanlarda gordugum en yararli filtre... bu varliktan sonunda kurtulabilmek harika olacak.. virus gibi kadindi, covid bile masum kalir insanlarda olusturdugu kin ve nefretin yaninda.

    edit: tekrar tesekkurlerimi iletiyorum, ublock'ta da ise yariyor filtre.
    edit 2: nasil ekleniyor diyen arkadaslar icin. ublock ayarlara girip my filters'a ekliyorsunuz yukarida arkadasin verdigi satiri ve bilgisayarda bu sahsin gectigi basliklar gorunmez oluyor. görsel