hesabın var mı? giriş yap

  • tebligatlar 14/1 den gitmiş. bu maddeye göre tehdit veya hakaret olması lazım. hükümet istifa demenin hangi kısmı hakaret, hangi kısmı tehdit. adeta demokrasinin çöküşü. her şekilde iç hukukta veya yetmezse aihmde kalkar bu yasaklar ancak sanırım amaç bu süreçler geçene kadar başkalarının protesto etmesini önlemek olsa gerek.

  • "yolda yürüyen bir çift erkeğin konuştukları konunun ilginçliği, civarda yürüyen kız çiftlerinin kendilerine uzaklıkları ile ters, güzellikleri ile doğru orantılıdır"
    (24.08.2004, ankara)

  • anadoludan kop gel düz git
    ankarayı geç sağdan
    bursanın biraz yukarısı
    altunizadeden sonra köprünün hemen aşağısı
    avrupa yakası

    babamın otoritesini geç
    annemin damat takıntısı
    abimin şöhret sevdası
    gençliği solla
    kariyeri fulle
    çayını da demle
    son durak
    avrupa yakası
    avrupa yakası
    avrupaaaa yakasııııııı

    velhasıl;
    (bkz: avrupa yakası)

  • "gelmesen onemli degil, gelsen onemli olurdu" dizelerinin sahibi ,gorup gorebileceginiz en iyi sairlerden birisi

  • "... çeşitli mazaretleri nedeniyle oruç tutamayan arkadaşların ve personelin yiyecek ve içecek ihtiyaçlarını ...."

    mutfak olayını çok garipsemedim. daha çok " çeşitli mazaretler ile oruç tutmayan" lafına takıldım. bir mazaret mi bildirilmesi gerekiyor ?

    oruç tutmayı tercih etmeyenlerin, oruç tutanlara hasas davranılması ve mutfak ortamında gıdaların tüketilmesi rica edilir dersin.

    yok mazaretin varsa, git mutfakta ye gibi bir uyarı olmamalı.

  • osmanlı zamanında ramazan aylarinda halk kısmından kimseler, gün içerisinde esrar kullanamadıkları için sahur vakti şu anki "gripin"e benzeyen bir kapsül ile bu esrarları yutarlar. kapsul vücut sıcaklığı ve mide asidiyle ancak 2-3 saat icerisinde çözülür ve tabir caiz ise patlar. hoşluk ve mutluluk bu patlamadan sonra gerçekleşir. bu durum, halk tarafından bir teşbih ile genel akışa yansıtılarak, sabah kalkılıp da zihnin kendine gelinceye kadarki sürecindeki asabiyet haline afyonu patlamamış tabirini yakıştırır.

    bu deyimleşmiş ibare toplumsal hayatta o kadar geniş yer kaplamaktadır ki kadı tezkirelerinde dahi kullanımlarına rastlanır. 15. ve 16. yüzyıl örneklerinde yapılan savunmalarda " sabah saatleri idi, henüz afyonum patlamamış olduğundan karşı tarafa sinirlenip, bir taş ile kafasına vurdum" gibi savunmalar görebilirsiniz. (14. 15. ve 16. yüzyil tutanaklarında olmasına rağmen daha sonraları rastlanmamasının sebebi 17. yüzyil başları ile birlikte yasaklar ve düzenlemelerin artmasıdır.) ayrıca, hükümlerde bu afyon patlamama olayının hafifletici sebep olarak kabul edildiğine de rastlanılabiliyor.

  • + author sen bir roman yazmışsın ismi nedir, okuyayım!?
    - dur içerde vardı bi' tane, imzalayıp vereyim. hediyem olsun. hatta imzalı bi' tane olacaktı, onu getireyim ben en iyisi.
    + eyvallah mirim. elimdeki kitabı da bitirmiştim, akşam başlarım seninkine hemen.
    - fikirlerini söylersin okuduktan sonra.
    + tabi tabi.
    - hemen geliyorum.
    + vaay. çok sağolasın ya. bi' dakka ama... abi sayfaları açılmıyor bunun. yapışmış galiba.
    - eheh imzalı kitap verecem dedim ya, ondandır.
    + lan sen imza derken... oha ya!

    ...

  • bir galatasaraylı olarak söylüyorum: eğer bu şekilde kendini geliştirmeye devam ederse arda'nın esamesini okumayız.

    neden derseniz? arda'nın oyunun en önemli yönü zekası ve ayağında iyi top tutabilmesi. gökhan töre ise hızlı ve ayakları çabuk bir futbolcu, daha önceden kendisinde göremediğim şut özelliği de gelişiyor günden güne. futbolcular sezon sezon formunda olabilir bunu kabul ediyorum ama bu adam zaten yetenekliydi, şimdi ise üstüne koyuyor. rakip takımda olması bir şey farkettirmez. futbolun zevki burada, bütün iyi oyuncular senin takımında olsa ve daha iyisi olmasa tadı çıkmaz zaten.

    demek istediğim şey arda şanslıydı atletico madrid'e gittiği için. çünkü diego simeone ve takım inanılmaz bir ivme yakaladı. kendisi orada 10 numaralı formayı giyse de hiçbir zaman gerçek bir 10 numara gibi oynamadı. 60'dan sonra oyundan düştü sürekli. ben arda'yı severim. galatasaraylı'dır çünkü ama bence abartıldığı kadar(atletico'nun beyni vs.) iyi bir futbolcu değil.

    bu çocuğa robben diyorlar, demesinler. bu çocuk ister beşiktaş'ta ister başka bir takımda avrupa'da başarılar kazansın. biz ondan sonra gelenlere gökhan töre diyelim. ve isterseniz kızın ama kendisi olmasa demba ba bu etkiyi gösteremezdi bu takımda. bence beşiktaş'ın bu seneki performansının sebebi demba ba değil kendisidir.

    hepinize saygılar.

  • mimari ve sosyoloji/psikoloji üzerine yaptığım uzun okumalar sonucu ulaştığım kanaat. üstelik yalnızca sosyolojik ve psikolojik açıdan değil; deprem gibi afetlere karşı da müstakil bahçeli evler diğerlerine göre daha güvenli.

  • metafizik konulara meraklı,ruhani yönü oldukça kuvvetli ve öngörülü sanatçı.
    yakın zamanda pek sevgili oğlu doğukan manço'nun bir röportajda, kendisi hakkında az bilinen enteresan bilgiler verdiği videoya denk geldim.
    -babam sahne kostümlerine özellikle ihtimam gösterir,hayranlarının hediye ettiği şeyleri kullanır fakat sahne de giyeceği kıyafetlerden,kullanacağı takı ve aksesurlara kadar herşeyi kendi tasarlar ve italyan tasarımcılara yaptırırdı.örneğin barış manço müzesinde fotoğrafı bulunan bu kostümünün adı "cennet"dir.görsel
    aynı kıyafetin bir de "cehennem"versiyonunu yaptırmış,ancak biz onu hiç görmedik.
    görsel
    -babamın kendine ait özel dolapları vardı.içinde kendi kişisel eşyaları,notları,yazıları bulunur,bu dolapları hep kilitli tutardı.üstelik kendi içinde bir sistem oluşturarak kilitlerdi dolapları.yani bir dolabın anahtarını diğer dolaba kilitleyerek,açmak için 1 değil,bir den fazla anahtarı diğer çekmecelerden bulmanız gereken bir şifreleme sistemi.
    -babamın özel yaptırdığı çizmeleri gizlice giymeye bayılırdım.bir gün ondan gizli yine çizmesini giymiş dolaşıyordum ve babamın acilen evden çıkması gerekti.çizmelerini benim ayağımda görünce çok sinirlendi."bu kadar sinirlenecek ne var baba al işte giy"dedim ve ayağımdan çizmeleri çıkardım.bana "ben sıcak ayakkabı giyemem!"dedi ve gitti..o zaman çok şaşırmıştım ve aşırı bulmuştum bu tepkisini.onunkileri giymeyelim diye sonra kardeşimle bana da aynı çizmelerden yaptırdı.çok zaman sonra adına yaptırdığı okulun açılışına beraber gittik.babamla yalnız dış görüntümüz değil,ellerimiz ve ayaklarımız da çok benzer.arabayla açılışın olacağı alana vardığımız da her yer o kadar çamurluydu ki çizmeleri kirlendi.dönemin başkanı süleyman demirel ve tüm basının karşısına o şekil de çıkmak istemediği için takım elbisemin altına giydiğim kösele ayakkabıları hemen çıkarıp giymesi için babama uzattım ve "gerçi sen sıcak ayakkabı giymezsin ama"dedim,gülümsedi,giyip öyle çıktı.enerjiye çok inanırdı ve bu tip bazı alışkanlıklar,düzenler yaratmıştı kendine..
    doğukan manço
    çizmeler :görsel
    edit : harf