ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
oğuz haksever
-
üzerinde manasız bir yapılaşmaya gidilen yassıada için "neresi yaslı be, canına okumuşsun demek" suretiyle yanlışlıkla iyi gazetecilik yapan spiker.
aziz sancar
-
medreseden yetişmemiştir.
* bölgenizdeki okullar bunun için yeterli miydi?
- maalesef biz memleket olarak, her şeyimizi tenkitten hoşlanıyoruz. o dönem okullarımız harikaydı. olağanüstü öğretmenlerim vardı ilkokulda. oradaki ilkokul eğitimini burada amerika’daki en iyi ilkokullarda verirler mi vermezler mi bilmiyorum. o kadar iyiydi.
* öğretmenler mi iyiydi?
- tabii. çoğu köy enstitüleri mezunuydu. çok idealist insanlardı.
http://www.hurriyet.com.tr/…beni-terk-etti-30282793
türkçe siri ile girilen komik diyaloglar
rize'de fotoğraf çektirirken dereye düşen turist
-
türk milletinin turist algısı da değişmiş amk
vahdeddin'e hain diyen vatan hainleri
-
sakarya savasinin ortasinda kendinden 40 yas kucuk kadinla 5. evliligi yapmak vatan hainligimi?
ıstanbul un anahtarini ıngiliz yetkiliye teslim edince vatan hainligimi oluyor?
kurtulus savasinin ortasinda ıngiliz gemisiyle kacinca vatan hainimi olunuyormus?
ıngiliz gemisiyle kacarken yanina bilmem kac bin altin para almasi onu vatan haini yaparmi?
mustafa kemal in oldurulmesi icin emir vermesi onu vatan haini yaparmi?
https://twitter.com/…?t=fmapt3nyjkebdwzgzmqsra&s=19
https://twitter.com/…?t=uqtzcg55zlryglv4tca3pq&s=19
sevgili aramayan yalnız insan
-
zihin olarak kendisini buna odaklamıştır. ergen iken "nasıl bir sevgilim olsun?" listesi çok nettir. şöyle olsun, böyle olsun diye doldurulmuştur o liste. ha çoğu zaman o listeye uymaz sevgililer ama bir şekilde liste de sevgiliye göre şekillenir.
fakat kişisel olarak fark ettim ki yaş ilerledikçe o liste "nasıl bir sevgilim olmasın" oluyor. listenin altındakiler de alıp başını gidiyor. bir süre sonra sadece göz ile beğenilen kadınların sayısı bile azalıyor. tabii siz ne kadar beyninizle hareket etmek isteseniz de içgüdüleriniz ya da alt benliğiniz ya da adına her ne diyorsanız, sizden bağımsız sizin adınıza hareket eden parçanız kendince birilerini beğeniyor. ama! baskın çıkamadığı için o beğenilen kişinin üstünü de çizip geçiyorsunuz.
zaman geçtikçe, yalnızlığınıza çözüm için aradığını sevgiliyi aramamaya başlıyorsunuz. olursa olur, olmazsa olmaz diyip çıkıyorsunuz işin içinden. tabii bu kronikleşiyor. bu sefer ne içgüdü, ne beyin mevcut sevgiyi yönlendirecek kimseyi bulmaktan vazgeçiyor. öyle apışıp kalıyorsunuz.
misal bu sene içinde bir hatun kişiyi ilk olarak fiziksel olarak beğendim. sonra takip edip nasıl birisi olduğunu çözemeye çalıştım. olur gibi geldi. sonra hatun kişinin eski erkek arkadaşının kim olduğunu öğrendim. eski sevgilisi olacak herif, bir erkekte nefret ettiğim ne kadar özellik varsa hepsine sahip bir tipti. direkt şöyle düşündüm; ulan bu kız bu herifle sevgili olmuşsa, benim bu kızla hiç işim olmaz.
ooo daha bu işin güven kısmı var. o güven duygusu yok mu... o kadar acayip bir şey ki.
neyse, kısacası tercih olarak başlayan bu hal, daha sonra kalıplaşıyor. eğer yalnızlığa katlanacak birisi değilseniz "ben kimseyi aramıyorum" triplerine girmeyin. zira kimse de gelip "ben seni seviyorum galiba, bir sevgili mi olsak acaba?" demez.
kız yurtlarının 112 acil'i gereksiz meşgul etmesi
-
kendi evlerinde nedense hiçbir sıkıntı yaşamayan arkadaşlar, yurda gidince ayilip bayılmaya başlıyorlar.
sebebi ne? sevgilisiyle kavga etmiş, "bak ben ne kadar üzüldüm de hastaneye kaldırıldım" diye story paylaşacak.. babasının evinde yapamaz bu hareketleri...
eşek gibi çalıştıktan sonra erkeğe yemek yapmak
-
akşam yapılan yemeği aileye değil de erkeğe yaptığını düşünüyorsa, evlilik sonrası paylaşımı kocası için değil de bir erkek için yaptığını düşünüyorsa yapmasın zaten.
o elden yapılan yemekten hayır gelmez...
türkiye'nin adı osmanlı olmalı
-
osmanlı'nın dünya devletiyken bile turkiye olarak bilindiğini bilmeyen birinin beyanı.
(bkz: ileri cehalet)
ulan istanbul
-
maşuka'dan geliyor:
kız istemede kızın babası 'verdim gitti' diyor sorun olmuyor. kız 'verdim gitti' diyince ortalık karışıyor.
evlendiğimde 48 kiloydum
-
üniversite 2. sınıfta evlenseydim, kuracağım cümle olurdu.
herhalde bu cümleyi kuran ilk erkek de ben olurdum amk.
ders seçmeyi bile beceremeyen üniversite öğrencisi
-
ders seçme işlemini kabir azabına çeviren mal sistemlere milyonlar yatıran üniversite yönetimi kadar moron olamazlar...
kuzey güney
-
dizinin özeti şu şekildedir.
güney: n'oluyo oğlum ya?
cemre: kuzey n'oldu?
ali: kuzey olm n'oluya lan?
anne: n'oluyo çocuklar?
banu: güney n'oldu, bişey mi oldu?
kuzey: bişey yok aq yaa...