hesabın var mı? giriş yap

  • yılbaşı geliyor diye kapı süsü aldık ama ödümüz kopuyor çalacaklar diye. sonradan görmelik de pek zormuş.

    evdeyken takalım giderken çıkaralım diyoruz*

    noeliniz şimdiden mübarek olsun*

  • devlet bahçeliyi aradı gözlerim.

    edit: çok mesaj aldım. şunu belirteyim o beyfendiyi zamanında destekledim ama ne oldu dik durmadı. kendisi sarayın stepnesi oldu. izahı olmayanın, mizahı olur.

  • 1500 sene önce yapılmış mühendislik harikası bir yapının duvarlarını günümüzde kutsal ve şifalı diyerek kazıyıp yemek üzere poşetleyen insanlar. siyasal islam 20 senede nereden nereye getirdi bu güzel ülkeyi.

  • 2002 sonları , serinin ilki olan felsefe taşı'nın filmini ağzım açık izledikten sonra yana yana serinin ikinci kitabını arıyorum. o zamanlar gaziantep'in yeni yerleşimlerinden fakat mahrumiyet mahallelerinden olan bir yerde oturduğum için güncel kitaplara ulaşmak mesele. semt kütüphanesi de yeni kurulmuş fakat orda da bulamıyorum.

    derken okulun yılbaşı çekilişi geldi , herkes çekilişte kendine kim çıkarsa ona hediye alıyor. şansıma çekilişi yapan türkçe öğretmeni benim adımı çekti ve hediye ne istersin dedi , haftalardır bu anı bekliyormuşçasına "sırlar odası kitabını istiyorum" dedim. hoca haftaya elinde kitabın korsan versiyonuyla geldi , kitapçıları gezmiş bulamamış , kitap sevgimi bildiği ve sanıyorum sevdiği öğrencisi olduğum için de sahafları arşınlamış , temiz bir ikinci elini bulmuş bana verdi.

    sömestr arasına girer girmez de her tatilde olduğu gibi tekstil atölyemizde çalışmaya başladım. işimi hızlıca bitirip yarım saatte bir kapı önündeki harabe tekli koltuğun içine çöküp sırlar odasını okuyordum. patronun oğlu olduğum için kalfam söylenir fakat pek de bir şey diyemezdi. okulda yeterince kitap yok mu boşver ne hikaye kitabı okuyorsun der dururdu. birkaç gün sonra baktım benim kalfa ortalarda yok , bir baktım iplik cuvallarının arasına çökmüş , bir elinde sigara bir elinde kitap dalmış okuyor. ilkin öylesine ilgisini çekti herhade diye umursamadım , ama baktım ki her mola verişimde kitap okumaya yelteniyorum , adam bana vermiyor .bir hafta içinde kitabı bitirdiğinde sigaranın dumanını ağzına doldurup havaya üflerken kurduğu cümleyi unutmuyorum

    " bu hermiyon çok akıllı kız la , diğer kitabı varsa getir de okuyak "

    ilkokulu bitirememiş bir işçiyi bile kendine bağlayan harikulade bir seridir harry potter.

    (bkz: çiriş otu/@serbronze)

    #109772983

  • eski eşime 35 kere falan şans tanımışımdır. evliliğim bitsin istemedim çünkü. ne kadar sevsem de yanlış insan olduğunu biliyordum ama içimin bu kadar öleceğinden de haberim yoktu...

    birlikte yaşadığımız evde misafir gibiydim. asla sınırlarıma saygı göstermedi. oysa ben ona iyi hissettirmek için elimden geleni yaptım. ancak hep daha fazlasını isteyen insanları mutlu edemiyorsunuz.
    ha benim eşşekliklerim yok mu? var tabii bi dünya. ama hep alttan aldım. kırgın kalamam ki.

    neyse hatırlayıp tekrar yaşamak istemiyorum birçok şeyi... o yüzden es geçeceğim.

    direkt uyandığım en büyük anı anlatayım.

    aracımızla trafik kazası yaptım, doğal olarak ilk önce arayıp eşime haber verdim. bana sorduğu ilk soru "ne kadar hasar var?" oldu. çünkü her şeyden önce varlığımı önemsizleştirmişti. kalbim büyük kırıldı. (bunu hala affedemedim)

  • plutofobi para veya zenginlik korkusudur. plutofobisi olan insanlar zengin insanlardan veya kendileri zengin olmaktan korkabilirler.

    bu korkuya sahip insanlar, daha fazla para kazanmaktan veya zengin olmaktan kaçınmak için kendi kariyerlerini sabote edebilirler. zengin olma korkusu, bununla ilişkili sorumluluklar ve baskılardan veya bir soygunun kurbanı olma korkusundan kaynaklanabilir.

  • sektör'den biri olarak elimden geldiğince yazayım...

    öncelikle alyans için kullanılacak madene gelelim;
    altın ayarı yapılırken içerisine nikel, gümüş ya da bakır konur. beyaz altında nikel bulunur bazı kişilerde ise nikel alerjisi vardır. nikel alerjiniz var ise alyansınız size eziyet edecektir.

    yeşil altın gümüş alaşımlı yapılır, kırmızı altın (rose) ise bakır alaşımı ile yapılır. alerjiniz var ve ille de beyaz olsun diyorsanız sizi paladyum ya da platin reyonuna alalım. ödeyeceğiniz parayı da buna göre ayarlayınız. renk skalası

    alyans sürekli olarak yüzeylerle temas edeceği için sert madenden yapılması tercih edilir. 14 ve 18 ayar daha çok tercih edilir. 22 ve 24 ayar tercih edilmez, 8 ayar gibi düşük ayarlarda hazır alyans bulmak ise zordur, ayar düştükçe bakır rengine yaklaşılacağı için bakır rengi tercih edenlere 14 ayar kırmızı altın önerilir.

    model kısmına gelelim. öncelikle parmaklarınızın yapısı önemlidir. etli parmaklarınız yok ise keskin hatları olmayan bir alyans seçilmelidir. alyans sürekli parmağınızda duracağı için konfor alerjik durumlardan sonra en önemli etmendir. etli parmaklarda köşeli tasarımlar rahatsızlık vermeyecektir. benzer şeyler tam tur alyanslarda da geçerlidir. taşları kocaman olsun diye 100 bin dolara yaptıracağınız bir alyans parmaklarınız zayıf ise size eziyet edecektir.

    model işi de önemlidir. resmi kıyafet ile sürekli olarak haşır neşir oluyorsanız desensiz düz modellerden seçmeniz gereklidir. erkek ya da kadın fark etmez formal bir kıyafet ile çiçek böcek desenli bir alyans takmanız hoş bir görüntü oluşturmayacaktır.

    içi boş olan alyanslar maden olarak daha uygun fiyatlı olacak gibi bir algı oluşsa da fiyatları aynı yüzüğün dolu olanı ile yakın olacaktır zira içi boş tasarımlar daha zor üretilmektedir ve geneli italya ya da çin'den hazır olarak gelmektedir. ek olarak sürekli yüzeylerle temas edip bir süre sonra aşındığında boş alyans içerisine pislik, toz vs. girecek ve darbe sonucu içe göçme sorunları olacaktır. zayıflama/şişmanlama durumlarında da içi boş yüzüklere ölçü değişimi yapılamamaktadır.

    alyansınızı satmak gibi bir düşünceniz var ise dolu olanları tercih ediniz. ödediğiniz paranın üretim aşamasına değil parmağınızdaki maden miktarına gitmesi daha mantıklı olacaktır.

    gelelim son bir tavsiyeye; alyanslarınızı ara sıra değiştirmek evliliğinize de renk getirecektir. ilk alyansınızı satmamanızı öneririm o nişanlılık ve evlilik anınıza tanıklık eden bir obje onu saklamak uzun vadede sizi satıp alacağınız paradan daha çok mutlu edecektir. ancak alyans değiştirmek de zevklidir. özellikle erkekler belli süreler sonunda "yeni bir alyans daha mı alsak" dediğinizde evliliğinize önem verdiğinizi, monotonlaşmadığınızı eşinize hatırlatabilirsiniz.

    cılkını çıkarıp her yıl değiştirmeyin tabii ki. 5-10 yıllık periyotlarla değiştirebilirsiniz. evlilik alyansının aksine kadınlar için pırlantalı modeller de bu süreçte değerlendirilebilir. sonuçta evlilik sürecindeki tecrübe de artıyor alyansa da sınıf atlatmaktan zarar gelmez.

    edit: pırlanta için şuraya bakınız.

  • hak yemek istiyorsan sende kalsın. ancak doğrusu ilgili firmaya ulaşıp ürünü iade etmektir. bir pazaryeri sitesinden fazla ürün gelmişti. ilgili telefon numarasından firmaya ulaşıp gerekli ödemeyi kendisine yapmıştım. hakkımızı da yedirmeyelim, başkasının da hakkını yemeyelim lütfen.

  • 77 sene önce oğluna duygun ismini veren ebeveynlerini takdir ettiğim gs başkan adayı. olm duygun nedir len 77 sene önce? zor çocukluk geçirmiştir bu amcamız.

    edit: arkadaşlar hala favoriye alıyorsunuz görüyorum :)) 10 yıl önce yazmışım. 77 seneyi 87 sene olarak okuyalım lütfen. hala aynı yerdeyim duygun ne yaw 87 sene önce? çocuğun etrafına bakın ahmet, mehmet, ayşe, fatma dolu.

    “yavrum senin adın ne?”
    “duygun efendim.”

    soran kişinin anladığını da sanmıyorum, tekrar sorduğunu da…

  • gezi parkı eylemleri sırasında twitter’da destek tweetleri atıp, sonra silmişti. açıklama olarak da benim küçük çocuğum var demişti. “ulan bizim çocuğumuz yok mu, burada ölenler çocuk değil mi?” diye tepki gösteren levent kırcaya da ‘ihtiyar sen benim dengim değilsin’ diye cevap vermişti. böyle bir adamdır. hatırlatayım istedim.

    debeediti: levent kırca’ya saygıyla